İslamda Şirket ve Ortaklık Hükümleri

İslamda Şirket ve Ortaklık Hükümleri

ebuturab
Şirket lügate karışmak demektir. Fıkıh ve hukuk dilinde birden çok kişinin bir şeyde ortaklık yapmak üzere akit/sözleşme yapmalarıdır. Şirketin pek çok çeşidi vardır. 1. Şirket-i Ebdan: Terzi, marangoz ve amele gibi bedenen çalışanların oluşturdukları ortaklıklardır. Bunlar çalışmalarının karşılığını kendi aralarında bölüşmek üzere anlşamışlardır. Anlaşma şartlarına uymadıkları zaman kazançları helal olmaz. 2. Şirket-i Müfâvada: Ortakların belli bir mahsulü yetiştirmek amacı ile bir araya gelmeleri ve sözleşme yapmalarıdır. Bunlar da elde ettikleri mahsulü paylaşırlar ve karda da zararda da ortak çalışırlar. Mahsül paylaşınında, kar ve zarar ortaklığında sözleşmeye uymadkıları zaman kazançları helal olmaz. 3. Şirket-i Vücuh: Birden çok kişinin sermayeleri olmadığı halde kendi itibar ve şereflerini kullanarak veresiye mal alıp satarak karını aralarında bölüşmek üzere sözleşme yapanların oluşturduğu çok yönlü şirkettir. Bunlar da sözlşemeye uymakla yükümlüdürler. Uymadıkları zaman kazançları helal olmaz. 4. Şirket-i İnan: Ticâri amaçla kurulan şirketlerdir. İmam-ı Şafiye göre Şirket-i İnan hariç diğer şirketlerin tamamı batıldır, geçersizdir. İmam-ı Azam ve Hanefi Mezhebine göre ise diğer şirket şekilleri de caizdir.

İmam-ı Şafiye göre sahih olan Şirket-i İnan’ın rükünleri dörttür.
1. Ortaklar: Bunların şartları ise vekil ve tevekkülün şartları gibidir. 2. Sözleşme: Ticaret yapma konusunda verdikleri söz ve anlaşmalardır. 3. Sa’y ve Gayret: Yani Emek ve iş için yapılan çaba ve sarfedilen mesaidir. 4. Sermaye: Üzerinde akit yapılan sermayedir. Bu dört şart bulunmazsa ortaklık batıl olur. Ortaklık başlamdan biter veya fesholur.
Şirket-i İnanın sahih olabilmesi için de aşağıda belirlenen şartların oluşmas gerekir. 1. Ortakların birbirlerine tasarruf yetkisini vermesi. Sadece ortak olduk demek yeterli değildir. 2. Ortakları akıl ve buluğ şartlarını taşıması. Yoksa ortak olamazlar. 3. Sermayenin ölçülebilir ve tartılabilir veya para gibi değer takdir edilebilir olması veyahut canlı hayvan gibi mütekavvim olan bir şey üzerinde ortklığın akdedilmiş olması… 4. Sermayenin karıştırılması. Ortaklardan biri sermayesini ortaya koymazsa ortak olamaz. Bu şartlar birden ziyade kişilerin ortaya koydukları sermaye üzerine yaptıkları şirket akdi içindir. Ortaklar Emin sayılırlar. Şu kadar zarar ettim veya Bu kadar kar ettim gibi veyahut Şu kadar masraf oldu gibi sözlerine itibar edilir. Ortaklardan birisinin fazla çalıştığını iddia ederek fazla kar istemesi batıldır, yani muteber değildir. Ortak vekil gibidir. Diğer ortaklarını izni ve müsaadesi olmadan müşterek malı vâde ile veya aşırı kârla Gabn-ı fâhiş ile satması caiz olmaz. KİRAZ (MUDAREBE)
Kiraz kesme anlamındadır, ancak ticaret dilinde sermaye birinden çalışma ve işletme diğerinden olmak üzere emek-sermaye ortaklığı ile yapılan ticari muameleye denir. Buna mudarebe adı da verilmiştir. Kiraz ikiye ayrılır. Birincisi, mutlak kirazdır. Bu zamanla, mekanla veya bir çeşit ticaretle veyahut muayyen bir kimse ile alışveriş yapmakla mukayyet olmayandır. Diğeri ise, muayyen zaman ve mekanla veaya bir nevi ticaretle veyahut muayyen birisi ile alışveriş yapmakla mukayyet olandır. Kirazın üç rüknü vardır. Birincisi, sermayeyi veren, ikincisi, sermayeyi çalıştıran, üçüncüsü ise anlaşma ve sözleşmedir. Bu üç rükün tahakkuk etmedikçe kiraz muamelesi cari olmaz. Kiraz muamelesinin şartları da şunlardır. 1. Sermaye sahibi ve sermayeyi çalıştıranın ehil olmaları. Sermayeyi çalıştıran bu işi ehil olan birine vekaletle de yapabilir. 2. Sermayeyi çalıştıranın işinde hür olması. Belli kişilerle ve bulunması zor olan bir mal ile çalışma şartına zorlanmamasıdır. 3. Kirazın belli bir süreye bağlanmaması. Bir sene ve altı ay gibi belli bir süre ile sınırlandırılmış ise kiraz akdi sahih olmaz. Ancak bu Hanefi ve Hanbeli alimlerine göre caizdir. Kazancın da iki şartı vardır: Birincisi, kazancın sermaye ile sermayeyi çalıştırana has olması. Onların dışındakilerine hisse vermek caiz olmaz. İkincisi, kazanç nisbetinin belli olması gerekir. Sermayenin üç şartı vardır. Birincisi, altın ve gümüş yani para cinsinden olması; ikincisi, sermaye miktarının ve cinsinin malum olması; üçüncüsü, muayyen olmasıdır. Sermayeyi çalıştıranın şu hususlara dikkat etmesi gerekir. Birincisi, kazanmak umudu ile tasarruf ederek normal alışverişini yapması. İkincisi, satın aldığı şeyin kazanç getirmeyecek şekilde kusurlu olmaması. Üçüncüsü, sermaye sahibinin izni olmadan kiraza ait olan malları bulunduğu yerden bir başka yere taşımaması, yani dükkanını değiştirmemesi gerekir. sermayeyi çalıştıranın mübah olan ve kazanç getiren her işi yapması caizdir. Yine sermeyeyi çalıştıranın gabn-ı fahiş ile aşırı derece pahalı mal satması caiz olmaz. Bu kazanç ta helal olmaz. Hem sermaye sahibi, hem de çalıştıran istediği zaman anlaşmayı feshedebilirler. Bu durumda sermayeyi çalıştıran malı paraya çevirerek sahibine verir. Şayet ortaklardan biri vefat ederse anlaşma biter.
M. Ali KAYA


islamda ortaklık, islam hukuku şirket çeşitleri, fikihta sirket

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();