Cuma namazı bayanlara farz mıdır?
@hmet
Cuma namazı bayanlara farz mıdır?
Değerli kardeşim! Cuma namazı farz-ı ayın, bayram namazları vacip, cenaze namazı ise farz-ı kifayedir. Bunlardan cuma ve bayram namazları, ancak cemaatle kılınır. Cenaze namazının cemaatle kılınması şart olmadığı gibi; ister erkek, ister kadın olsun tek bir müslümanın kılmasıyla kifai farz yerine gelmiş olur. Görüldüğü üzere, gerek mükellefiyet gerek hüküm bakımından cenaze namazında kadın ile erkek arasında hiç bir fark yoktur.
Cuma namazının farziyyetiyle ilgili ayetin (Cum’a, 62/9) kadın ve erkekleri içeren umumi hükmü sünnetle tahsis edildiği için, cuma namazı ile sadece hür, mukim ve (cuma namazına katılmaya engel olacak derecede hasta ve yaşlı olmayan) sağlıklı erkek Müslümanlar mükelleftir. Nitekim ayetin umumi hükmünden hür, mukim ve sağlıklı olmayanlara da cuma namazının farz olduğu anlaşılmakta ise de, ayetin hükmü bu yönden de tahsis edilmiştir. Nitekim bir hadis-i şerifte, "Hürriyetine sahip olmayan köle, kadın, çocuk ve hasta müstesna olmak üzere, cemaatle cuma namazı kılmak, her müslüman üzerinde vacip bir haktır." (Ebu Davud, Salat, 168, Hadis No:1O67; Beyhekı, III, 172) buyurulmuştur. Bu itibarla kadınlar cuma namazı ile yükümlü değildir. Cuma namazının kadınlara farz olmadığı konusunda icma vardır. Asr-ı saadetten beri hiçbir İslam müçtehit ve alimi bunun aksini söylememiş, bütün İslam ülkelerinde, her dönemde uygulama da böylece devam ede gelmiştir.
Vakıa, cuma ve bayram namazları ile yükümlü olmadıkları halde kadınlar isterlerse bu namazlara katılabilirler. Bu takdirde, kendisine cuma namazı farz olmayan (mesela dinen misafir sayılan) bir kişinin cuma namazını kıldığında o günkü öğle namazını kılmasına gerek olmadığı gibi, cuma namazına katılan kadınların da ayrıca öğle namazını kılmaları gerekmez. Nitekim günümüzde beş vakit namazda ve özellikle teravihte olduğu gibi, gerek asr-ı saadette, gerek sonraki dönelerde kadınlardan çok sayıda cuma ve bayram namazlarına katılanlar olmuştur. Ancak ne Hz. Peygamber (s.a.) döneminde ne de müteakip asırlarda beş vakit namazla mükellef kadınların tamamının cuma ve bayram namazlarına katıldığı sabit değildir. Günümüzde de isteyen hanımların cami adabına uyarak camilerin kendilerine ayrılan bölümlerinde, cuma ve bayram namazı kılmalarında hiçbir sakınca yoktur.
Safların düzenlenmesine gelince:
İslami hükümlere göre, sadece namaz kılarken değil, ihtiyaç ve zaruret bulunmadıkça kadınların erkekler arasına karışmayıp, uygun olan ayrı bir yerde bulunmaları uygun olur. Bu itibarla ister cuma, ister bayram, ister cenaze, hangi namaz olursa olsun, kadınlar erkeklerle birlikte namaz kıldıkları takdirde, erkeklerden ayrı, uygun bir yerde namaza durmaları gerekir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) namaz saflarını önce erkekler, sonra erkek çocuklar en arkada da kadınlar olmak üzere düzenlemiş; "namazda erkek saflarının en faziletlisi en önde olanı, fazileti en az olanı ise en arkada bulunanıdır. Kadın safların en faziletlisi ise en arkada kalanı, en az faziletlisi ise en önde olanıdır." (Müslim, Salat , 132;Ebu Daud, Salat, 97. Tirmiz.i, Mevakıt, 52; Nesai, İmame, 32; İbn Mace, İkame, 52) buyurmuştur. Sünnet olan safların böyle olmasıdır. Sünnete uymayarak, kadınlar erkek safları arasına karışarak imama uyarlarsa, Hanefi mezhebine göre rüku ve secdeli namazlarda kadınların arkasında ve hizasında kalan erkeklerin namazları fasit olmuş sayılır. bu duruma sebep olan kadınlar da günah işlemiş olurlar.
Cevap: Cuma namazı bayanlara farz mıdır?
Ecir
Gerçekte ayet geneli içerdiği halde neden kadınlara Cuma namazı farz değildir gibi sorularla insanların kafası karıştırılmaktadır.
peki neden kadınlara farz değil ?
ve bunların derdi nedir 1400 senedir hem efendimiz sav in hem ashabın tabiin tebe tabiin ve tüm müctehitlerin uygulamısının zıddında bir görüş ortaya atmak
Allah razı olsun @hmet eklemeler yapalım bu konu ile ilgili….
Cevap: Cuma namazı bayanlara farz mıdır?
kırçiçeği51
öncelikle arkadaşlara selam olsun ..
Açılan konu üzerine yazılan bilgileri okudum .
sadece öğrenmek istiyorum .
Yalnız bu konuda değil , herhangi bir konuda dini ilgilendiren bir soru ile karşılaştığımızda bize önderlik yapacak / bize doğru olanı gösterecek / Yaratanımızın o konuda ne dediğini veya demediğini öğreneceğimiz kaynak / yer neresi olmalıdır !
İslam’ın kaynağı / yap veya yapmaları nereye bakılarak
öğrenilmelidir ?
Bu konuda aynı düşüncede olmamız gerekiyor .
Şimdi düşünüyoruz , başka yapacak neyimiz var diye ;
1400 yıl önce bu konuda nelerin yapıldığına / nelerin söylendiğine mi bakmalıyız ?
tarih boyunca bu konuda nasıl bir uygulama yapıldığına mı bakmalıyız ?
yoksa ;
İslamın kaynağı olan Allah Kitab-ı Kur’an-a mı danışmalıyız ?
Benim inancıma göre hiç bir sorgulama yapmadan Kur’an-a danışmalıyız !!
Çünkü İslamiyet’te , dinin kurallarını yalnız Yüce Allah koyar ….
Bu değişmeyecek muhkem ilkedir . değil mi !?
soru konusu olan Cuma kavramı Allah Kitab’ında sureye isim olarak alınmış ve 11 ayetlik surenin 9 ve 10 uncu ayetlerinde hiçbir yanlış anlaşılmaya sebep olmayacak kadar açık ve net olarak İslam insanlarına bildirilmiştir .
Bu konuda da bir ayrılığımızın olması olanağı yok değil mi !?
Cuma suresi Resmi sıralamaya göre Kitab-ımızın 62 inci / Geliş sırasına göre 96 tıncı suresidir .
çok önemli ilk sorumuz şu olmalı:
neden , sure ismi de olan cuma / toplanma _ bir araya gelme kavramı ile ilgili emir , ilk ayetlerde verilmemiş ?
ve ilk 8 ayette neler anlatılmış ?
demek ki Rab’bimiz yapılmasını istediği işleme bizi hazırlamak istiyor .
Şimdi sueyi birlikte okuyalım .
Rahmân ve rahîm olan Allah’ın adıyla
62.1. Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sahibi, eksiklikten münezzeh, azîz ve hakîm olan Allah’ı tesbih eder. 62.2. Çünkü ümmîlere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitab’ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O’dur. Kuşkusuz onlar önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler.
62.3. (Peygamberi) müminlerden henüz kendilerine katılmamış bulunan diğer insanlara da göndermiştir. O, azîzdir, hakîmdir.
62.4. Bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
buradan sonra Musa pey. ve Tevrat örnek olarak veriliyor .Benzetmeyi çok iyi düşünmeliyiz değil mi !?
62.5. Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir.
Allah’ın âyetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
62.6. De ki: Ey yahudiler! Bütün insanlar değil de, yalnız, kendinizin Allah’ın dostları olduğunuzu iddia ediyorsanız, bunda da samimi iseniz, haydi ölümü temenni edin (bakalım)!
62.7. Ama onlar, önceden yaptıklarından dolayı ölümü asla temenni etmezler. Allah, zalimleri çok iyi bilir.
62.8. De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah’a döndürüleceksiniz de
O , size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.
( Rab’bimiz bize ne anlatmak istiyor acaba !! )
___________________________________________________ ________
ve ayet 9 – 10
62.9. Ey iman edenler!
Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.
62.10. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan isteyin. Allah’ı çok zikredin; umulur ki kurtuluşa erersiniz.
__________________________________________________ _________________
Bu son ayet çok ama çok önemlidir …. okuyalım .
62.11. Onlar bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar.
De ki: Allah’ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha yararlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
(Dikkat edelim , burada anlatılan Peygamberimizin zamanında bulunan herhangi insanlar değil , O’nunla birlikte olan insanların ne yaptıkları !!)
Surenin tamamı bu ….
ve birlikte okuduk …. Ayet çok açık ve net .
yani müteşebih / yorum getirilebilecek bir ayet değil !!
evet . Muhkematlardan .
yani Ali İmran suresi Ayet 7 de ” Kitabın anası ”olarak tanımlanan ayetler
den !!
Bu konuda da aynı düşüncede olmamız gerekiyor ….
esasta herhangi bir kuşkulu yer yok ama biz gene de bakalım .
ayet bu kadar açık ve net iken 21 yy da yaşayan bizler ” söylentileri ” veya
” uygulamaları ” Allah Kitab-ına uygun olup olmadıklarına bakmadan doğru
mu kabul edeceğiz !?
Cuma suresi ayetinde geçen ” Eğer bilirseniz …” ve ” Umulur ki …. ”
ifadeleri ile katılımın kazançlı olduğu sabitken ve hiç bir katılamama şartı bile
ima edilmezken !?
Beni üzen önemli bir konuda ” tashih ” sözcüğü !!
sözcüğün anlamı ;
– sağlığını iade etme , iyiletme
– yanlışı doğrultma , yanlış düzeltilme
– düzeltme
Benim sözlük bilgim bu .
Şimdi sorumuz şu :
Allah Kitab-ı Kur’an da düzeltilmesi gereken yanlış mı var !?
Bu olabilir mi !?
Bakara suresi ayet 2 ;
” La ray be fih ….. ”
mealen : Kuşku , çelişki , tutarsızlık yok bu Kitap’ta deniyor .
ayrıca ;
en-am suresi ayet 114 de;
” Halbuki size Kitab’ı açık olarak/ ayrıntılı bir şekilde indiren O’dur.
Allah’dan başka bir hakem mi arayacağım?
Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, Kur’an’ın gerçekten Rab’bin tarafından indirilmiş
olduğunu bilirler. Sakın şüpheye / kuşkuya düşenlerden olma!
ayet 126 da :
” Bu (din), Rabbinin dosdoğru yoludur.
Biz, öğüt alacak bir kavim için âyetleri ayrıntılı olarak açıkladık.”
Cevap: Cuma namazı bayanlara farz mıdır?
kırçiçeği51
en-am suresi ayet 38 de ;
” Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gökyüzünde) iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi ancak sizin gibi topluluklardır.
Biz o kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi) toplanıp Rablerinin huzuruna getirilecekler. ”
Buna eş değerde yüzlerce ayet varken hangi ayeti neye göre yanlış kabul edip düzeltildiğine inanıyoruz !!
Yanlış olduğuna kim karar verebilir ki !?
Dönelim konumuza …..
ayet 9 ve 10 nu tekrar dikkatlice / verdiğim örnek ayetlerin ışığında okumalıyız ve doğru olan cevabı kendimiz bulmalıyız .
Cuma’nın ; şuura ermiş , ne söylediğini ne yaptığını bilmez konumda yani Kur’an dili ile Hamr’lı olmayan tüm inananlara , kendileri için herşeyden hayırlı olacak bir toplantıya çağrı olduğu doğrudur ….
__________________________________________________ __________
BİLGİ NOTU :
bir arkadaşım Mümin sözcüğünü = iman eden / inanan anlamında olduğunu yazmış .
Mümin sözcüğü İslam da çok önemli kavramlardandır .
” Rab’binin bir / tek olduğunu akıl ve kalbi ile kabul eden
ve Rab’binin Kitab-ında yap dediklerini yapmak için ,
yapma dediklerini yapmamak için gayret ve çaba
gösterenlere MÜMİN denilir …. ”
Mümin : uygulama gayret ve çabası içinde olan inananların adıdır ….
sadece inanamış olmak yeterli değildir .
Biraz uzunca bir yazı oldu , affınızı diliyorum . Esasta daha bir çok ayet
örnek olarak verilebilir .
Sevgi ve hoşgörü ile kalasınız ….
Hoca
CUMA NAMAZI HANIMLARA FARZ DEĞİLDİR
Cuma namazının yolculuk, hastalık, yağmur, çamur, cana ve mala yönelik tehlike gibi mazeretlerin bulunmaması halinde büluğ çağına gelmiş erkeklere farz olduğunda ittifak vardır. Kadınlara Cuma namazının farz olmadığı hükmünde de bütün mezhebler ve müctehidler görüş birliği içindedirler. Kendilerine Cuma farz olmayan kadınlar, hastalar, yolcular… imkân bulur da camiye giderler ve Cuma namazını kılarlarsa Cumaları sahih olur, artık o günün öğle namazını kılmaları gerekmez. Camilerde yer bulunduğu ve başkaca bir engel de bulunmadığı zaman kadınlarımızın cuma namazını kılmalarında büyük faydalar vardır; kendilerine ayrılan yerlerde ve erkek saflarının arkasında bu namazı kılarlar, hutbeyi dinlerler, İslâm ümmetinin bir yarısı olarak ümmet birliğine katılır, gerektiğinde düşünce ve tekliflerini dile getirirler.
Bugünlerde kadınlara cuma namazının farz olduğunu ileri sürenler ilgili âyetin genellik ifade eden lafzına dayanmışlar, Hz. Peygamber zamanında kadınların da cemaat ve cumaya geldiklerine dair rivayetleri zikretmişler, bunları iddialarına delil olarak göstermişlerdir. O âyette Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: "Ey iman edenler! Cuma günü namaz için ezan okunduğunda Allah’ı anmaya koşun, alış-verişi bırakın; sizin için hayırlı olan budur; eğer bilirseniz. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan isteyin, Allah’ı çokça anın, umulur ki, felah bulursunuz." (Cum’a: 62/9-10). "Cuma kadınlara farzdır" diyenlere göre "Allah Teâlâ iman edenleri cuma namazına çağırmıştır; kadınlar da buna dahildir, onları istisna etmek caiz değildir… "
Âyetin lafzı umumi (genel) mânalı gözükmekle beraber bütün İslâm mezheblerine ve müctehidlerine göre onu açıklayan başka deliller bir kısım mü’minleri (iman edenleri) Cuma namazı yükümlülüğünden istisna etmiştir (Fıkıh usûlü ifadesiyle ayet tahsis edilmiş, bunları kapsamadığı açıklanmıştır). Âyetin genel üslûb ve ifadesi de bu anlayışı desteklemektedir; çünkü yeryüzüne dağılmak ve Allah’tan rızık talep etmek kadınların değil, erkeklerin vazifeleri arasındadır. Tahsis ve istisna eden delillerin başında şu hadis gelmektedir: "Cuma namazını cemaatle kılmak her Müslüman üzerine borçtur, vazifedir; ancak başkasının mülkiyetinde olan köle, kadın, çocuk ve hasta müstesnadır; cuma namazı bunlara farz değildir." (Bu hadisin sahih olduğu uzmanlarınca ifade edilmiştir. İçinde yolcunun da bulunduğu hadisler ise zayıf bulunmuştur). İkinci delil kadınların cemaatle namaz kılma yükümlülüğü taşımamalarıdır. Üçüncü delil uygulamadır: Hz. Peygamber ve Raşid Halifeler zamanlarında kadınlar da -imkân buldukça- beş vakit namazda ve Cumada hazır bulunur, cemaatle namaz kılarlardı. Ancak gelmedikleri zaman kınanmazlar, kendilerine "niçin gelmediniz" diye sorulmazdı. Halbuki mazereti olmadığı halde cumaya gelmeyen erkekler kınanır, niçin gelmedikleri sorulur, gelmeleri kesin bir üslûpla istenirdi. Bu dönemlerde bütün mü’min kadınların behemehal Cuma namazına katıldıklarına dair bir delil mevcut değildir. O zamandan itibaren tarih boyunca uygulama da böyle olmuştur.
Kadınlara Cuma namazı farz olduğu halde bir dönemden itibaren erkeklerin -fitne çıkar korkusuyla- bunu engellediklerini, müctehidlerin de buna katıldıklarını söylemek ağır bir itham, tüyler ürperten bir bühtandır. Böyle bir engellemeye ne kadınlar razı olur, baş eğerler; ne de sahâbe zamanından beri yetişmiş binlerce faziletli, dinine bağlı, imanı uğrunda canını bezletmiş âlimler ve müctehidler. Eğer fitne yüzünden (kadınlarla erkeklerin bir arada olmaları günaha girmeye sebep olabilir diye) kadınları, kendilerine farz olan bir ibadetten engellemek caiz olsaydı, mü’minler bunu hac ibadeti için yaparlardı. Çünkü en fazla bu ibadette -yolculukta ve haccı eda ederken- kadın-erkek ihtilatı, beraberliği, izdihamı yaşanmıştır, yaşanmaktadır. Erkeklerle savaşa, öğrenim ve öğretime, hayatın çoğu faaliyetine katılan, gerektiğinde halifelere karşı haklarını savunan kadınları hiçbir güç, kendilerine farz olan bir ibadetten asırlarca alıkoyamazdı. Genellikle cumaya katılmadılar; çünkü kendilerine farz olmadığını biliyorlardı.
Bize göre de kadınlarımızın cuma namazını -kendilerine farz olmadığı halde- kılmalarında faydalar vardır; ancak bu, yer darlığı vb. sebeplerle erkeklerin, kendilerine farz olan bu ibadeti yerine getirmelerine engel olmamalıdır.
Desert Rose
Güzel konuydu paylaşım için Allah c.c razı olsun kardeşlerimden.
Hoca
türkiye çapında bütün müftülüklerde Kadınların cuma namazı kılabilmeleri için çaba sarfediliyor.
Farz omasada gitmek isteyen mumine kardeşşleri dikkate almalı güzel.
Kayıtsız Üye
Kırçiçeği gayet güzel örneklerle açıklamış Kuran ”ey iman edenler” diyor bunu anlamak için başkasına sormaya gerek var mı daha neyin izahını arıyorsunuz ayette gayet açık ve net kadın erkek ayrımı yok
@hmet
Cuma namazı kadınlara da farzdır diyenler, hadis inkarcılarıdır.
cuma namazı kadınlara farz mı, cuma namazı kadınlara farzmı, cuma namazı bayanlara farzmı