Ehli Kitabın durumu (Kur’anda ehl-i kitabın kâfir olduğu bildirilmiyor mu?)
Ufkuaçık
Ehl-i kitabın durumu
Sual: Kur’anda ehl-i kitabın kâfir olduğu bildirilmiyor mu?
CEVAP
Kur’an-ı kerimde, Ehl-i kitabın kâfir olduğunu bildiren âyet-i kerimelerden bazıları şöyledir:
(İbrahim ne Yahudi, ne de Hıristiyandı. O Allah’ı tanıyan doğru bir Müslüman idi.) [Al-i İmran 67] (Her peygamber gibi Hazret-i İbrahim de Müslüman idi. Ehl-i kitap hak olsa idi, böyle denmezdi.)
( Yahudi veya Hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız diyenlere de ki: Aksine biz, hanif [doğru olan] İbrahim’in dinine uyarız. )[Bekara 135] (Ehl-i kitap hak olsa idi, sözleri reddedilmezdi. Hazret-i İbrahim’in dini olan İslam’a uyan kurtulur.)
([Ehl-i kitap] "Yahudi ve Hıristiyanlar hariç hiç kimse Cennete girmeyecek" dediler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: "Doğru söylüyorsanız delilinizi getirin." Hayır onların dedikleri gibi değildir.) [Bekara 111,112] (Şu halde Ehl-i kitabın iddiaları kuruntudur, gerçek değildir.)
(Yahudiler, Üzeyr’e, Hristiyanlar da Mesih’e Allah’ın oğlu dediler. Daha önceki kâfirlerin [ melekler Allah’ın kızlarıdır diyenlerin]sözlerine benziyor. Allah onları kahretsin! Nasıl da sapıtıyorlar.)[Tevbe 30] (Ehl-i kitap kâfir olduğu için lanete uğradı.)
(Ehl-i kitap [İslam’a] iman edip, [kötülüklerden] sakınsalardı, kötülüklerini örter ve onları nimetleri bol Cennete sokardık.)[Maide 65] (Ehl-i kitap hak olsa idi, imana davet edilmezdi.)
(Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar, [İslam düşmanlığında] birbirinin dostudur. Onları dost edinen de onlardan [kâfir] olur. Allah, [kâfirleri dost edinip kendine]zulmedenlere hidayet etmez.) [Maide 51] (Ehl-i kitap hak olsa, onlara dost olana kâfir denir miydi?)
[Ey habibim, Ehl-i kitaba] de ki: (Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki Allah da sizi sevsin.) [Al-i İmran 31] (Yani Ehl-i kitap, Resulullaha iman etmedikçe, Allah onları sevmez.)
(De ki: Ey Ehl-i kitap, gelin aramızda şu müşterek söze uyalım: Ancak Allah’a kulluk edelim, Ona şirk koşmayalım, Allah’ı bırakıp insanları Rabler edinmeyelim Yine de, yüz çevirirlerse, Şahit olun ki, biz Müslümanız deyin!) [Al-i İmran 64] (Ehl-i kitap kâfir olduğu için, onlara biz Müslümanız deyin buyuruluyor.)
([Senden önce peygamberlere] iman edenler, Yahudi, Hıristiyan ve sabiinlerden Allah’a ve ahirete inanıp salih amel işleyenler için elbette Rablerinin katında mükafatlar vardır.) [Bekara 62] (Hazret-i Musa zamanında, ona inanan Yahudiler ve Hazret-i İsa zamanında ona inanan Hıristiyanlar, elbette Cennete gidecektir. Çünkü, bütün peygamberler gibi Hazret-i Musa da, Hazret-i İsa da Müslüman idi.)
Bu vesikalara rağmen, (Muhammedün Resulullah demeye lüzum yok) diyenler çıkarsa, bunların cahil değil, sinsi birer misyoner olduklarında şüphe kalmaz.
Sual: Bir Yahudi’ye veya Hıristiyan’a hacı demek caiz midir? Bir de, Müslümanlığı kötülemeyen bir Hıristiyan’a, İsevi Müslüman denir mi?
CEVAP
Hacı, İslam’ın hac şartını eda eden Müslümana denir, gayrimüslime hacı denmez. Müslümana kâfir demek küfür olduğu gibi, gayrimüslime de Müslüman demek küfür olur. Bir insan ya Müslümandır veya kâfirdir. Hem kâfir, hem Müslüman olmaz. Müslüman Hıristiyan veya Hıristiyan Müslüman olmaz. Hıristiyanlar için de, İsevi demek yanlıştır. Şimdi İsevi ve Musevi yoktur.
İnsanların en kötüsü
Sual: Beyyine sûresinin altıncı âyetinde, ehl-i kitabın [Yahudilerle Hristiyanların] insanların en kötüsü olduğu bildiriliyor? Ehl-i kitab, ateistlerden de mi kötüdür?
CEVAP
Sadece ehl-i kitab değil, o âyet-i kerimede müşrikler de geçiyor. Şirk, Allahü teâlâya ortak yapmak, benzetmek demektir. Benzeten kimseye müşrik denir. Küfrün çeşitleri vardır. Hepsinin en kötüsü, en büyüğü şirktir. Bir şeyin her çeşidini bildirmek için, çok defa, bunların en büyüğü söylenir. Bunun için, âyet-i kerimelerde ve hadis-i şeriflerde geçen şirk, her çeşit küfür demektir.
Bütün küfürler şirkin içine girdiği gibi, Ehl-i kitab da, müşriklerin içine girmektedir. Böyleyken, onların kâfir olduklarının ayrıca bildirilmesinin elbette hikmetleri vardır. Belki Ehl-i kitab kâfirlerini, mümin zanneden çıkabilir. Nitekim (Ehl-i kitabın içinde takva sahipleri de vardır) diyenler de vardır.
Ehl-i kitab ve hak din
Sual: (Kur’anı ve onun Peygamberini dışlayarak tevhid inancına ve salih amele ulaşmak imkânsız gibi olduğu için, bir kısmı hak yolda ise de, bugün Ehl-i kitabın büyük çoğunluğu, tevhitten veya salih amelden uzaklaşmıştır) diyenler oluyor. Ehl-i kitap bâtıl yolda değil midir?
CEVAP
Ehl-i kitab, tek bir yaratıcıya inansa da, salih ameller işlese de, mesela namaz kılsa, oruç tutsa ve cami yapsa da, Müslüman olmadıkça hiç faydası olmaz. İşte bir âyet-i kerime meali:
(Kâfirlerin cami yapmaları ve [hayır olarak yaptıkları] diğer bütün amelleri, boşa gidecek, Cehennemde sonsuz kalacaklar.) [Tevbe 17]
Müslümana kâfir diyenin kendisi kâfir olduğu gibi, kâfire de Müslümandır, cennetliktir demek küfürdür. İslamiyet gelince, önceki bütün dinler yürürlükten kalktı. Hiç değişmemiş, bozulmamış bile olsa, artık bunlarla amel etmek caiz değildir. Üç âyet-i kerime meali de şöyledir:
(İslam’dan başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.)[Âl-i İmran 85]
(Kimi, ona [Muhammed aleyhisselama] iman etti, kimi ondan yüz çevirdi. Bunlara da çılgın ateşli Cehennem yetti. Âyetlerimizi inkâr edip kâfir olanları ateşe atacağız.) [Nisa 55, 56]
Gayrimüslimlerin yeri
Sual: (Hıristiyanların cehenneme mi, yoksa cennete mi gideceğini bilemeyiz. Bu Allah’ın takdirine kalmıştır, dilerse cennetine koyar) diyenler oluyor. Dinimiz kimlerin cennete, kimlerin cehenneme gideceğini açıkça bildirmemiş midir?
CEVAP
Elbette bildirmiştir. Gayrimüslim için (Allah dilerse cennete koyar) veya (Resulullahın sözü geçersizdir) denmez. Yahut (Allah’ın Kur’andaki sözleri tarihseldir, o zamanki kâfirler içindi) denmez. Allahü teâlâ, gayrimüslimleri yani Müslüman olmayan herkesi cehenneme koyacağım diyor. Resulullah da aynısını bildiriyor. Buna inanmamak küfür olur. Allahü teâlâ gayrimüslimlerin cehenneme gideceğini bildirdiğine göre, Allah’ın takdirine kalmış denemez. Bu Allah’ın verdiği sözden dönebileceği anlamına gelir. Hâlbuki Allahü teâlâ verdiği sözden dönmez. İki âyet-i kerime meali:
(Allah asla sözünden dönmez.) [Âl-i İmran 9, Zümer 20, Rad 31]
(Allah vaadinden dönmez.) [Rum 6]
Gayrimüslimlerin de cennete girebileceğini söylemek şu âyet-i kerimeyi de inkâr olur:
(Elbette, ehl-i kitap olsun, müşrik olsun, bütün kâfirler Cehennem ateşindedir. Orada ebedi kalırlar. Onlar yaratılmışların en kötüsüdürler.) [Beyyine 6]
Şu iki hadis-i şerifi de inkâr etmiş olur:
(Beni duyup da iman etmeyen Yahudi ve Hıristiyan elbette Cehenneme girecektir.) [Hâkim]
(Cennete sadece Müslüman olan girer.) [Buhari, Müslim]
Kâfirlikte şüphe
Sual: Gayrimüslimlerin kâfir olduklarında şüphe eden de kâfir olur mu?
CEVAP
Evet, bütün gayrimüslimlerin, Cehennemde sonsuz azap çekeceğinde şüphe eden de kâfir olur. Bir Hıristiyan’ı, bir Yahudi’yi ve başka bir gayrimüslimi kâfir kabul etmeyen kimsenin kâfir olacağında şüphe eden kimsenin de kâfir olacağını, İslam âlimleri söz birliğiyle bildirdiler. (Bezzaziyye, Dürr-ül-muhtar, Şifa-i şerif, Ravda, El-A’lam)
Kâfir olmasında şüphe eden de kâfir olunca, onu [gayrimüslimlerin Cennete gideceğini söyleyeni] Müslüman bilenin nasıl olacağını ve hele onu, İslam âlimlerini öven kelimelerle övenin nasıl olacağını düşünmelidir. Böyle kimseleri İslam âlimi sananların ve bunların küfür saçan sözlerini, yazılarını övenlerin, yayanların kâfir olacaklarını iyi anlamalıdır. Övmek, yaymaya çalışmak ve reklamını yapmak, razı olmayı, beğenmeyi gösterir. Küfre rıza, küfür olur. Küfre rıza demek, kâfirin küfür üzere kalmasını istemek değildir. Onun küfrünü beğenmek demektir. (Faideli Bilgiler kitabı)
Ehl-i kitabın kurtulması
Sual: Maide suresinin 68. âyetinde mealen, (Ey Ehl-i Kitab! Siz Tevrat’a, İncil’e ve Rabbinizden size indirilen Kur’ana uymadıkça, doğru yol üzerinde değilsiniz. And olsun, sana Rabbinden indirilen bu Kur’an, onlardan birçoğunun azgınlığını ve küfrünü artırır. O halde kâfirlerin azgınlığına karşı üzülme!)deniyor. Burada Ehl-i kitaba kendi kitaplarına uymaları bildirilmiyor mu?
CEVAP
Hayır. Aksine Kur’an-ı kerime iman edip, ona uymaları emrediliyor.
Kur’an-ı kerimin muhatabı Peygamber efendimizdir. Onu doğru açıklayan da, hadis-i şeriflerdir. İşte Peygamber efendimiz Kur’an-ı kerimi açıklayarak, (Beni duyup da iman etmeyen Yahudi ve Hıristiyanlar, elbette Cehenneme girecektir) buyuruyor. (Hâkim)
İmam-ı Kurtubi hazretleri de buyuruyor ki:
İbni Abbas hazretlerinin bildirdiğine göre, Yahudilerden bir topluluk Resulullah efendimize gelip, (Sen, Tevrat’ın Allah’tan gelmiş hak bir kitap olduğunu kabul etmiyor musun?) diye sordular. Peygamberimiz,(Elbette, kabul ediyorum) diye cevap verdi. Bunun üzerine Yahudiler, (Biz de ona iman ediyoruz, fakat onun dışındakilere iman etmiyoruz) dediler. Bunun üzerine, bu âyet-i kerime nazil oldu. Burada,(Her iki kitapta [Tevrat’ta ve İncil’de] yer alan ve geleceği bildirilen Muhammed aleyhisselam’a iman edip, her iki kitabın belirttiği bu hüküm gereğince de amel etmedikçe, iman etmiş olmazsınız) deniliyor. Ebu Ali el-Farisi de, (Bu âyet-i kerime, Tevrat ve İncil’in nesh edilmeden önceki halleri hakkındadır) demiştir.(Cami’ul Ahkâm)
Âyet-i kerimenin sonunda, Ehl-i kitab kâfir olduğu için, (Kâfirlerin azgınlığına karşı üzülme!) deniyor. Ehl-i kitabın kâfir olduğu başka âyet-i kerimelerde de bildiriliyor.
Cevap: Ehli Kitabın durumu
Ufkuaçık
Ehl-i Kitabın ahiretteki durumu nedir?. Allah’a inanmaları cennete gitmelerine sebep olur mu?
Sorunun Detayı
ehli kitap olup da gayrı müslim olanların ahirette yeri nedir diye merak etmekteyim. yani mesela Allah a inanan fakat peygamber olarak kabul eden bir hristiyan hicbir sekilde cennete giremeyecek midir? Yoksa Allah a olan imanı onu belli bir sure sonra cehennem ateşinden kurtarır mı?…
Değerli kardeşimiz;
Cehennemin dereceleri vardır. En aşağı derecesinde ki bir münafığın veya hiçbir dine inanmayan ateist’in azabıyla en üstteki günahkar müslümanın azabı bir olmayacaktır. Gayr-ı müslimler günahkar müslümanların bir alt katındadır.Ama cezası bittikten sonra cennet gidecek olanlar İmanı olan ama günahkar olan müslümanlardır. Bunun dışındakiler cennete girmez.Ama Allah hiç kimsenin yabtığı hizmeti veya güzel davranışı mükafatsız bırakmaz. Cehennemde de olsa bunu verebilir veya azabını hafifletebilir. (En doğrusunu Allah bilir)
Bilindiği gibi, dinler üçe ayrılıyor: Semavî dinler, tahrif edilmiş dinler ve bâtıl dinler. Doğrusu Allah katında din ancak İslâm’dır (Âl-i İmran suresi, 19) âyetinin açık hükmüne göre, beşer aklının mahsulü olan batıl dinler gibi, Tevrat ve İncil’in tahrifiyle semavîlik vasfını kaybeden Yahudilik ve Hıristiyanlık da Allah indinde geçerli değildir.
Kim, İslâm’dan başka bir din ararsa, o kimseden bu din asla kabul edilmez ve o, âhirette kaybedenlerden olur. (Âl-i İmran suresi, 85)
Din denilince önce itikat, sonra da ibadet akla gelir. Buna göre, İslâm dışında kalan dinlerdeki Allah inancı, melâike, kitap, resul telakkisi, âhiret ve kader anlayışı hakikatle tam uygunluk göstermiyor demektir.
Bir şey sabit olursa levazımıyla sabit olur kaidesi meşhurdur. Bir şey için kaçınılmaz lâzımlar, yani özellikler, şartlar vardır. O şeyi bunlardan ayrı düşünemezsiniz. Meselâ, ruh dendi mi hayat onun lâzımıdır; hayatı ruhtan ayıramazsınız.
Diğer bir önemli itikat kaidesi: İman tecezzi kabul etmez. Yani iman rükünlerini birbirinden ayrı düşünerek, bir kısmına inanıp diğerlerine inanmamak olmaz. İman, altı rüknünden çıkan öyle bir vahdanî hakikattir ki, tefrik kabul etmez. Ve öyle bir küllîdir ki, tecezzi kaldırmaz. Ve öyle bir küll dür ki, kabil-i inkısam olmazlar. Asâ-yı Musa
Bunlardan birine inanmayan insana mü’min denilmez. Meselâ Allah’a inanan fakat âhirete inanmayan insan mü’min değildir. Bu adam için, Allah inancında mü’min fakat âhiret inancında kâfir gibi ikili bir tasnif yapılamaz. Bu böyle olduğu gibi, Allah inancı da tecezzi kabul etmez. Yani, Allah’ın varlığına inanırım, ama kadim olduğunu kabul etmem diyen bir insan Allah’a değil kendi zihninde kurduğu bir ilâha inanmış olur.
Bu iki kaideye göre, Allah’a imanın sahih olabilmesi için imanın altı rüknünün tamamına Kur’an’ın bildirdiği gibi inanılması gerekiyor. Zira ins ve cinne Allah’ı tanıtan en son ve en mükemmel kitap odur; hiçbir tahrife ve değişikliğe uğramayan yegâne semavî kitap da odur.
Bilindiği gibi, Cenâb-ı Hakk’ın sıfatları ikiye ayrılıyor: Sıfat-ı Selbiye ve Sıfat-ı Sübutiye olmak üzere.
Sıfat-ı Selbiye; Vücut, Kıdem, Beka, Muhalefetü’n li’l-Havadis, Kıyam Binefsihi, Vahdaniyet sıfatlarıdır. ‘Vacip bir varlık ile var olan’, ‘ezelî ve ebedî bulunan’, ‘hiçbir varlığa benzemeyen’, ‘varlığı zatından olup varlığında ve devamında kimseye muhtaç olmayan’ ve ‘bir olan’ İlâh ancak Allah’tır.
Sıfat-ı Sübutiye ise; Hayat, İlim, İrade, Kudret, Sem’, Basar, Kelam, Tekvin sıfatları. Zatî olarak, hayat, ilim, irade, kudret, işitme, görme, kelâm ve tekvin (var etme) sıfatlarına sahip olan ancak Allah’tır.
Biz Lâ ilâhe illâllah derken, bütün bu mânâları ifade etmiş oluruz.Allah’a iman denildi mi, bu sıfatların tümüne iman anlaşılır; bir tekine dahi inanılmadığı takdirde o iman, Kur’anî mânâda bir iman değildir.
Kur’an-ı Kerimde, O’ndan başka İlâh yoktur hükmünün yer aldığı âyetleri gözden geçirdiğimizde bu ilâhî hükmün ya hemen devamında yahut hemen öncesinde değişik mesajların verildiğini görürüz.
Sadece bir kaçını takdim edelim: Allah, üçün üçüncüsüdür diyenler, elbette inkâr ettiler. Halbuki bir tek ilâhtan başka ilâh yoktur. (Mâide suresi, 73)
Demek ki, teslise inananlar inkâra sapmış ve haktan uzaklaşmış oluyorlar.
O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü onundur. Ondan başka ilâh yoktur. Hem diriltir, hem öldürür. (A’raf suresi, 158)
O halde, göklerin ve yerin mâliki olmayan, ölüm kanununa mahkûm ve mahşerde yeniden dirilmesi için de Allah’a muhtaç bulunan bir mahlûku ilâh edinen, yahut onu Allah’a ortak koşan bir insanın bu inancı gerçek mânâsıyla Allah inancı değildir.
Allah’tan başka ilâh yoktur. O sizi kıyamet günü mutlaka bir araya toplayacaktır. (Nisa suresi, 87)
İnsanları kıyamet günü bir araya toplamaya güç yetiremeyen ilâh olamaz.
O Allah ki, sizi ana rahimlerinde dilediği gibi şekillendirir. O’ndan başka ilâh yoktur (Âl-i İmran suresi, 6)
Ana rahminde Allah’ın dilediği gibi şekillenen hiçbir mahlûka ilâh denemez.
Ondan başka ilâh yoktur. Onun zatından başka her şey yok olucudur. Hüküm yalnız onundur. Ve ancak ona döndürüleceksiniz. (Kasas suresi, 88) Yok olmaya mahkûm hiç bir varlık ilâh değildir.
Size gökten ve yerden rızık verecek Allah’tan başka bir yaratıcı mı var? Ondan başka ilâh yoktur. (Fatır suresi, 3)
Yer-gök ikilisini bir fabrika gibi muntazam çalıştırarak rızkımızı yaratan Allah birdir. Bu güce sahip olmayana ilâh diye inanılmaz.
De ki, O Rahman benim Rabbimdir. Ondan başka ilâh yoktur. Ben O’na dayandım. Tövbem de O’nadır. (Ra’d Suresi, 30)
Kulların günah bağışlayabileceklerini sanarak onların karşısına geçip tövbe edenlerin inancı Kur’anî mânâda Allah inancı değildir.
Tevhitle ilgili bir başka ayet:
O, Evvel’dir, Âhir’dir, Zahir’dir, Batın’dır. Ve O her şeyi bilendir. (Hadid suresi, 3)
Başlangıcı ve sonu olan, dışı, içi ve her şeyiyle Allah’ın tedbir ve idaresi altında bulunan bir varlığa ilâh denilemez.
Teslis’e inananların bu âyetlerden alacakları çok dersler var. Hz. İsa (a.s.) her şeyden önce bir kuldur; risalet şerefiyle şereflenmiş bir kul. Annesi de, peygamber validesi olma lütfuna ermiş Saliha bir hanım. Onlara ilâhlık isnat edecek kadar ileri giden, yahut gerilerde kalan insanların Kur’anî mânâda Allah inancına sahip olduklarını söylemek güç gibi görünüyor.
A. Başar
Cevap: Ehli Kitabın durumu
aforizma
değerli kardeşim teşekkür ederim,ama namaz için kalkmalıyım,daha sonra dikkatlice okuyacağım
Cevap: Ehli Kitabın durumu
islamyolu
yahudi Hıristiyan cennete gider diyen cennete gidemez bu açık ve nettir. ufkuaçık kardeşim Allah razı olsun Hocamız bu konu üzerinde çok durdu reddiyeler yaptı kitaplar yazdı ve sonuç olarak iftira atılıp içeri atıldıki sesi kesilsin. Ama Allah razı olsun nihat hatipoğlu hoca ya oda sessizliğini bozdu geçen gün baya köpürdü yahudi hristiyanlar cennete gider diyenlere
İslambol
Benim bir arkadaşım da bu cemaatin sohbetlerine gidiyor malesef. Çok üzülüyorum ben buna. Çünkü o kadar ayet o kadar delil olmasına rağmen Papa ile yapılan görüşmelere rağmen,mektup ta açıkça herşey belirtilmesine rağmen neden insanlar bu kadar kör. Neden konu din olunca herkes bir anda gözü kapalı birilerini takip ediyor. Ülke yönetimi din tüccarlarının elinde. Yani bunu görmek çok mu zor. Dili ile alim olanlar sanırım bunlar. Ama içi görmek zor değil. Allah akıl fikir hidayet versin ne diyim ki.
Ufkuaçık
Şu ayetlere bakınız.İşte muazzam bir açıklama.Sorunun cevabı buradadır.
AL-İ İMRAN SURESİ-sadakat.net/tefsir/aliimran/aliimr98-102.htm98. De ki: Ey ehl-i kitap! Allah yaptıklarınızı görüp dururken niçin Allah’ın âyetlerini inkâr edersiniz?
sadakat.net/tefsir/aliimran/aliimr98-102.htm99. De ki: Ey ehl-i kitap! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde niçin Allah’ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek müminleri Allah yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.
sadakat.net/tefsir/aliimran/aliimr98-102.htm100. Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir guruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi yeniden kafirliğe sevkederler.
İslambol
İşte bunlar açık delildir. Özellikle 100 de tamamen olayı özetlemiş Rabbim.
ömerhattab
Ehlikitap Cennete Girecek mi? Yazar: Sorularla Risale, 25-4-2011 Ehlikitap, yani Hristiyan ve Yahudiler İslam’ı kabul edip iman etmedikçe, kesinlikle ebedi olarak cennete giremezler. Bu hüküm hem Kur’an hem hadis hem icma ile, yani ehlisünnet vel cemaatin görüşü ile sabittir.Ehlikitap, ancak batıl inançlarını bırakıp sahih bir şekilde Hazreti Muhammed (sav)’a iman ederlerse cennete girebilirler. Yoksa kesinlikle ebedi olarak cennete giremezler. Ehlikitabın kafir ve küfür içinde olduğunu beyan eden çok ayet ve hadisler vardır.Bunlardan bazıları şöyledir:"Yahudiler: "Uzeyr, Allah’ın oğludur." dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah’ın oğludur." dediler. Kendi ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce inkâr edenlerine sözlerine benzetme yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz geri çevriliyorlar!" "Allah’ın yanında hahamlarını ve ruhbanlarını da rabler edindiler. Meryem oğlu Mesih’i de öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah’tan başkasına ibadet/kulluk etmemeleri emredilmişti. İlah yok, o tek Allah’tan başka. Onların ortak koştuklarından arınmıştır O." (Tevbe, 9/30 ve 31)"İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir Müslümandı, müşriklerden de değildi." (Ali İmran, 3/67)"Andolsun "Şüphesiz Allah Meryem oğlu Mesih’tir " diyenler küfre düşmüştür De ki: "O eğer Meryem oğlu Mesih’i onun annesini ve yeryüzündekilerin tümünü helak (yok) etmek isterse Allah’tan (bunu önlemeye) kim birşeye malik olabilir? Göklerin yerin ve bunlar arasındakilerin tümünün mülkü Allah’ındır; dilediğini yaratır Allah herşeye güç yetirendir." (Maide, 5/17)"Andolsun "Şüphesiz Allah Meryem oğlu Mesih’tir" diyenler küfre düşmüştür Oysa Mesih’in dediği (şudur "Ey İsrailoğulları benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allah’a ibadet edin Çünkü O kendisine ortak koşana şüphesiz cenneti haram kılmıştır onun barınma yeri ateştir Zulmedenlere yardımcı yoktur." (Maide, 5/72)Risale-i Nur’da bazı mazlum konumunda olan Hristiyanların kurtulacağına dair ibareler şu şekilde geçiyor: Âhirzamanda madem fetret derecesinde din ve din-i Muhammedîye (asm.) bir lakaytlık perdesi gelmiş ve madem âhirzamanda Hazret-i İsa’nın din-i hakikîsi hükmedecek, İslâmiyetle omuz omuza gelecek. Elbette şimdi, fetret gibi karanlıkta kalan ve Hazret-i İsa’ya mensup Hıristiyanların mazlumlarının çektikleri felâketler, onlar hakkında bir nevi şehadet denilebilir. (1)Başka bir yerde İslam alimlerinin ortak görüşünü yanıtsan fetret ile ilgili hükmü şu şekil geçiyor. Fakat zaman-ı fetrette وَمَا كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتّٰى نَبْعَثَ رَسُولاً sırrıyla; ehl-i fetret, ehl-i necattırlar. Bilittifak, teferruattaki hatiatlarından muahezeleri yoktur. İmam-ı Şâfiî ve İmam-ı Eşarîce; küfre de girse, usûl-i imanîde bulunmazsa, yine ehl-i necattır. Çünkü teklif-i ilâhî irsal ile olur ve irsal dahi, ıttıla ile teklif takarrur eder. Madem gaflet ve mürur-u zaman, enbiya-i salifenin dinlerini setretmiş; o ehl-i fetret zamanına hüccet olamaz. İtaat etse sevap görür, etmezse azap görmez. Çünkü mahfî kaldığı için hüccet olamaz. (2)Bunun gibi özel durumlarda olan bazı mazlum Hristiyanlar cennete gidebilirler. Bu Üstad’ın değil, bütün ehlisünnet alimlerin ortak görüşüdür. Bunun dışında kalan ehlikitap ebedi olarak cehennemliktir. Risale-i Nur bütün ehlikitabı cennetlik olarak görmüyor, bazı art niyetli cahiller bunu kasti olarak; Nurcular ehlikitabı cennetlik olarak görüyorlar, deyip avam insanları ifsat ediyorlar. Halbuki Risale-i Nur noktası noktasına ehlisünnet çizgisinde olan bir meslektir. Nurcular hiç bir zaman İslam’ın ortak aklı olan ehlisünnete muhalefet etmemiştir ve etmezler de.(1) bk. Kastamonu Lâhikası, (76. Mektup)(2) bk. Mektubat, Yirmi Sekizinci Mektup, Sekizinci Risale.Okunma Sayısı : 5537Paylaş | Yorumlar / Yeni Yorum Ekle İlgili Videolar Bu Kategorideki Diğer Yazılar Yorumlar / Yeni Yorum EkleSoru ve cevap hakkında yorumlarınızı, cevaba katkılarınızı ve önerilerinizi bize bu alandan gönderebilirsiniz. Yorum yazabilmeniz için üye olmanız veya eğer üye iseniz üye girişi yapmanız gerekmektedir.Gelen Yorumlaruyar1976 25-Nisan-2011 ilim sahibi olmak ve dini konularda aydınlanmak o kadar kolaylaşmış ki insanın islamiyetten bihaber olması zor gibi gözüküyor nasıl bir hristiyan mazlum, peygamber asm kabul etmeyip itaat etmezse nasıl ehli cennet olabilirler.Editör 25-Nisan-2011 CevapDeğerli Kardeşimiz;Haberdar olmak ayrı bir şey, doğru habere sahip olmak daha ayrı bir şey. Avrupa devletlerinde, özellikler oryantalistlerin de teşvikiyle, İslam denildiğinde İran’daki, recm ve el kesmeler medya yoluyla halka aktarılıyor. Böylece halk, İslam hakkında yanlış bilgilendiriliyor. Bırakalım Avrupa devletlerinde, Türkiye’mizde bile İslam’ı yanlış bilenler mevcuttur. Sonra da; "İşte din böyle anlatılır" deyip, İslam’a saldıraların varlığı buna delildir.Selam ve dua ile…Sorularla Risale Editör
aforizma
ufkuaçık kardeşim,okudum ve tasdik ettim. Allah senden razı olsun,bilgilendim.
NuN
Ehli kitap yani Yahudi ve hristiyanlar cennete girecek mi ? ahretteki durumu nedir?
256- Sebep: Darekutnî, "tfrad"da Abdullah tbn Mesud’un şöyle dediğini rivayet eder:
"Peygamber (s.a.v.)’e bir adam geldi ve şöyle dedi:
"Ey Allah’ın Rasulü, ben Hristiyanlar’dan İncil’e tam bağlı bir adam, aynı şekilde Yahudiler’den de Tevrat’a son derece bağlı bir adam gördüm ki, bunlar Allah’a ve kendi peygamberlerine inanıyorlar, fakat Sana tabi olmuyorlar." Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"Yahudi ve Hristiyanlar’dan bir kimse benim (davetimi) duyduğu halde, bana tabi olmazsa, gideceği yer cehennem olur.
hristiyanlar cennete girecek mi nihat hatipoğlu, Hristiyanlar Kafirdir, hristiyanlar kafir mi