Metafizik felsefi düşünce
acaibamca
bilinmeyenlere bir bakış atalım.
Yaratılış tıpkı bir fantastik hikaye gibi ve bütün taşlar birbiri üzerine oturuyor. Ben pek az biliyorum. Bir bilenle alış veriş yapmak istiyorum. tariçesinde Aristo’ya kadar gitmeden konuşmak istiyorum. daha çok kişisel düşüncelerle….liva-ul hamd’e.
Yaratılış tıpkı bir fantastik hikaye gibi ve bütün taşlar birbiri üzerine oturuyor. Ben pek az biliyorum. Bir bilenle alış veriş yapmak istiyorum. tariçesinde Aristo’ya kadar gitmeden konuşmak istiyorum. daha çok kişisel düşüncelerle….liva-ul hamd’e.
Cevap: metafizik felsefi düşünce
HAMMADUN
Pekala bir bakış atalım. Başla bakalım. İpin ucu nerden çıkacak. Neyi çözeceğiz o ipi çektikçe….????
Cevap: metafizik felsefi düşünce
acaibamca
kardeşlerim lütfen meraklarımızı küçümsemeden, çapanoğlu aramadan sordum. metafizik felsefi düşünceleriniz varsa yaratılış ve öncesi ile ilgili kişsel bilgilerinizden nasiplenmek isterim.
Cevap: metafizik felsefi düşünce
vuslat..
bilmem böyle bişeymi sorduğunuz,ama ben şöyle bir ilginç duruma dikkat çekeceğim…. …. hiç tanımadığın birini görüyorsun ,vaya muhatabsın veya misal forumda hiç tanımadığın bir rumuz…..biri sana çok ,sanki çok tanıdık gibi yada sevimli ,yani tarif edemediğin bir sempati ,muhabbet duyuyorsun….,veya akraban, komşun, arkadaşın isede,tarif edemediğin özel bir yanı , ayrı bir zaafın oluyor…..
yanlış anlamayın ,bu hemcinsindir ,
bu duruma benim kendimce yorumum ….acaba diyorum bu kişilerler ,daha ruhlarımız dünyaya gelmezden, önce ruhlar alemindeyken ,tanıdığımız kimselermidir ???
acaibamca
bazen ben de boyle oluyorum. ruhlar aleminde tanışır mışız gibi
bazen ben de boyle oluyorum. ruhlar aleminde tanışır mışız gibi.sanki kabe’ye gideceklerin ruhlar aleminde Hz. ibrahim peygamberin çağrısına cevap vermeleri gibi
örneğin şöyle düşünüyorum. Bilgisayarın ana işletim sistemine sadece onu yapan programcısı müdahale edebiliyor ve içindeki bilgilere vakıf. işte bizim belleğimizde de tüm bilgiller var yaratılıştan önce ve sonrasına ait bilgiler ancak biz buna %0,75’lik kullandığımız zekamızla ulaşamıyoruz. ancak yol arayıp bulmaya çalışıyoruz
HAMMADUN
Yani bu durumda bir güç, akıl kapasitemizi belli bir bölümüyle kilitleyip, şifreleyip, bizi GAYB BİR ALEME gönderip, Nefsine hükmünü geçirip, Alimin ilmini arttırır dediği Kur’an-ı Kerimi ve O Kitabın, akıl kapasitesini arttırdığı ortaya çıkıyor. Yaş ve kuru her ne ki; var O kitaptaysa, O kitap önümüzde bir sır denizi ve akıl inkişafınında kökenini oluşturuyor.
Alim’in İlmini ve Kafirin Küfrünüde böylece arttırıyor.
Rab’bim Cümlemizden Razı Olsun. Amin.
acaibamca
ADEM neden havva’ya uydu da cennetten atıldı?
Adem ALLAH korkusunu bilmiyor muydu da yasak olana meyletti?
ALLAH Adem’i yarattı da havva’yı yaratmaya neden ihtiyaç duydu.
melekler de şeytan da ADEM yaratılırken itirazda veya sitamde bulunmuşlardır. Peki melekleri de ALLAH yaratmış ise nasıl böyle bir cür-et’te bulunmuşlardır.
melekler de şeytan da ADEM yaratılırken itirazda veya sitemde bulunmuşlardır. Peki melekleri de ALLAH yaratmış ise nasıl böyle bir cür-et’te bulunmuşlardır.
GAYB’a ”ilim ilmi bilmektir, ilim kendin bilmektir.” sözünde hareketle ulaşmak.
ALLAH Adem’i yarattı da havva’yı yaratmaya neden ihtiyaç duydu.
yskk
Kardeş,isyan eden melekler değil seytandır.
Havva annemiz olmasaydı neslin devamı nasıl olurdu?
Diğer soruların cevabı ise 18 000 alem de gizli, maalesef bu konuda bilgi sahibi olan yok, ben araştırıyorum bulursam yazarım.
acaibamca
Yaratıcı o zaman çoğalmamızı istemiş ise ADEM peygamberin cennetten kovuluşu cinsellik değildir. Ama havva’yı Bu kadar meraka sürükleyen ne olabilir ve ADEM peygamberimiz neden havva’nın ısrarını reddetmemiştir.
ADEM yaratılırken peygamberlik vasfı ona yüklenmişmiydi? Peygamber olarak yaratıldı ise kime elçi gönderilmek üzere seçilmiştir?
HAMMADUN
Toplamda beş adet sorumuz var şimdilik
< ADEM neden havva’ya uydu da cennetten atıldı? >
Bunun iki cevabı var. Birincisi HOCAM’ın latifeyi lutfeten lutfetmesi gibi. Baktıki cennette havvadan daha güzel bişey yok. Bende gideyim dedi. 🙂
Bu sözün latifesi
Cevaba gelince, Adem(A.S.) yeryüzüne inecektiki, gayb bir alemde, İNSAN FABRİKASI çalışacaktı ki; İNSAN’lar yaradılış gayesine uygun olarak günah işleyecek ve tövbe edecek, yaptıkları hal ve hareketlerle nasıl bir İNSAN olduklarını RAB’lerine karşı kanıtlayıp şahit tutacaklardı.
Hülasa ADEM(A.S.)’in yeryüzü serüveni vardı. O serüvende sonradan kendisine ne bir ilave nede bir eksiltme yapılacak olan LEVHU MAHFUZ, Mahfuz olan levhada, kitapta yazılıydı. Yazılan yazılmış, çizilen çizilmişti. O herşey gibi RAB’bimin ilmi dahilindeydi. Yinede Rab’bi ADEM’e(A.S.) Cüz-i İradesini vermişti. İmtihan başlayacaktı. Rab’bi Şeytan Aleyyullana’yı da göstermişti üstelik ADEM(A.S.)’e ve ADEM(A.S.)’in hayrına bişey yapmayacağıda muhakkaktı.
Ne demişti RAB’bi ADEM(A.S.)’e, şu ağaca yaklaşmayın, yiyin için emniyet içerisinde gezin ancak O AĞACA YAKLAŞMAYIN. Peki Şeytan’ın kulağına kar suyunu kim kaçırdı dersiniz. Hangi vasıtalarla öğrendi cennetteki o ağacın onların kovulmasına vesile olacağını, hülasa cilve-i Rahmanın bir oyunu hepsi, yaradılış gayesine denk düşürecek İNSAN’ı
Adem(A.S.) Havva anamızla yer yüzüne indiğinde, Havva anamızı aradı lakin bulamadı. Koskoca dünyada, binbir türlü tehlikeye rağmen yinede RAB’binin korumasındaydılar. Zira İNSAN’lık onlardan türeyecekti. Sonunda ADEM RAB’bine yöneldide, Eşi benzeri olmayan, kuvvet ve kudret sahibi yüce Rab’bim
BİZ NEFSLERİMİZE ZULMETTİK, TÖVBEMİZİ EN ÇOK SEVDİĞİNİN HATIRINA KABUL EYLE diye birde PEYGAMBER EFENDİMİZ(S.A.V.)’ide işin içine katınca, yaradılış gayesine uygun düşmüş ve Rab’bi Onu tövbesiyle birlikte KULUM diyerek Peygamberlikle müjdelemiştir
Doğaldır ki; Şeytan Aleyyullana’nın ilk yıkıldığı andır bu
Varmı İNSAN’lık tarihinde, havva’ya uymayıpta cennetten atılmayacak bir fani. Var diye çıkarsa biri, hiç günahsız olması şartıyla birlikte gelmesi gerekiyor. Zira atılmanın sebebi günahtı zaten. Eğer bir insan ben günahsızım derse. O’nu da sizin takdirlerinize arz ederim.
Gelelim diğer sorulara.
< ALLAH Adem’i yarattı da havva’yı yaratmaya neden ihtiyaç duydu >
Bu soruya Hammadun şundan dolayı derse, Rab’binden öyle bir tokat yerki, bir dahada yeryüzünde burnu yerden kalkmaz maazAllah. Burnumuz yerde olsun kıymeti yokta, Rab’bimizin rızasının dışında olmak hırpalar bizi. Rab’bimin hikmetidir der yaratma sanatının zirvesi olarak tanımladığı İNSAN’ın en güzel yaratılmışlıkla yaratıldığına da iman ederiz. Muhakkak ki; O kudret ve hikmet sahibidir. O boştan ve gayesiz hiç bir şey yaratmaz.
Gelelim diğer soruya.
< melekler de şeytan da ADEM yaratılırken itirazda veya sitamde bulunmuşlardır Peki melekleri de ALLAH yaratmış ise nasıl böyle bir cür-et’te bulunmuşlardır >
Melekler öyle bir cürette asla bulunmamışlardır. Sadece Şeytan Aleyyullana, O’da neden. İlim sahibi olmasından dolayı, Mantık oyunu içine girdi, Nefsine mağlup oldu ve lanetlendi.
Baktı ki; Rab’bi çamurdan bir İNSAN yaratacağım diyor ve Secde edin dediğim zamanda o’na secde edin diyor. Üstelikte BEKLEYİN diyor. Secde edin dediğim zaman secde edeceksiniz. Bekliyorlar hepsi, Rab’bi Alimleri ve Melekleri Allahın varlığına şahit tutuyor. Ancak Şeytan ve Yarenlerini değil. Adem(A.S.) yaratılmıştır. Rab’bi Ruh’undan bir cüz’iyi ona üflemiş ve SECDE EDİN demiştir. Tüm semavat arşta dahil ve bunların içindekilerin hepsi SECDE ETMİŞLER’dir. Yalnış Şeytan Aleyyullana hariç, Allahu Taala sorar iblis’e SEN NEDEN SECDE ETMEDİN. Orada ilmini kullanmaya kalkar, neticede karşısındaki adalet sahibidir ve ilme itibar edicidir.
O’nu der. Çamurdan yarattın, Ateşin sönmüş ve en hakir hali. BEN Kİ ATEŞTEN YARATILDIM. Ateş çamuru temizler. Ancak çamur ateşe hiç bir şey yapamaz. İLMİYLE AMEL ETMEK işte bu olsa gerek.
Halbuki ALLAHU TAALA’nın İLMİNE SAYGI gösterip, İLMİ İLE AMEL ETMEMİŞ olsaydı lanetlenmiyecektir. ALLAHIN EMRİNE İTAAT ETMEMEK en büyük ilim sahibide olsanız sizi uçuruma sürüklemek için yeterli ve geçerli bir nedendir. İlim sahibi olabilirsiniz, Ancak HİKMET SAHİBİ’nin karşısına İLİM’le çıkılmaz.
Lanetlenir Şeytan Aleyyullana ve tüm yaratılmışlar EMİR SECDESİ’nden kalkmıştılar ki; ŞÜKÜR SECDESİ’ne yöneldiler. Zira onlar emre itaat etmişler ve Rab’binin rızası ile birlikte lanetlenmekten kurtulmanın şükrünü eda etmektedirler.
Bakalım diğer sorumuza.
< GAYB’a ”ilim ilmi bilmektir, ilim kendin bilmektir” sözünde hareketle ulaşmak >
Allahu Taala KEMAL SIFATLAR’la teçhizdir. O eğer kemale ermemiş bir sıfatla, insanı ilk yarattığında, SİZİN RABBİNİZİM dediğinde inkar edenleri anında cezalandırıp, mükafat sahiplerinide anında ödüllendirmiş olsaydı, o konuştukları zaman gökleri çatlacak gibi olanların sözlerine muhatap kalırdı ki; O asla kendisine soru sorulabilecek bir İLAH değildir. O’nda tüm sorular karşılığını bulmuştur. Onlar Rab’lerinin karşılarında olduğunu bizatihi müşahade ederken, O’na inanamadılarda TAHAYYÜLLERİNDEKİ RAB’bi beklemeye koyuldular.
Rab’leri onlarla tek tek ahitleşti. İSLAM’ıylada, KÜFFAR’ıylada. Her ikisinide aynı yere gönderdi. Hepsiylede ayrı beldelerde farklı bölgelerde, imtihan başlamış oldu. O kendine itaat ve taatte bulunacaklarıda, isyan edecekleri ve edicileride bilendir. Lakin biz seni burada İLAH’a benzetemedik. Tahayyülümüzdeki İLAH’a tapıyor olsaydık, muhakkaki sen gerçeği bilen olarak, bizim tahayyülümüzdeki İLAH’a tapmamızla sana taptığımızıda bilirdin derlerdi.
DERLERMİYDİ. DERLERDİ.
Rab’leride onlara bir koşul sundu. Tahayyülünüzdeki Rab’lerin eşleri benzerleri ve çoluk çocukları vardır. Ancak beni bilecekseniz eşsiz, benzersiz ve çoluk çocuksuz olarak bileceksiniz diye de eklemiştir.
Olaki onlar bizler muhakkakki gayb bir alemde tahayyülümüzdeki Rab’be itaat ettikte, yinede zulme uğrayanlardan olduk derler. Ancak Rab’bim onlara siz tahayyülünüzdeki Rab’be iman ettiniz. Ancak O Rab benim size kendimi tanıttığım Rab değildi diyecektir.
Ve. Onlardan her biri iman ettikleri Rab’leriyle cehennemi boylayacaklardır. Tıpkı kendilerine kendini tanıtmış olan Rab’bine iman eden Cennetliklerin Rab’leriyle Cennette mükafatlandırıldıkları gibi.
Bakalım başka soru varmı.? Yok sorular bitmiş.
Rab’bim Cümlemizden Razı Olsun. Amin
acaibamca
teşekkür! ancak meleklerin sitemkar oluşunu şu sözlere beğlamıştım.”kan dökücü ve bozguncu mu yaratacaksın?”
Rab’bi Ruh’undan bir cüz’iyi ona üflemiş. Bu olayı sorduğumda ALLAH kendi ruhundan az ya da çok vermemiştir. Öyle olsa idi insan rab olurdu. cevabını aldım.
HAMMADUN
Nasıl ki; Rab’bim bizimle ahitleştide zamanı gelince berzahtan alıp bizi gayb bir aleme gönderdi. Meleklerinede insanları ve zamanlarını gösterdi. Meleklerin şaşkınlıklarını anlayabiliyorum. Her zaman ibadet ve taatle birlikte zikrini hiç bir zaman eksik etmeksizin Rab’bimize methiyelerde bulunanlar, kendilerinden daha üstün bir yaratığın İNSAN olabileceğini doğrusu anlayabilmiş değillerdir. Ancak itaat ehlidirler. İnsan ise, az şükreder ve nankördür. Ancak meleklerden üstün tarafı ise Cüz-i İradesi elindedir ve Rab’bini bununla bilir yada inkar eder.
Melekler programlanmış robotlar gibi farzedersek, İNSAN Cüz-i İradesi elinde ve kendi kendine hüküm verip, o hüküm dahilinde Rab’bini bilmesi yada inkar etmesi var. Arada da büyük fark var tabi doğal olarak. Bir melekte Cüz-i İrade ve Gayb alemine NEFS’iyle birlikte gelmiş olsaydı. Ki; iyiki gelmemiş. Biz O’na dahi yaşama hakkı vermezdik. İnsan hakikaten çok gaddardır.
Rab’bim Cümlemizden Razı Olsun. Amin.
acaibamca
Rab’bi Ruh’undan bir cüz’iyi ona üflemiş. Bu olayı sorduğumda ALLAH kendi ruhundan az ya da çok vermemiştir. Öyle olsa idi insan rab olurdu. cevabını aldım. peki, önce rızıklar sonra kaderler sonra da ruhlar yaratılmış ise bizlere bu kaderler nasıl dağıtıldı. Evet havva güzel olabilir ancak cennettende mi? Yaratıcısından da mı?
HAMMADUN
Havva güzelmi, çirkinmi orasını bilemem. O HOCAM’ın latifesiydi.
Adem bakmış ki; cennette havvadan güzel bişey yok, bende gideyimmi demiş. Latife bu.
Rab’bi Ruh’undan üfledi. Ayet var hakkında. Bunu eğer inkar ediyorlarsa, bu sözü değil ayet-i Kerimeyi inkar ediyorlar. Tabi bu hususda bir hatırlatmada bulunmak müslüman olarak üzerimize farz.
Rab’bi şekillenmiş çamura, SECDE EDECEKSİNİZ diyor ama BEN SÖYLEYİNCE SECDE EDECEKSİNİZ. Çünkü tüm alemler meleklerde, arş ve arz’da dahil o şekillenmiş çamura secde etseler, Allah’tan başka bir ilaha secde etmiş olacaklar. Ancak Allahu Taala Ruhundan verdikten sonra, Cüz-i sine semavatı ve arşla birlikte tüm alemleri secde ettirirken, kendine secde ettiriyordu. İşte Şeytan Aleyyulana bu aradaki farkı göremedi. İlmine sığındı ve onunla hükmederek EMRE İTAATSİZLİKTE ISRAR etti. Dönüp tövbe etmiş olsaydı ve secdeye inseydi, Rab’bi yine o’nu bağaşlardı şüphesiz.
Allahu Taala KÜLLİ RUH’tur. Cüz-isi İNSAN’dadır. Biri MATLUP, diğeri ise MAHLUK’tur. Biri YARATAN, Diğeri ise YARATILANDIR. RUH ölümsüzdür. İNSAN o yüzden cennet ve cehennemde ebedidir. Zira Ruh ölmez, Can Ölmez, Nefs ölmez. Rab’bimizin Kur’an-ı Kerimde ilk yaratılış şeklinize döndürüleceksiniz dediği de RUH, CAN ve NEFS’den teşekkül olan İNSAN’dır. Bedenlerimiz ise GAYB bir alemde ZAHİREN GÖRÜNÜMÜMÜZÜ sağlayan bir VASITADAN ibarettir.
Kader nasıl dağıtıldı…..
Rab’bimiz Ruhundan MUHAMMEDE(S.A.V) O’nun ruhundan PEYGAMBERLER(A.S.)’in ruhlarını ve Onların Ruhlarından da kavimlerinin ruhlarını yarattığında, Onlarla tek tek ahitleşti. Tüm zamanları ve insanları onlara gösterdi.
Herkes hangi zamanı ve hangi hali kendi hakkında daha hayırlı gördüyse o zaman ve hal üzere onu seçti. Ahitleşirkende karakterlerini ortaya koydular. O karakterlerde onlara kader olarak yazıldı. Her İNSAN gideceği kavmi ve yeri kendi seçti. Yazdıran İNSAN, Yazan ise Allahu Taala oldu. Allahu Taalayı bu hususda hiç bir İNSAN suçlayamayacaktır. Zira o ahitleştiği İNSAN’ların kendine nasıl döneceğini de bilendir. O ilim ve Hikmet sahibidir. O Rahmandır. Rahiymdir. Esirgemesi ve Bağışlaması çok olandır.
Rab’bim Cümlemizden Razı Olsun. Amin.
acaibamca
Kader nasıl dağıtıldı…..
HAŞA! bende de şöyle bir açıklama var. RAB ”eleste bir küm”diye sordu? Ruhlar da”belee” dediler. Sonra da her ruha; ruhlar yaratılmazdan evvel çeşitli varyasyonlardan oluşan rızık ve kaderlerden birer tanesi rasgele bir dağılımla dağıtılıyor.(seçilmiş ruhlar hariç) Eğer her ruha rab kendisi dağıtmış olsa idi; bu, rabbin bazı ruhlara torpil geçmesi gibi olurdu. diye düşünüyorum. —–RAB’bin bize verdiği iradeye, sadece seçim yapma yeteneği diyorum. Bilmem eksiğim ya da yanlışım var mı? Verilen tüm cevaplar için ”’temiz ağızla dua ediyorum. ALLAH yar ve yardımcınız olsun.”’ LİVA UL HAMDE…
acaibamca
Her İNSAN gideceği kavmi ve yeri kendi seçti. Yazdıran İNSAN, Yazan ise Allahu Taala oldu.
Kaynak: forumduasi.com/sizden-gelen-sorular/207873-metafizik-felsefi-dusunce-2.html#ixzz1mlDbfDMr
her nefis kendine rahat gelecek bir kavmi ya da yeri seçerdi. Burada nasıl olurda biz kullar kötü kaderi kendimize seçeriz?
acaibamca
HAŞA! bende de şöyle bir açıklama var. RAB ”eleste bir küm”diye sordu? Ruhlar da”belee” dediler. Sonra da her ruha; ruhlar yaratılmazdan evvel çeşitli varyasyonlardan oluşan rızık ve kaderlerden birer tanesi rasgele bir dağılımla dağıtılıyor.(seçilmiş ruhlar hariç) Eğer her ruha rab kendisi dağıtmış olsa idi; bu, rabbin bazı ruhlara torpil geçmesi gibi olurdu. diye düşünüyorum.
Kaynak: forumduasi.com/sizden-gelen-sorular/207873-metafizik-felsefi-dusunce-2.html#ixzz1mlF51mmD
acaibamca
Hz.ADEM peygamber olarak mı yaratıldı yoksa dünyaya mı peygamber olarak gönderildi ya da peygamberlik vasfı dünyaya gönderildikten bir müddet sonra mı verildi? LİVA UL HAMDE…
insanmahmudi
Bismillah
"Rabbi Ruh’undan bir cüz’iyi ona üflemiş" cümlesi yanlış anlaşılabilir kardeşim o yüzden bu konu ile ilgili aşağıdaki yazıyı yazıyorum:
…Muhammed b. Müslim şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’a "Ona ruhumdan üflediğim zaman…" (Hicr, 29) ayetini sordum ve dedim ki: "Bu üfleme nasıl olmuştur?"
Buyurdu ki: «Ruh, rüzgâr gibi hareket eder. Ruh denilmesi de bu yüzdendir; rüzgâr anlamına gelen "rîh" kökünden türemiştir. Bu sözcük rîh lâfzından çıkarılmış-tır; çünkü ruhlarla rüzgâr (rîh) türdeştirler. Allah’ın ruhu kendine izafe etmesi de onu diğer ruhlar arasından seçmiş olmasından dolayıdır. Nitekim Allah, evlerden birine (Kâbe), "Benim evim." (Bakara, 125) resullerden birine (İbrahim), "Benim dostum." (Nisa, 125) demiştir. Bütün bunlar yaratılmışlardır, yapılmışlardır, sonradan olmadır-lar, Allah’ın Rububiyeti altındadırlar, O’nun tarafından yönetilmektedirler.»
Usulu kafi’den
insanmahmudi
Bismillah
..Muhammed b. Müslim şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)’a, "Allah’ın, Âdem’i kendi suretinde yarattığı" na ilişkin olarak aktarılan rivayetin doğru olup olmadığını sordum.
Buyurdu ki: «Âdem (aleyhisselâm)’ın sureti sonradan olma, yaratılmış bir su-rettir. Allah, değişik suretler içinde onu seçti ve kendisine nispet etti. Tıpkı Kâbe’yi ve ruhu kendisine nispet edip "evim " (Bakara, 125) demesi ve "Ona ruhumdan üfledi-ğim zaman."(Hicr, 29) demesi gibi.»
Samed Kelimesi HakkInda
(İmam Hüseyin’in (a.s) Basralılara Samed Kelimesinin Manası Hakkındaki Cevapları)
Bismillahirrahmanirrahim.
İlimsiz ve bilgisiz Kuran’ın kavramları hakkında konuşmaya dalmayın ve münakaşa yapmayın. Zira ceddim Hz. Peygamber’in (s.a.a) şöyle buyurduğunu duydum: Kuran hakkında, ilmi ve bilgisi olmadan görüş bildiren kimse, yerini ateşten hazırlamalıdır. allah-u Teala’nın kendisi Samed kelimesinin manasını açıklamıştır; Kuran’da şöyle buyuruyor: Allah birdir. Allah samet’tir ve devamında da kendisi tefsir ediyor: Doğurmamış ve doğmamıştır ve O’nun hiçbir dengi yoktur.
Doğurmamıştır yani: Evlat ve diğer yaratıklar gibi cismani olan ve ruh gibi cismani olmayan varlıklar O’ndan türememiştir. Hakeza uyuklama, uyku, hayal, üzüntü, sevinç, gülme, ağlama, korku, ümit, rağbet, bıkkınlık, açlık, gibi durumlar da Allah’ta olmaz. O’nun makamı, somut ve soyut bir şeyin O’ndan çıkmasından çok daha yücedir.
Doğrulmamıştır, yani: Diğer cismani eşyalar gibi kendi unsurdan türeyip çıkmamıştır. Örneğin; eşyanın eşyadan, hayvanın hayvandan, bitkilerin topraktan, suyun çeşmelerden, meyvelerin ağaçlardan oluşması gibi veya kendi unsurundan doğan ve oluşan ruhanî eşyalar gibi de değildir. Örneğin; görmenin, gözden, duymanın kulaktan, koku almanın burundan, tatmanın ağızdan, konuşmanın dilden, tanıma ve anlamanın kalpten, ateşin taşların bir biri ile sürtünmesinden kaynaklandığı gibi.
Hayır! O, Samed olan Allah’tır. O ne bir şeydendir ne bir şeydedir ve ne de bir şeyin üzerindedir. Bütün eşyalar yokken icat edendir, onların yaratıcısıdır kendi kudreti ve iradesi ile eşyaları yoktan var edendir. Yok olmak için yaratılan şeyler O’nun isteğiyle yok olmakta ve dağılmaktadır.
Baki kalması için yaratılan varlıklar da O’nun ilim ve iradesi ile baki kalmaktadır. Buna göre O Allah Samet’tir. Öyle Allah ki Doğurmamış ve doğmamıştır Gizliyi de bilen, açıkta olanı da bilen çok büyük ve yüce bir Tanrıdır. O’nun eşi ve benzeri de yoktur.
acaibamca
ruh ile rih kelimesini yani rüzgarı anlamamız gerektiğini söylüyorsunuz. Ancak bunun böyle olmadığını ALLAH’ın kendi ruh’i cüz’üsünden üflediğini söyleniyor. Yalnız benim sorduğum Hz ADEM’in peygamberliği ile alakalı bir durumdu. açıklamalarda daha çok kendi düşüncelerimizden olması ve anlaşılabilirlik bakımından daha akıcı olacaktır. Vereceğiniz cevaplar için teşekkürler. LİVA UL HAMDE…
acaibamca
Hz.ADEM peygamber olarak mı yaratıldı yoksa dünyaya mı peygamber olarak gönderildi ya da peygamberlik vasfı dünyaya gönderildikten bir müddet sonra mı verildi? LİVA UL HAMDE…
acaibamca
Yaratılmışların en şereflisi olarak görülen insan (ne yazık ki ;şüphesiz insan nankördür.) lafzı ile ne kadar ters düşmektedir. Bütün yaşayanlara verilen can ve bütün varlıklara bahşedilen intizamda, biz insanların tek farkı seçim yapma yeteneği iradesi olmasa gerekir. Biz RAB’be online bağlıyız. Ana server bizden iletileri alıyor ancak her iletideki isteğe olur vermiyor ya da hatta bekletiyor. Hz. ADEM’in yaratılışı ve ona bir ruh veya rîh üflenmesi konusunu halledemez iken, daha meleklerin Hz. ADEM’in yaratılışına neden itiraz ettiklerini çözemeden, Hz. ADEM’in peygamber olarak mı ya da dünyaya peygamber olarak mı gönderildiği veya dünyada bir süre kaldıktan sonra mı peygamberlik verildiği konusunu çözümlemeden, bana göre insanlığın çoğalmasının bir ensest ilşkiden meydana geldiğini söyleyip bununla ALLAH’ın acizliğini ortaya koymaya çalışan akıl yoksunu insanlar bir çok konu hakkında ahkâm kesip sorulan sorulara en iyisini ben bilirim hevası ile böbürlene böbürlene cevap verirken, hakkında bilgisi olmadığı sorulara dahi aman ben bu sorulara bilgim yok der isem küçümsenirim korkusu ile yalan yanlış, bilgiden yoksun cevaplarla zaten düşünmekten ve araştırmaktan aciz insancıkların zihinlerini bulandırıp onlara fetva makamı gibi söylemlerde bulunanlar sonunda yaptığı ibadetlerine ve ilimlerine güvendiklerinden helak olacaklar İNŞAALLAH.
roman yazmak