Kadınların ve çocukların öldürülmesi

Kadınların ve çocukların öldürülmesi

Kuranıanla
Peygamber, savaşta kadınların va çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi (Buhari, Cihad/146; Ebu Davud 113).

Rahmet peygamberine yapılan iftira bu eğer doğru yazıldıysa , mekke fethini hatırlatırım


Cevap: Kadınların ve çocukların öldürülmesi

@mir
ben bu konuyu yeni gördüm de
araştırınca şunları buldum

Buhari- cihad-
146- Harbde Çocıkları Öldürmenin Nehyi) Babı
218-…….Abdullah ibn Umer şöyle haber vermiştir: Peygamber’in gazvelerinden birinde bir kadın öldürülmüş olarak bulundu da Rasûlullah (S) kadınların ve çocukların öldürülmesini çirkin gördü.

147- Harbde Kadınların Öldürülmesinin Nehyi) Babı
219-…….Ben Ebû Usâme Hammâd ibn Seleme’ye: Size Ubey-dullah ibn Umer, Nâfî’den; o da İbn Umer(R)’den. O dedi ki: Rasûlullah’ın gazvelerinin birinde bir kadın öldürülmüş olarak bulundu da, Rasûlullah (S) kadınları ve çocukları öldürmekten nehyetti hadî-sini tahdîs etti mi? diye sordum

ebu Davud-cihad-
111. Harpte Kadınları Öldürmek (Yasaktır)
2668. …Abdullah (b.Ömer) den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a) in gazalarından birinde bir kadın ölü olarak bulunmuş, bu-nun üzerine Rasûlullah (s.a) kadınlarla çocukların öldürülmesini ya-saklamıştır.
Buhârî, cihâd 147, 148; Müslim, cihâd 25, 26; Tirmizi, siyer 19; lbn Mâce, cihâd 30; Dârimi, siyer 24; Muvatta, cihâd 9; Ahmed b.Hanbel II, 22, 23, 76, 91, 100, 115,122,123.

Açıklama
Bu hadis"i Şerifte, savaşta kadınlarla çocukları öldürmenin ya-sak olduğu ifade edilmektedir.
Bu mevzuda ed-Dürrü’1-muhtar yazarı şunları söylüyor: "Savaşta kadınlar, çocuklar, deliler, harpte bağırıp çağıramayacak ve (mürted bile olsalar) çocuğu olmayacak derecede yaşlı olanlar, körler, topal-lar, kötürümler,bunamışlar, insanlara karışmayan rahipler Ve kilise hade-mesi öldürülmez. Ancak bunlardan biri kral, yahut savaşabilir, yahut harpte rey sahibi olur, yahut mal sahibi olup, malıyla savaşa yardım ederse öldürü-lür.
Peygamber efendimiz, Durey b.Sımne’nin harp işlerinde görüşünden is-tifade edilen bir kimse olduğu için yüzyirmi yaşında ve kör olduğu halde öl-dürülmesini emretmiştir. Çocuk ve deliller savaşırlarken öldürülürler. Ka-dınlar, rahipler vesaire esir edildikten sonra savaştıkları takdirde öldürülür-ler. Hükümdar olan kadın her ne kadar savaşamasa bile öldürülür. Keza hü-kümdar olan çocuk ta öldürülür. Çünkü hükümdarların öldürülmesinde karşı tarafın önemli bir dayanağı yıkılmış yıkılmış olur."


Cevap: Kadınların ve çocukların öldürülmesi

@mir
yani gene kandırılmaya çalışılmışsın kuranıanla kardeş


Cevap: Kadınların ve çocukların öldürülmesi

Kuranıanla
@mir sen beni anlamadın galiba sevgili kardeşim, benim yazdığım hadisin açıklamasına herkes sen gibi bakmıyor bende biliyorum peygamberimizin öyle demek istemediğini ama bu hadislerle amel ediyor herkes anlamadan onu anlatmaya çalışıyorum. Bu arada haberleri izledin mi bilmiyorum deve çişi içen kişiler ölümcül hastalığa yakalanmışlar belki oradada başka bişey demek istemiştir yada o hadis yalandır bilemiyorum anlatmak istediğim şu, ben hadisi okurum Kurana arz ederim uymuyorsa kabul etmem mümkün değil bu kadar basit. Ama sen uydurma hadis dahi olsa öyle demedi diyip Kurana uydurmaya çalışıyosun asıl tehlike burada benden söylemesi


Kuranıanla
Ayrıca sen bana tek tek yaz demiştin ama böyle olmayacak alıntı yapıyorum buraya cevap verirsin zaman buldukça;

1. YERYÜZÜNÜN ÜSTÜNDE OLDUĞU BALIĞIN CİĞERİ

HADİS: Yeryüzü balığın sırtındadır. Cennete girecekler ilk olarak bu balığın ciğerinden yiyecektir. BUHARİ 3/51

KUR’AN’IN dünyanın yuvarlaklığına, Dünya’nın, Güneş ve Ay’ın hareketlerine, uzayın yaratılışına dair mükemmel izahlarına karşı HADİSLERDEKİ dünyanın öküzün ve balığın üzerinde olduğu saçmalığını tevil edenler (yorumla geçiştirmeye çalışanlar), balığın ciğerinden yenmesini ve balığın sallanıp deprem yapmasını nasıl tevil edecekler? Bu konuya açıklık getirecek arkadaşlar lütfen şu konuya da açıklık getirsinler. Bir HADİSTE Arş’ın 8 dağ keçisinin sırtında olduğu söyleniyor. (Bakın Ebu Davut Sünnet 19, Tirmizi HADİS no: 3320, İbni Mace Mukaddime 193) Bu dağ keçileri acaba nasıl keçilerdir? Ayrıca dağ keçilerinden bahseden HADİSTE yer ile gök arasının ya yetmiş bir, ya yetmiş iki, ya yetmiş üç yıllık mesafe olduğu geçiyor. Bu mesafe acaba yürüyerek yetmiş üç yıl mı, yoksa deve üstünde yetmiş üç yıl mı?

2. ALLAH = ZAMAN, HİÇ OLUR MU?

HADİS: Peygamber’e ALLAH’IN yerleri ve göğü yaratmadan önce nerede olduğu soruldu, Peygamber ; Bir bulut içerisinde idi, üstü hava, altı hava idi. dedi. Hanbel 4/11

HADİS: ALLAH zamandır. MUVATTA 56/3

Niye bu tarz saçma izahlar KUR’AN’DA geçmiyor da hep HADİSLERDE var? Dört hak MEZHEP diye sunulan MEZHEPLERDEN birinin kurucusu HANBELÎ’DİR ve HADİS kitabı HANBEL de ona aittir. İkinci HADİS kitabı da yine dört MEZHEPTEN birinin kurucusu olan MALİK’İN MUVATTA’SIDIR. Yukarıdaki iki HADİSİ kitaplarına alanların kurdukları MEZHEPLER de ortadadır. Atomlardan oluşan hava da, maddenin değişiminden ibaret zaman da madde ile beraber yaratılmıştır. ALLAH’IN kendisi zamandır, ALLAH bulutta idi etrafı ise havaydı diyenlerin bilgi seviyeleri ve KUR’AN’I hiç anlamadıkları, hava ve zamanın ne olduğundan habersiz oldukları da ortadadır.

3. HZ. MUSA AZRAİL’İ TOKATLADI MI?

HADİS: Ölüm meleği Musa’ya gelerek: RABBİNE İCABET ET dedi. Bunun üzerine Musa ölüm meleğinin gözüne tokat vurarak onu çıkarttı. Melek hemen ALLAH’A dönerek Sen beni ölmek istemeyen bir kuluna göndermişsin, o benim gözümü çıkardı dedi. Sahihi Müslim 10/176

Mantıkla hiç bağdaşmayan bu HADİS aynı zamanda HZ. MUSA’YA hakarettir. ALLAH’IN üstün AHLAKLI bir RESULU nasıl olur da ölümden kaçar. Üstelik de MELEĞİN gözünü kör edip ölümden kurtulur. Hiçbir yanlışı olmayan HADİS kitabı diye tanıtılan MÜSLİM’DE ve diğer meşhur HADİS kitaplarında bu HADİS geçmektedir. Bu HADİSİ doğru diye kitaplarına alanların hiç şüphesiz hiçbir HADİSİNEDE, hiçbir sözüne de güven olmaz.

4. RESULULLAH EFENDİMİZ, HİÇ ZALİM OLUR MU?

UREYNE ve UKEYLE kabilelerinden bir grup MEDİNE’YE gelerek MÜSLÜMAN oldular. MEDİNE’NİN havası onlara dokununca RESULULLAH onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar ve çobanı da öldürdüler. RESULULLAH onları yakalattı, ellerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu, çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince, RESULULLAH bizi engelledi. BUHARİ Tıp5/1, HANBEL 3.107.163

Gözleri oymak, çölde susuz ölüme terk etmek hangi KUR’AN ayeti ile bağdaşır. Kendi yaptıkları canilikleri hoş göstermek için bu HADİSİ uyduranlar, RESULULLAH’I cani gibi gösterip, RESULULLAH’A hakaret etmiş oluyorlar.

5. YANGIN NASIL SÖNER

HADİS: Yangın gördüğünüzde tekbir getiriniz, zira tekbir (ALLAHUEKBER DEMEK) onu söndürür. RAMUZEL HADİS RAMUZEL HADİS diğer HADİS kitapları kadar ünlü olmadığı için, bu kitabımızda RAMUZEL HADİS’TEN HADİSLERE az yer verdik. Fakat ülkemizde en çok satan HADİS kitaplarından biri de bu kitaptır ve alıntıladığımız HADİS gibi birçok HADİSİ içermektedir. Eğer bu HADİSİ birileri doğru kabul ederse itfaiye ekipleriyle beraber (Belki de itfaiye ekibi olmadan) TEKBİR getirecek bir koroyu da yangın yerine götürmeleri gerekirdi.

6. CİNSEL MÜNASEBETLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİR UYARI

HADİS: Sizden birisi cinsel münasebette bulunduğu zaman eşinin cinsel organına bakmasın, zira cinsel organa bakmak körlüğe sebep olur. Feyzul Kadir 1326

Bu garip uydurmayla DİNLE dalga geçmek isteyenlerin eline ilginç bir malzeme verilmiştir. Belki de bu HADİSİ uydurarak RESULULLAH’A iftira edenin amacı da DİNLE dalga geçmekti. İnsanların hayatına ve cinselliğine KUR’AN’IN getirmediği zorlukları ve yasakları getirmek, insanlığa yapılmış bir zulümdür. Cinsel hayatı kısıtlayıcı bu tür HADİSLERE karşın, RESULULLAH’IN ve arkadaşlarının cinsel hayatını olağanüstü bir tarzda anlatan münasebetsiz HADİSLER de vardır.

Bu HADİSLERDEN birine göre sahabeler HACC’I bitirip, kadınlarına yöneldiklerinde cinsel organlarından spermler damlıyordu. (Buhari, Hacc, 81; Müslim Hacc, 141) Diğer bir HADİSE göre RESULULLAH efendimiz 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti (Sahihi Buhari). Başka bir HADİSE göre ise RESULULLAH nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar, hanımı Zeynep’le cinsel ilişkiye girerdi. (Buhari, Hibe, 8). Bu HADİSLERİ kabul etmek mi, yoksa reddetmek mi RESULULLAH’A saygısızlıktır, KARAR SİZİN! Saygıdeğerler…

7. CERAHAT YALAYAN KADIN

HADİS: Eğer erkeğin tepesinden tırnağına kadar cerahat aksa, kadın da bunları ağzı ile temizlese, yine de erkeğin hakkını ödemiş olmaz. İbni Hacer el Heytemi 2/121

Geleneksel İSLAM’DA en çok HADİS uydurulan konuların başında kadınlarla ilgili konular gelmektedir. KUR’AN’DA, kadınlara yönelik kendi bakış açılarını bulamayıp, kadınları sokmak istedikleri şekli DİNSELLEŞTİRMEK isteyenler, bol bol HADİS uydurmuşlardır.

8. NE YAPTIN EY KEÇİ?

HADİS: Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmelerini emreden ayet Hz. Ayşe’nin döşeğinin altındaki sayfada yazılı bulunuyordu. RESULULLAH ölünce Hz. Ayşe onun gömülme işlemleri ile meşgulken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi o sayfayı yedi. Böylece taşlayarak öldürme cezası KUR’AN’DAN çıktı. Ama hükmü devam etmektedir. İbni Mace 36/194,Hanbel 3.61.5.131

Bu HADİS ve taşlayarak öldürmeyi savunan diğer saçma HADİSLER DİNİMİZE büyük zarar vermişlerdir. Bu HADİSLERLE:

1. KUR’AN’IN zina edenlerle ilgili hükmü iptal edilmektedir.
2. KUR’AN’IN hükmüne ilaveten yeni bir hüküm getirilmektedir.
3. KUR’AN’IN eksik olduğu iddia edilmektedir.
4. KUR’AN’I eksiltenin bir keçi olduğu gibi bir saçmalık savunulmaktadır.

KUR’AN’I yeterli kabul etmemenin sonucunda, en ünlü HADİS kitaplarına uydurma HADİSLER sokarak savunulan bu inanılmaz iddiayı, önemine binaen ilerdeki yazılarımızda özel olarak işleyeceğiz.

9. NE TAŞTIR BU TAŞ?

HADİS: Hacerül Esved cennettendir. O kardan daha beyaz idi ve müşriklerin günahı onu kararttı. Hanbel 1/307

HADİS: Hacerül Esved ALLAH’IN yeryüzündeki sağ elidir. Onunla insanlardan dilediği ile tokalaşır. Camiüs Sağır 1/151

HACERÜL ESVET taşı için uydurulan bu tip HADİSLER, HAC sırasında KÂBE’DE ilkel hareketlerin sergilenmesine sebep olmaktadır. HACERÜL ESVED taşına dokunmak için birbirini ezenleri DİNİMİZİ bilmeyenler görse, bazı insanların bu taşı put edindiklerini bile zannedebilirler.

Bu HADİSLER daha evvel de alay konusu olmuştur. HADİSLERİN güvenilmez olduğunu ABBASİLER döneminde savunup, sonra siyasi konjonktürde yok olan MUTEZİLER: Bu HADİSE göre HACERÜL ESVED denen taş müşriklerin günahı yüzünden KÂBE putperestlerin elinde iken karardıysa, şimdi Kâbe MÜSLÜMANLARININ elinde olduğuna göre bu taşın beyazlaması gerekir. diyerek bu HADİSİ savunanlarla alay etmişlerdir.

10. GEL DE ÇIK İŞİN İÇİNDEN!

HADİS: Kalbinde hardal tohumu kadar kibir bulunan cennete giremez. Yine kalbinde hardal tohumu kadar iman olan da cehenneme giremez. Buhari 81/51
Kişiyi en ufacık fiilinde cennete gönderen bir sürü HADİS vardır. Kişiyi en ufacık bir fiilinde cehenneme gönderen de birçok HADİS vardır. Bu mantıksız yaklaşımlar kimi zaman yukarıdaki örnekte olduğu gibi tek bir HADİSTE de buluşabilmektedir.

RESULULLAH’A yapılabilecek en büyük hakaret bu HADİSLERİ onun söylediğini söylemektir. RESULULLAH’IN bize tek yazdırdığı, mesaj olarak ALLAH’TAN getirdiği KUR’AN DİNİMİZİN TEK KAYNAĞIDIR.
A
nd olsun ki size hatırlatıcı bir kitap gönderdik. Hala AKLINIZI çalıştırmayacak mısınız? 21/Enbiya Suresi 10

Derleme; (UYDURULAN-DİN KUR’AN’DAKİ DİN. İstanbul yayınevi.)


@mir
< benim yazdığım hadisin açıklamasına herkes sen gibi bakmıyor >
hadisin açıklamasını değil metnini hatalı vermişsin
"kadınları ve çocukları öldürmeyin" hadisini "öldürün" diye yazmışsın
daha doğrusu biri seni kandırmış
öncelikle seni böyle kandıran hanif…tlar vb sitelerden uzak dur

bak şimdi kandırıldığını isbatladım ya
bana borçlu çıktın
borcunu ödemek ister misin?

diğer hadisleri ayrı ayrı açarsan zamanla fırsat buldukça bakarım
İnşaAllah


Kuranıanla
Ya @mir sen beni kopyala yapıştırcılarla karıştırma kardeşim buraya üye olup bişeyler yazıyosam belli bir birikim ve görüşle yazıyorum bu hadisi git araştır heryerde böyle yazıyor ayrıca sadece buda değil öldürmeyle ilgili hadislerden şunlarıda açıklamak zorundasın …

• • Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar ve çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı, ellerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu, çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince, Peygamber bizi engelledi.
Buhari Tıp5/1, Hanbel 3/107,163

• • Kimi durumlarda çocuklar, kadınlar, körler, kötürümler, yatalaklar : Bunlar genellikle öldürülmezlerse de bunlardan savaşır durumda olan, "görüş sahibi" olan, mal sahibi olan, yetki-hükümdarlık makamında olan öldürülür. (Bkz.Dürer, c.1, s.283-284, Dâmâd, c.1, s.497).

• • "Peygamber, savaşta kadınların va çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi" (Buhari, Cihad/146; Ebu Davud 113).

• • Gece baskınlarında, kafirler toptan kılıçtan geçirildiğinde, evler yakılıp yıkıldığında öldürülenler arasında "kadınlar ve çocuklar" da bulunuyordu. (Bkz. Ebu davud, Cihad/102, hadis no: 2638; Cihad/121, hadis no: 2672; İbn Mace, Cihad, hadis no: 2840; Ahmed İbn Hanbel, 4/46; Tirmizî, Siyer/19, hadis no: 1570).

• • Saab b. Cessame’in (r.a.) anlatıyor: Hz. Peygamberimize (a.s.) Müşrikler üzerine yapılan gece baskınlarında onların aile ve çocuklarının da hedef olduğundan bahsedilerek bu konudaki hüküm sorulmuştu. Bunun üzerine Peygamberimiz: "Onlar da müşrikler camiasındandır" cevabını verdi.
Sahih-i Müslim: 3281

• • Hadis: Dinini değiştireni öldürün. Nesei 78/14,Buhari 12/1883

• • Kanlarinizi ve mallarinizi kurtarmak istiyorsaniz: Peygamber diyor ki: "Onlar, Allah’tan baska Allah olmadigina, Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduguna inanincaya, bizim kiblemize dönünceye, kestiklerimizi yiyinceye, ve namazımızi kilincaya ve zekatlarini verinceye kadar, insanlarla öldürüsmem (mukatele) emroldu. Insanlar, bunlari yerine getirdikleri zaman, benden kanlarini ve mallarini kurtarmis olurlar.
(Buhari, Selat/28; Tecrid, hadis 24; Ebu Davud, Cihad/104, hadis 2641; Müslim, Iman/32, hadis 20,22)

• • Muhammed buyuruyor: "Müslümanın kanı ancak üç şeyden birisi ile helâl olur. Zina eden evli, cana karşılık can, dinini terkeden ve İslâm toplumundan ayrılan kimse." (Buhârî, Diyet, 6; Müslim, Kasâme 25; Ebû Davud, Hudud, I; Tirmîzî, Hudud, 15) Bu hadisi İbn Mes’ud (r.a.) rivâyet etmiştir.

• • Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Kasden öldürmede kısas vardır. Ancak, maktulün velisinin affetmesi halinde durum değişmektedir."

• • Hz. Peygamber’in Bekr Kabilesini İslâm’a Davet Etmesi:
Hz. Peygamber’in amcası Abbas der ki: Allah’ın Rasûlü bana şunları söyledi:

Kendim için ne senin yanında ne de kardeşinin (Ebu Leheb’i kastediyor) koruma yok! Sen yarın beni panayıra götürür müsün ki, orada bazı kabilelerin konakladıkları yerlere gideyim? Arapların toplandığı yerlere geldik. Biz panayıra gittik. Rasûlü Ekrem’e şurasının Yemen’den hacca gelen kabilelerin en üstünü Kinde kabilesinin, bunun Bekir b. Vail’in, şunun Benî Âmir b. Sa’sa’a’nın konakları olduğunu, kendisi için birini seçmesini söyledik. Rasûlü Ekrem Kinde’den başladı. Kindelilerin kimlerden olduklarını sordu. Onlar da Yemen ehlinden olduklarını söylediler. Rasûlü Ekrem

Yemen’in hangi kabilesindensiniz? dedi.

Biz Kinde kabilesindeniz dediler. Rasûlü Ekrem

Hangi Kindedensiniz? deyince, onlar

Benî Âmir b. Muaviye’deniz dediler. Rasûlü Ekrem

Kendiniz için bir iyilik ister misiniz? diye sordu. Onlar

O hayır nedir? dediler. Hz. Peygamber

Allah’tan başka mabud olmadığına şahidlik edeceksiniz, namazı kılacaksınız. Allah katından gelen vahye iman edeceksiniz buyurdu.

Abdullah b. Eclah der ki: Babam, kavminin ileri gelenlerinden bana rivayet ettiğine göre Kinde kabilesi Rasûlü Ekrem’e şöyle bir teklifte bulundu:

Eğer sana tâbi olursak, sen galib gelirsen, öldükten sonra bu işin başının bizde olacağına dair söz veriyor musun? Rasûlü Ekrem

Mülk Allah’ındır, dilediğine verir! (ben kimseye bu sözü vermem) dedi. Bunun üzerine

O halde senin getirdiklerine ihtiyacımız yok diyerek Rasûlullah’ın teklifini reddettiler.

Kelbî der ki: Onlar Rasûlullah’a şöyle bir cevap verdiler:

Bizi mabudlarımızın ibadetinden menetmeye ve Araplara karşı savaş açmamız için mi geldin? Git, kavmine ilhak et! Bizim sana bir ihtiyacımız yok!

Rasûlü Ekrem onların yanından ayrılıp Bekir b. Vail’e geldi. Kavminin kimlerden olduğunu sordu. Onlar da Bekir b. Vail’den olduklarını söylediler Rasûlü Ekrem

”Hangi Bekir b. Vail’den? diye sorunca, onlar

Benî Kays b. Sa’lebe kabilesindeniz dediler Rasûlü Ekrem

”Sizin sayınız ne kadar diye sordu. Onlar

Çoktur, toprak kadar! dediler.

Sizin korunmanız nasıl? diye sordu.

Bizim için korunma yok! Biz Farsların komşusuyuz. Biz Farsların düşmanlık yaptığı bir kimseyi koruyamayız ve onlara bizim himayemizde olduğunu söyleyemeyiz dediler. Hz. Peygamber

Eğer Allah Farsların konaklarını size verirse, kadınlarını size nikâh ederse, çocuklarını size köle ederse, otuz defa SübhânAllah, otuzüç defa elhamdülillah, oturdört defa da Allâhu Ekber diyeceğinize söz verir misiniz? dedi. Onlar Rasûl-ü Ekrem’e kim olduğunu sordular. Hz. Peygamber

Ben Allah’ın peygamberiyim dedi. Sonra onlardan ayrıldı.

Kelbî diyor ki: Hz. Peygamber onlardan ayrıldığında amcası Ebu Leheb onun arkasında idi. O da halka

Bunun sözünü kabul etmeyin diyordu. Sonra Ebu Leheb de geçti. Bu kabile ona

Sen bu kişiyi tanıyor musun? diye sordu. O da

Evet, tanıyorum. O bizim en büyük ailemizin çocuğudur. Siz onun nesini soruyorsunuz? dedi. Onlar Rasûl-ü Ekrem’in onları davet ettiği hususu öne sürerek şöyle dediler:

‘Bu, ben Allah’ın peygamberiyim diye iddia ediyor! Ebu Leheb onlara şu cevabı verdi:

Sakın onun sözüne kulak asmayın. Çünkü o delidir. Başının tepesinden hezeyan kusuyor! Onlar

Zaten Farslılar hakkındaki sözlerinden biz bunu anlamıştık dediler.

Ebu Nuaym, (Abbas’tan); Bidaye, III/140

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/82-83.


@mir
< • • Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Kasden öldürmede kısas vardır. Ancak, maktulün velisinin affetmesi halinde durum değişmektedir." >
hadis düşmanlığı senin gözünü kör etmiş
okuduğun hadisi anlamadan kopyala yapıştır yaparak karşı çıkıyorsun
ama o hadisin Allah’ın birkaç emri ile tıpatıp uyuştuğunu bile idrak edemiyorsun

Bakara 178 Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. Bu söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır.
Bakara 179 Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız.
Mâide 45 Tevrat’ta onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır). Yaralar da kısastır (Her yaralama misli ile cezalandırılır). Kim bunu (kısası) bağışlarsa kendisi için o keffaret olur. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir.
İsrâ 33 Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velisine (hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu veli de kısasta ileri gitmesin. Zaten (kendisine bu yetki verilmekle) o, alacağını almıştır.


Kuranıanla
Asıl sen hadisleri Kurana nasıl yamarım diye uğraşıyosun Kısasa kısas var ama çoban öldürüldü diye Peygamberimizin konuyla ne ilgisi var ?

Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velisine (hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu veli de kısasta ileri gitmesin.

Hadisde ne diyor ? RESULULLAH onları yakalattı, ellerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu, çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince, RESULULLAH bizi engelledi. Kısas öldürmesi böyle mi olur ? eller kesilir gözler oyulur ve işkence içinde susuz çölde ölüme mi terkedilir ? Kısas bu mu ? Yoksa çoban nasıl öldürüldüyse öyle öldürülmesi mi ? O kadar hadisten bunu gözüne kestirdin ama olmadı @mir kardeş olmadı yanlış yoldasın


@mir
senin nikin kuranıanla ama senin daha Kur’an’ı okumayı bildiğinden dahi şübheliyim

< Peygamberimizin konuyla ne ilgisi var ? >
5-Maide-55-Sizin veliniz, ancak Allah, Elçisi ve namazlarını kılan, zekatlarını veren, rüku’a varan mü’minlerdir.

üstelik o çoban Resulullah’ın çobanı olduğu
zekat develerini gütmekle görevli bir memur olduğu
öldürülmesine Resulullah vesile olduğu için
intikamını almak da devlet başkanı ve çobanın amiri olan Resulullah’a düşer

< Kısas öldürmesi böyle mi olur ? eller kesilir gözler oyulur ve işkence içinde susuz çölde ölüme mi terkedilir ? Kısas bu mu ? Yoksa çoban nasıl öldürüldüyse öyle öldürülmesi mi ? >
Mâide 45 Tevrat’ta onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır). Yaralar dakısastır (Her yaralama misli ile cezalandırılır). Kim bunu (kısası) bağışlarsa kendisi için o keffaret olur. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir.

katiller çobanı öldürdükleri şekilde öldürülmüşlerdir. eğer hadisi okusaydın bunu görürdün. yine kaynaklarda Resulullah’ın bu olaydan sonra müsleyi yasakladığını da görürdün.


@mir
< Hadisde ne diyor ?…Biz onlara su vermek isteyince, RESULULLAH bizi engelledi. >
bunu da ya sen ya yolunda gittiğin hadis düşmanları kendileri uydurmuşlar
hadisin hiçbir versiyonunda Resulullah’ın onlara su verilmesini yasakladığı yazmadığı gibi
bazı alimler bunu açık açık yazmışlar "Resulullah’ın böyle bir emri yoktur" diye
aslında onlara su verilmemesi gerektiği gibi
su verilmesi azablarını arttırmaktan başka birşeye de yaramazdı

taa en başta verdiğin hadis konusunda kandırılmışsın
bu hadiste de Resulullahın söylemediği bir sözü söylediği noktasında gene kandırılmışsın
bu kandırılmaların sonucunda Resulullah’a iftiralar atıyor ya da atılmasına ortak oluyorsun
bir de bana "yanlış yoldasın" diyorsun öyle mi?


Kuranıanla
Tamam mir bütün hadisleri sen biliyorsun senden başka kimse gerçek hadisleri bilemiyor kardeşim seni sitenin hadis uzmanı ilan ediyorum, olaya peygamberimizi karıştırma sakın sakın bunu yapma bu sözler onun değil çünkü


islamyolu
@mir kardeşim Allah senden Razı olsun. ne güzel cevaplar bunlar. ben yokken işi bitirmişin. 🙂 Kuranıanla yı da çıldırtmayı başarmışsın 🙂


@mir
kuranıanla
bak yazdıklarımı belki okur ve anlarsın
İslam dinini savunma amacında olduğunu
her hadise değil sadece uydurma hadislere karşı olduğunu iddia ediyorsun
niyetin gerçekten de böyle güzel olabilir

ama birileri tarafından fena kandırılıyorsun
1 numaralı mesajında verdiğin
< Peygamber, savaşta kadınların va çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi (Buhari, Cihad/146; Ebu Davud 113). >
sözlerin iftira olduğunu

2 numaralı mesajımda isbatladım

sonra sen aynı sözleri 7 numaralı mesajında tekrar vererek Resulullah’a iftira atılamsına ortak olmaya devam ediyorsun
< • • "Peygamber, savaşta kadınların va çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi" (Buhari, Cihad/146; Ebu Davud 113). >
inanmıyorsan aç Buharinin cihad bölümündeki ilgili yeri kendin oku
cihad bölümü 146 ve 147’de Resulullah’ın savaşta kadın ve çocukların öldürülmesini yasakladığı yazıyor
hala niye inad ile hadisi tahrif ederek yazmaya devam ediyorsun anlamış değilim
not: gece baskınında istemeden kadın ve çocuk öldürmek ayrı bir konudur

bir de < sen beni kopyala yapıştırcılarla karıştırma kardeşim buraya üye olup bişeyler yazıyosam belli bir birikim ve görüşle yazıyorum bu hadisi git araştır >
demişsin
anlaşılan sen ya sıradan kopyala yapıştırcılardansın
ve "öyle değilim" derken yalan söylüyorsun
ya da bana araştırmamı tavsiye ederken kendin araştırmıyorsun

bak 8 gündür bu konuyu tartışıyoruz
birkere bile olsa Buhari’nin ilgili yerine baktın mı?
bakmadan yazıyorsan şunu sorayım
Buhari ve hatta Resulullah’a atılan iftiralara ortak olmaktan dolayı hiç mi korkmuyorsun?
şu ayetleri neden es geçiyorsun:
Hucurât 6 Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.
Hucurât 12 Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.

İsrâ 36 Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.


@mir
flood için kusura bakılmasın unuttuğum bir iki noktayı da eklemeliyim

kuranıanla’ya hitaben:
bir de Resulullah Ureynelilere su verilmesini yasaklamadığı halde
< Biz onlara su vermek isteyince, RESULULLAH bizi engelledi. >
diyerek
yine Resulullah’a iftira atanların oyununa geliyorsun
iftiralarında onlara ortak oluyorsun

şimdi senin niyetin gerçekten de uydurma hadislerle Resulullah’a iftira atanlarla mucadele ise
ilk olarak seni kandıran
Resulullah kadın ve çocukların öldürülmesini emretmediği halde
"emretti" diye ona iftira atanlarla mucadele etmelisin

yani bu uydurmaları hangi siteden kopyalıyorsan
önce onlarla uğraş
zira Allah’ın izni ile onların iftiralarını isbatlamış bulunuyorum


islamyolu
< yani bu uydurmaları hangi siteden kopyalıyorsan
önce onlarla uğraş
zira Allah’ın izni ile onların iftiralarını isbatlamış bulunuyorum >

Ateist sitelerinin tekinde kopyalıyordur 🙂

@mir orjinal manasını değiştirip yayınlıyorlar diyorsun. nasıl insanlar var böyle.

bence Kuranıanla sana vebal düştü. O siteye gir bunların manaları değişmiş söyle . uydurmuşlar söyle. seni biraz uğraştıralım ki. Ateistlerin sözlerine inanacagına benim gibi saf temiz müslümanın sözüne inanasın 🙂 🙂


@mir
atesitler ayet ve hadislerin metinleri ile pek oynamazlar
manalarını saptırırlar

ne yazık ki metinlerle oynama işini ifrat ve tefrit ehli bazı Müslümanlar (!) yaparlar


Kuranıanla
Öyle yapıyolarsa yazıklar olsun, ben doğruların peşindeyim kimsenin sözüne göre hareket etmiyorum


Kayıtsız Üye
(1587)- Hz. Enes (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Ukl ve Ureyne kabilelerinden bir grup insan Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın yanına gelip:

"Ey Allah’ın Resûlü! Biz hayvancılıkla uğraşıp sütle beslenen (çöl) insanlarıyız, (çiftçubukla uğraşan) köylüler değiliz." dediler. Bu sözleriyle, Medine’nin havasının kendilerine iyi gelmediğini ifade ettiler. Resûlullah, onlara (hazineye ait) develerin ve çobanın (bulunduğu yeri) tavsiye etti. Kendilerine oraya gitmelerini, develerin sütlerinden ve bevillerinden içmelerini söyledi. Gittiler, Harra bölgesine varınca, İslâm’dan irtidâd ettiler. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’ın çobanını da öldürüp develeri sürdüler. Haber, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’e ulaştı."

"Resûlullah, derhal arkadaşlarından takipçi çıkardı (yakalanıp getirildiler). Gözlerinin oyulmasını, ellerinin kesilmesini ve Harra’nın bir kenarına atılmalarını ve o şekilde ölüme terkedilmelerini emretti." [Buhârî, Muhâribin 16, 17, 18, Diyât 22, Vudû 66, Zekât 68, Cihâd 152, Megâzî 36, Tefsir, Mâide 5, Tıbb 5, 6, 29; Müslim, Kasâme 9, (1671); Tirmizî, Tahâret 55, (72), Et’ime 38, (1846); Ebû Dâvud, Hudud 3, (4364-4371); Nesâî, Tahrimu’d-Dem 7, (7, 93-98); İbnu Mâce, Hudud 20, (2578).]

AÇIKLAMA:

1. Bu hadis, kaynaklarının çokluğundan da anlaşılacağı üzere, birçok farklılıklarla çeşitli vecihlerden rivayet edilmiştir. Yukarıdaki hadiste zikri geçmeyen bazı teferruatı gözönüne alarak hâdiseyi şöyle özetleyebiliriz: Ureyne ve Ukl kabilelerinden, bazı rivayetlerde sekiz kişi oldukları belirtilen bir grup Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a gelirler. Ancak Medine’nin rutubetli havası onlara iyi gelmez ve hastalanırlar. Bunu, Medine’nin kendilerine uğur getirmediğine yorarlar ve hatta Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’in huzuruna çıkarak yapmış oldukları biat akdini bozmak, İslâm’dan rücu etmek talebinde bulunurlar. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) onlara hava değişikliği tavsiye ederek hazine develerinin otlatıldığı Kuba civarındaki Zü’l-Hader denilen yerdeki otlağa gönderir. Oradaki develerin sütünden ve bevlinden içmelerini tenbihler. Bu tavsiyelere uyup iyileşen bedevîler, irtidad ederler. Bununla da kalmayıp işi ihanete dökerek çobanlardan birinin gözlerini oyup el ve ayaklarını kesip sonra öldürürler, hazine develerini de kaçırmaya kalkarlar. Ancak kaçıp kurtulabilen bir çobanın ihbariyle duruma muttali olan Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), peşlerinden Kürz İbnu Câbir el-Gihrî komutasında yirmi kadar ensârî genci, bir de iz takipçisi (kâif) ile birlikte peşlerinden gönderir. Bunlar, hainleri kıskıvrak yakalayıp Medine’ye getirirler.

Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) kısâsen gözlerinin oyulmasını, ellerinin ve ayaklarının kesilip bu halde Harra’nın bir kenarına atılmalarını, kızgın güneşin altında ölüme terkedilmelerini emreder ve öyle yapılır. Hz. Enes (radıyAllahu anh) onlardan birini gördüğünü, susuzluktan ölene kadar toprağı yaladığını belirtir.

2. Hadisin bazı vecihlerinde bu hâdise üzerine şu mealdeki âyetin indiği belirtilir:

"Allah’a ve Resûlü’ne (mü’minlere) harp açanların, yeryüzünde (yol kesmek suretiyle) fesadcılığa koşanların cezası, ancak öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut (sağ) elleriyle (sol) ayaklarının çaprazvari kesilmesi, yahud da (bulundukları) yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Ahirette ise onlara (başkaca) pek büyük bir azab da vardır…" (Maide, 5/33).

3. Kadı İyaz’ın açıklamasına göre, hadisi anlamada ulemâ ihtilaf etmiştir. Seleften bir kısmı, bu cezanın hudud ve muhariblerle ilgili (Maide, 5/33) âyetler inmezden önce verildiğini, mezkur âyetler inince hadisin hükmünün neshedildiğini söylemiştir. Bazıları ise hadisin neshedilmediğini söylemiştir. Bu sonunculara göre muhariblerle ilgili âyetler bu vak’a ile ilgili olarak inmiştir. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) da bu cezayı kısas olarak tatbik etmiştir. Çünkü mürtedler Müslüman çobana aynı şeyleri yapmışlardır.
Bazı âlimler müsleye haram derken, diğer bir kısmı "haram değil, tenzihen mekruh" demiştir.

4. Hz. Enes bir rivayette bu mürtedlerin su istediklerini ancak onlara su verilmediğini, toprağı yalayarak öldüklerini belirtir. Bu husus da âlimlerin bazı yorumlarına kapı açmıştır. Rivayetlerde Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’in: "Su vermeyin" diye sarih bir sözü gözükmüyor. Ama su verilmeme vak’asından haberdâr olmadığını söylemek de zor. Üstelik, ashabın sünneti de meşru bir hüküm taşır.

Kadı İyâz: "Öldürülmesi farz olan bir kimse su istese, kasden mâni olup da kendisine su vermeyerek iki azabın birlikte tatbik edilmesinin meşru olmayacağında ulemânın ittifak ettiğini belirtir. Nevevî bu görüşe itiraz ederek: "Bu sahih hadiste beyan olunmuştur ki, mürtedler çobanı öldürmüş, İslâm’dan dönmüşlerdir. Şu halde ne su istemede ne de başka hususta kendilerine hürmet kalmaz." der.

5. İmam Mâlik, bu hadise dayanarak, eti yenen hayvanların bevillerinin temiz oldğuna hükmetmiştir. Ahmed İbnu Hanbel, İmam Muhammed, Şâfiîlerden Istahrî ve Rüyânî, Şâ’bi, Atâ, Nehâî, Zührî, İbnu Sîrîn, Hakem ve Sevrî aynı kanaattedirler. Ebû Dâvud, İbnu Uleyye daha ileri giderek: "İnsan dışında -eti yensin, yenmesin- bütün hayvanların bevli ve fışkısı temizdir." demiştir.

Ebu Hanife, Ebu Yusuf, Şâfiî, Ebu Sevr ve diğer bir çok ulemâya göre bütün beviller pistir. Ancak atfedilen az miktar bu hükme dahil değildir. Bunlara göre, Ureynelilere zarurete binaen ruhsat verilmiştir. Zaruret olmadan deve idrarının temiz olduğuna dair hadiste bir hüküm mevcut değildir. Birçok haramlar zaruret sebebiyle mübah kılınmıştır, ancak bunlar zaruret olmadığı takdirde yine haramdır. Söz gelimi harp halinde veya şiddetli kaşınma gibi durumlarda ortaya çıkan zarurete binaen ipekli elbise helâl olur. Bu gibi mazeretleri olmayana ipekli elbise haramdır.

Haramla tedavi alelıtlak caiz değilse de, haramda yüzde yüz şifa olduğu bilinirse caiz olur.
Devlet reisi, kendisine gelen yabancıların her meselesiyle meşgul olur; tedavisiyle bile…
İlaç kullanmak, vücuda faydası olan mutad ilacı almak meşrudur.
Kısasda misilleme meşrudur.
Mürted, tövbe etmeye çağırılmadan derhal öldürülür. Bunun vacib mi, müstehab mı olduğu hususlarında ihtilâf edilmiştir. Bazı âlimler: "Mürted muharebe ederse, katli vacib olur, tövbe etmesini beklemekte bir mâna kalmaz." demiş ve sadedinde olduğumuz hadisi bu iddiaya delil göstermiştir.

(Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte)


Kayıtsız Üye
Selamün aleyküm
Kardeşim benim bilgim kısıtlı bu yüzden bildiklerimi cevaplicam. ilk baştaki balık sırtı ifadesi hadis değil eski bir tefsire aittir. lütfen onu düzeltirsen sevinirim.
Bir de son hadisi izah etmek gerekirse, RasulAllah’ın şöyle bir sözü vardır.
‘Hiç bir yaşlı kadın cennete giremeyecektir’ dedikten sonra bazı kad8nlar ağlamaya başladı sonra devam ederek’Hiç cennete yaşlı girilir mi? Orada herkes geç ve güzel olacak’demiş ve hoş bir espiri yapmıştır.
Şimdi o hadiste de Zerre kadar kibri olan cennete giremez zaten. Çünkü; cennete girecek kişiden kibir ve kötü haller çıkartılır ve oraya temiz biri olarak girer.
Zerelre kadar İmanlı kişide cehenneme imanı ile giremicek. imamı çıkartılıp öyle girecek.
Çıktığı zaman da ona temiz haller ve imamının ödülü olarak cennete nail olacak İnşaAllah(çünkü imanlı ölen her Müslüman sonun da cennete nail olacaktır.)
Elimden geldiğince izah etmeye çalıştım.
Kusurum var ise lütfen uygun bir dille olmak kaydıyla esirgemeyin.
Allah’ın Rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Allah’a emanet olun 🙂


kadinlari ve cocuklari oldurun yazilan hadisi serif, savasda cocuklarin oldurulmesi, savasta kadin ve cocuklara dokunmayin hadisi

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();