Sevmediğim insanları kıskanıyorum
serıfe
Sevmediğim, bana zararı da dokunan insanları kıskanıyorum.Bana iyi davranmadıkları için onlar mutlu olsun hiç istemiyorum. Onlar yüzünden günaha girip kendi canımı sıkmakta istemiyorum ama dilime getirmesem de gönlümden geçiyor.Bunun için bir kıskançlık duası var mı yardımcı olur musunuz ?:(
Cevap: kıskançlık
S-a-b-i-h-a
Kıskançlıktan Korunmak
İnsanın içinde kıskançlık varsa elbetteki elini, ayağını, gözünü, kulağını atamayacağı gibi onu da kalbinden söküp atamaz. Ama yönünü başka tarafa çevirebilir. Bizden istenen de zaten budur.
Kainatın Efendisi’nin(asm) ümmeti adına korktuğu noktalardan birisi bu duygunun kötüye kullanılmasıydı. Şöyle buyururlar: Sizden önceki ümmetlerin önüne dünya kapıları açıldı. Başkalarını kıskanıp yok oldular. Onlar gibi sizin de helâk olmanızdan korkuyorum.
Başka bir hadis-i şerifte ise, Ateş nasıl odunu yer bitirirse, hased de iyilikleri öyle yer bitirir buyururlar.
Ayrıca hasedle imanın bir arada bulunmayacağını bildirirler ki, hasedin, ya îmansızlıktan, ya da îmanın zayıflığından ileri geldiğini, ikisinin karanlık ve ışık gibi gerçek anlamda bir arada bulunamayacaklarını öğreniriz.
O halde bir mü’min için geriye onun kötüye kullanılmasından kurtulmaktan başka çare kalmaz.
Hasan-ı Basri kıskanç birini kıskançlığın kıskacından şöyle kurtarmaya çalışmıştı: Ey insanoğlu! Kardeşine niye hased ediyorsun? Eğer o verilene lâyıksa, Allah’ın ihsanda bulunduğu kimseye kızmaya ne hakkın var? Yok lâyık değilse Cehenneme gidecek bir insanın neyini çekemiyorsun?
Düşmanlığın hasedden geldiğinde bütün bütün azap olduğunu, kıskanç kimsenin kendine zarar verdiğine dikkat çeken Bediüzzaman, uhuvvet, yani Kardeşlik Risalesi adını verdiği eserinde kardeşlikte yaralar açan hasetten kurtulmanın çarelerini gösterirken hasetçi kimsenin haset ettiği şeylerin âkibetini düşünmesini ister. Anlayacaktır ki rakibindeki dünyevî güzellik, kuvvet, mertebe ve servet fanidir. Faydası az, zahmeti çoktur. Uhrevi meziyetlerde kıskançlık ederse zaten onlarda haset olamaz..
Kıskanç kişi hasmına gelen musibetlerden memnun ve nimetlerden mahzun olur, yaptığı iyiliklerden dolayı Kader ve rahmet-i İlâhiyeye küser. Âdetâ Kaderi tenkit ve rahmete itiraz eder. Kaderi tenkit eden ise başını örse vurur kırar, rahmete itiraz eden de rahmetten mahrum kalır.
Hasedden korunan kimse ise Cennetle müjdelenir. Peygamberimiz (asm) bir toplulukta üç gün üst üste Cennetlik bir adamın geleceğinden bahsetmişti. Üç gün de aynı adam çıkageldi. Abdullah bin Amr’da merak uyanmış, gitmiş, araştırmış.
Ne meziyeti vardı ki Cennetlikti bu kimse? Sebebini sorduğunda adam, Ben, demiş, Hiçbir Müslümanı aldatmayı düşünmem ve Allah’ın takdir ettiği bir maldan dolayı da kimseye hased etmem.
Azmi ne güzel özetlemiş:
Nimetine kimsenin etme hased
Kadir isen kıl hased bâbını sed [hased kapısını kapa] Eğer onlarda haset yapsa, ya kendisi riyakârdır, ahiret malını dünyada mahvetmek ister; veyahut haset ettiği kimseyi riyakâr zanneder, haksızlık eder, zulmeder .
Cevap: Sevmediğim insanları kıskanıyorum
elif gibi…
Allah rızası için sevmeyi bilir misin kardeşim? karşındaki insanı sevecek hiç bir neden bulamıyorsan Allah rızası için sev. et tırnak gibi ol demiyorum. sadece Allah rızası için sev. bu zamana kadar birisinden nefret etme duygusunu hiç tatmadım, intikam nedir bilmem. çünkü Allah rızası için seviyorum.
Cevap: Sevmediğim insanları kıskanıyorum
//£$r#//
(Sevmediklerinize sabretmedikçe, sevdiklerinize kavuşamazsınız.) [İ. Maverdi]