Tecvid Dersleri
Medine
ON DERSTE TECVİT
1.DERS
TECVİD’İN TANIMI Sözlükte; Bir şeyi süslemek , güzel ve hoşça yapmak anlamlarına gelir.
Istılahta; “Kur’an-ı Kerim’i güzel bir biçimde okumak için uyulması gereken kuralları içeren ilim dir.
وَ هُوَ اِعْطاَءُ الْحُرُوفِ حَقَّهاَ مِن كُلِّ صِفَةٍ وَمُسْتَحَقَّهاَ وَ رَدَّ كُلِّ وَاحِدٍ لاَصْلِهِ
Harflerin lâzımî ve arızî sıfatlarının hakkını vererek her bir harfi mahrecinden çıkartmaktır.
2.DERS
TECVİDİN KONUSU
Kur’an-ı Kerim’in harflerinin ve kelimelerinin, dilin fonetiğine uygun ve kulağa hoş gelen biçimde seslendirilmesi için öngörülen kurallardır.
Buna göre tecvit, harflerin çıkış yerleri, sıfatları, idğam, ğunne, uzatma, kalkale, izhar vb. konuları içerir.
3. DERS
TECVÎDİN GAYESİ VE AMACI
Tecvit, Kur’an’ın, Arapçanın fonetiğine uygun olarak, belli bir ses ahengi ve düzeni içinde güzel bir biçimde okunmasını amaçlar. İlahî kelâmın okunuşunda, dili her türlü hatadan korumaktır.
Kur’an’ı güzel okumak, dinleyen üzerinde olumlu bir etki uyandırır. Nasıl güzel okunan bir şiir/ezgi, notasına uygun icra edilen bir musikî, dinleyenleri etkilerse, güzel okunan Kur’an da dinleyenleri olumlu yönde etkiler. Onlarda güzel duyguları uyandırır. Bu bakımdan Kur’an’ın güzel okunması, Müslümanların geleneğinde çok önemli görülmüştür.
4.DERS
TECVİDİN HÜKMÜ
Kur’an’ı Kerim’in tecvitli okunması farzdır.
Namaz kabul olacak kadar Kur’an’ın tecvitli okunması farz-ı ayn,
Kur’an’ın tamamının tecvitli okunması farz-ı kifayedir.
5.DERS
TECVİD İLMİNDE LAHN (OKUYUŞ HATASI) Hata etmek ve doğrudan sapmak gibi manalara gelir. Tecvid ilminde: Tecvid kaidelerine uymamaktan meydana gelen hata demektir. İki kısma ayrılır:
LAHN-I HAFİ: Küçük ve gizli hatadır ki ancak tecvidi iyi bilen, kuran ve kıraat ilmi konusunda ehil olan kimselerin fark edebileceği hatalardır.
a) İhfayı, idğamı, iklabı, izharı yerine getirmemek, vacip medleri eksik çekmek, yahut medd-i tabiiyi fazla uzatmak gibi. Bu hataları yaparak okumak tahrimen mekruh olarak kabul edilmiştir.
b) ra harfindeki tekrir sıfatında, nun ve mim deki ğunne sıfatında (ifrad ve tefride kaçmak) hata etmek, lam harfini ince okunması gereken yerde kalın okumak, ra’yı kalın okunması gereken yerde ince okumak gibi. Bu türden lahn-ı hafi tenzihen mekruh olup okuyuşu bu tür hatalardan korumak müstehaptır.
LAHN-I CELİ: Ağır ve açık hata demektir. Kur’anı okuyabilen herkesin kolaylıkla fark edip anlayabileceği derecedeki hatalı okuyuşlardır.
a) Harflerin mahreç veya sıfat-ı lazimelerini bozmak. (خَلَقَ) yarattı (حَلَقَ) traş etti, (صِراَطَ) yerine (صِراَدَ) okumak
b) Harekelerde yapılan hatalar. (اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ) تَ yi ötreli veya esreli okumak gibi. (لِلَهِ) yerine (لِلَّهُ) demek.
c) Kelimede bir harf ziyade etmek veya eksiltmek. (لَمْ يَلِدْ) yerine (لَمْ يَلِيدْ) gibi.
d) Medd-i tabiî’leri terk etmek. (قاَلَ) yerine (قَلَ) gibi.
e) Harekeyi sukûna, sukûnu harekeye çevirmek. (اَلْحَمْدُ) yerine (اَلِحَمْدُ) gibi.
Bu gibi hatalar vuku bulduğunda, ibarede mana ister bozulmuş olsun ister bozulmasın lahn-ı celi olarak kabul edilmiştir. Bir müslümanın kuranı lahn-ı celiden kurtaracak kadar tecvidi uygulaması farz-ı ayn olduğuna göre lahn-ı celi yapan fahiş bir hata ve haram işlemiş olur. Çoğu zaman namaz bozulmuş olur.
6.DERS
HARF-İ MED
Sözlükte med: Uzatmak demektir.
Istılahta: Med veya lin harflerinden birisi ile sesi uzatmaya med denir.
Tecvid ilminde : Bazı şartlarla kendisinden önceki harfi, harekesi doğrultusunda uzatmayı sağlayan harfe Harf-i med denir. Ve med harfleri üç tanedir
Vav ( و), Ye ( ي) , Elif ( ا)
7.DERS
MEDD-İ TABİİ (Asli med, zati med, tabii med)Bir kelimede harfi med bulunup sebebi med bulunmaz ise medd-i tabii olur
VAV ( و)’IN HARF-İ MED OLABİLMESİ İÇİN
Kendisi sakin (harekesiz), Makabli mazmûm (ötreli) olunca harfi med olur ve sesi (uzattığı harfin kalın veya ince olmasına göre) ü veya u istikametinde uzatır.
رَسُولٌ ، أَعُوذُ ، غَفُورٌ ، نُورٌ ، غَيْرِ الْمَغْضُوبِ ، يَقُومُ ، نَتُوبُ
YE ( ي) ‘NİN HARF-İ MED OLABİLMESİ İÇİN
Kendisi sakin, Makablinin meksûr (esreli) olunca harfi med olur ve sesi i istikametinde uzatır.
أَلَّذِينَ ، يَسْتَوِي ، نَسْتَعِينُ ، فِي تَضْلِيلٍ ، تَرْمِيهِمْ ، مَجِيدٌ ، قِيلَ
ELİF ( ا )’İN HARF-İ MED OLABİLMESİ İÇİN
Kendisi daima sakin bir harftir. Makabli meftuh (üstün) olunca med harfi olur ve sesi (uzattığı harfin kalın veya ince olmasına göre) e veya a istikametinde uzatır.
مَالِكِ ، رَبَّنَا ، لَهَا ، وَ لاَ خَوْفُ ، غَاسِقٍ ، إِذَا ، عَابِدٌ ، شَاهِدٌ ، رَاشِدٌ
8.DERS
ZAMİR DAMİR
Tecvîd ilminin konusu olan zamir, Huve ( هُوَ ) lafzı olup, bu zamirin hangi durumlarda uzatılarak, hangi durumlarda da uzatılmayarak okunacağıdır.
A) Zamirin Med/SILA Yapılarak (Uzatılarak) Okunduğu Yerler:
1- Eğer zamirden önceki harfin harekesi üstün ( ـَـ )veya ötre ( ـُـ )olursa, vasl halinde (geçiş durumunda) zamir ötreli olarak sonunda med harflerinden vav ( و )varmış gibi Û sesiyle uzatılarak okunur.
إِنَّهُ = إِنَّهُو ، صَاحِبُهُ = صَاحِبُهُو ، مَا لَهُ = مَا لَهُو ، رَبُّهُ = رَبُّهُو
2- Eğer zamirden önceki harfin harekesi esre ( ـِـ )ise vasl halinde zamir esreli olarak sanki sonunda med harflerinden yâ (ي ) varmış gibi Î sesi ile uzatılarak okunur.
بِهِ = بِهِي ، مِنْ قَوْمِهِ = مِنْ قَوْمِهِي ، لِوَلِيِّهِ = لِوَلِيِّهِي ، رَبِّهِ = رَبِّهِي
B) Zamirin Kasredilerek/Adem-i sıla (Uzatılmadan) Okunduğu Yerler:
1- Zamirden önceki harf med harflerinden biri ise zamir vasl halinde bile uzatılmadan okunur.
فِيهِ ، خُذُوهُ ، وَ اجْتَبَاهُ ، وَ هَدَاهُ ، آتَيْنَاهُ ، لأَخِيهِ
2- Zamirden önceki harf sâkin (harekesiz), yani cezmli bir harf ise zamir vasl halinde yine uzatılmadan okunur.
إِلَيْهِ ، عَلَيْهِ ، حَمَلَتْهُ ، مِنْهُ ، فَاعْبُدْهُ ، يَأْخُذْهُ ، فَبَشِّرْهُ
3- Zamirden sonra gelen harfin harekesi yoksa zamir vasl halinde yine uzatılmadan okunur.
بِهِ اْلإِلَهُ ، لَهُ الْمُلْكُ ، أَنَّهُ الْحَقُّ ، كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ
Not: Tabiî medde, med harfleri her zaman açık olarak görülmez. Kur’an-ı Kerim’de bazı üstünlü harfler, kendilerinden sonra elif varmış gibi uzatılarak okunur. Okunması kolay olsun diye bu harflerin üzerine dik ve kısa bir uzatma işareti (‘) konur.
إِبْرَهِيمَ إِسْحَقَ هَرُونَ وَلَكِنْ طَهَ
Zamirin Kaideler Dışında Okunduğu İstisnâî İki Durum Vardır
1. Kaideye uymasına rağmen Zümer 7. âyetinde geçen ( يَرْضَهُ لَكُمْ ) ibaresindeki zamir uzatılmadan, yani kasredilerek okunur.
2. Furkan 69. âyetinde yer alan ( فِيهِ مُهَانَا ) lafz-ı celîlindeki zamir, kendinden önce med harfi geliyor olmasına rağmen Âsım kırâatında Hafs burayı( فِيهيِ مُهَانَا ) şeklinde uzatarak okumuştur. Bunun iki sebebi varıdır. Birincisi: Manasındaki dehşetli azaba tenbih ve ikaz içindir. İkincisi: Zamir ( هـ )’nin esresinden sonra mîm ( م )harfinin ötresine süratle geçmekte ortaya çıkan güçlük ve külfeti kaldırmak içindir.
Bunlardan başka zamirle alakası olmadığı halde yazılış itibariyle zamire benzeyen he (( ه ، ـه ) هـ ) harfleri vardır. Bunlar bulunduğu kelimenin asıl harflerinden olduğu için uzatılmadan okunurlar. Kur’ân’daki bu kelimelerin tamamı şunlardır:
فَوَاكِهُ ، لَمْ يَنْتَهِ ، وَ مَا نَفْقَهُ ، لَمْ تَنْتَهِ ، وَجْهُ أَبِيكُمْ
9. DERS
MEDD-İ TABİİ’NİN HÜKMÜMedd-i Tabiinin bir elif miktarı uzatılması vaciptir.
İster mana bozulsun isterse bozulmasın doğru yapılmazsa haram işlenmiş olur.
Bir elif miktarı, sesi iki hareke okuyacak kadar uzatmak demektir ki bu da bir saniye kadar bir süredir. (Bu harekenin birisi med harfinden önceki harfe, diğeri ise med harfine aittir.) Bu da elif diyecek kadar, elif yazacak kadar zaman ya da bir parmak kaldırıp indirecek kadar zaman miktarı, olarak kabul edilir. Fem-i muhsinden öğrenmek gerekir. Bu ölçüden daha az veya çok uzatılması caiz değildir.
وَلَا تَشْتَرُوا بِاٰيَاتى ثَمَنًا قَليلًا وَاِيَّاىَ فَاتَّقُونِ
وَالَّذينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا اُولٰـئِكَ اَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فيهَا خَالِدُونَ
وَمِنْهُمْ مَنْ يَسْتَمِعُ اِلَيْكَ وَجَعَلْنَا عَلٰى قُلُوبِهِمْ اَكِنَّةً اَنْ يَفْقَهُوهُ وَفى اٰذَانِهِمْ وَقْرًا وَاِنْ يَرَوْا كُلَّ اٰيَةٍ لَا يُؤْمِنُوا بِهَا حَتّٰى اِذَا جَاؤُكَ يُجَادِلُونَكَ يَقُولُ الَّذينَ كَفَرُوا اِنْ هٰـذَا اِلَّا اَسَاطيرُ الْاَوَّلينَ
10.DERS
SEBEB-İ MED
Harf-i medden sonra gelip, asli meddi (yani bir elif miktarı olan tabii meddi) bir elif miktarından daha fazla çekmeyi gerektiren harf ve alamete (Bu harf Hemze, alamet ise Sükûn’dur. ) Sebeb-i med denir. Sebeb-i med iki kısma ayrılır:1.Hemze: Şekil itibariyle elife benzeyen ve hareke alan bütün harfler hemzedir. Kelime başında uzun hemze (ا), kelime ortası veya sonunda kısa (kırık) hemze (ء) şeklinde yazılır. 2.Sükûn: Harekesizlik demektir, alameti de cezim ( ْ ) dediğimiz işarettir. Harekesiz harfe sakin harf denir. Med harflerinin özel bir işarete ihtiyacı yoktur. Hemze:
Şekil itibariyle elife benzeyen ve hareke alan bütün harflerhemzedir. Kelimelerin öncesinde yer alan hemze Vasıl ve kat’ hemzesi olmak üzere ikiye ayrılır. A. Vasl Hemzesi: Kendileri ile başlandığında okunan, kendilerinden önce harekeli bir harf geldiğinde ise okunmayan hemzelere denir. Vasıl hemzeleri şunlardır:1. Sülasî fiillerin emri hazırlarının hemzeleri; اِفْتَحْ
2. İster sülâsi olsun ister rubâî olsun mezid fiillerin – اِفْعَالٌbabı hariç- mazi fiilleri, mastarları ve emri hazırlarının başındaki hemzeleri; اِقْترَبَ اِسْتَمْسَكَ،
3. اِثْنيَ ْ، اِمْرَاَةٌ ، اِمْرُؤٌ ، اِبْنَةٌ ، إِبْنٌ ، إِسْمٌ kelimelerinin müfred ve tesniyelerinin hemzeleri;
4. Harfi tarifin (ال) hemzesi;
B. Kat’ Hemzesi: Hem yazıda hem de okunuşta bulunan, gerek vasıl gerek vakıf halinde değişmeyen, sabit kalan hemzelere denir. Med sebebi olan hemze kat’ hemzesidir. Hemze-i Kat’lar şunlardır:
1. İstifham hemzeleri; قُلْ أَأِتخَّذْتمُ قل أتخذتم2. Mütekellim vahdeh fiilinin hemzesi; أَبْتَغِي حَكَماً 3. İf’al babının hemzesi, فَأَكْرَمَهُ 4. Teaccub fiilinin hemzesi, وأَسمِْعْ 5. İsm-i tafdil hemzeleri; أَكْبَرُ 6. Efâl vezninin sıfâtı müşebbehelerin hemzeleri; أَصْفَرُ 7. Fiillerden türetilmiş isimlerin hemzeleri; أحمد8. Kırık çoğulların hemzeleri; أنفس9. Zamirlerin hemzeleri; أنا ، أنت ، إياك
İKİ ÇEŞİT SÜKUN VARDIR
1.Ârızî (geçici sükûn): (sükûn-i ârız)
Herhangi bir yerde durulduğu zaman ortaya çıkan, geçildiğinde kaybolan sükûndur.
2.Lâzımî (kalıcı sükûn) : (sükûn-i lâzım)
Kur’an okunurken hem geçildiği, hem de durulduğu zaman okunan sükûndur. Cezimli ve şeddeli harflerdeki sükûn lâzımî sükûndur.
Cevap: Tecvİt Derslerİ
yaren
tecvitli okumayı bildiğim için gerekmiyo ama faydalı bir konu
Yanıt: Tecvİt Derslerİ
Lale
paylasim çok güzel Allah razı olsun
Soru: Tecvİt Derslerİ
mislimya
Allah razı olsun
benim tecvit konusunda çok eksiğim var
burası bana çok faydalı olacak
Medine
amin ecmain olsun lale mislimya ve baran da artık youtubeden izleyemiyoruz malesef:(
emrah_ersahin
dersler neden acılmıyor:S
rakipsiz
Allah c.c. Razı Olsun…
çoook güzel bir paylaşım tşk.
cvanmert
arkadaşlar, ben bu tecvit derslerini açamadım
Ecir
video olması ayrıca güzel olmuş latin harflerde karşılığı olmayan arapça harfleri tarif etmek mümkün olamaz..
çünkü sad sin se harflerinin karşılığı türkçede yok
w karşılığı v değildir
te ta harflerinin karşılığı yok
sadı sin okumak gibi durumlarda anlamlar tam zıt verilebiliyor.
durum vahim olma ihtimali yüksek yani:)
eklemeler için mevla razı olsun…
Hoca
Tecvİt Dersleri videoları yeni başlığa taşındı.
Tecvid dersleri: 11. DERS
MEDD-İ MUTTASIL
Bir (aynı) kelimede, harf-i medden sonra, sebeb-i medd olan hemze gelirse Medd-i Muttasıl olur. جَاءَ Medd-i muttasıldır. Çünkü cim i çeken harf-i medden elif var. Sebeb-i medden de hemze var. İkisi de aynı kelimede yan yana geldikleri için medd-i muttasıl olmuştur.يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ يُقَتِّلُونَ اَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ وَفى ذٰلِكُمْ بَلَاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظيمٌ وَعَلَّمَ اٰدَمَ الْاَسْمَاءَ كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلٰئِكَةِ فَقَالَ اَنْبِٶُنى بِاَسْمَاءِ هٰـؤُلَاءِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِقينَ اِذَا جَاءَ نَصْرُ اللّٰهِ وَالْفَتْحُ ايلَافِهِمْ رِحْلَةَ الشِّتَاءِ وَالصَّيْفِ
Tecvid dersleri: 12. DERSMEDD-İ MUTTASIL’IN HÜKMÜ
Medd-i muttasılın uzatılması (en az iki elif) vacibtir. Bütün kıraat imamları aslî med üzerine ziyade hususunda ittifak etmişlerdir. Ancak bu ziyadenin ne kadar olacağında (iki ila dört elif arasında) ihtilaf etmişler. Medd-i muttasıl, İmam Asım Kıraati ve Hafs rivayetinde 4 elif miktarı uzatılır. Not: vakıf yapıldığında bazen muttasıl ile arız aynı kelimede oluşur. Bu durumda kuvvetli olan (vacip) muttasıl arıza tercih edilir.
Candle
TECVÎD
“Tecvîd sıfatları yönünden harflerin hakkını ve müstehakkını vermektir.” Tanımda geçen “hakkını” kelimesinden maksat harfleri cehr hems şiddet rihvet gibi sıfat-ı lâzımelerine uygun okumak “müstehak” kelimesinden maksat ise harfleri lîn kalkale vb. sıfat-ı ârızelerine uygun güzel bir şekilde ne eksik ne fazla okumak demektir. Tecvîdin konusu Kur’ân harfleridir. Tecvîdin gâyesi Kur’ân kelimelerini Hz. Peygamber’den (s.a.s) alındığı şekliyle muhâfaza etmek ve Kur’ân tilâvetinde hatâ yapılmasını önlemektir. Tecvîd ilim olarak farz-ı kifâye uygulama olarak Kur’ân okuyan kişilere farz-ı ayndır.
Mahrecin Tanımı: Mahrec tecvîd kavramı olarak harfin çıkış yeri anlamında kullanılmaktadır. Mahreç hakîkî ve takdîrî olarak ikiye ayrılır.
1. Hakîkî Mahrec: Harf bir mahrece temas ederek çıkıyorsa o yere “hakîkî mahrec” denir. Yirmi sekiz harfin tamamının da çıkış yeri olan boğaz dil ve dudak hakîkî mahrec bölgeleridir.
2. Takdîrî Mahrec: Harf herhangi bir mahrece temas etmeden çıkıyorsa buna “takdîrî mahrec” denir.Takdîrî mahrec bölgelerini aşağıdaki şekilde sınıflandırabiliriz:
a) Geniz ihfâ hâlinde veya ğunneli idğâm hâlinde olan sâkin م ve ن harflerine ait ğunnenin mahrecidir.
b) Ağız ve boğaz boşluğu: Med harfleri olan ا، و، ي çıkar.
Lahn-ı Celî: Harflerin sıfat-ı lâzilemelerine riâyet etmemek. Hükmü haramdır.
Lahn-ı Hafî: Harflerin sıfat-ı ârizelerinde olan hatâlardır. Hükmü vâciptir.
HARFLERİN SIFATLARI
Sıfat harfin mahrecinden telaffuzu esnasında aldığı keyfiyete denir.
Zıddı Bulunan Sıfatlar: Cehr-Hems Şiddet-Rihvet İstila-İstifal İtbak-İnfitâh İsmat-İzlak.
Zıddı Bulunmayan Sıfatlar: İstitâle İnhirâf Kalkale Lîn Safir Tefeşşî Tekrîr.
HARFLERİN UZATILMASI (MED)
Med harflerinden biriyle sesin uzatılmasına med denir.Kendisinden önceki harfin sesini uzatan harfe “med harfi” denir. Med harfleri üç tanedir; ا، و، ي
Med Sebepleri:
Hemze: Boğazın en dibindeki hakîkî mahreçten çıkar ve أ şeklinde yazılır.
Hemze-i Katı’: Yazıda ve okunuşta bulunan dolayısıyla da med sebebi olan hemzedir.
Hemze-i Vasıl: Vasıl hâlinde okunmayan dolayısıyla da med sebebi de olamayan hemzedir.
Sükûn: Harekesizliktir alâmeti cezmdir.
Sükûn-u Lâzım: Vakıf hâlinde de vasıl hâlinde de değişmeyen mevcut sükûndur. Yâni “vakfen ve vaslen sâbit olan sükûn”dur.
Sükûn-u Ârız: Kelimenin aslında olmayıp vakıf sebebiyle ortaya çıkan vasıl hâlinde ise düşen sükûna denir. Yâni bu sükûn “vakfen sâbit vaslen sâkıt olan sükûn”dur.
Med Çeşitleri: Aslî ve fer’î med olmak üzere iki çeşit med vardır. Harfin sesini uzatmak için hemze veya sükûna ihtiyaç duyulmayan medde “aslî med” denir. Hemze veya sükûn sebebiyle aslî med üzerine ziyâdeden doğan medde “fer’î med” denir. Bu med “medd-i mezîd” veya “medd-i medîd” diye de isimlendirilir.
MEDD-İ TABİÎ
Harf-i med bulunur sebeb-i med bulunmazsa medd-i tabiî olur. اوتِينَا Tabiî meddi bir elif miktarı uzatmak vâciptir.
MEDD-İ MUTTASIL
(Bitişik-aynı kelimede) Med harfinden sonra sebeb-i med olan hemzenin aynı kelimede bulunmasından meydana gelen medde “medd-i muttasıl” denir. جَاءَ سُوءَ وَجِيءَ Medd-i muttasılın en az iki elif miktârı uzatılması vâciptir efdali ise dört elif uzatmaktır.
MEDD-İ MUNFASIL
(Ayrı kelimelerde) Med harfinden sonra sebeb-i med olan hemzenin ayrı ayrı kelimelerde yan yana bulunmasından meydana gelen medde “medd-i munfasıl” denir. يَا اَيهَا، تُوبُوا إلىَ اللهِ، إِني اَخَافُ
Medd-i munfasıldaki med harfi bazen takdîrî olur ve yazıda gözükmez. Bu durum genellikle takdîrî bir “و” veya takdîrî bir “ي” ile uzatılan zamirde veya ism-i işârette ortaya çıkar ki buna “sıla-i kübrâ” da denir. Medd-i munfasılın meddi câizdir.
MEDD-İ LÂZIM
Med harflerinden biri ve sebeb-i medden sükûn-u lâzım aynı kelimede yan yana bulunursa medd-i lâzım olur. وَلاَالضَّالِّينَ، الحَاقَّةُ، تَأمُرُونَ
Meddi Lâzım 4 çeşittir:
1.Meddi Lâzım Kelime-i Musakkale (şeddeli kelime): مُدْهَامَّتَانِ – حَادٌّ
2.Meddi Lâzım Kelime-i Muhaffefe (cezimli kelime):آلانَ
3.Meddi Lâzım Harf-i Musakkale (şeddeli harf): اَلَمطَسَمَ،
4.Meddi Lâzım Harf-i Muhaffefe (cezimli harf):ص، صَادٌ، اَلَم
MEDD-İ ÂRIZ
Med harflerinin birinden sonra sebeb-i med olan ârız sükûn gelirse medd-i ârız olur: يَعْلَمُونَنَسْتَعِينُ، . Bir eliften fazla uzatılması câizdir.
ÜSTÜN:3 vecih: 1. Tûl: 4 elif 2. Tevassut: 2-3 3. Kasr: 1 elif.
KESRA:4 vecih: 1. Tûl: 4 elif 2. Tevassut: 2-3 3. Kasr: 1 elif 4. Kasr ile revm.
ÖTRE: 7vecih: 1. Tûl: 4 elif 2. Tevassut: 2–3 3. Kasr: 1 elif 4. Tûl ile işmâm 5.Tevassut ile işmâm 6. Kasr ile işmâm 7. Kasr ile revm.
Medd-i ârızdaki vecihler Medd-i Lîn için de geçerlidir. Kıraat imâmımız Âsım hazretleri medd-i ârızı tevassut vechi ile okumayı tercih etmişlerdir.
Revm: Hafif bir sesle harekeyi belirtmektir. Göremeyenlere harekeyi duyurmak maksadına yönelik yapılan revm; vakıf hâlinde ötre ve esrede yapılır üstünde yapılmaz.
İşmâm: Sükûndan sonra ötreye işâret etmek üzere dudakları önde yummaktır. Dolayısıyla işmâm sadece ötrede yapılır. İşmâmda ses yoktur. Harekeyi duyma imkânına sahip olamayanlar işmâmdaki dudak hareketi sayesinde harekeyi anlama imkânı elde ederler.
Revm ve İşmâm Yapılmayan Yerler:
a) Sonu tenvînli kelimelerdeb) Ârızî harekelerdec) Müenneslik tâ’larındad) Cemî’ mîmlerinde.
MEDD-İ LÎN
Lîn harfinden sonra sebeb-i med olan ârız veya lâzım sükûn bulunursa “medd-i lîn” olur. خَوْفٍ
Lîn harfleri öncesi üstün olan cezimli وْ ve يْdir.
İDGÂM MEA’L-GUNNE
Gunneli idgâm demektir. İdgâm mea’l-gunne harfleri: (ي م ن و :نُوَيْم ) olup dört tanedir. Tenvîn veya sâkin ن’dan sonra bu harflerden birisi gelirse idgâm mea’l-gunne olur. Misâl: يَرَهُخَيْرًاسِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ، وَمِنْ مَاءٍ، نُقَاتِلْ، مَلِكًاEğer sâkin ن ile idgâm mea’l-gunne harflerinden “و”veya “ي” aynı kelimede bulunurlarsa bütün kıraat imâmlarının ittifâkı ile izhâr olur. İdgâm mea’l-gunne olmaz. Kur’ân-ı Kerîm’de bu türlü kelime dört tanedir: الدُّنْيَا -صِنْوَانٌ -قِنْوَانٌ -بُنْيَانٌ Hükmü vâciptir. İdgâm mea’l-gunnenin müddeti bir elif miktârıdır.
(ن) ve (يس) kelimelerinden sonra gelen و harfi İmam Âsım ve Hafs rivâyetine göre hem izhâr hem de idgâmla okunabilir: الحَكِيمِ وَالقَرْآنِ يَسَوَالقَلَمِ،
İDGÂM-I BİLÂ GUNNE
(Gunnesiz İdgâm)Tenvîn veya sâkin “ن”dan sonra “ر”ve “ل” harflerinden biri gelirse idgam-ı bilâ gunne olur. Sesi genizden getirmeden şeddeli olarak okunur: غَفُورٌرَحِيمٌ، هُدًى لِلْمُتَّقِينَ، مِنْ رَبِّهِمْ
İDGÂM-I MÜTECÂNİSEYN
Mahreçleri bir olan sıfatları (vasıf nitelik; kalınlık incelik yumuşaklık vurgulu okunma gibi) farklı olan iki harfin birincisi sâkin ikincisi harekeli olarak gelirse birincisini ikincisine katıp/çevrilip (birinci harfi okumayıp) ikinci harfi şeddeli imiş gibi okumaya idgâm-ı mütecâniseyn denir.
Hükmü vâciptir. Cinsleri aynı olan harfler sekiz tânedir ve şu üç gruba ayrılırlar: a)دط،ت، b) ثذ،ظ،c) مب،
İDGÂM-I MÜTEGÂRİBEYN
Mahrecinde veya sıfatında birbirlerine yakınlığı olan iki harften birincisi sâkin ikicisi harekeli olarak gelirse birincisinin ikincisine katılıp ikinci harfi şeddeli imiş gibi okumaya idgâm-ı mütegâribeyn denir. Hükmü vâciptir.
Birbirlerine yakınlığı olan harfler 4 tanedir ve iki gruba ayrılırlar:a)رل،(ل önce gelmelidir): (بَلْ رَفَعَهُ اللهُ، قُلْ رَبِّ)
b)قك(ق önce gelmelidir ve ق kendi mahrecinden kalkale yapılmadan okunur): اَلَمْنَخْلُقْكُمْİdgamın olduğu yer de kalkale yapılmaz.
İDGÂM-I MİSLEYN
Aynı harfin aynı veya ayrı kelimede birincisi cezimli ikincisi harekeli olarak arka arkaya gelmesi durumunda birincisinin ikincisine katılarak ikincisinin şeddeli bir harf gibi okunmasına idgâm-ı misleyn denir. İdgâm-ı misleynde “م” harfinin م’e “ن” harfinin de ن’a uğramasıhâriç gunne yapılmaz. Hükmü vâciptir. İdgâm-ı misleyn; mealgunne ve bilâgunne olarak ikiye ayrılır.
I- İdgâm-ı misleyn mea’l-gunne: Bu da iki durumda meydana gelir:
a- Sâkin نْ’dan sonra harekeli ن geldiği zaman. وَمَنْ نُعَمِّرْهُ، مَنْ نَشَاءُ، مِنْ نَارٍ
b-Sâkin مْ’den sonra harekeli م geldiği zaman: قَصَصْنَامَنْمِنْهُمْمُؤصَدَةٌ،عَلَيْهِمْجُوعٍ،مِن ْاَطْعَمَهُمْ
SAKİN MÎM’İN ÜÇ HÂLİ
1- Sâkin مْ kendisinden sonra gelen harekeli م harfine uğrarsa idgâm-ı misleyn mea’l-gunne olur.
2- Sâkin م’den sonra ب harfi geldiği zaman ihfâ olur. Buna ihfâ-ı şefevî (dudak ihfâsı) denir. (بِهِ اَمْ مَا لَهُمْبِهِ -) gibi. م dudaklara bastırmadan ve kısmen gizlenerek okunur. Gunnede de hafif tutma yapılır.
3- Sâkin م’den sonra ب ve م ‘den başka harflerden biri geldiği zaman izhâr olur. Buna izhâr-ı şefevî denir. فِيهِ وَلَهُمْ عَذَابٌ، هُمْ دِينُكُمْ، لَكُمْالْحَمْدُ، gibi. Bu durumda م tutma yapılmadan tabiî olarak okunur. م’in gunne sıfatı da normalden fazla uzatılmadan okunur.
II- İdgâm-ı misleyn bilâ gunne: ن ve م harflerinin dışında kalan harfler birbirlerine uğradığı zaman olur. قَدْ دَخَلُوا، اِضْرِبْ بِعَصَاكَ الحَجَرَgibi. Hükmü vâciptir.
İKLÂB
Tenvîn veya sâkin nûn’dan sonra ب gelirse ب’den önce gelen tenvînin nûn’u veya sâkin nûn’u hâlis sâkin م’e çevirerek hâsıl olan م’i gunneli okumaya iklâb denir. Bir buçuk elif uzatmak vâciptir. (سَمِيعٌ بَصِيرٌمِنْ بَعْدِ، )
İZHÂR
İzhâr iki harfin arasını birbirinden ayırıp açarak idgâmsız ihfâsız ve iklâpsız olarak açıkça ve kuvvetlice okumaya denir. Tenvîn veya sâkin ن’dan sonra izhâr harflerinden (ا ح خ ع غ ه) biri gelirse izhâr olur. Hükmü vâciptir. مَنْ آمَنَ، غَفُورٌ حَلِيمٌ، مِنْ خَوْفٍ
İHFÂ
Tenvîn veya sâkin ن’dan sonra ihfâ harflerinden(ت، ث، ج، د، ذ، ز، س، ش، ص ض، ط، ظ، ف، ق، ك) biri gelirse ihfâ olur. Miktârıbir buçuk eliftir. عَنْ صَلاَتِهِ، مِنْ طَيِّبَاتِ، مِنْ دُونِ، اَنْتُمْ
TENVÎN VE SÂKİN NÛN’UN BEŞ HÂLİ
Tenvîn veya sâkin ن’den sonra;
1) (ر – ل ) harfi gelirse idgâm-ı bilâ gunne olur.
2) ( وي م ن ) harflerinden biri gelirse idgâm-ı mea’l gunne olur.
3) ب harfi gelirse iklâb olur.
4) Şu on beş harften birisi gelirse ihfâ olur: (ت ث ج د ذ ز س ش ص ض ط ظ ف ق ك )
5) (ا ح خ ع غ ه ) harflerinden biri gelirse izhâr olur.
KALKALE
Harfin çıkış yerinden kuvvetli bir ses ile okumasına kalkale denir. ب، ج، د،ط قharflerinden biri kelimenin ortasında veya sonunda cezimli olarak gelirlerse kalkaleli okunurlar: قَدْ قَامَ، لَمْ يَلِدْ Şedde ve idgâm kalkaleye mânîdir.
RÂ HARFİNİN (İNCE VEYA KALIN) OKUNUŞU
a)ر Harfinin Kalın Okunduğu Yerler:
-ر’nın harekesi üstün ve ötre ise kalın okunur:نَصْرٌ لِيُنْذِرَ، تَمُرَّ،
-ر cezimli ise kendisinden önceki harfin harekesi üstün ve ötre ise yine kalın okunur: وَاْمُرْ بِالعُرْفِ، وَاِنْحَرْ، بِالنَّذُرْ
-ر ve ondan önceki harf sâkin bir önceki harfin harekesi üstün ve ötre ise kalın okunur: بِالصَّبْرْ، مِنْ كُلِّ اَمْرْ، فِي الصُّدُورْ
– Vasıl hemzesinden (okunmadan geçilen hemzeden) sonra gelen ر kalın okunur (Kur’ân’da vasıl hemzelerinin başında صyazılıdır): اِرْجِعِي، لِمَنِ اِرْتَضَى،اِرْكَبْ
– ر sâkin kendinden önceki harf esreli ر’dan sonraki harf ise kalın okunan harflerden olup harekesi üstün ve ötre olursa ر yine kalın okunur: فِرْقَةٌ، مِرْصَادًا،قِرْطَاسٌ
b) ر Harfinin İnce Okunduğu Yerler:
-ر’nın harekesi esre ise ince okunur: يُرِيدُ بِالبِرِّ، اَبْصَارِهِمْ،
-ر cezimli ise kendisinden önceki harfin harekesi esre ise ince okunur: وَاصْطَبِرْ، مُذَكِّرْ
-ر ve ondan önceki harf sâkin bir önceki harfin harekesi esre ise ince okunur: قَدِيرْ، بَصِيرْ
-ر sâkin ve bir önceki lîn harfi ise ر harfi ince okunur: سَدِيرْ
ALLAH LÂFZININ OKUNUŞU
a. Allah Lâfzının Kalın Okunduğu Yerler: Allah isminden önceki harfin harekesi üstün veya ötre ise Allah isminin lâm’ı kalın okunur:نَصْرُ اللهِ، هُوَ اللهُ
b. Allah Lâfzının İnce Okunduğu Yerler: Allah isminden önceki harfin harekesi esre olursa Allah isminin lâm’ı ince okunur: اَعُوذُ بِاللهِ
SEKTE
Sekte nefes almadan bir elif miktârı kadar bir süre sesi kesmeye denir. Kur’ân’da şu dört yerde sekte vardır ve sekte yapılacak yerde harfin altında سكته yazılıdır.
1- Kehf Sûresi’nin 1. âyetinde: قَيِّمًا— عِوَجًا
2- Yâsîn Sûresi’nin 52. âyetinde: هَذَا—مَرْقَدِنَامِنْ
3- Kıyâme Sûresi’nin 27. âyetinde: رَاقْ — وَقِيلَمَنْ
4- Mutaffifîn Sûresi’nin 14. âyetinde: رَانَ—كَلاَّ بَلْ
OKUYUŞ ŞEKİLLERİ (YAVAŞ – HIZLI – NORMAL)
a) Tahkîk: En ağır okuma şeklidir. Yavaş yavaş mânâyı düşünerek bütün tecvît kurallarına uyarak ruhsatları kullanmadan (meselâ medd-i munfasılı da 4 elif uzatarak) okumaktır.
b) Hadr: Süratli okuma şeklidir. Hatim indirenler cüz okuyanlar bunu tercih ederler. Bunda yine medd-i lâzım 4 medd-i muttasıl 2 elif uzatılır. Bu ikisinin dışında 1 eliften fazla uzatılanlar ise 1 elif uzatarak okunur.
c) Tedvîr: Tahkîk ile hadr’in ortasıdır. Bunda da mânâ düşünülür.
Soru123
Merhaba
Tevcid bilmiyorum fakat vesvese yüzünden normalde okuduğum ayetel kürsi fatihaların kabul olmadığını düşünüyorum
1- Kalın d yi çıkaramıyorum, bazen yuhidune diyorum bastıramadan. Bazen bir iznih derken peltek söyleyeceğim yere dümdüz söylüyorum farkında olmadan.
2- Bazen durulmayacak yerde duruyorum uzatılmayacak yerde uzatıyorum, uzatılacak yerde uzatmıyorum, bazen dümdüz okuyorum. Tabi bunları bilerek değil gafil yapıyorum.
3- Uzatmalara dikkat edemiyorum dikkat ettiğim zaman çok uzattım yahutta az uzattım diye aklımda soru işaretleri oluyor.
Yardımcı olursanız sevinirim
imam
Soru123 kardeşimiz
Tecvit konularını sözlü bir hocadan öğreniniz. Biz yazınızdan ne kastettiğinizi fazla anlamıyoruz, yazsak siz anlamazsınız.
Çünkü tecvid mutlaka karşılıklı bir hocadan öğrenilmeli
Buradan tavsiye edeceğimiz budur, hoca yok ise video şeklinde talim yapan bir sürü hoca var nette