Şeriat Cezaları
ecemx
hırsızlık yapanın bir elinin kesilmesi mesela şimdi hapis veya para cezaları var. Hapis cezalar caydırı nitelikte biliyorum kimisi hala vezgeçmiyor.
Günümüz de hapis cezaları varken şeriat cezaları uygulanmalı mı? Şeriata inanıyorum. Gerçekten çok ağır bir ceza elin kesilmesi.
Bir cümlem hatalıysa da, Allah affetsin beni.
Cevap: Şeriat Cezaları
Galus
sevgili kardeşimiz Allah biz insanlar için hükümler koymuştur ve bu hükümler neticesinde haraket edildiği taktirde Allah biz insanlara rahmet gözü ile bakar,
< Günümüz de hapis cezaları varken şeriat cezaları uygulanmalı mı? >
ben şimdi size soruyorum sizce hapis caydırıcı bir davranışmı…bunu sizde biliyorsunuzki değil…bu tür hırsızlık,adam öldürme,vb davranışlarda bulunanlara bu had el kesme vs uygulansa söyleyin bakalım hangimiz bu davranışı tekrar yapmaya kalkışır hiçbirimiz.
< Gerçekten çok ağır bir ceza elin kesilmesi.
Bir cümlem hatalıysa da, Allah affetsin beni. >
size tekrar soruyorum haşa siz Allah cc den dahamı merhametlisinizki bu davranışın ağır olduğunu söylüyorsunuz.evet Allah sizi af etsin…
Cevap: Şeriat Cezaları
kibrit
İnsanlara kural koyma yetkisi değil kuralları uygulama yetkisi düşer, önce bunu bilmemiz gerekiyor kardeşim. Kuralların en güzelini ise kim koyar? Tabi ki Allah c.c. Bu devletin kuralları geçersizdir ve yetersizdir. Kanıt istersen google a hırsızlık verileri yaz ve arat bakalım durum neymiş. Her hırsızın da eli kesilmemiştir. Mesela hz. ömer döneminde (yanılmıyorsam) kıtlık dönemi olmuş ve hırsızlık artmış. O dönem her hırsızın eli kesilmemiş, ihtiyaçtan dolayı. Şeriat kuralları insanın yaşam kalitesini en üste taşıyacak tek yoldur. İşte bu gün islamın terkinden doğan durum: Hırsızlık tavan yapmış, kumar devlet eliyle, zina devlet eliyle, içki devlet eliyle, ekserisi içkici, ekserisi zinakar, ekserisi kumarbaz… Ne denebilir ki daha? Senin için yeterli ve tatmin edici oldu mu?
Cevap: Şeriat Cezaları
HAMMADUN
Bir hırsızın elini kesebilmek için, öncelikle islami kurallara yani İslam Şeriatı’na göre yönetiliyor olması gerekir
Konuyu şöyle özetleyelim.
İslam Şeriatı öncelikle bir BAŞKAN’ın varlığıyla başlar. Zira o liderdir ve diğer müslüm yada gayrimüslümler ise o’nun idaresi altında, adaletle hükmedilen ve hizmet verilmesi gereken toplumlardır
Peki OSMANLI’da durum nedir.?
Biri hırsızlık yaparken yakalanır ve şahitler eşliğinde delilleriyle birlikte KADI’ya sevk edilir. Kadının ilk sorusu, zanlıya şiddet uygulanıp uygulanmadığıdır. Zira her ne kadar hırsız dahi olsa PADİŞAH’ın TEBA’sıdır ve HÜKÜM KESİNLEŞMEDEN hükmedip ceza uygulamak, ADALETE ve OSMANLI HUKUKU’na göre HUKUKA SAYGISIZLIK’tır. Eğer şiddet uygulanmış ise, bu ayrıca bir dava konusudur
Diyelimki şiddet uygulanmadan huzura getirilmiştir. Kadı şahitleri ve delilleri inceledikten sonra. SEBEBLER BAHSİNE geçer
NEDEN HIRSIZLIK YAPTIN.
Hırsız bir takım gerekçeler sunar ortaya, açtım, ailem şöyleydi, şu gerekçelerle yaptım. Gibi.
Kadı bu durumda o bölgenin İDARİ AMİRİ’ni huzura çağırıp, şahsı tanıyıp tanımadığını sorar. TANIMIYORUM dese o BAMBAŞKA BİR SUÇ idari amir için. Mecburen tanımak zorunda ve çoğunluklada TANIYORUM derler
Kadı sorar bu adamın halinden ahvalinden emin olarak mı görevini ifa ediyordun. EVET cevabını alır. Ancak bu adam aç olduğunu ve mecbur kaldığını söylüyor der kadı.. İdari amirde aşevlerinin mevcut olduğunu, bölgelerinde bu hususda bir han olduğunu, idari amirlikçe yoksullara yardım yapıldığını, hatta semtlerinde darulaceze’nin bulunduğunu vesairede vesaire sayarda sayar. Zira PADİŞAH’ın tebasına karşı hizmette kusur olmadığını görmesi gerekmektedir kadının.
Hırsıza döner ve aşeneden haberin varmıydı.? Yoktu kadı efendi.
Darulacezeden varmıydı.? Yoktu kadı efendi.
Yardımlardan haberin varmıydı.? Yoktu kadı efendi.
Hanlardan haberin varmıydı.. Yoktu kadı efendi.
Peki bu mülkü amiri tanırmısın. Hiç konuşmuşluğun varmıydı.? Yoktu kadı efendi.. Mülkü amir hapı yuttu. Buda başka bir dava mevzuu.. Dava mevzuu hırsızlık hariç, iki etti.
Diyelim ki; hepsinden de haberi vardı ve yinede bu suçu işledi. Sorulur hırsıza hangi cemaate bağlısın, yada hangi toplum içerisinde yaşarsın. Diyelimki falanca kilise dedi. Yandı o kilisenin papazı. O’da huzurda. Yada müslüman ise, birde o bölgedeki bir cemaate bağlıysa, yandı o bölgenin alimi, hocası.
Hocaefendi bu hırsız sizin cemaattenmi.? EVET kadı hazretleri.
Aşaneniz mevcutmu.? EVET kadı hazretleri.
Bu hususda bildiğimiz kadarıyla vakfınızda var.? EVET kadı hazretleri.
Peki bu zatın karşımda ve üstelikte hırsızlıktan ne işi var.
Bittimi.? Bitermi.? Kolaymı, PADİŞAH’ın TEBA’sına hırsızlık yaptıran sebebler ve sonuçları araştırılıyor.
Aşhanenin görevlisi huzurda, Vakıf yöneticisi ve yöneticileri huzurda, esnaf ve sanatkarların başkanları şunları bunları hepsi huzurda.
Kimin sorumluluğu varda, kim sorumluluğunun üstesinden gelemeyecek kadar acziyet içerisinde o araştırılıyor.
İşin varmı evlat, aileni ne ile geçindiriyorsun.. İşim yok kadı hazretleri, İş aradınmı.? Aradım kadı hazretleri lakin iş bulamadım. Mülki amirden bu hususda yardım istedinmi.? İstedim hakim bey ancak nafile oradan da bir sonuç çıkmadı.. Ya vakıf ve cemaatten.. Oradanda bir netice yok kadı hazretleri. Daha ne incelikler ve ne ince sorular ve ne ince cevaplar.
Neticede tövbe etmesi istenir tüm eşrafın huzurunda. İlk fiildir ve iş verilecektir. Cemaate kabuluyle birlikte cemaattende kendisine ilmi yardım yapılacaktır. Vakıflar devreye sokulacak, çoluk çocuk medreseye yazdırılacak. Gereğinde hükmedilecek ve BEYTUL MAL’den, ALLAH’ın MALI’ndan kendisine bir miktar takdir edilecek. Bu günkü manasıyla hazine yardımı yapılacaktır. Tüm varidatıyla felaha ve selamete çıkmıştır.
Lakin hırsız ikinci kez hırsızlık yapmış, yine yakalanmış ve kadının huzuruna çıkarılmıştır. Kadı bu sefer aldığı tedbirlerde bir eksiklik olup olmadığı hususunda tüm eşrafı tekraren davaya çağırır ve eksiklik arar. Eğer bulamazsa diyete hükmeder. Bu sefer mecburi olarak nafakasını kazanması için bir iş kendisine tevdi edilirki bu işte alacağı para verdiği hizmetten daha azdır. Amaç uzuvlarından birine kefaret olarak çalışmasıdır. Bu aynı zamanda bir ihtardır. Tekerrürü halinde kefaret istenmeyecek uzuv kesilecektir.
Derken hırsız tekraren eylemini gerçekleştirir. Bunun üzerine bimarhanelerin yada bimarhanelere bağlı tımarhanelerden hırsızın eğilimleri ve aklı dengesinin yerinde olup olmadığı hakkında belge istenir. Yani bunca yardıma ve emeğe karşılık hala bir insan hırsızlık yapıyorsa, ya akli dengesini yitirmiştir. Yada başka bir hastalığa müpteladır diye gönderilir. Ancak akli dengesi yerinde ve eğilimleride yok kanaati gelirse.. İşte orada hırsızlık yaptığı eli sorulur ki; genelde bu el ilk defasında sol el bilekten olmak üzere alınır
Tekerrüründe Çapraz bacak yani sağ bacak alınır ve alınan her uzuv için kendisine ve ailesine sakatlık bedeli olarak bir bedelde ayrıca tevdi edilir. Yine uslanmadı, Sağ el alınır ve yine uslanmadı çapraz bacak olan sol bacak alınır ki; artık toplum kendisinden emindir. Zira hiç bir surette hırsızlık yapacak hali yoktur. Ancak toplum yinede onu dışlamamış ve TEBA için geçerli yardımlarla teçhiz etmeye devam etmiştir
Gelelim SHOW TV ŞERİATI’na.
Adam hırsızlıkmı yaptı. Kesin sağ elini. Sonra sol bacak. Sonra sol el ve nihayet sağ bacak. Sonra.. Sonrası yok. Yonttuk, budadık faili ve sen sağ ben selamet.
İşte size iki ayrı şeriat
Varın bunlardan hangisine karar kılıyorsanız, O şeriat üzerine olun
Rab’bim Cümlemizden Razı Olsun. Amin.
şeriat cezaları, seriat cezalari