NUR SURESİ Hakkında Bilgi

NUR SURESİ Hakkında Bilgi

@mir
NUR SURESİ


Sure Hakkında Bilgi

Sure adını, Allah’ın nurunu tasvir eden şu ayetten almıştır: "Allah, göklerin ve yerin nûrudur. O’nun nûrunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da, batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir. (Bu,) nûr üstüne nûrdur. Allah dilediği kimseyi nûruna eriştirir. Allah insanlara (işte böyle) temsiller getirir. Allah her şeyi bilir." (35. ayet) Sure 64 ayettir. Surenin tamamı Medine’de, Beyyine suresinden sonra inmiştir. Mushaftaki resmi sıralamada 24., iniş tarihine göre ise 102. suredir. Harise b. Mudarrib bu surenin önemi hakkında şöyle demiştir: "Hz. Ömer bize Nisa, Ahzab ve Nur surelerini mutlaka öğrenin, diye yazılı emir gönderdi." 1

Surenin temel konuları

Zina ve zina ile ilgili hükümler; had-i kazf (zina iftira¬sı cezası) ve mülâane hükümleri,
Aile ve toplum ilişkileri,
Bazı ahlâk kuralları,
Örtünme (tesettür),
Mümin, kafir ve münafıkların durumu,
Allah’ın varlığı, birliği ve kudreti,
Allah’a ve Peygamberine itaatin gereği.

Surenin temel mesajları

Zina, aileyi ve toplumu bozan bir davranıştır.

Zina eden erkek ve kadına bedeni ceza uygulanır.

İftetli bir mümin, zina eden bir kimseyle evlenmemelidir.

Zina iftirasında bulunmak büyük bir suçtur. Namuslu müslüman kadınlara iftira edenler, dünya ve ahirette lanetlenmiştir. Allah onlara hak ettikleri cezayı verecektir.

Namuslu kadınları zina ile suçlayıp, bu iddialarını dört şahitle ispat edemeyenlere bedeni ceza uygulanır.

Zina iftirasında bulunanların hiçbir konuda şahitlikleri kabul edilmez.

Eşini zina ile suçlayıp bunu dört şahitle ispat edemeyen erkek, eşinin inkar etmesi durumunda hakim huzurunda eşiyle lanetleşir. Bu lanetleşmeden sonra eşler boşanmış olurlar.

Suçlu olduğu kesinleşmedikçe, herkese suçsuz muamelesi yapılmalıdır.

Fitnecilere karşı dikkatli olunmalı, yapılan dedikodulara hemen inanılmamalıdır. Müslümanlar, kesinlikle dedikodudan uzak durmalıdırlar. Zira Müminler arasında kötü söz ve davranışların yayılmasını isteyenlere dünya ve ahirette acı bir azap vardır.

Müminler, şeytana uymamalıdırlar. Çünkü şeytan edepsizliği ve kötülüğü emreder.

Müminler, kırgınlık nedeniyle birbirlerine yardımı kesmemeli, hoşgörülü olmalıdırlar. Böyle davranmakla Allah’ın rızası ve affı kazanılmış olunur.

Başkasının evine girmek için önce izin alınmalıdır. Evde kimse yoksa veya girilmesine izin verilmiyorsa ısrarcı olunmamalı, geri dönülmelidir.

Hizmetçiler ve evin küçük çocukları dahil, ev hayatında gizlilik esastır. Çocuklar, izin almadan özellikle sabahları, öğleleri ve geceleri hiçbir erkek veya kadının özel odasına giremezler. Anne babanın yatak odalarına izin almadan kesinlikle girilmemelidir.

Müslümanlar harama göz dikmemeli, namuslarını korumalıdırlar.

Kadınlar tesettüre dikkat etmeli, erkeklerin dikkatini üzerlerine çekecek davranışlarda bulunmamalıdırlar.

Hizmetçileri ve evlenmelerinin haram olduğu yakınlarının dışında kimseye karşı süs eşyalarını da takmamalıdırlar.

Evlenme çağına gelen Müslümanlar evlenmelidirler.

Evlenme imkanı olmayanlar, bu imkana kavuşuncaya kadar namuslarını korumalıdırlar.

Evlenecek çağa gelen fakat evlenme imkanı bulamayanlara yardımcı olunmalıdır.

Fuhuşla ilgili her tür iş ve davranıştan uzak durulmalıdır.

Allah, göklerin ve yerin nurudur.

Allah, iyi davranışta bulunanları, yaptıklarından daha fazlasıyla ödüllendirecektir.

İnkarcılığın sonu hüsrandır. İnkarcıların durumları, aldatıcı seraba benzer, hiçbir işe yaramaz.

Allah bir kimseye nur vermeyince, o kimsenin ışıktan ve aydınlıktan nasibi yoktur.

Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah’ı zikreder eder.

Her şey Allah’ındır ve dönüş de onadır. Yüce Allah, kimin ne yaptığını çok iyi bilmektedir; ahirette de hesap soracaktır.

Allah’ın yarattığı varlıklardan ibret alınmalı ve doğru yol üzere olunmalıdır.

Münafıklar, çıkarcı kimselerdir. Onlara güvenilmez. Bunlar, işlerine gelince ilahi hükümleri kabul eder, çıkarlarına dokununca hemen uzaklaşırlar.

Hz. Peygamber bir uyarıcıdır. Ona itaat eden ve onun yolunu takip eden doğru yolu bulur.

İman edip salih amel işleyenler, yeryüzünde egemen olacaklardır.

İlahi rahmete kavuşmanın yolu, namazı gereği gibi kılmak, zekatı vermek ve Hz. Peygambere itaat etmekten geçer.

İnkarcılar, yeryüzünde hakkı asla yenemezler ve aciz bırakamazlar. İnananlar, eninde sonunda üstün geleceklerdir.

Hz. Peygambere gereken saygı gösterilmelidir.

Müslümanların bir arada yemek yiyerek karşılıklı ilişkileri geliştirmeleri iyidir. Çok yakın akrabalar ve samimi dostlar birbirlerinin evlerinde yemek yiyebilirler.

Dipnotlar

1. Vehbe Zuheyli, et-Tesfîru’l-Münîr, Risale Yayınları, 9/367-368.

Hasenat programından alınmıştır.


Cevap: NUR SURESİ Hakkında Bilgi

Muhammed
nur suresi ile ilgili bilgi
nur suresi hakkında bilgiler

NUR SURESİ
24

indiği Yer :

Medine

İniş Sırası :

102

Âyet sayısı :

64

Nüzulü

Mushaf’taki sıralamada yirmi dördüncü, iniş sırasına göre yüz ikinci suredir. Haşr sûresinden sonra, Hac sûresinden önce Medine’de inmiştir. Zİna edenlerle evlenmeyi kınayan 3. âyet, hicretin 3. yılında, Racî’ çatışmasında şehid düşen Mirsed ile ilgilidir. Şu halde sûrenin ilk âyetleri hicretin 1. yılının sonu ile 2. yılının başlarında vahyedilmiş, olmalıdır. Eşleri hakkında zina suçlamasında bulunan bulunan kocalar hakkındaki 6. âyetin de Tebük Savaşı’ndan sonra, 9. yılın Şaban ayında geldiği bilinmektedir. Buna göre sûrenin uzun bir zaman dilimi içinde parça parça nazil olduğu anlaşılmaktadır.[1]

Adı

Sûre adını, Allah’ın nurunu bir benzetme ile açıklayan 35. âyet ile Allah’ın lütfedeceği nurdan mahrum kalanların başka bir nur bulamayacaklarını ifade eden 40. âyetten almıştır. [2]

Konusu

Sûrenin konularım şöylece sıralamak mümkündür:

1. Zina suçu işleyenlerin cezası ve bunlarla evlenmenin hükmü.

2. Namuslu kadınlara iftira edenlerin ispat yükümlülüğü, cezası ve lânetleşme usulü.

3. Hz. Aişe’nin, münafıklar tarafından yapılan iftiradan berâeti (Allah’ın münafıkları yalanlaması, Hz. Âişe’yi temize çıkartması).

4. Namusla ilgili dedikoduların ve ahlâksızlığın yayılmasına sebep olanların kınanması.

5. Evlere girip çıkma ile ilgili muaşeret kuralları.

6. Müslümanlar arasındaki (kadın-erkek) sosyal ilişkiler ve selamlaşma kuralları

7. Köle ve cariyelere iyi davranma, onları evlendirme ve özgürlüklerine kavuşturma konularıyla ilgili teşvikler.

8. Fuhşun yasaklanması, iffetli olmanın teşviki.

9. Şeytanın tuzakları hakkında uyarı.

10. Allah’ın doğru yolu göstermesi ve imana giden yola ışık tutmasıyla ilgili temsilî açıklamalar.

11. Allah’ın büyüklüğü ve eşsiz nitelikleri, O’na kulluk edenlere sevgisi ve ödülleri konularında önemli açıklamalar ve müjdeler. [3]

Meali

Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla… 1. Bu, âyetlerini belirleyip indirdiğimiz bir sûredir. Düşüttesiniz diye onun içinde apaçık âyetler gönderdik. 2. Zina eden kadın ile zina eden erkeğin her birine yüz sopa vurun, Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dinini uygulama hususunda o ikisine karşı merhamet duygunuza yenilmeyin. Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya tanık olsun. 3. Zina eden erkek ancak zinakâr veya müşrik bir kadınla evlenir, zina eden kadını da ancak zinakâr veya müşrik bir erkek alır. Bu müminlere haram kılınmıştır. [4]

Tefsiri

1. Bilindiği gibi sûreler âyetlerden oluşmaktadır. Nûr sûresini göndermeyi murat eden Allah Teâlâ onun kaç âyetten oluşacağını, âyetlerin içeriğini, uzunluk ve kısalığını, ifade tarzını takdir etmekte, sonra da Cebrail vasıtasıyla onu Peygamberine göndermektedir. Tefsircilerin çoğu, âyette geçen "faradnâ" kelimesine bizim tercih ettiğimiz "belirlemek" mânasını değil, "farz kılmak" anlamını vermişler ve "… indirdik ve farz kıldık" şeklinde anlamışlardır. İbn Âşûr’un da işaret ettiği üzere (XVIII, 143) sûrede geçen bütün âyetler farz kılınmış hükümler getirmedi ei için biz mealindeki anlamı tercih ettik. [5]

2. Daha önce[6] zina ve cezası hakkında bazı bilgiler verilmişti. Burada ek olarak şunları kaydetmek mümkündür:

İslâm’a göre zina, aralarında nikah bağı bulunmayan kadın ve erkeğin birbirleriyle cinsel ilişkide bulunmasıdır. Bunun para karşılığında yapılmış olup olmaması zina kavramını değiştirmez. Câhiliye devrinde daha ziyade cariyeler ve az da olsa hür kadınlar, evlerine flamalar asarak bu işi ücret karşılığında yaparlardı ve onların yaptığına "biğâ" denirdi. Zina kelimesi İse menfaat karşılığı olmayan, aşka ve sevgiye dayanan veya zevk İçin yapılan gayri meşru birleşmeler için kullanılırdı. Bu dönemde zina için uygulanan, hukukî İşlerliği olan bir objektif bir ceza da yoktu. Zina eden kadının kocası veya velisi olayı namus meselesi yaparsa ya şahsen intikam alırdı veya araya girenler ihtilâfı sulh yoluyla çözerlerdi. İslâm’dan sonra zina bütün çeşitleriyle yasaklandı, kınandı ve yapanlar için cezalar kondu. Nisa sûresinde öngörülen cezalarda açıklanması gereken hususlar vardı, bu âyet zina eden erkeğe ve kadına yüzer adet sopa vurulacağını ifade ederek konuya açıklık getirdi. Tefsircilerin ve fıkıhçılann çoğu bu cezanın muhsan olmayan (sahih evlilik akdi içinde cinsel temas yapmamış) kimseler için olduğunu, muhsan olanların cezasının ise recm yani taşlayarak öldürmek olduğunu belirtmişlerdir. Biz ise kendi tercihimizi, Nİsâ sûresinde "yüz sopa genel olarak cezadır (haddir), recm, sürgün vb. cezalar ise kanunlaştırılması ve uygulanması yönetimlere bırakılmış, ta’zir diye bilinen ve değişmeye açık bulunan cezalardır" diyerek açıklamıştık.

Fıkıhçılar, uygulama şekillerine bakarak sopanın ve uygulamanın nasıl olacağı konusunda detaylı açıklamalar yapmışlardır. Bu konudaki açıklamalarda dikkat çeken husus, çok acı vermeyecek bir sopanın veya kırbacın seçilmesi ve sakatlığa sebep olacak, hayatî tehlike oluşturacak şekilde vurulmaması gibi konularda gösterilen titizliktir.

Cezanın gerekçeleri arasında suçluyu ıslah etmesi, ırza tecavüz durumunda mağduru tatmin etmesi, hem suçlu hem de diğerleri için caydırıcı ve ibret verici olması gibi hususlar vardır. Allah kullarını sevdiği ve onlara karşı sonsuz merhamet sahibi olduğu halde yine kullarının faydasına olduğu için acı bir ilâç gibi cezaya da yer vermiştir. İnsanlara yaratıcısından ve sahibinden fazla acımak kullara düşmez; suç işleyen hak ettiği cezayı çekmelidir, suçluya acıyarak -hukuk izin vermediği halde- cezadan vazgeçmek suçluya da topluma da hayır getirmeyecektir. Ceza infaz edilirken uygun sayı ve nitelikte bir grubun hazır bulunması, cezanın hukuka uygun bir şekilde infaz edilmesinin sağlanması ve ibret alma gerekçesinin gerçekleşmesi bakımından faydalı görülmüştür.


Cevap: NUR SURESİ Hakkında Bilgi

Kayıtsız Üye
Allah razı olsun Nur suresi ile ilgili bilgi edindim


Cevap: NUR SURESİ Hakkında Bilgi

yasemin
Nur Suresi , adı gibi insan tabiatını ve insna ilişkilerini , özellikle de kadın- erkek ilişkilerini aydınlatan bir suredir.Bu ilişkileirn insan kimliğinin bir parçası olan cinselliğin istismara açılmadan nasıl yürümesini gerektiğini beyan eder. Bu konuda kimi ahlakı kurallar koyar . Karşıt cinsler arasındaki ilişkiyi sağlıklı bir zemine oturtur . Sınırlar çizer ve bu sınırları aşanlar için müeyyideler getirir . Kdın – erkek ilişkilerinin sağlığı ve kadının karşı cins tarafından istismarını önleme açısından kadının kişiliğini ,dişiliğinin önüne geçirir . Kadın bedeninin kamuya açılmasını yasaklar . Bununla insanın haysiyet ve şahsiyetini korumayı amaçlar . Sağlıklı toplumsal ilişkilerin sağlıklı bireysel ilişkiler üzerine bina edileceği hakikatini dile getirir .


nur suresi hakkında bilgi, nur suresinde ne anlatılıyor, nur suresi kaç sayfa

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();