Ezan Ve Kamet
mumsema
EZAN VE KAMET
Ezan
Ezan, özel bir zikirdir, İslâm onu, farz namazların vaktinin girdiğini ilan etmek ve müslümanları namaza davet etmek için meşru kılmıştır.
Ezan’ın Hükmü
Ezan, vaktinde kılınan namaz için de kazaya kalan namaz için de sünnettir. Ezan, cemaat için sünnet-i kifaye, fert için sünnet-i ayn’dır. Cemaatten birinin ezan okuması diğerleri için de yeterlidir. Fakat tek başına namaz kılan kimse ezan okumazsa, sünneti yerine getirmemiş olur. İslâm’ın alâmetlerinden biri olması itibariyle ezanın önemi çok büyüktür.
Ezan’ın Meşru Kılınmasının Delili
Ezan’ın meşru olmasının delili, Kur’an ve Sünnet’tir. Kur’an’dan delili şu ayettir:
Ey iman edenler! Cuma günü namaza (ezan ile) çağrıldığınız zaman hemen Allah’ı anmaya (Cuma’yı kılmaya) koşun ve alışverişi bırakın.
(Cuma/9)
Sünnet’ten delili ise şu hadîstir:
Namaz vakti geldiğinde içinizden biri size ezan okusun. Sonra en büyüğünüz size imamlık yapsın.[1]
Ezan’ın Meşru Kılınması
Ezan, hicretin ilk senesinde meşru kılınmıştır. İbn Ömer şöyle demektedir: "Müslümanlar Medine’ye geldikleri zaman toplanıp namaz
vakitlerini gözetlerlerdi. O zaman namaz için çağrı yapılmıyordu. Birgün bu hususta konuştular. Bazıları ‘Hristiyanlann çanı gibi bir çan edinelim’ derken, bazıları da ‘Yahudilerin borusu gibi bir boru edinelim’ dediler Hz. Ömer ‘Halkı namaza çağırmak için neden bir adam göndermiyorsunuz?’ dedi. Hz. Peygamber ‘Ey Bilal! Kalk, namaz için nida et (ezan oku)’ dedi".[2]
Ezan’ın lafızları şöyledir:
Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber Eşhedu enlâ ilahe illAllah, eşhedu enlâ ilahe illAllah
Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah, eşhedu enne Muhammeden Rasûllullah
Hayye ala’s-saîât, hayye ala’s-salât
Hayye ale’l-felah, hayye ale’l-felah
Allahu ekber, Allahu ekber
Lâ ilahe illAllah
Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir.
Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir.
Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur.
Şahitlik ederim ki Muhammed, Allah’ın Rasûlüdür. Şahitlik ederim ki Muhammed, Allah’ın Rasûlüdür.
Haydi namaza, haydi namaza
Haydi felaha, haydi felaha
Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir.
Allah’tan başka ilah yoktur.
Sabah namazı için ezan okunurken hayye ale’l-felah ibaresinden sonra iki defa essalâtu hayrun min’en-nevm (=namaz uykudan hayırlıdır) denir. Bu ibare de Buharı, Müslim ve diğer muhaddislerin sahih olarak rivayet ettikleri hadîslerle sabit olmuştur.
Ezan’ın Sıhhatinin Şartları
1. Müslüman olmak.
Kâfir’in ezanı sahih olmaz. Çünkü kâfir ibadet ehli değildir.
2. Temyiz sahibi olmak.
Mümeyyiz olmayan çocuğun ezanı sahih olmaz. Çünkü çocuk ibadet ehli değildir, vakti tesbit etme ehliyeti de yoktur.
3. Erkek olmak.
Kadının, erkekler için ezan okuması ve erkeklere imamlık yapması sahih değildir.
4. Ezan’ı tertibe riayet ederek okumak.
Ezan’ı, Hz. Peygamber ve ashabına tâbi olmak için tertibe riayet ederek okumak şarttır. Tertipli okumayı terketmek ezan’ı, ilan olmaktan çıkarır.
5. Ezan lafızlarını peşpeşe okumak.
Ezan lafızları arasında büyük bir fasıla olmamalıdır; zira bu, ezan’ın sahih olmasını engeller.
6. Ezan, cemaat için okunuyorsa sesi yükseltmek.
Münferid olarak ezan okunuyorsa, cemaati olmayan bir mescidde de olsa sesi yükseltmek sünnettir. Cemaatle namaz kılınmış olan mescidde kendisi için ezan okuyorsa, insanların başka bir namaz’ın vaktinin girdiğini sanmamaları için kişinin sesini kısması sünnettir. Hz. Peygamber, Ebu Said el-Hudrî’ye şöyle demiştir:
Ben, senin koyunları ve çölü sevdiğini görüyorum. Sen koyunlarının içinde veya çölde olduğunda namaz için ezan okuduğun zaman sesini yükselt. Çünkü müezzinin sesinin ulaştığı insanlar, cinler ve herşey kıyamet günü onun için şahitlik yaparlar.[3]
Kadınların cemaatle kıldıkları namaz için ezan okumaları mendub değildir. Çünkü onların seslerini yükseltmelerinde fitne sözkonusudur. Kadınlar için mendub olan sadece kamet getirmeleridir. Çünkü kamet cemaatin canlanmasına vesile olur. Kâmet’te ezan’da olduğu gibi sesin yükseltilmesi sözkonusu değildir.
7. Namaz vaktinin girmesini beklemek. Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Namaz vakti girdiğinde içinizden biri size ezan okusun.[4]
Namaz, ancak vaktin girmesiyle kılmabilir. Ezan da vaktin girdiğini ilan etmektir. Bu nedenle vakit girmeden okunan ezan’ın sahih olmadığında âlimler ittifak etmişlerdir. Ancak sabah namazı bundan hariçtir; sabah namazı için gece yarısından itibaren ezan okunabilir. Bunun nedeni ileride izah edilecektir.
Ezan’ın Sünnetleri
1. Müezzin’in kıbleye dönmesi.
Çünkü selef ve haleften nakledildiğine göre kıble yönlerin en şerefi isidir.
2. Müezzin’in, küçük ve büyük hadesten (abdestsizlik ve cünüp-lükten) temiz olması.
Abdestsiz bir kimsenin ezan okuması tenzihen mekruhtur. Cünüb bir kimsenin ezan okuması ise tahrimen mekruhtur. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Taharetsizken (abdestsizken), aziz ve celil olan Allah’ı anmayı hoş görmüyorum.[5]
3. Ezan’ı ayakta, okumak.
Çünkü Hz. Peygamber ‘Ey Bilal! Kalk, namaz için nida et (ezan oku)’ buyurmuştur.
4. Hayye ale’s-salat derken -göğsünü kıbleden çevirmeden- başını sağa, hayye ale’l-fclah derken de başını sola çevirmek.
Ebu Cuheyfe şöyle diyor: "Bilal’ın hayye ale’s-salât ve hayye ale’l-felah derken başını sağa ve sola çevirdiğini gördüm".[6]
5. Ezan lafızlarını tertil ile (ağır ağır) okumak.
Çünkü ezan, meydanda olmayan (işinde-gücünde olan) insanlara namaz. vaktini ilan etmektir. Tertil ile okumak, ilanın daha iyi duyulmasını sağlar.
6. Ezan’da tercî yapmak.
Bu, Ebu Mahzûre’den rivayet edilen bir hadîsle sabit olmuştur.[7]
7. Sabah ezanında tesvib yapmak.
Tesvib, hayye ale’l-felah dedikten sonra iki defa es-salâtu hayrun min’en-nevm (namaz uykudan hayırlıdır) demektir. Çünkü bu husus hadîsle sabit olmuştur.[8]
8. Müezzin’in güzel ve’gür sesli olması.
Böylece ezan’ı dinleyenlerin kalbi incelir ve ona icabet etmeye meyleder. Ezan’t rüyasında gören Abdullah b. Zeyd’e, Hz. Peygamber şöyle demiştir:
Bilal ile kalk ve rüyanda gördüklerini Bilal’e öğret de o okusun. Çünkü onun sesi senden daha gürdür.[9]
9. Müezzin’in, halk arasında ahlakıyla ve adaletiyle tanınan bir kişi olması.
Böyle olan müezzin’in çağrısına halk daha kolay icabet eder. Zira fâsık bir kimsenin çağrısına icabet edilmez.
Ayrıca ezan’da sesi uzatıp teganni yapmak mekruhtur. 11. Sabah ezanını iki müezzin’in okuması.
Müezzinlerden biri fecr’den önce, diğeri de fecr’den sonra ezan okumalıdır. Bunun delili şu hadîstir:
Bilal ezan’ı erken okuyor. Siz İbn Ümmi Mektum’un ezanını işitinceye kadar (sahurda) yeyip-iciniz.[10]
12. Ezan’ı duyan kimsenin susup müezzin’in söylediklerini tekrar etmesi sünnettir.
Siz ezan’ı işittiğiniz zaman müezzin’in söylediklerini aynen tekrar edin.[11]
Ancak müezzin hayye ale’s-salât dediği zaman dinleyenler lâ havle vela kuvvete illâ bitlah (ibadetlere yöneliş, günahlardan dönüş ancak Allah’ın yardımı iledir) demelidirler. Bunun delili şu hadîslerdir:
Müezzin hayye ale’s-salât ve hayye ale’l-felah dediğinde dinleyenler lâ havle vela kuvvete illâ biilah demelidir.[12]
Hadîsin sonunda şöyle denmiştir:
Kim bunu kalbinden,söylerse cennet’e girer.
13. Ezan’dan sonra dua etmek ve Hz. Peygamber’e salâvat getirmek.
Hem müezzin, hem de ezanı duyanlar için, ezan bittikten sonra Hz. Peygamber’e salâvat getirip Hz. Peygamber’den varid olan dua’yı okumak sünnettir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Müezzin’in ezanım-işittiğiniz zaman siz de onun söylediklerini tekrar edin. Sonra bana salât ve selâm okuyun. Çünkü her kim bana bir salât okursa, bundan dolayı Allah ona on salât getirir. Sonra Allah’tan benim için vesile’yi isteyin. Vesile, cennet’te bir derecedir ki o, Allah’ın kullarından yalnız birine nasip olacaktır. Umarım ki o kul ben olayım. Kim benim için Allah’tan vesile’yi isterse ona şefaat vâsıl olacaktır.[13]
Kim ezanı işittiği zaman ‘Ey Allahım! Ey bu tam davetin ve kılınmak üzere olan bu namazın rabbi! Muhammed’e vesîle’yi ve fazileti ihsan et, bir de onu kendisine va’dettiğin Makam-ı Mahmud’a ulaştır’ derse kıyamet günü benim şefaatim ona vacib olur.[14]
Tam davetten maksat, tağyir ve tebdili kabul etmeyen tevhid’in davetidir. Fazilet, ahlâkların tümünden üstün olan bir mertebedir. Makam-ı Mahmud ise, herkesin sahibini övdüğü makamdır. Allah’ın va’dinden maksat, ‘Rabbiniri seni övgüye değer bir makama (Makam-ı Mahmud’a) göndermesi umulur’ (İsra/79) ayetidir.
Müezzin, Hz. Peygamber’e salât ve selâmı ezan sesinden biraz daha yüksek sesle ve -ezan’dan sanılmaması için- ezandan ayrı olarak okumalıdır.
İkâmet (Kamet)
İkâmet, ezan’m aynısıdır. Ancak aşağıda zikredeceğimiz bazı hususlarda ezan’dan ayrılır.
1. Ezan ikişer ikişer, kamet ise teker teker okunur. Bunun delili, Enes’ten rivayet edilen şu hadîstir:
Bilal’e, ezan lafızlarını ikişer ikişer, kamet lafızlarını da birer birer söylemesi emrolundu. Yalnız kad kâmeti’ş-salât lafzı hariçtir ki onu iki defa söylemesi emredildi.[15]
Kâmet’in tam lafzı şöyledir:
Allahu ekber, Allahu ekber
Eşhedu enlâ ilahe illAllah
Eşhedu enne Muhamnıeden rasûlullah
Hayye ale’s-salât
Hayye ale’l-felah
Kad kâmeti’s-salât, kad kâmeti’s-salât . .
Allahu ekber, Allahu ekber
LâilaheillAllah
Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir.
Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur.
Şehadet ederim ki Muhammed, Allah’ın rasûlüdür.
Haydi namaza;
Haydi felaha
Namaz başladı, namaz başladı Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Allah’tan başka ilah yoktur.
Kâmet’in lafızları Buharı, Müslim ve diğer muhaddislerin rivayet ettikleri sahih hadîslerle sabit olmuştur.
2. Kâmet’i, ezan’ın aksine süratle okumak vacibdir.
Çünkü ezan hazırda olmayanları namaza davet etmek içindir. Onun için de ağır ağır ve yüksek sesle okunması, insanların işitmesi açısından daha uygundur. Kamet ise hazır olan kimseler için olduğundan dolayı süratle okunması gerekir.
3. Kaza borcu olan kimse, onları kaza etmek istediğinde sadece ilk namaz için ezan okumalı, ondan sonraki her namaz için kamet getirmelidir.
Bunun delili de Hz. Peygamber’in Müzdelife’de akşam ve yatsı namazlarını birleştirip namazı bir ezan ve iki kamet ile kılmasıdır.[16]
Kâmet’in Şartlan
Kâmet’in şartlan da ezan’ın şartlarının aynısıdır. Kâmet’in Sünnetleri
Kâmet’in sünnetleri, ezan’ın sünnetlerinin aynısıdır. Ancak müezzin’in kamet getirmesi müstehab’dır. Kâmet’i işiten bir kimse ‘EkamehAllahu ve edameha (Allah bunu kaim ve daim kılsın)’ demelidir.[17]
Farz Olmayan Namazlar İçin Çağrı Yapılması
Ezan ve kamet farz namazlarda müekked sünnetlerdendir. Farz olmayan ve cemaatle kılınan Bayram namazları, güneş ve ay tutulması esnasında kılınan namazlar ve cenaze namazı gibi namazlarda ezan ve kamet sünnet değildir. Ancak es-salâtu camiatun (namaz toplayıcıdır) demek sünnettir.
Abdullah b. Amr b. As’tan şöyle rivayet edilmiştir: "Hz. Peygamber zamanında güneş tutulduğunda es-salâtu camiatun diye namaz için çağrı yapıldı".[18]
Cemaatle kılınması meşru olan diğer sünnetler de güneş tutulduğunda kılınan namaza kıyas edilmektedir.
[1] Buharî/602; Müslim/674
[2] Buharî/579; Müslim/377
[3] Buharî/584
[4] Buharî/602; Müslim/674
[5] Ebu Dâvud/17 ve başka muhaddisler
[6] Buhari/608
[7] Müslim/379
[8] Ebu Dâvud/500
[9] Ebu Dâvud/499 ve başka muhaddisler
[10] Buharî/592; Müslim/1092
[11] Buharî/586; Müslim/383
[12] Buhari/588; Müslim/385
[13] Müslim/384, (Abdullah b. Arar b. As’taş)
[14] Buharî/579 ve başka muhaddisler
[15] Buharî/580; Müslim/378
[16] Müslim/1218
[17] Ebu Dâvud/528
[18] Buharî/1003; Müslim/910
Cevap: Ezan Ve Kamet
Muhammed
Ezan ve Kamet
M. Ali KAYA
Ezan, haber vermek anlamına gelmektedir. İslam dini dilinde ise farz namazların vaktini bildiren ve namazın kılınacağını haber veren ezana mahsus kutsî kelam ve kelimelerdir. Hicretin birinci senesinde Mescid-i Nebevinin inşasından sonra meşru kılınmıştır. Farz değildir; ancak Şeâir-i İslamiye denilen İslam alametlerinin birincilerinden olduğu ve topluma bakan mühim hikmetleri bulunduğu için şahsi farzlardan daha önemlidir.
Ezanın kelamları ve kelimeleri vahye dayandığı, Kur’ân-ı Kerimde geçen ve vahiyle nazil olan kutsî kelime ve kelamlar olduğu için Vahiy dili dışında okunması ezan sayılmadığı için tercümesi onun yerine okunması câiz değildir. Zira ezanın hikmeti sadece namaza davet değildir ki ilan ve aklın anlaması yeterli olsun. Belki dinin en önemli şeâirleri, imanın esasları ve hakkaniyetinin delilleri olan Kelime-i Tevhit Kelime-i Şahadet, Salat yani namaza çağrı, Felaha yani kurtuluşa davet ve Allahü Ekber yani, Allah’ın her hususta kudretini ve büyüklüğünü ihtar ve ilan olduğu, ve bunu en güzel şekilde şeâir olarak Vahiy dili olan Arapça ifade ettiği için din ve vahiy dili dışında ezan okumak ve kamet getirmek asla câiz olmaz. Bu durumda ezan okunmuş ve kamet getirilmiş sayılmaz. İslam bilginlerinin ittifak ettiği görüş budur.
Yüce Allah Kur’ân-ı Kerimde Namaza davet edildiğiniz vakit buyurarak ezandan bahsetmiştir. Peygamberimiz (sav) hadisleri ile ve müfessirler yorumları ile bu ayeti Ezan okunduğu zaman şeklinde tefsir etmişlerdir.
Peygamberimiz (sav) Namaz vakti girince biriniz ezan okusun ve büyüğünüz size namaz kıldırsın buyurdular. Bu hadise göre İslam bilginleri akıl-baliğ herkes ezan okuyabilir ama namaz için liyakat şartı aranır demişlerdir.
İslam bilginlerinden bazıları ezanın Farz-ı Kifaye olduğunu söylemişlerdir. Ancak Şeâir-i İslamiye ve Sünnet-i Müekkede olduğu konusunda İcma vaki olmuştur. Vakit namazları için Sünnet-i Müekkede olan ezan ve kamet cenaze ve nafile namazlar için sünnet değildir. Bu nedenle Cenaze Namazı için ezan okunmaz ve kamet getirilmez. Ezan yerine Sala okunması tavsiye edilmiştir. Cumhur-u Ulemaya göre cemaat için Sünnet-i Müekkede olan kamet fert için ve tek başına kılanlar için de Sünnet-i Müekkede dir. Terk edilmesi caiz değildir. Aynı şekilde kaza namazları için de Sünnettir. Birkaç kaza namazı beraber kılınacak ise bir ezan okunur ve her namaz için kamet yapılır.
Kadınların ezan okumaları sünnet değildir. Ancak Şafi ulemasına göre kadınlar ferdi olarak kılacakları farz namazdan önce kendi işitecekleri şekilde kamet getirirler.
Peygamberimiz (sav) ezanın cümlelerinin ikişer defa, kametin ise birer defa okunmasını emretmişlerdir. Ancak kamette Kad kâmeti’s-salat cümlesini iki defa söylemesini bizzat peygamberimiz istemiştir. Bu hadisi esas alan İmam-ı Şafi ve Ahmed b. Hambel (ra) kametin cümlelerini birer birer okunmasına hükmetmiştir.
Ezan okunurken müezzinin okuduklarını tekrar etmek ve sonunda Ezan Duası olan Vesile duasını okumak sünnettir. Peygamberimiz (sav) Ezana icabet edin ve müezzinin söylediklerini siz de dinleyerek tekrar edin ve bana vesile duasını okuyun ferman buyurmuşlardır. Ancak emrin tekrarı adaba aykırı olduğu için Hayyeal es-salah ve Hayyaal el-felâh yani Haydi namaza koşun Haydi kurtuluşa koşun cümlelerinde dinleyen Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahî’l-aliyyi’l-azîm demeleri menduptur, yani sünnettir.
Ezana icabet de iki şekilde olur. Birincisi, kavlî icabettir. Bu ezanı dinlemek ve tekrar etmektir. İkincisi, fiilî icabettir. Bu da ezanı duyduğu zaman camiye gitmek ve cemaate iştirak etmektir. Ezanda sadece dinleyerek kalben icabet yeterli olmayıp, kendi işiteceği kadar dil ile söylenmesi menduptur.
Ezanın Meşru Kılınması:
Müslümanlar Medine’ye geldikleri zaman bir araya gelip namaz kılıyorlardı. Mescid-i Nebevinin inşasından sonra peygamberimiz (sav) peygamberimiz (sav) sesinin gür ve güzel olmasndan dolayı Hz. Bilâl-i Habeşî’ye Ey Bilâl kalk insanları namaza çağır buyurdular. O da Essalâtü Câmia yani Namaz için toplanın diye sokaklarda gezerek mü’minleri namaza davet ediyordu.
Peygamberimiz (sav) bir gün mü’minleri namaza nasıl davet edecekler konusunda sahabeleri ile istişare etti. Kimisi Çan çalalım kimisi, Boru öttürelim ve kimisi de Ateş yakalım gibi teklifler ileri sürdüler. Peygamberimiz (sav) Yahudi, Hıristiyan ve Mecusi adetidir. Müslümanlığa ve Müslümanlara yakışmaz. İslam’ın izzetini ortaya koyacak güzel bir davet usulü belirleyelim. Herkes bu konuya kafa yorsun buyurarak sahabelerini gönderdi.
Sahabeler kafalarında ne yapmaları gerektiği ve nasıl bir teklif götürmek gerektiği konusunda düşünerek evlerine gittiler ve uyudular. Abdullah b. Zeyd ve Hz. Ömer (ra) rüyalarında bir adamın Allahü Ekber, Allahü Ekber, Eşhedü en Lâ ilâhe illAllah, Eşhedü enne Muhammeden Resulullah, Hayyeal es-Salah, Hayyeal el-felah, Allahü Ekber, Lâ ilâhe illAllah diyerek ezan okuduğunu gördüler. Sabah erken gelip peygamberimize (sav) haber verdiler. Abdullah b. Zeyd rüyadaki kişinin iki defa bunu okuduğunu birincisinde kelimeleri ikişer defa, ikincisini birer defa okuduğunu söyledi. Peygamberimiz (sav) bunu beğendi ve Bu hayırlı bir rüyadır. Bunu Bilâl’e öğretin. Böyle ezan okusun buyurdular.
Ezan başlı başına bir ibadettir. Sadece namaz vaktini duyurma aracı değildir. Bu nedenle her cemaatin bir müezzini olması ve ezanı okuması sünnettir. Merkezi ezan bu nedenle bir ezan sayılır. Bu da bir çok sünnetin yapılmasını engeller. Bu nedenle caiz değildir. Hatta ezan için cemaat şartı dahi yoktur. Bir fert tek başına namaz kılacak olsa yüksek sesle ezan okuması sünnettir.
Ezanın Sünnetleri:
1. Yüksek bir yere çıkarak okumak. Peygamberimiz (sav) Bilâl-i Habeşî’yi ezanın daha uzaklara duyulması için yüksek bir yere çıkmasını tavsiye etmiştir.
2. Tesvib etmek. Sabah namazında Essalâtü hayrün mine’n-nevm demek. Peygamberimiz (sav) sabah namazında Bilâl’e Essalâtü hayrün mine’n-nevm yani, namaz uykudan hayırlıdır demesini emretti. Böylece bu ifade sabah ezanına dahil olmuş oldu.
3. Ezanı ağır ağır, ikameti peşpeşe seri okumak. Peygamberimiz (sav) Bilal-i Habeşiye Ezan okuduğun zaman ağır ağır oku. İkâmet getirdiğin zaman da peş peşe serî oku. Ezanla ikâmetin arasına, yemek yiyenin yemeğinden, içenini içmesinden, üzerine sıkışarak helaya girmiş olanın heladan fâriğ olacağı bir zaman fasılası koy diye talimat verdi.
4. Ezan okuyanın abdestli olması. Abdestsiz ve cünüp olanın ezan okumaları mekruhtur.
5. Kıbleye dönerek okumak ancak Hayyeal el-Salah derken sağa, hayyaal el-felâh derken sola dönmek. Bilal-i Habeşi (ra) başını sağa ve sola çevirdi.
6. Ezan okumak için ücret almamak. Ezan bir ibadet olduğu için ücret almak caiz değildir. Peygamberimiz (sav) böyle emretmiştir. Yine peygamberimiz (sav) Yedi sene Allah için ezan okuyana geçmiş günahları affolur ve kendisine cehennemden berat yazılır buyurmuşlardır.
7. Ezandan iki parmağını kulaklarına koymak. Bu sesin daha uzağa gitmesine sebep olur.
8. Sesinin gür ve güzel bir sesle tertil ile yavaş yavaş okumak,
9. Tercî etmek, yani yüksek sesle okumadan önce içinden okumak, sonra sesini yükselterek okumak.
10. Ayakta okumak.
Ezanın Fazileti:
Peygamberimiz (sav) Kim ezanın mislini okur ve inanırsa cennete girer Kim ezandan sonra salat-ü selam ve vesile duası okursa Allah ona on misliyle rahmet eder. Vesile cennette yüce bir şefaat makamıdır. Kim bana vesile dilerse şefaatim ona vacip olur buyurdular.
Ezan Allah’ın rahmetini celbeder, bela ve musibetlerin def edilmesine sebeptir. Peygamberimizi (sav) Ezan okunduğu zaman şeytan oradan bağırarak kaçar buyurarak bunu ifade etmiştir. Bu nedenle peygamberimiz (sav) İnsanlar eğer ezan okumak ile namazın ilk safında bulunmanın sevabını bilmiş olsalardı bunun için kavga ederler ve aralarında kura çekerlerdi buyurarak ezanın faziletini ve önemini belirtmiştir.
Peygamberimiz (sav) Müezzin, sesinin ulaştığı yerde yaş kuru ne varsa onların tümünün lehinde şahitlik eder ve ezana icabet ederek namaza ve cemaate iştirak edene yüce Allah yirmi beş kat sevap verilir ve iki namaz arasında işlediği günahları mağfiret olunur buyurdular.
Ezan ve Vesile Duası:
Peygamberimiz (sav) Ezanı duyduğunuz zaman kim Ene Eşhedü en lâ ilâhe illAllahü vahdehu lâ şerîke lehu, ve Eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühu. Razîtü billahi Rabben ve bi’l-İslâmi dinen ve bi-Muhammedin (sav) Resûlen nebiyyâ derse günahları affedilir buyurarak bunun Ezan duasını ümmetine öğretmiştir.
Yine peygamberimiz (sav) Ezanı işittiğiniz zaman kim Allahümme Rabbe hazihi’d-daveti’t-tâmmeh. Ve’s-salâti’l-kâimeh. Âti seyyidina Muhammedeni’l-vesîlete ve’l-fazîlete ve derecete’r-râfiate’-âliyeh. Veb’ashü Makamen Mahmudenillezî veadtehû, inneke lâ tuhlifu’l-mîâd diye vesile duasını okursa kıyamette şefaatim ona vâcip olur buyurmuşlar ve Vesile Duasını öğretmişlerdir.
Peygamberimiz (sav) Ezan ile kamet arasında dua reddolunmaz buyurarak ikisi arasında dua ve ibadet yapılmasını tavsiye etmiş, bizzat kendisi de çeşitli şekilde dua ederek ve farzdan, yani ikametten önce namaz kılarak örnek olmuşlardır.
Ezanın Şartları:
1. Ezanı tam okumak, başkasının ezanına bina etmemek.
2. Tertibe riâyet etmek,
3. Uzun fâsıla vermemek,
4. Ezanı yüksek sesle okumak,
5. Vaktinde okumak.
Müezzin Olmanın Şartları:
1. Akıllı olmak, deli ve sarhoşun ezanı sahih değildir.
2. Müslüman olmak. Müslüman olmayanın ezanı sahih değildir.
3. Mümeyyiz olmak. Mümeyyiz olmayan çocuğun ezanı muteber değildir.
4. Erkek olmak. Kadın ve hünsanın ezanı erkekler için sahih değildir.
5. Namaz vakitlerini bilmek.
6. Bir camide birkaç müezzin olsa hepsinin ezan okuması gerekir; ancak aynı anda koro halinde değil, birbirini takip ederek okunacaktır.
SALA OKUMAK:
Ezandan sonra veya öncesinde salavat okumak adet haline gelmiştir. Bunun sebebi şudur. Ezandan sonra salavat okumak sünnettir. Ancak ezandan sonra yüksek sesle salavat okumak ne asr-ı saadette ne de Tabiin döneminde okunduğu vaki olmamıştır. Ancak Şii Mısır Fatımî Devletinde bir hükümdarın ölümünden sonra müezzinlere ezandan sonra hükümdara dua etmelerini emretti. Müezzinler de bunu uygulamaya koydular. Salahattin Eyyubi Mısırı ele geçirince bu bid’atı kaldırdı, bunun yerine peygamberimize (sav) salavat getirilmesini emrettir. Böylece Şeâir-i İslamiye nin korunması sağlanmış ve minareler, ezanın baş ve son tarafında başka isimlerin girmesi engellenmiştir.
KAMET GETİRMEK:
Kamet ezan gibi farz namazın önünde sünnettir. Kametin sünnetleri şunlardır:
1. Farz namazların sünnetidir ve terki câiz değildir.
2. Kadınlar için de sünnettir. Ancak kendilerinin işiteceği kadar sesle okurlar.
3. Birer defa okunur. Ancak Allahü Ekber ler ikişer defa okunur.
4. Hayyaal el-felah kelimesinden sonra iki defa Kad Kametis’-Salat kelimesi söylenir.
5. Seri şekilde okumak sünnettir.
6. Beş vakit namaz ve Cuma namazının sünneti olup Cenaze Namazı, Hüsuf ve Küsuf Namazı için Sünnet değildir. Ancak Essalâte Camia yani namaz için toplanın diye nida edilir.
7. Ayakta okunur ve cemaat Kad Kametis-Salat denince ayağa kalkar.
8. Kamet başlayınca nafile ve sünnet namaz kılmak mekruhtur. Hatta namaza başlanmış ise secde ile bir rekat kılınmamış ise selam verilerek namazdan çıkılır ve cemaate uyulur. Birinci rekatın secdesi yapılmış ise ikinci rekat kılınır, oturup selam verilir ve cemaate uyulur.
9. Ezandan sonra okunan Vesile Duası kametten sonra da okunur ve daha sonra niyet ederek farza başlamak sünnettir.
10. Ezan okuyanın kamet getirmesi ve müezzinliğe devam etmesi sünnettir. Peygamberimiz (sav) böyle yapar, ezanı kim okursa kameti de o getirsin buyurmuşlardır.
Cevap: Ezan Ve Kamet
Hoca
Ezan ve kamet nedir?
Ezan, farz namazlarının vaktinin girdiğini belli sözlerle ve özel bir şekilde ilan etmek, bildirmek demektir.
Namaz Mekke döneminde farz kılınmakla birlikte, ezan hicretten sonra uygulamaya konulmuştur. Medine’ye hicretten sonra, Mescid-i Nebevî’nin inşası tamamlanıp düzenli bir şekilde cemaatle namaz kılınmaya başlanınca, Hz. Peygamber vakitlerin girdiğini duyurmak için ne yapılabileceğini arkadaşlarıyla görüşmüş, o esnada Hz. Peygamber’e vahiyle, ayrıca sayıları yirmiye kadar ulaşan sahabiye rüyalarında bugünkü ezanın şekli öğretilmiştir. Hz. Bilal tarafından sabah namazında, yüksekçe bir evin damında okunarak uygulamaya konulmuştur.
Ezan, Müslümanlığın şiarı haline gelmiş müekket bir sünnettir. Ezan aracılığıyla halka hem namaz vaktinin girdiği ilan edilmekte, hem de Allâh’ın büyüklüğü, Peygamberimizin O’nun kulu ve elçisi olduğu ve namazın kurtuluş yolu olduğu ilan edilmektedir.
Kâmet ise, farz namazlardan önce, namazın başladığını bildiren ve ezan lafızlarına benzeyen sözlerdir. Ezandan farklı olarak, "hayya ale’l-felâh” cümlesinden sonra, "kad kameti’s-salât” cümlesi eklenir. İster cemaatle, isterse tek başına kılınsın, erkeklerin her farz namazdan önce kâmet getirmeleri sünnettir.
kat kameti selah, ezan ve kamet, kat kameti salah