Allah varlığı bilgisinden yoksun bir çocuk cennete mi gidicek cehenneme mi ? gerçekten merak ediyorum
dupdupdip
Bu soruyu uzun süredir düşünüyorum ancak çıkar yol bulamadım danışmak istiyorum.
Müslümanlığın ortaya çıkıp yaygınlaşmadığı dönemde örneğin Amerikada çok eski çağlarda bulunan bir yerli kabilesinde Allah ile uzaktan yakından alakası olmayan bir anne baba ve toplum içinde dünyaya gelmiş ve doğal olarak onların öğretilerine uyum sağlamış Allah varlığı bilgisinden yoksun bir çocuk cennete mi gidicek cehenneme mi ? evet inanmayan inkar edenler cehenneme gidicekler ancak burada Allah varlığı bilgisinden yoksun olmak söz konusu. Bu durumda ne olacak ?
Cevap: gerçekten merak ediyorum
islamyolu
Allah Peygamber göndermeyen bir kavme azap etmez. tebliğ ulaşmamış kişiler dinden Haberdar olmayan kişiler , Fetret devri muamelesi görürler. Burada Maturudilerin kimine göre cehenneme gider denmiştir , eşarilere göre Cennete gider denmiştir. Ama İmam Rabbani Hazretleri iki tarafında sözünü red etmiştir. ve Yukarıda bahsettigim ” Allah Peygamber göndermeyen bir kavme azap etmez. ” ayetinden çıkardıgı hükme göre. Hayvanlar gibi Toprak olurlar demiştir. ve bende bu inanctanım..
Cevap: gerçekten merak ediyorum
@mir
Aşağıdaki linkteki 1 ve 4 nolu mesajları okuyunuz konu ayet ve hadislerle açıklanmış durumda
forumduasi.com/ahirete-iman/145445-kucuk-yasta-olen-cocuklar.html
Cevap: gerçekten merak ediyorum
dupdupdip
Teşekkür ederim ancak ben cennete gideceklerine inanıyorum. Sonuç olarak Allah adaletlidir. Sadece bizden önce ve farklı yerlerde yasadıkları için Cennet’e gidememeleri ve toprak olmaları inancı bu yüzden bana uzak geliyor. İnsan nefsi olan bir varlıktır hayvan ile bir tutulmamalıdır.
islamyolu
< Aşağıdaki linkteki 1 ve 4 nolu mesajları okuyunuz konu ayet ve hadislerle açıklanmış durumda
forumduasi.com/ahirete-iman/145445-kucuk-yasta-olen-cocuklar.htmlKüçük Yaşta ölen çocuklar
>
evet güzel bilgiler var. Hatta 4. mesajdada İmam rabbani hazretlerinin görüşünü gördüm.
Kâfir çocukları toprak olacaktır. Cennete gitmek için imanlı olmak, Cehennemde ebedi kalmak için de imansız olmak şarttır. Kâfirlerin çocukları ne imanlı, ne de imansızdır. Bunlar yok olacaktır. Dağ, orman, mağara veya çölde yaşayıp da dinden haberi olmayanlar da, imanlı olmadıkları için Cennete girmez, Allah’ı, Cenneti, Cehennemi duymadığı ve inkâr etmediği için Cehenneme de girmez, hayvanlar gibi yok edilir.
@mir
< evet güzel bilgiler var. Hatta 4. mesajdada İmam rabbani hazretlerinin görüşünü gördüm.
Kâfir çocukları toprak olacaktır. Cennete gitmek için imanlı olmak, Cehennemde ebedi kalmak için de imansız olmak şarttır. Kâfirlerin çocukları ne imanlı, ne de imansızdır. Bunlar yok olacaktır. Dağ, orman, mağara veya çölde yaşayıp da dinden haberi olmayanlar da, imanlı olmadıkları için Cennete girmez, Allah’ı, Cenneti, Cehennemi duymadığı ve inkâr etmediği için Cehenneme de girmez, hayvanlar gibi yok edilir.
>
dikkatli okuduysan fark etmişsindir
o kadar görüş içinden ayet ve hadislerden bir dayanak verilmeyen sadece iki görüş var
birisi de İmam Rabbani’nin görüşüdür
kendisi bu konuda ya rey ya da delil ile hüküm vermiştir
akidevi konularda rey ile hüküm verilmez
kendisi bu görüşüne herhangi bir ayet ya da hadisten ulaşmışsa bunu zikretmeli idi
zikretmediği için delilini bilmediğimizden
hadislere tabi olur
onun görüşünü bırakırız
zira biz ayet ve hadislere tabi olmakla mükellefiz
Allahu Alem
DieHard
"Buluğa ermeden ölen çocuklar, cennette çok canlıdırlar, hareketli balık gibidirler. " (Câmiü’s-Sağîr, 3/2364)
Buluğ çağına ermemiş çocukların günahları olmayacağından sorgusuz cennete girerler..
islamyolu
< dikkatli okuduysan fark etmişsindir
o kadar görüş içinden ayet ve hadislerden bir dayanak verilmeyen sadece iki görüş var
birisi de İmam Rabbani’nin görüşüdür
kendisi bu konuda ya rey ya da delil ile hüküm vermiştir
akidevi konularda rey ile hüküm verilmez
kendisi bu görüşüne herhangi bir ayet ya da hadisten ulaşmışsa bunu zikretmeli idi
zikretmediği için delilini bilmediğimizden
hadislere tabi olur
onun görüşünü bırakırız
zira biz ayet ve hadislere tabi olmakla mükellefiz >
tam okusan istersen mektubatı.
IKIYÜZELLIDOKUZUNCU MEKTÛBBu mektûbu oglu, aklî ve naklî ilmlerde yükselmis, hâce MuhammedSa’îd "rahmetullahi aleyh” hazretlerine yazmısdır. Peygamberler "aleyhimüssalevâtüvetteslîmât” gönderilmesinin fâideleri ve aklın yalnız basınaAllahü teâlâyı tanıyamıyacagı ve dagda büyümüs ve câhillik zemânındaya’nî Peygamber gönderilmemis olan zemânlarda yasamıs kâfirlerin ve kâfirmemleketlerinde ölen kâfir çocuklarının âhıretde ne olacakları ve dünyânınher yerine, meselâ eski hindlilere Peygamberler gelmis oldugu bildirilmekdedir:Allahü teâlâya sonsuz hamd olsun ki, bizleri müslimân olmakla sereflendirdi.O, doğru yolu göstermeseydi, kim bulabilirdi? Onun Peygamberlerine"aleyhimüssalevâtü vesselâm” inanırız. Hepsi doğru söylemisdir.Allahü teâlânın, insanlara Peygamberleri "aleyhimüssalevâtü vesselâm”göndermesi en büyük ni’metdir. Bu iyiligin sükrü, hangi agız ile yapılabilir?Hangi kalb, onları göndermenin iyiligini kavrıyabilir? Hangi vücûdve a’zâ, o iyiliklere sükr olabilecek bir şey yapabilir? O büyük insanlarınmubârek varlıkları olmasaydı, bu âlemi yaratanın varlıgını, biz kısa akllıinsanlara kim gösterirdi? Eski yunânlıların ilk felesofları, [ve her zemân,her yerde bulunan fen taklîdcileri] o kadar zekî ve kurnaz oldukları hâlde,yaratanın varlıgını anlıyamadılar. Bu kâinât, böyle gelmis, böyle gider, cânlılarda birbirlerinden meydâna gelip ürer. Bu böylece devâm eder, dediler.Câhillik devri geçip, yeni Peygamberlerin "aleyhimüssalevâtü vetteslîmât”da’vetlerinin nûrları ile, âlem aydınlanınca, sonra gelen yunân felesofları,o nûrların ısıkları ile uyanarak, üstâdlarının sözlerini red etdi. Biryaratanın bulundugunu kitâblarına yazdılar ve bir oldugunu isbât etdiler.O hâlde, insan aklı, o büyüklerin nûrları ile aydınlanmadıkça, bunu bulamıyor.Peygamberler "aleyhimüssalevâtü vettehıyyât” olmadıkca, bizim düsüncelerimiz,dogru yola yaklasamıyor. Ebû Mensûr-i Mâ-Türîdî "rahmetullahialeyh” ve yetisdirdigi büyükler, acabâ neden Allahü teâlânın varlıgınıve birligini, aklın yalnız basına bulabilecegini söylediler? Dagda,çölde yetisip de putlara tapanların, Peygamberlerden haberi olmasa bile Cehennemegideceklerini söylediler. Aklları ile bulmaları lâzım idi, dediler.Biz böyle anlamıyoruz. Bunların kendilerine, hakîkat duyurulmadıkca,kâfir olmıyacaklarını söylüyoruz. Bu haber de, Peygamberler "aleyhimüssalevâtüvettehıyyât” ile gönderilmekdedir. Evet, Allahü teâlâ, aklı, dogruyolu bulmak için yaratmıs ise de, yalnız basına bulamaz. Akla, o yol haberverilmedikçe, siddetli azâb yapılmaz.Süâl: Dagda yetisip, hiçbir din duymayıp puta tapan müsrikler, Cehennemdesonsuz kalmazsa, Cennete girmesi lâzım gelir. Bu da olamaz. Çünkimüsriklere, Cennet harâmdır, ya’nî yasakdır. Bunların yeri Cehennemdir.Nitekim, Allahü teâlâ, Mâide sûresi yetmisbesinci âyetinde, Îsâ aleyhisselâmınmeâlen, (Allahü teâlâdan baskasına tapanlar, baskalarının sözleriniOnun emrlerinden üstün tutanlar, Cennete giremez. Onların konacagıyer Cehennemdir) dedigini beyân buyurdu. Âhıretde Cennet ile Cehennemdenbaska yer de yokdur. (A’râf)da kalanlar, bir müddet sonra Cennete gideceklerdir. Sonsuz kalınacak yer, yâ Cennetdir, yâ Cehennem!
Bunlar hangisinde kalacakdır?
islamyolu
Cevâb: Buna cevâb vermek çok güç! Kıymetli yavrum! Biliyorsun ki, çokzemân bunu, bana sormusdun. Kalbe râhat verecek bir cevâb bulunmamısdı.Bu süâli, hal etmek için, (Fütûhât-i mekkiyye) sâhibinin [Muhyiddîn-iArabî]: (Peygamberimiz "sallAllahü aleyhi ve sellem”, kıyâmet günü, bunlarıdîne da’vet eder. Kabûl eden Cennete, etmiyen Cehenneme sokulur)sözü, bu fakîre iyi gelmiyor. Çünki âhıret, mükâfat yeridir, hesâb yeridir.Emr yeri, is yeri degildir ki, oraya Peygamber gönderilsin! Çok zemân sonra,Allahü teâlâ, merhamet ederek, bu mes’elenin hâllini ihsân eyledi.Söyle bildirdi ki, bu müsrikler, ne Cennetde, ne Cehennemde kalmıyacak,âhıretde dirildikden sonra, hesâba çekilip, kabâhatleri kadar mahser yerindeazab çekecekdir. Herkesin hakkı verildikden sonra, bütün hayvanlar gibi,bunlar da, yok edileceklerdir. Bir yerde sonsuz kalmıyacaklardır. Bu cevâbımızPeygamberlerin "aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” huzûrunda söylenseydi,hepsi begenir, kabûl buyururdu. Herseyin dogrusunu Allahü teâlâbilir. Herkesin aklı, birçok dünyâ islerinde bile, sasırıp yanılırken, iyiliklerine,merhametine son bulunmıyan sâhibimizin, Peygamberleri ilehaber vermeden, yalnız aklları ile bulamadıkları için, kullarını sonsuz olarakatesde yakacagını söylemek, bu fakîre agır geliyor. Böyle kimselerin sonsuzolarak Cennetde kalacaklarını söylemek, nasıl çok yersiz ise, sonsuz azâbçekeceklerini söylemek de, öyle yersiz oluyor. Nitekim, i’tikâdda ikinci imâmımızEbül-Hasen-i Alî Es’arî, bunların Cehenneme girmiyeceklerinisöyliyorsa da, bu sözünden, Cennetde kalacakları anlasılıyor. Çünki, ikisindenbaska yer yokdur. O hâlde, cevâbın dogrusu bize bildirilendir.Ya’nî mahser günü, hesâbları görüldükden sonra, yok edileceklerdir. Bufakîre göre, kâfirlerin çocukları da böyle olacakdır. Çünki Cennete girmek,îmân iledir. Yâ kendisi îmân etmis olacak veyâ îmânlının çocugu oldugu için,yâhud ana-babası birlikde mürted olunca, kendisi Dâr-ül-islâmda kaldıgıiçin îmânlı sayılmıs olacakdır. Dâr-ül-islâmda bulunan müsriklerin çocuklarıve zimmîlerin çocukları da Dâr-ül-harbdeki kâfirlerin çocukları gibidir.Çünki bu çocuklarda îmân yokdur. Bunlar Cennete giremez. Cehennemdesonsuz kalmak da, teklîfden sonra, inanmamanın cezâsıdır. Çocukise, mükellef degildir. Bunlar hayvanlar gibi, diriltilip, hesâbları görüldükdensonra, yok edileceklerdir. Eskiden, bir Peygamberin vefâtından sonra,çok vakt geçip, zâlimler tarafından din bozulup, unutuldugu zemânlardayasayıp, Peygamberlerden haberi olmıyan insanlar da kıyâmetde böylesonradan, tekrâr yok edileceklerdir.Ey yavrum! Bu fakîr, çok genis ve çok derin düsünüyorum da, Peygamberimizin"aleyhi ve alâ âlihissalâtü vesselâm” haberi yetismiyen, yer yüzünde,hiçbir yer kalmadıgını anlıyorum. Bütün dünyânın, Onun da’vet nûruile, günes gibi aydınlandıgı görülüyor. Hattâ, dıvâr arkasında bulunan,Ye’cûc ve Me’cûca bile ulasmıs bulunuyor.Eski zemânlarda da, bütün dünyâda Peygamber gönderilmedik bir yerkalmamıs gibidir. Hattâ, bundan en mahrûm zan edilen, Hindistânda bilehindlilerden bir Peygamber yapılmıs; Allahü teâlânın emrleri bildirilmisdir.Hindistânın ba’zı kısmlarında, anlasılıyor ki, Peygamberlerin "aleyhi-müssalevâtü vetteslîmât” nûrları, küfr karanlıkları içinde, yıldızlar gibiparlamısdır. Eger merâk ediyor isen, bu sehrleri söyliyebilirim. Ba’zı Peygamberlerebir kisi bile inanmamıs, kimse kabûl etmemisdir. Yalnız bir kisinininandıgı Peygamberler de olmusdur. Ba’zılarına da, iki veyâ üç kimseîmân etmisdir. Hindistânda bir Peygambere, üç kisiden çok inanan oldugugörülemiyor. Ya’nî, dört dâne ümmeti bulunan Peygamber olmamısdır.Hindlilerin tapındıkları kimselerden ba’zılarının kitâblarında, Allahüteâlânın varlıgı ve sıfatları hakkında görülen yazıları, hep o Peygamberinısıklarının aksleridir. Çünki her asrda, her ümmete Peygamber "aleyhimüssalâtüvesselâm” gelerek Allahü teâlânın varlıgını ve sıfatlarını bildirmisdir.Onların mubârek varlıkları olmasaydı, küfr ve günâh pislikleri ile kirlenmisolan akllar, îmân devletine kavusamazdı. Bu ahmaklar, çürük akllarıile, herkesi kandırıp, kendilerine tapmaga zorlamıs, [Sizi biz kurtardık,bizim sâyemizde yasıyorsunuz diyerek,] kendilerinden baska bir kuvvetinbulunmadıgını sanmıslardı. Nitekim, Mısr fir’avnları: (Eger benden baskasınataparsan, seni habs ederim) demisdi. Ba’zıları da, bu kâinâtın bir yaratanıoldugunu isitdiklerinden, kendilerine yaratıcı [ebedî lider], dediremiyeceklerinianlıyarak, bir yaratanın varlıgını söylemis, fekat bunun kendilerinesirâyet etdigini bildirerek, bu hîle ile insanları kendilerine tapdırmagaugrasmıslardır.[Bugün Hindistânda yayılmıs olan, Berehmen ve Buda dinlerinde, oradakieski Peygamberlerin kitâblarından, sözlerinden alınmıs kıymetli bilgilerinbulundugu görülmekdedir. Berehmen ve Buda dinleri, hıristiyanlık dînigibi, eski Peygamberlerin "aleyhimüsselâm” bildirdigi doğru dinlerin bozulmus,degisdirilmis bir hâlidir. Bunların hepsi, Muhammed aleyhisselâmın Peygamberolduguna inanmadıkları için kâfirdir. Seyyid serîf-i Cürcânî "rahmetullahialeyh”, (Serh-i mevâkıf) sonunda, üçüncü maksadda, buyuruyor ki:(Muhammed aleyhisselâmın Peygamber olduguna inanmıyan kâfir olur.Bunlardan, yehûdî ve nasârâ [hıristiyan], baska Peygamberlere inanıyor. [Semâvîdinlere inananlara (Ehl-i kitâb), ya’nî (Kitâblı kâfir) denir.] BaskaPeygamberlere de inanmıyanlardan, berehmenler, Allahü teâlânın varlıgınainanmakdadır. Dehriyye ise, Allahü teâlâya da inanmıyor. Hersey tabî’atkanûnları ile var oluyor. Bir yaratıcı yokdur. Dehr, ya’nî zemân ilerledikçe,hersey degismekdedir diyor). Mecûsîler, Allahü teâlânın iki olduguna, müsriklerve putperestler ise, çok olduguna inanıyor. Berehmen, mecûsî ve putperestler,kitâbsız kâfirdir. Çünki bir Peygambere inanmıyor. Bir semâvî kitâbokumuyorlar. Komünistler ise, dinsiz, tanrısız kâfir olup, dehriyye kısmındandır.Simdi, yeryüzünde, degisdirilmemis bulunan hak din, yalnız Muhammedaleyhisselâmın getirdigi islâm dînidir. Bu dînin, kıyâmete kadar bozulmıyacagını,dogru olarak kalacagını Allahü teâlâ söz vermisdir].
@mir
bunları kim yazmış bilmiyorum ama kendine yazık etmişbu yazıların Mektubat-ı Rabbani’ye sonradan eklenmiş olması ihtimaline binaen -ki aşağıda buna değineceğim-yazar hakkında "Beyimiz" tabirini kullanacağım < (Peygamberimiz sallAllahü aleyhi ve sellem , kıyâmet günü, bunlarıdîne da’vet eder
. Kabûl eden Cennete, etmiyen Cehenneme sokulur)sözü, bu fakîre iyi gelmiyor
. >
yukardaki mesajımda bu konu hakkında verdiğim linkte şu hadisler var: < a)
. Enes b
. Mâlik’ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah -sallAllahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:(( يُؤْتَى بِأَرْبَعَةٍ يَوْمَ الْقِيَامَةِ: بِالْـمَوْلُودِ، وَبِالْـمَعْتُوهِ، وَبِمَنْ مَاتَ فيِ الْفَتْرَةِ، وَالشَّيْخِ الْفَانِي، كُلُّهُمْ يَتَكَلَّمُ بِحُجَّتِهِ، فَيَقُولُ الرَّبُّ تَبَارَكَ وَتَعَالَى لِعُنُقٍ مِنَ النَّارِ: اُبْرُزْ، فَيَقُولُ لَـهُمْ: إِنِّي كُنْتُ أَبْعَثُ إِلَى عِبَادِي رُسُلاً مِنْ أَنْفُسِهِمْ، وَإِنِّي رَسُولُ نَفْسِي إِلَيْكُمْ، اُدْخُلُوا هَذِهِ [أَيِ النَّارَ]، فَيَقُولُ مَنْ كُتِبَ عَلَيْهِ الشَّقَاءُ: يَا رَبِّ! أَنَّى نَدْخُلُهَا وَمِنْهَا كُنَّا نَفِرُّ؟ قَالَ: وَمَنْ كُتِبَ عَلَيْهِ السَّعَادَةُ يَمْضِي فَيَقْتَحِمُ فِيهَا مُسْرِعًا، قال: فَيَقُولُ اللهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى: أَنْتُمْ لِرُسُليِ أَشَدُّ تَكْذِيبًا وَمَعْصِيَةً، فَيَدْخُلُ هَؤُلاَءِ الْـجَنَّةَ، وَهَؤُلاَءِ النَّارَ ))
. [ رواه أبو يعلى وصححه الألباني في السلسلة الصحيحة ]"Kıyâmet günü dört kişi (Allah’ın huzuruna) getirilir (Bunlar): Yeni doğan çocuk, deli (aklını yitirmiş) kimse, fetret döneminde (iki peygamber arasındaki dönemde kalan ve kendisine bir peygamber veya uyarıcı gönderilmeden) ölen kimse ve çok yaşlandığı için bunayan kimse Hepsi de tek tek mazeretini (gerekçesini) anlatır
. Rab Tebâreke ve Teâlâ cehennemde azap çekmekte olan bu kimselere: Ortaya çıkın, diye emreder
. Ardından onlara şöyle buyurur: Ben (dünyada iken) kullarıma, kendilerinden olan kimseleri elçiler (peygamberler) olarak gönderirdim ve şimdi ben, size gönderilen kendimin elçisiyim
. (ben şimdi sizinle aracısız olarak konuşuyorum
.) Haydi bu ateşe girin, der Bunun üzerine hakkında şekâvet (cehennem) ehlinden olması yazılan (takdir edilen) kimse: – Ey Rabbim! Biz, dünyada o ateşten kaçarken şimdi nasıl ona gireriz? dediPeygamber -sallAllahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:Hakkında saadet (cennet) ehlinden olması yazılan (takdir edilen) kimse, devam edecek ve hızla o ateşe girerPeygamber -sallAllahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:– Bunun üzerine Allah Tebâreke ve Teâlâ şöyle buyurur:– Siz, elçilerimi (peygamberlerimi) yalanlama ve onlara karşı gelme konusunda (dünyada yalanlayan ve onlara karşı gelenlerden) daha şiddetlisiniz
.Bunlar (Allah Teâlâ’ya itaat edip kendilerini hızla cehenneme atanlar) cennete girerler, şunlar (Allah Teâlâ karşı gelerek kendilerini cehenneme atmayanlar) da cehenneme girerler" (Ebu Ya’lâ; hadis no: 4224 Elbânî; "Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha"; c: 5, s: 603, hadis no: 2468) Hâfız İbn-i Kesîr -Allah ona rahmet etsin hadis, başka anlamda birçok şekilde rivâyet olunduğunu zikretmiştir (Bkz: İbn-i Kesîr Tefsiri; c: 3, s: 29-31)İbn-i Kayyim -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:"Bu,görüşlerin en adâletlisi ve olup delilleri biraraya getirmekte ve hadisler birbiriyle bu bölümde ittifak etmektedirKaynak: forumduasi.com/ahirete-iman/145445-kucuk-yasta-olen-cocuklar.html#ixzz1nbA7Dk3r >
evet Beyimize bu hadisler iyi gelmiyormuşya ne iyi geliyormuş? Bakalım: < Çok zemân sonra,Allahü teâlâ, merhamet ederek, bu mes’elenin hâllini ihsân eyledi
.Söyle bildirdi ki, >
Beyimiz vahiy de alıyormuş -haşa-şimdi bana "Allah bal arısına da vahyediyor. İmam Rabbaniye de vahyetmiş olamaz mı?" demeyinbal arısına Meryem Validemize ve Musa as’ın annesine amelleri ilham ile emredilmiştiburada ise akidevi bir bildirim söz konusu olupbir ümmetin nelere inanacağı ancak Resullere vahyedilirpeki Beyimize iyi gelen vahiy nasıl bir vahiymiş? < Bu cevâbımızPeygamberlerin aleyhimüssalevâtü vetteslîmât huzûrunda söylenseydi,hepsi begenir, kabûl buyururdu
. >
Resullerin hiçbirisinin bilmediği, hiçbirinin daha önce duymadığı bir cevab imişhani az önce bir başka konuda da yazdım ya: < "nebiler Allah’la Cibril vasıtası ile haberleşiyordu biz vasıtasız haberleşiyoruz" vb zırvalar ilevelilerin nebilerden üstün olduğunu iddia edenler olmuştur >
beyimiz de onlardanmış demeköyle ya kendisine bildirilen şey Nebilerin hiçbirinin daha önce duymadığı bir şeymişpeki bizim Peygamberimiz Beyimizin bu cevabını daha önce hiç duymadığına görekafirlerin küçük yaşta ölen çocukları için acaba ne demiş?bakalım:
< a)Semura b
. Cundub’un -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ettiği hadistir
. Peygamber -sallAllahu aleyhi ve sellem-, İbrahim -aleyhisselâm-‘ın yanında (buluğ çağına ermeden ölen) müslümanların çocukları ile müşriklerin çocuklarını birlikte görmüştür (Bkz: Buhârî; hadis no: 6640)
.b)
. Sarîm oğulları kabilesinden Muâviye’nin kızı Hasnâ’dan rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:((حَدَّثَنَا عَمِّي قَالَ: قُلْتُ لِلنَّبِيِّ ^ مَنْ فِي الْـجَنَّةِ؟ قَالَ: النَّبِيُّ فِي الْـجَنَّةِ، وَالشَّهِيدُ فِي الْـجَنَّةِ، وَالْـمَوْلُودُ فِي الْـجَنَّةِ، وَالْوَئِيدُ فِي الْـجَنَّةِ )) [ رواه أحمد وضعفه الألباني في ضعيف الجامع ]"Amcam (Eslem b
. Selîm) bana anlattı Dedi ki: – Peygamber -sallAllahu aleyhi ve sellem-‘e: Kimler cennettedir? diye sordumPeygamber -sallAllahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:-Peygamber cennettedir Şehit cennettedir Yeni doğan çocuk cennetedirDiri diri toprağa gömülen çocuk cennettedir" (İmam Ahmed Müsnedi; c 5, s: 409
. Ancak Elbânî, "Daîfu’l-Câmi’"de hadisin zayıf olduğunu belirtmiştir
. Hadis no: 5997)a) Seleme b Kays el-Eşcaî’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğna göre, o şöyle demiştir:(( أَتَيْتُ أَنَا وَأَخِي النَّبِيَّ ^ فَقُلْنَا: إِنَّ أُمَّنَا ( مُلَيْكَةَ) مَاتَتْ فِي الْـجَاهِلِيَّةِ، وَكَانَتْ تَقْرِي الضَّيْفَ، وَ تَصِلُ الرَّحِمَ، وَأَنَّهَا وَأَدَتْ أُخْتًا لَنَا فِي الْـجَاهِلِيَّةِ لَـمْ تَبْلُغِ الْـحِنْثَ
. فَقَالَ: الْوَائِدَةُ وَالْـمَوْءُودَةُ فِي النَّارِ، إِلَّا أَنْ تُدْرِكَ الْوَائِدَةُ الْإِسْلَامَ فَتُسْلِمَ
. )) [ رواه أحمد وحسنه الحافظ ابن كثير وابن عبد البر ] "Ben ve kardeşim, Peygamber -sallAllahu aleyhi ve sellem-‘e gelerek: – (Ey Allah’ın elçisi!) Annemiz (Müleyke) câhiliye döneminde öldü
.Annemiz misafirine ikramda bulunur, yakın akrabaları ziyâret eder ve onlara iyilikte bulurdu
. (Bu yaptığı iyilikler kendisine bir fayda verir mi?) Fakat câhiliye döneminde henüz buluğ çağına ermeyen bir kız kardeşimiz vardı onu diri diri toprağa gömmüştüBunun üzerine Peygamber -sallAllahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:– Kız çocuğunu diri diri toprağa gömen kadın ile ve diri diri toprağa verilen kız çocuğu ateştedir
.Ancak kız çocuğunu diri diri toprağa gömen kadın İslâm’a kavuşmuş ve müslüman olmuşsa, o bundan müstesnâdır
." (İmam Ahmed rivâyet etmiş, İbn-i Kesîr, tefsirinde (c: 3, s: 33) hadisin hasen olduğunu belirmiştir Ondan önce de İbn-i Abdil-Ber ("et-Temhîd"; c: 18, s: 120)’de hasen olduğunu belirtmiştir)a)
. Abdullah b
. Abbas’tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:(( سُئِلَ رَسُولُ اللهِ ^ عَنْ أَوْلَادِ الـْمُشْرِكِينَ فَقَالَ: اللهُُ إِذْ خَلَقَهُمْ أَعْلَمُ بِمَا كَانُوا عَامِلِينَ
.)) [ رواه البخاري ومسلم ]"Rasûlullah -sallAllahu aleyhi ve sellem-‘e (küçük yaşta ölen) müşriklerin çocukları hakkında sorulduğunda şöyle buyurmuştur:– Allah Teâlâ onları yarattığı zaman, onlar büyüyünceye kadar yaşayıp kalmış olsalar, Allah Teâlâ onların ne yapacaklarını daha iyi bilir" (Buhârî; hadis no: 1383 Müslim; hadis no: 2660)b)
. Yukarıdaki hadisin bir benzeri de Ebu Hureyre’nin -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ettiği hadistirNitekim Ebu Hureyre’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:(( سُئِلَ النَّبِيُّ ^ عَنْ أَوْلَادِ الْـمُشْرِكِينَ فَقَالَ: اللهُُ أَعْلَمُ بِمَا كَانُوا عَامِلِينَ
. )) [ رواه البخاري ومسلم ]"Peygamber -sallAllahu aleyhi ve sellem-‘e (küçük yaşta ölen) müşriklerin çocukları hakkında sorulduğunda o şöyle buyurmuştur:– (Onlar büyüyünceye kadar yaşayıp kalmış olsalar), Allah Teâlâ onların ne yapacaklarını daha iyi bilir" (Buhârî; hadis no: 1384 Müslim; hadis no: 2659)
4. Buluğ çağına ermeden ölen kâfirlerin çocukları hakkında bazı âlimler: Onlar cennet ehlinin hizmetçileridir, demişlerdirŞeyhul-İslâm İbn-i Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- bu görüş hakkında şöyle demiştir:"Bu sözün aslı yoktur" ("Mecmuû’l-Fetâvâ"; c: 4, s: 279)Ben derim ki: Bu konuda Taberânî ve Bezzâr’dan rivâyet olunan bir hadis gelmiştir. Fakat hadis âlimleri, bu hadisi zayıf olarak değerlendirmişlerdir. Bu âlimlerden birisi de Hâfız İbn-i Hacer’dir.(BKz: "Fethu’l-Bârî"; c: 3, s: 246) >
bir diğer hadisi de zaten yukarda vermiştim şimdi beyimize bu kadar hadisten hiçbiri iyi gelmemiş üstelik küçük yaşta ölen kafir çocuklarının cennette olacağına dair merhamet dolu hadisler de ona göre yanlışmış ki < Bufakîre göre, kâfirlerin çocukları da böyle olacakdır
. Çünki Cennete girmek,îmân iledir
. >
demiş bu fakir Beyimiz bilmiyor mu ki "her çocuk İslam fıtratı üzere doğar sonra anne babaları onları kafir yapar" kafirlerin henüz anne babaları tarafından kafir yapılmadan yani İslam fıtratı üzere iken ölen küçük çocuklarının cennete girmesine mani nedir o zaman? bunu ben bile akledebilirken Allah’ın kendisine bildirimlerde bulunduğunu iddia eden Beyimizin bunu akledememesi sizce normal midir? < Seyyid serîf-i Cürcânî rahmetullahialeyh ,
(Serh-i mevâkıf) sonunda, üçüncü maksadda, buyuruyor ki:(Muhammed aleyhisselâmın Peygamber olduguna inanmıyan kâfir olur. >
bu konuda apaçık hadis varken neden Resulullah buyurdu ki: Muhammed’in nefsi elinde olan Allah’a yemin ederim ki, bu ümmetden herhangi bir yahudi veya hristiyan beni duyar da sonra benimle gönderilene iman etmeden ölürse mutlaka cehennemliklerden olur Müslim, Kitabü’l-İmandemek yerine "felan buyurdu ki diğeri dedi ki " deniyor hadi cahiller bunu yapar da bir konu hakkında ayet hadis varken onları gündeme getirmek yerine onları es geçip başkalarının sözlerine atıfta bulunmak alime yakışır mı? bakın yazı belki iki sayfa ama içinde sadece bir tane ayet var o da konu ile doğrudan alakalı değil < Komünistler ise, dinsiz, tanrısız kâfir olup, dehriyye kısmındandır
. >
ya buna ne demeli? İmamı Rabbani zamanında komünistler mi vardı? kadın da dahil malların paylaşımını savunan Mazdekler vardı ama Mazdekizm bir din idi. Tahkiki Komünistler ise din düşmanı olup Mazdekilerle denk değillerdir.
bu ifade kitabın çevirisinde tahrifat yapıldığının bir delilidir Allahu Alem
Ben okudum anladım İslamyolu
sen de benim iddiam olan İmam Rabbaninin küçük yaşta ölen kafir çocuklarının toprak olacağı ile ilgili hiçbir delil veremediğini ispatlamış oldun
şimdi bana körükörüne karşı çıkmak yerine
aşağıdaki alıntıyı tekrar oku belki unutmuşsundur
< Tasavvuf erbabı geçmiş ve şimdiki alimlerinden bu tür sözleri işitildiği zaman bu sözleri normal görmemeliler Bilmeden o sözleri savunmaya kalkıp karşı tarafı tekfir etmemelilerO sözün küfür sözü olduğunu kabul etmesi gerek Yoksa her cemaat alimlerini körü körüne savunursa kötü niyetli şeyhlerin , ajanların islama zarar verecek sözleri bazı cemaatler tarafından güzel görülebilinir Buda zamanla islama büyük zararlar verebilir Bu caiz olmayan hoş görüyü malasef bazı tasavvuf ehli müritler yapmaktadırlarBiz Ehli Sünnet vel Cemaat Mezhebi mensupları olarak, o küfür sözlerinden dolayı, o sözleri söyleyenleri tekfir etmeyiz Tekfir etmememiz, o sözlerin küfür sözleri olmadığı anlamına gelmez O sözler haddi zatında küfür içerikli sözlerdir Fakat biz Ehl-i Sünnet itikadı gereği tekfirden uzak dururuz Bunun için o sözlerin aslını araştırıp tevil etmeye çalışırız İmam-ı Rabbani Hzleri cem makamını geçerken söylenen sözlerin Şeriate uymadığını Şeriate uymayannın da hakikat olamıyacağını söylediği gibi biz tasavvuf ehli olarak Şeriate uymayan hiç bir sözü kim söylerse söylesin kabul etmeyiz hoş görmeyizKaynak: forumduasi.com/tasavvuf-terimleri-sozlugu-kavramlar/199902-muhammed-esittir-allah-sozunun-izahi-tovbeye-davet.html#ixzz1mo54Tjd1Muhammed Eşittir Allah Sözünün İzahı Tövbeye Davet >