Sahur kelimesinin anlamı nedir?
SOFİD
Sahur kelimesinin anlamı nedir? Sahur kelimesinin anlamı hakkında bilgiler yazar mısınız ?
Yorum: Sahur kelimesinin anlamı nedir?
arifselim
Sahur, seher vaktinde yenen bir yemek olduğu için sahur denmiştir. Ramazan ayında sabah oruç vakti başlamadan önce yani imsak vakti girmeden önce yenilen yemeğe sahur denir. Sahur yemeği yemek aynı zamanda bir sünnettir. Bu vakitte yemek yemek hem bereket hemde oruç tutanlar için vücutlarına güç kazandırır. Bu konuda geçen bir hadisi şerifte peygamber aleyhisselam şöyle buyurmuştur:
Sahur yemeğinde bereket vardır. Bir yudum su bile içecek olsanız sahura kalkmayı ihmal etmeyiniz. Çünkü sahura kalkana Allah rahmet eder, melekler de bağışlanmaları için dua ederler. (Müsned, 3:44)
Yorum: Sahur kelimesinin anlamı nedir?
Kayıtsız Üye
Sahurun Sözlük Anlamı…
Sahur Ramazan ayında, oruç tutmak niyetiyle, seher vaktinde yenilen yemeğin adı. Seher vakti, gecenin yani güneşin batışından imsak vaktine kadar olan zamanın son altıda biridir. Seher Vaktinde yenilen yemeğe sahur denir. Oruç tutan bir kimsenin, güneşin ufukta kaybolmasından sonra, orucunu açmak için yediği yemeğe de iftar adı verilir (Bkz. İftar). Sahur, Arapça bir kelime olup, seher kelimesinden türemiştir. Sahurun son vaktine imsak denir. İmsak, yemenin içmenin kesildiği vakitt tümü
Sahur Nedir: Sahur; Oruç tutmak üzere gecenin son altıda birinde yenen yemektir. Hz. Peygamber sahur yemeğini özellikle teşvik ederek, Yahudilerden sahur yemeği ile ayrılacağımızı beyan etmiş; mutlaka yenmesini tavsiye ile bunda bereket olduğunu söylemiştir. Böylece sahur yemeği oruç tutan müslümanların önem verdikleri bir yemek olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s) Sahurda kalkınız, sahurda bereket vardır buyurmuştur.
İslâm dini, insanların hem kişisel hem de toplumsal davranışlarını en iyi şekilde düzenleyerek onları terbiye etmeyi hedef almıştır. Dolayısıyla, Allah’ın karşısındaki konumunu ancak kulluğunu en mükemmel şekilde ifa etmekle koruyabilecek olan insana, belli görev ve yükümlülüklerin ve gerekli ibadetlerin belli zamanlarda yapılması emredilmiştir. Bu ibadetlerden biri olan oruç disiplini gerektiren ibadetlerden biridir. Uykudan uyanarak yemek yemek oldukça zor bir iş olduğu için, bu günkü hayat şartlarında sahur yemeği daha da önem kazanmıştır. Çünkü sahurun oruç zamanını kısaltmaktan öte bir rolü vardır.
Orucun başlayış ve bitiş vakti gündüze göre tayin edilmiştir. Gündüz ise güneşin doğuşu ile batışı arasındaki zamandır. Kur’ân-ı Kerimin orucun başlangıcını bildirirken kullandığı ifade ile, orucun bitimini bildirirken kullandığı ifade arasında farklı bir üslup vardır. Ayette orucun başlama zamanı için siyah iplikle beyaz ipliğin birbirinden ayrılması ibaresi kullanılırken; orucun bitimi için de geceye kadar ifadesi kullanılır.
Kur’ân-ı Kerim’de orucun vakti için kullanılan ifade gayet açıktır. Şafağın beyaz ipliği, siyah iplikten sizce ayırdedilinceye kadar yiyin, için (el-Bakara, 2/187). Bu ayette, vaktin sınırlarını tespit edecek olan unsur, oruç tutan kimsedir. Çünkü sahur ve iftar vaktinin sınırları tayin edilirken, sizce ifadesi kullanılmıştır. Aşağıda da göreceğimiz gibi Hz. Peygamber’in ve sahabelerinin tatbikatı da bu hususu doğrulamaktadır.
Rasûlüllah (s.a.s): Bilal’in ezanı ve ufuktaki uzunlamasına beyazlık,sizi sahur yemenizde aldatmasın. Beyazlık yayılana kadar yiyin, için (Müslim) buyurmuştur.
Zirr b. Hubeys diyor ki: Sahuru yedim, sonra mescide gidiyordum. Yolda Huzeyfe İbnül-Yemanî’ye uğradım ve yanına girdim. Doğuracak bir devenin sağılmasını emretti. Getirilen süt kaynatıldı, sonra bana yaklaşıp, ye dedi. Oruç tutmak niyetindeyim cevabını verdim. O da ben de oruç tutmak niyetindeyim dedi. Yedik, içtik, sonra mescide geldik namaz başladı. Sonra Huzeyfe, bir defasında Rasûlüllah’la böyle yapmıştık dedi. Sabahtan sonra mı? diye sordum. Evet sabahtı ama güneş henüz doğmamıştı cevabını verdi (Müsned-i Ahmed İbn Hanbel). Bu vakit de genelde ikinci fecrin başlangıcından sonra gece karanlığının aralandığı vakittir.
Ebu Zübeyr diyor ki: Cabir b. Abdullah’a oruç tutmak isteyen fakat kap elinde su içecek iken, ezan okunduğunu işiten bir kimsenin durumunu sordum. Cabir, Rasûlüllah’ın içsin dediğinin rivayet edildiğini söyledi (Müsned-i Ahmed İbn Hanbel).
Hubeyb’in halası Uneyse bir rivayette diyor ki: Eğer bir kadın sahurunu bitirememiş ise, Bilal’e derdi ki, Bekle sahurumu bitireyim (Abdurrezzak b. Memmam, el-Musannef).
İbn Münzir, Hz. Ali sabah namazını kıldırdıktan sonra, İşte şimdi beyaz ipliğin siyah iplikten ayrılıp farkedildiği vakittir dediğini nakleder (el-Ayni, Umdetül-Kari li Şer’il-Buhâri).
Sadece bir kaç örnekle bile yetinildiğinde, Hz. Peygamber’in ve sahabelerinin sahur konusundaki tavırlarının anlaşılması mümkündür. Nitekim Maide suresindeki Ey insanlar, Allah dini sizi zorlamak için va’z etmemiştir ayetini tefsir ederken, Fahreddin er-Razi Mefatih’ul Gayb adlı eserinde şöyle söylüyor:
Bu ayeti kerime dinde önemli bir esas ve prensiptir. Bu prensip zararlı şeylerin meşru olmaması prensibidir .
Kur’ân’da ve Hz. Peygamber’in tatbikatında da görüldüğü üzere, sahurun vakti gündüzün geceden ayrıldığı ve bunun bizzat açıkça yükümlünün şahsi gözleriyle tespit edildiği vakittir.
Genelde fukahanın sahur vaktini belirlerken izledikleri sünnet şu olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s) sahura son verip imsak ettikten sonra Kur’ân-ı Kerim’den elli âyet kadar okur veya okuyacak bir vakit bekledikten sonra sabah namazını kıldırırdı. Bu imsak vakti de yaklaşık güneşin doğmasından 75-90 dakika kadar öncesi olur ki; sahur yemeği için en son kabul edilen vakittir.
sahur kavramının anlamı, sahurun anlami, sahur kelimesinin anlamı