Hz Muhammed’in soy ağacı
ebuturab
Cenâb-ı Hak, insanlığın babası Hz. Âdem (as)’i yaratmıştı. Başını kaldırıp bakan Âdem (a.s.), Arş-ı A’lâda muazzam bir nur ile bir isim yazılı gördü: "Ahmed." Merak edip sordu:
İmanımızla kabul ettiğimiz bu muazzam gerçeği, milyarlar sene sonra gelen o nûrun sahibi de, bütün açıklığıyla ifade buyurmuşlardır. Bir gün Ashabdan Abdullah bin Câbir (r.a.),
Semâyı bütün haşmetiyle aydınlatan nûr, sonra ilk olarak Hz. Âdem’in alnında parladı. Sonra peygamberlerden peygambere geçerek İbrâhim’e (a.s.) kadar geldi. Ondan da oğlu Hz. İsmâil’e intikal etti…
Peygamberlerin babası olarak anılan Hz. İbrahim (as)’in iki oğlu vardı: İshak (a.s) ve İsmâil (a.s.). O, oğlu İshak’ın neslinden bir çok peygamberin geleceğini Cenâb-ı Hakk’ın ilhâmıyla bilmişti. Ancak çok sevdiği Hacer’den dünyaya gelen oğlu İsmâil’in (a.s.) neslinden peygamber gelip gelmeyeceği meçhûlü idi.
Bununla birlikte âhir zamanda bir büyük peygamberin gönderileceğini de biliyordu. Bu sebeple de, son peygamberin çok sevdiği oğlu İsmâil’in neslinden gelmesini şiddetle arzu ediyordu.
İlk bânisi Hz. Âdem (a.s) olan yeryüzünün ilk ma’bedi Kâbe, uzun zamanın geçmesiyle yıkılmış, âdeta yerle bir olmuştu. Hz. İbrâhim (a.s), bu mukaddes binânın tekrar inşası için Cenâb-ı Hakk’tan emir aldı ve oğlu İsmâil’le birlikte derhal çalışmaya koyuldu.
İşte, Cenâb-ı Hak, yapılan bu samimi duâyı cevapsız bırakmadı ve Hz. İsmâil (a.s)’in neslinden peygamberlerin reisi Hz. Muhammed’i (a.s.m.) göndererek kabul etti. Bu gerçeği Kâinatın Efendisi (a.s.m.),
Hz. İsmâil (a.s)’in evlâd ve torunları gittikçe çoğaldı ve Arap Yarımadasının her tarafına dağıldı. İçlerinden Adnanoğulları, onlar içinden Mudaroğulları ve onlar içinden de Kureyş Kabilesi diğerlerinden üstün ve farklı oldu. Kureyş Kabilesi içinde ise Hâşimîler kolu hepsinden daha çok fazilet ve şeref buldu. Bu gerçeği de bizzat kendileri şu şekilde ifade buyururlar:
Bütün kaynakların ittifakla belirttikleri, Kâinatın Efendisinin (a.s.m.) yirminci dedesine kadar uzanan neseb silsilesi şöyledir:
"Muhammed (a.s.m.), Abdullah, Abdülmuttalib (asıl ismi Şeybe), Hâşim, Abd-i Menâf (Muğîre), Kusay, Kilab, Mürre, Kâb, Lüeyy, Galib, Fihr (Kureyş), Mâlik, Nadr, Kinâne, Huzeyme, Müdrike (Amir), İlyas, Mudar, Nizar, Maad, Adnan."6
Annesinin nesebi de şöyledir:
"Vehb, Abdümenâf, Zühre, Kilâb, Mürre…"
Görüldüğü üzere her iki tarafın nesebi Kilâb’da birleşmektedir.
İşte, Fahr-i Kâinat Efendimizin (a.s.m.) büyük dedeleri bu zâtlardı. Herbirinin zürriyeti çoğalmış ve herbiri pekçok cemaatların reisi ve birçok kabile ve aşîretlerin dedesi ve babası olmuşlardır. Ancak, ne vakit birinin iki oğlu olsa veya bir kabile iki kola ayrılsa, sevgili Peygamberimizin (a.s.m.) soyu en şerefli ve en hayırlı olan tarafta bulunur ve her asırda onun büyük dedesi kim ise, yüzünde parlayan müstesnâ nûrdan bilinirdi.
Yirminci Dededen Sonraki Neseb Çizgisi:
Neseb âlimlerince, Peygamber Efendimizin (a.s.m.) yirminci dedesi olan Adnan’ın Hz. İbrâhim (a.s)’in neslinden olduğu ittifakla kabul edilmektedir. Adnan ile İbrâhim (a.s.) arasında uzun bir zaman mesafesi vardır. Bir kısım neseb âlimleri arada kırk batın (göbek) bulunduğunu belirtirler. Buna göre aradaki zaman biriminin ne kadar uzun olduğunu az çok tasavvur etmek mümkündür.
Bu sebeple, Resûl-i Ekrem Efendimizin (a.s.m.) yirminci dedesi Adnan’dan Hz. İbrâhim (a.s)’e kadar olan ikinci kademe neseb silsilesi, basamak basamak tesbit edilememiştir. Bazı neseb âlimleri Peygamber Efendimizin (a.s.m.) nesebini yedi, bazısı da dokuz göbekte Hz. İsmâil’e bağlarlar. Bu, haliyle arada birçok basamakların atlandığını ortaya koyar.
Adnan’dan Hz. İbrâhim’e Kadar Olan Nesep Çizgisi
Bazı âlimler, Peygamber Efendimizin (a.s.m.), Adnan’dan Hz. İbrâhim (a.s)’e kadar olan ikinci kademe neseb silsilesini şöyle sıralarlar:
Adnan, Udd (veya Udad), Mukavvim, Nahur (veya Sârih), Teyrah, Ya’rub, Yeşcub, Nabit, İsmâil (a.s.), İbrâhim (a.s.)
Ayrıca, İbn-i İshâk, bundan sonra da, Resûl-i Ekrem Efendimizin (a.s.m.) neseb silsilesini tâ Âdem’e (a.s.) kadar götürür. Ancak belirtelim ki, diğer kaynaklar bu silsile üzerinde ittifak etmiş değillerdir.
Dipnotlar:
1. Kastalanî, Mevabibü’l-Ledünniye: 1/6.
2. a.g.e. 1/7
3. Bakara Sûresi, 129
4. İbni Hişâm, Sîre: 1/175; Taberî, Tarih: 2/128.
5. İbni Sa’d, Tabakât: 1/20. Müslim: 7/58
6. Sîre, 1/1-3; Tabakât, 1/55-56; Ensâbü’l-Eşraf, 1012 vd; Taberî, 2/172-180
Cevap: Hz Muhammed’in soy ağacı
Kayıtsız Üye
Allah razı olsun çok yardımcı oldunuz
Cevap: Hz Muhammed’in soy ağacı
Kayıtsız Üye
siteniz için çok teşekkür ederim .
hz Muhammedin soy ağacı, hz.Muhammedin soy ağacı, hz. Muhammedin soy ağacı