Bu ayette ne anlatılıyor? (Zümer 42. ayet)

Bu ayette ne anlatılıyor? (Zümer 42. ayet)

denclis
Allah o canları öldükleri zaman alır; ölmeyenleri de uyuduklarında. Sonra haklarında ölüm kararı verdiklerini alıkoyar, diğerlerini belirlenmiş bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için deliller vardır. (Zümer 42.ayet)


Cevap: Bu ayette ne anlatılıyor?

Kapsül
Allah, insanların ölümleri anında ruhlarını alarak ölümlerini gerçekleştirir. Ölmeyenin de uykularında ruhlarını alarak ölü gibi uyutur. Uykuları sırasında ölümlerine hükmettiği ruhları kudret elinde tutar, diğerlerini de belirli vâdeye kadar serbest bırakır. Gelişmeye devam eden, tefekkür-düşünme ağına sahip, faydalı sonuçlar elde edebilen toplumlar için, bunda Allah’ın sınırsız kudretini, kurduğu düzeni, yüce hikmetini gösteren âyetler, deliller var. Bunu anlatıyor kardesım al burdan faydalan


Cevap: Bu ayette ne anlatılıyor?

islamyolu
Bir kere Allah Teâlâ’nın bu âlemde tecelli edip duran kudret eserleri dikkate alınmalı değil midir?. Kısacası (Allah) 0 Hikmet sahibi Yaratıcıdır ki, (nefisleri öldükleri zaman) ecelleri nihayet bulduğu zaman ruhlarını alır onların cesetlerle olan alâkalarını kesmiş olur. (ve ölmeyenlerin de) henüz ecelleri tamam olmamış bulunanları da (uykularında) geçici olarak bir nevi (öldürüverir) onların ruhlarını cesetlerinde tasarruftan alıkor (artık üzerine ölüm ile hükmettiğini tutuverir) onun ruhunu cesedine reddetmez, (ve diğerini de) uykuya dalmış olan kimsenin ruhunu da (tâyin edilmiş vakte kadar) takdir edilen ölüm zamanına değin (salıverir) sahibinin cesedine uyandıkça tekrar faaliyete kavuşturmuş olur. (şüphe yok ki, bunda) Ruhların cesetler ile geçici alâkalarında (elbette alâmetler vardır) Allah Teâlâ’nın kudretinin mükemmelliğine, rahmetinin genişliğine işaret eden enteresan ibretler vardır. Bu hal, batmaya başlamış olan güneşin tekrar doğacağı gibi bir örneğe sahiptir. Ahiret hayatının vuk’u bulacağına dair bir misâl teşkil etmektedir (düşünen bir kavim için) evet.. Mütefekkir zatlar, bütün bu nevi hadiselerden birer ibret dersi alırlar, Allah’ın kudreti ile ahiret hayatının da meydana geleceğine inanmış bulunurlar.


Cevap: Bu ayette ne anlatılıyor?

denclis
İkinizde de teşekkürler arkadaşlar,tamamdır anladım


Kapsül
ne demek biz teşekkür ederiz faydamız olduysa ne mutlu bıze 🙂


ebediyyetyolcusu
UYKU VE ÖLÜM ALAKASI

Zümer Suresi 42. ayeti kerimenin tefsiri hakkında bazı açıklamalar:

42. Allah, ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken ruhlarını alır da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen bir vakte kadar bırakır. Şüphe yok ki, bunda iyi düşünecek bir kavim için ibretler vardır.

Burdaki nefisten murad ruhlardır. Ruhların bedenlerden alınması, bedende olan tasarrufun ve alakanın kesilmesi ile olur. Bazen bu durum hem zahir hemde batında olur, bu ölümdür. Bazen de sadece batında olur, bu ise uykudur.
Hazreti Ali (Radıyellahu anhu) derki Uyku anında ruh çıkar, ruhun şuası cesette kalır. İşte onunla rüya görülür. Uyandığı vakit-te ruh cesede, lahzadan (bir an) daha süratli bir şekilde döner. Sonra buyurdu, ‘Uyunan kişinin gördüğü şey ruhu cesede gelme-den evvel görmüşse, o sadık rüyadır. Cesede gönderilip orada yerleşmeden ise şeytanın attığıdır. Batılı onlara hayallendirir. Bunlar yalan rüyalardır.

Uyuyan kimselerin ruhu da alınır, ölümünü hükmettiğinin ruhunu geri çevirmez. Fakat diğerininin ruhunu döndürür. Uyandı-ğı vakitte ruhu gelir. Resulullah (SallAllahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu Kişi uykudan uyandığı vakitte ‘ruhumu bana gönderen ve uykuda beni öldürmeyen rabbime hamd olsun, gökleri ve yerleri kaymaktan tutan Allah’a hamd olsun… der.
İbni Abbas derki, diriler ve ölülerin ruhları uykuda karşıla-şırlar, Allah’ın dilediği şeyleri birbirlerine öğretirler. Hepsi bedenle-re dönmek istediği vakitte Allah yalnız ölülerin ruhlarını tutar, dirilerin ruhlarını bedenlerine ve cesedlerine gönderir.

Tayin edilen bir vakte kadar bekletilir. Bu ölüm vaktidir. Resulullah (SallAllahu aleyhi ve sellem)’e soruldu ki cennet ehli uyurmu? Buyurdu ki ‘Hayır, uyku ölümün kardeşidir. Cennette ölüm yoktur’ Yine Resulullah (SallAllahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu ‘Uyuduğunuz gibi ölürsünüz, uyandığınız gibi dirilirsiniz.’

İşte ruhların alınması veya belli bir vakte kadar salınmasın da, elbette tefekkür eden kimselere büyük, açık alametler vardır. (Bahrul Ulum Tefsiri)

Zümer suresinin 42. ayeti, uykunun ölüm olduğuna delalet eder. Hadisi şerifler de uykunun ruhun alınmasına delalet eder. Ölen nefsin, alınan ruh olduğunu ifade eder.

Resulullah sallAllahu aleyhi ve sellem, namazdan uyuyup kalmaları hakkında şöyle buyurdu:

Muhakkak sizler ölülerdiniz, Allah ruhlarınızı size geri çevirdi.

Resulullah sallAllahu aleyhi ve sellem uykudan uyanınca şöyle derdi:

Ölümümüzden sonra bizi dirilten Allah’a hamd olsun.

Enes’in r.a. rivayetinde şöyle gelmiştir: Şu ruhlar, cesette caridirler, dilediği vakitte onu kabz edere (tutar), dilediği vakitte onu salıverir.

Askalani, Fethul bari’de şöyle der:

Muhakkak Kur’anın zahiri, ruhların Allah katında tutlmuş olduğuna delalet eder. Allahu teala’nın dilediğinden azab ve nimetten ruhlara ulaşır. Ruhlara nimetin ve azabınarzedilmesinebir mani yoktur. Bedenin veya ondan kalan cüzlerin, Allahu teala’nın dilediği şeyi hissetmesi de caizdir. Bunu, ehli sünnet söylemiştir. Zümer 42. ayet buna delildir.
Hadisi şerifler de, bedenin defninden sonra ruhun, sual anında bedene iade edildiğine delalet eder. Zaten Allahu teala’nın dilediği vakitte ruhu, iade etmesine bir mani de yoktur. Mesela ona selam verildiği vakitte olduğu gibi.

Askalani şöyle devam ediyor: Sahih hadisi şeriflerde beyan edildiğine göre mü’minlerin ruhları, kuş şeklinde olup cennet ağaçlarına asılıdırlar. Şehitlerin ruhları, yeşil kuşların kursakların dadır. Cennette diledikleri yerlere doğru uçarlar.

Taberi Tefsirinde:

Uluhiyyet, sadece ckahhar olan Allah’a mahsustur, ondan gayrısına değil. Allahu teala öldürür ve diriltir. Dilediğini yapar. Ondan başkası bunlara kadir olamaz. Bunu kudretinin azametine delil yparak kullarını tenbih etti Allah, ölüm anında ruhlarıöldürür… buyurdu. Ecelleri bitince onları kabzeder. Ölmeyenleri de uyku anında tutar.
Ruhların hepsi, cesedlerine dönmelerini irade ettikleri zaman, ölümüne hükmettiği ruhları yanında tutar, dirilerin ruhlarını cesetlerine gönderir, taki ecelleri gelene kadar.
Ruhları, uyuyan uyuduğu zaman kabzeder. Onun ruhunu uykuda kabzeder. Ruhların bazısı bazısıyla buluşur. Ölülerin ve uyuyanların ruhları. Dönmek istediklerinde dirilerin ruhunu cesetlerine gönderir, ölüleri ruhunu yanında tutar.

Allahu teala’nın uyuyanın ruhunu kabzetmesinde, ölenin ruhunu kabzetmesinde, dirinin ruhunu geri çevirmesinde, diğerini tutmasında elbette tefekkür edenler için büyük ibret ve vaaz vardır. Allahu teala halkından dilediğini yaşatır, dilediğini dilediği vakitte öldürür.

İbni Kesir derki: Bu ayette iki vefat zikredilmiştir. Küçük ve büyük vefat. Ebu Hureyre’nin r.a. rivayetinde Resulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Sizden biriniz yatağına galince izarının iç kısmıyla yatağını süpürsün, zira onun üzerinde ne şey kadığını bilemez. Sonra şöyle desin: Rabbim! Senin isminle yan tarafımı (yatağa) koyuyorum, isminle kaldırıyorum.şayet ruhumu tutarsan ona merhamet et. Eğer salıverirsen onu koru, salih kullarını koruman gibi.

İbni Abbas r.a. derki:
Ölülerin ruhlarını tutar, dirilerin ruhlarını salıverir, karıştırmaz.


Hoca
Zümer Süresi 42. Ayetin Meali ve Tefsiri

42. Allah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerinkini tutar, diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda düşünen kimseler için dersler vardır.

Nefisleri, canları ölüm esnasında vefat ettiren Allah’tır. Uyurken, uykusu esnasında henüz ölmemiş olanları da vefat ettiren O’dur. Uyku ölümün yarısıdır, yarı ölümdür. İnsan uyku esnasında Rabbimi-zin koyduğu bir yasa gereği neredeyse yarı ölü gibidir. Uyku esnasında insanların ruhları belli ölçüde kabzedilmektedir. İşte bu âyetin beyanıyla uyku esnasında kısmen bir ölüm hadisesi gerçekleşmektedir. Öyleyse vefat bu anlama geliyor. Yâni vefat kişinin ölümü esnasında gerçekleşen hadisedir. Bir de kişi uyku esnasında ölmemiş bir kimsenin vefat halini yaşamaktadır.

Buradaki teveffa, yâni ölüm, ruhun bedenle ilişkisinin kesilmesi anlamına gelmektedir. Uykudaki teveffâ ile ölümdeki teveffâ arasında şu fark vardır. Ölümde ruhun bedenle hem içten hem de dıştan ilgisi kesilirken, uykuda sadece dıştan ilgisi kesilmekte ama içten ilgisi devam etmektedir.

Yâni uyku esnasında Rabbimiz kişinin akıl, his, şuur, idrak ve temyiz gücünü alıvermektedir. Öyleyse unutmayalım ki ölümle hayat iç içe bir bütündür ve hiç kimsenin, hiç birimizin uyuduktan sonra tekrar kalkacağımıza dair bir garantimiz yoktur. Tutan da, alan da, salıveren de Allah’tır. Tüm nefisler Allah’ın tasarrufu altındadır. Hiç kimsenin O’ndan saklanması, kaçıp kurtulması mümkün değildir.

İşte Rabbimiz haklarında ölümü hükmettiği kimseleri uykusu esnasında tutar. Ama Rabbimiz haklarında ölüm fermanını, ölüm hük-münü vermediği, eceli gelmemiş kimseleri de geri gönderir. Tekrar hayata gönderir. Ne zamana kadar? Adı konmuş, Allah tarafından be-lirlenmiş bir ecele kadar. Demek ki her gece Allah bizi öldürüyor ve ecelimizin dolacağı güne kadar da her sabah bizi bir daha kaldırıyor. Gece bizi öldürmüşken Rabbimiz sabahleyin yeni bir fırsatla, yepyeni bir imkânla bizi bir daha kaldırıyor. Sebep ne? Belki bugün aklını başına alır, belki bugün Allah’a kulluğa döner, belki bugün fırsatı değerlendirir diye. Belki de yarın kıyamet gününde Rabbimize karşı bir itiraz hakkımız kalmasın, bir mâzeretimiz olmasın diye böyle yapıyor. İşte bütün bunlarda düşünecek, tefekkür edecek, düşünüp değerlendirecek bir toplum için âyetler vardır, ibretler vardır.

Canlar üzerinde yegâne tasarruf sahibi, yegâne hüküm sahibi Allah’tır. Geceleyin herkesi uyutan, vefat ettiren, eceli dolanların ruhlarını tutup öldüren, ama vakti gelmemiş olanları tekrar diriltip uyandıran O’dur. Hayat ve ölüm üzerinde yegâne Mâlik, yegâne söz sahibi O’dur. Uyku esnasında da, ölüm esnasında da kulları üzerinde yegâne tasarrufunu, hükümranlığını yürüten O’dur. Yaşamamız gerekiyorsa hayat konumumuzu, ölmemiz gerekiyorsa ölüm konumumuzu belirleyen, takdir eden, uygulayan O’dur. Yeryüzünde en çok sevdiği, yeryüzünün en şereflisi elçisine bile bu konuda bir yetki vermemiştir. Her konuda, hayat ve ölüm konusunda, hidâyet ve dalâlet konusunda yetki sadece kendisine aittir. O’nun hidâyette dedikleri hidâyettedir, dalâlette dedikleri de dalâlettedir.


Kayıtsız Üye
selamun aleykum,
ayette ruh kelimesi geçmediği halde neden ruh ile ilgili açıklama yapılıyor? Allah ayette nefs kelimesini kullanmış. ruh kelimesi ve nefs kelimesi arapçadır. eğer Allah gerçekten de ruhtan bahsediyor olsaydı ruh demesi gerekmez miydi? ruh ile nefs aynı anlama geliyor diyecekseniz eğer, madem ikisi de aynı neden kur’an’da kimi yerde ruh kimi yerde nefs diyor?


Kayıtsız Üye
eğer nefs yerine uyku demeye devam edilirse bazı açıklamalar kısır kalmaya devam edecektir. yani; uyurgezerler, uykusunda konuşanlar, rüya görenler, uykusunda bir şeyler yiyenler, diş gıcırdatanlar vs. nefs kelimesinin bilinç kelimesine daha yakın olduğunu düşünmekteyim. yanılıyor olabilirim.


Kayıtsız Üye
kuranın mealini okurken bu ayete takılı kalıyordum çok teşekkür ederim o kadar güzel anlatılmış ki daha fazlasına hiç gerek kalmamış ilminiz bol olsun


Kayıtsız Üye
Teşekkür ederim ama ayeti tefsir ederken kabir azabıyla çelişmiyor mu o zaman öldükten kabir azabı yok mu


zümer 42, zumer suresi 42 ayet tefsiri

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();