Ezan duasında ki Bidât?
TarikateSon!
Dinimize bulaştırılan bidatleri çıkaranların ve onların peşinden gidenlerin,yapmış oldukları savunma;Ya bidât’i Hasene olarak görme,ya da ”ne sakıncası var ki?” şeklinde olmaktadır.Bütün bu sakat anlayışlar yüzünden İslam’a bir çok yenilikler bulaştırılmıştır.
Bazılarysa bid3at2in ”iyi olan” ve ”kötü olan” diye ikiye ayrıldığını iddia ediyorlar.Halbuki Peygamberim’iz böyle bir ayrım yapmıyor.Üzerinde emri olmayan bir işin reddolunacağını bildiriyor
Bunun aksi olursa,o zaman her önüne gelen yeni bir şeyler uydurup,dine yeni bir şey sokar ve artık din aslından uzaklaşıp tanınmaz bir hale gelir,nitekim şu anki haliyle böyle de olmuştur.
Size Peygamber ne verirse artık onu alınız ve sizi neden menettiyse artık ona nihayet veriniz ve Allah’tan korkunuz.Şüphe yok ki Allah azabı şiddetli olandır-Haşr 59/7
Resulüm de ki;Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki,Allah’ta sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.-Al-i imran 3/31
Peygamberimiz S.A.V’de
Her yenilik bid’âttir ve her bid’ât sapıklıktır buyurduğu halde,sakınca görmedikleri bir çok bid’âti dinimiz içerisine sokarak dinimizi tahrif etmişlerdir.
EZAN DUASI
Cabir R.Anh’tan rivayet edildiğine göre,Resulullah S.A.V. şöyle buyurdu:
“Allahumme Rebbe hazihi’d-da’veti’t-tamme. Vesselatil kâimeti ati Muhammedenil vesilete vel fazilete . vebashu makamen Mahmudenillezi veadteh.
Kim Ezan’ı işittiğii zaman:Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın Rabbi olan Allah’ım.Muhammed’e vesileyi ve fazileti ver.O’nu vadettiğin makam-ı mahmuda ulaştır diye dua ederse,o kimseye kıyamet gününde şefaatim vacib olur.”
Ezan Duasındaki Bid’ât
”Yüksek Derecelere”
Ezan Duasında ki ”Edderecetürrafia” (yüksek dereceye) ibaresi ,ezan dualarıyla ilgili rivayetler içinde mevcut değildir ve ezan duasına bu ibareyi ekleyerek okumak bid’âttir.
Hadis ulemasından İmam Abdul Fettah ebu Gudde,Acluni,Aliyyul Kari,DeybaiSehavi ve Zerkani,ezan duası rivayetleri içinde böyle bir ibarenin bulunmadığını söylerler.Buhari,İmam ahmed ve Sünnenlerdeki rivayetlerde de ”Edderecetürrafia” ibaresi mevcut değildir.
EMİNİM Kİ BU KONUDA BAHSEDİLEN BU DURUM İLE İLGİLİ OLARAK ”NE SAKINCASI VAR Kİ”CİLER BOŞ DURMAYACAKLARDIR,VE KONUYU GEREKSİZMİŞ GİBİ GÖSTERME FAALİYETLERİNİ SÜRDÜRECEKLERDİR.
BİZLERDE ONLARA RAĞMEN UYARILARIMIZI YAPMAYA AŞK İLE DEVAM EDECEĞİZ:)
Forum kurallarını okumak zor olsa gerek büyük harfle yazmak yasaktır. Ceza almak için zorluyorsun moderatörleri.
Cevap: Ezan duasında ki Bidât?
karadamlalar
önemli bir uyarı,camilerde malesef hep okunuyor.imamları ve müezzinleri uyarmak lazım,cezakAllahu hayr.
Cevap: Ezan duasında ki Bidât?
cihad38
< Ezan Duasında ki ”Edderecetürrafia” (yüksek dereceye) ibaresi >
Câbir bin Abdullah (ra) dedi ki: Resûlullah Efendimiz (asm) buyurdu ki: Her kim ezanı işittiği zaman Allahümme Rabbe hâzihi’d-da’vete’t-tâmmeti ve’s-selâti’l-kâimeti âti Seyyidina Muhammedeni’l-vesîlete ve’l-fadîlete ved’dereceter’rafiate’l-aliye. Ve’b’ashü mekâmem-mahmûdeni’llezî veadtehû. İnneke lâ tühlifu’l-miâd. (Mânâsı: Ey bu mükemmel davetin ve namaz kıyâmı (duruşu) emrinin sahibi olan Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e (asm) vesileyi, fazileti ve yüksek dereceleri ver. Ve O’na, vaad ettiğin Makam-ı Mahmûd’u lütfeyle. Muhakkak ki Sen sözünden dönmezsin der ise, kıyamet gününde benim şefaatim ona hak olur. buhari 3/365
“Kim ezanı işittiği zaman: ‘Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi ALLAH’ım! Muhammed’e vesîleyi ve fazîleti ver. Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır’, diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefâatim vâcip olur.”
Okunuşu: “Allahumme Rebbe hazihi’d-da’veti’t-tamme. Vesselatil kâimeti ati Muhammedenil vesilete vel fazilete ved-dereceter-refîate. vebashu makamen Mahmudenillezi veadteh. İnneke lâ tühlifü’l-mîâd”
Kaynaklar: [Buhârî, Ezân 8, Tefsîru sûre(17), 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 37; Tirmizî, Mevâkît 43; Nesâî, Ezân 38; İbni Mâce, Ezân 4 ]
< KONUYU GEREKSİZMİŞ GİBİ GÖSTERME FAALİYETLERİ >
evet konu gereksiz değil,sizin ne kadar gereksiz olduğunuzu ispat için hayırlı olmuş.
Cevap: Ezan duasında ki Bidât?
i.ardic
< Câbir bin Abdullah (ra) dedi ki: Resûlullah Efendimiz (asm) buyurdu ki: Her kim ezanı işittiği zaman Allahümme Rabbe hâzihi’d-da’vete’t-tâmmeti ve’s-selâti’l-kâimeti âti Seyyidina Muhammedeni’l-vesîlete ve’l-fadîlete ved’dereceter’rafiate’l-aliye Ve’b’ashü mekâmem-mahmûdeni’llezî veadtehû İnneke lâ tühlifu’l-miâd (Mânâsı: Ey bu mükemmel davetin ve namaz kıyâmı (duruşu) emrinin sahibi olan Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e (asm) vesileyi, fazileti ve yüksek dereceleri ver Ve O’na, vaad ettiğin Makam-ı Mahmûd’u lütfeyle Muhakkak ki Sen sözünden dönmezsin der ise, kıyamet gününde benim şefaatim ona hak olur buhari 3/365
“Kim ezanı işittiği zaman: ‘Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi ALLAH’ım! Muhammed’e vesîleyi ve fazîleti ver Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır’, diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefâatim vâcip olur”
Okunuşu: “Allahumme Rebbe hazihi’d-da’veti’t-tamme Vesselatil kâimeti ati Muhammedenil vesilete vel fazilete ved-dereceter-refîate vebashu makamen Mahmudenillezi veadteh İnneke lâ tühlifü’l-mîâd”
Kaynaklar: [Buhârî, Ezân 8, Tefsîru sûre(17), 11 Ayrıca bk Ebû Dâvûd, Salât 37; Tirmizî, Mevâkît 43; Nesâî, Ezân 38; İbni Mâce, Ezân 4 ] >
< BİZLERDE ONLARA RAĞMEN UYARILARIMIZI YAPMAYA AŞK İLE DEVAM EDECEĞİZ >
yeni uyarılarınızı yapmamışsınız.buhari,ebu davud,tirmizi,ibni mace de geçen hadisleri inkar mı edeceksiniz.yoksa konuyu fitne çıkarmak için açtığınızı kabul mu edeceksiniz.?
Agri_Kesici
Kim ki ezânı işittiği zaman:
«Ey bu eksiksiz dâvetin ve kılınan namazın Rabbi! Hazret-i Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-‘a Vesîle’yi ve fazîleti ver. O’nu va’dettiğin Makâm-ı Mahmûd üzere haşret!» derse, ona kıyâmet günü mutlakâ şefaat ederim. (Buhârî, Ezân, 8; Ebû Dâvûd, Salât, 37/529)
Evet bu Buhari Ezan 8,’de kaynak gösterilen ezan Duası.
Bu da sizin yazınız içinde yazdığınız ezan duası: < “Kim ezanı işittiği zaman: ‘Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi ALLAH’ım! Muhammed’e vesîleyi ve fazîleti ver Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır’, diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefâatim vâcip olur” >
Peki bunu kaynak olarak yazan arkadaş,acaba ne maksatla yazmış?Zirâ ,hemen altta da yazdığı arapça olan kısımda < Okunuşu: “Allahumme Rebbe hazihi’d-da’veti’t-tamme Vesselatil kâimeti ati Muhammedenil vesilete vel fazilete ved-dereceter-refîate vebashu makamen Mahmudenillezi veadteh İnneke lâ tühlifü’l-mîâd” >
bu şekilde yazmış ama,üst kısımda yazmış olduğu türkçe anlamının yazılı olduğu açıklama da yine < ved-dereceter-refîate >
cümlesinin anlamı yazılmamış.Özetlemek gerekirse,Arapça yazılımında geçen ved-dereceter-refîate cümlesinin karşılığı olan yüksek derecelere ifadesi yer almıyor.
Kasıt aramayacağım ,ama insanları yanlış yönlendirmeyin,her ne hususta olursa olsun.Bu konu çok gereksiz ve basit gibi görünse de Unutmayın;Küçük bir kibrit ateşi bile büyük bir ormanı kül etmek için yeterlidir!
Snowdrop
konu önemli önemli olmayan sensin bunu da kendin isbatlamışsın.ellerine yazık olmuş
Agri_Kesici
< konu önemli önemli olmayan sensin bunu da kendin isbatlamışsınellerine yazık olmuş >
Senin niyetin anlaşıldı,hadi yavrum başka kapıya,çoluk çocuk oyalayacak zamanım yok benim,hadi ikile…
@mir
adamlar istedikleri hadis kitabına istedikleri ekleme çıkarmayı yapıyorlar
birileri onların tahrifatlarını düzeltmeye çalışınca da
< buhari,ebu davud,tirmizi,ibni mace de geçen hadisleri inkar mı edeceksiniz.yoksa konuyu fitne çıkarmak için açtığınızı kabul mu edeceksiniz.? >
diyorlar
bu ne utanmazlık bu ne rahatlık bu ne cesaret
anlamak mümkün değil
cihad38
evet türkçesini yazarken eksik yazılmış olabilir,amaç tahrifatı düzeltmek ise eyvAllah,Allah razı olsun.
Câbir bin Abdullah (ra) dedi ki: Resûlullah Efendimiz (asm) buyurdu ki: Her kim ezanı işittiği zaman Allahümme Rabbe hâzihi’d-da’vete’t-tâmmeti ve’s-selâti’l-kâimeti âti Seyyidina Muhammedeni’l-vesîlete ve’l-fadîlete ved’dereceter’rafiate’l-aliye. Ve’b’ashü mekâmem-mahmûdeni’llezî veadtehû. İnneke lâ tühlifu’l-miâd.
(Mânâsı: Ey bu mükemmel davetin ve namaz kıyâmı (duruşu) emrinin sahibi olan Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e (asm) vesileyi, fazileti ve yüksek dereceleri ver. Ve O’na, vaad ettiğin Makam-ı Mahmûd’u lütfeyle. Muhakkak ki Sen sözünden dönmezsin der ise, kıyamet gününde benim şefaatim ona hak olur. buhari 2/365
hadis kitaplarının orjinallerini okuyup onları dilimize çevirecek kadar ilmimiz yok,varsa olan ellerinden öperim.
arapçasında var olan cümle türkçesi yazılırken eksik yazıldıysa(kasıtlıda olabilir bilemiyorum) düzelttiği için teşekkür ederim elbette.
< bu ne utanmazlık bu ne rahatlık bu ne cesaret
anlamak mümkün değil >
sizin utanmazlık dediğiniz; şu yukardaki hadisi şerifi göre göre bunu inkar etmek olsa gerek.
doğru dediniz benim buhari’de ki bir hadisi inkar edecek ilmim yok. bu hadis o kitabda varsa onu inkar eden gerçekten utanmaz ve terbiyesiz olmalı.
@mir
Buhari namaz babı
ezan bölümü
8- Ezan Okunup Tamamlandığı Zamanki Dua Babı
12-…….Câbir (R)’den: Rasûlullah (S) şöyle buyurmuştur: “Her kim ezanı işittiği zaman enfal.de/buhari/namaz/009.htm#_ftn18[18]: Allâhumme Rabbe hâzihidda’vetit-tâmmeh ve’s-salâtil kaaimeti, âti Muhammeden el-vesîlete vel-fadîlete ve’b ‘ashu makaamen Mahmuden ellezî vaaddehu (= Yâ Allah, ey bu tam da’vetin ve kılınmak üzere olan bu namazın Rabb’ı, Muhammed’e vesileyi, fazileti ihsan et. Bir de kendisine va’d ettiğin Makaamı Mahmûd’u verip oraya ulaştır) derse, kıyamet gününde benim şefaatim ona vâcib olur” enfal.de/buhari/namaz/009.htm#_ftn19[19]
enfal.de/buhari/namaz/009.htm#_ftnref18[18] Ezanın tamâmını işittiği zaman demektir. Niîekim Müslim’in Abdullah ibn Amr rivayetinde: Müezzinin demekle olduğunu deyin, sonra bana (asliye edin, sonra benim için Allah’tan vesile isteyin” lâfzıyle gelmesi de bunu te’yîd eder
enfal.de/buhari/namaz/009.htm#_ftnref19[19] Davet, ezan lâfızlarıdır ki, tevhide da’vettir. Tam olması da sözlerin en tamâmı olan Tevhîd kelimesini müştemil olduğu içindir. Tam ve kâmil olmasının bir vechi de, tebdil ve tağyîre ma’rûz olmaması ve kıyamet gününe kadar bakî ve akaaİdi tamamen cami’ olmasıdır. es-Salâtu’!-Kaaime, şu kılınmak üzere olan namaz demek olduğu gibi, dâim, yer ve gökler bakî kaldıkça nesh ve tebdile uğramıyacak olan namaz ma’nâsına gelir. Vesile, lügat yönünden, bir büyüğe yakınlaşmaya sebeb olacak şey demektir. Buradaki örfî ma’nâsını, Müslim.’in
Abdullah İbn Amr’dan rivayet ettiği şu mealdeki hadîs tefsîr etmektedir: “Sonra bana sala t ve selâm getirin. Zîrâ her kim bana t asi iye ederse, ondan dolayı Allah ona on kerre tas/iye buyurur. Sonra benim için Allah ‘tan vesileyi dileyin, çünkü o cennette bir menziledir ki, Allah kullarından yalnız bir kuldan başkasına lâyık olmaz. Umarım ki, o kul ben olayım. Öyle ise benim için vesileyi her kim Allah’tan dilerse, şefaati hakk eder”.
Makaamu Mahmûd, her lisânın hamd ve senasına lâyık makaam demektir ki, o makaamda olanı bütün evvelkiler ve sonrakiler medh ve sena eder. Bu makaam “Ütnîd edebilirsin, Rabb’in seni bir Makaamu Mahmûdfa gönderecek-fr>”(el-İsrâ:79) âyetinde Peygamberimize va’d olunan makaamdır.
Beyhakî’nin rivayetinde duanın sonunda:” Hiçşübheyok ki Sen va’dinden dönmezsin” ziyâdesi vardır
yani kardeş sen bu hadisi nerden alıntılıyorsun bilmem ama
metni ile oynanmış bir kopya alıntılıyorsun
birileri seni aldatıyor
hadisin orijinalinde vedderecetirrafiah diye bir kısım yok
ELHAMDULİLLAH
< Câbir (R)’den: Rasûlullah (S) şöyle buyurmuştur: “Her kim ezanı işittiği zaman [18]: Allâhumme Rabbe hâzihidda’vetit-tâmmeh ve’s-salâtil kaaimeti, âti Muhammeden el-vesîlete vel-fadîlete ve’b ‘ashu makaamen Mahmuden ellezî vaaddehu (= Yâ Allah, ey bu tam da’vetin ve kılınmak üzere olan bu namazın Rabb’ı, Muhammed’e vesileyi, fazileti ihsan et Bir de kendisine va’d ettiğin Makaamı Mahmûd’u verip oraya ulaştır) derse, kıyamet gününde benim şefaatim ona vâcib olur” [19] >
Vaad başka birşeydir. Vermek başka.
ALLAHU TAALA, MAKAMI MAHMUT’u Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’e vermiştir. Vaat etmemiştir.
Bunun üzerine bir kul kalkarda, ver diye ısrar ederse, ve bu yönde dua ederse, RAB’bi’de verdiğim bir şey hakkında bizi yalancılıklamı itham ediyorsunuz dese, O duayı edenin hali nice olur.
Çeviride hata olabileceği yada israiliyatın bu hususda da boş durmayıp eklemelerle bir hadisi yada hadis denileni daha bertaraf ettiği hükmüne varacağım.
Muhammed (S.A.V.)’ zaten faziletli değilmiydi. Daha ne fazileti eklenecek buna. O'(S.A.V.)’e daha ne ihsan edecek RAB’bim. Kendi ahlakıyla ahlaklanmış Peygamber (S.A.V.)’e daha ne ihsanda bulunacak.
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) kendisine verilen makamı mahmud için ÜMMET’ine, dua edin bana Allahu Taala makamı mahmud’u versin dermi. Rab’binin kendisine verdiğini, ÜMMET’inin duasıyla birlikte, RAB’binden KESİN BİR SÖZÜ yani MAKAMI MAHMUD’U VERDİM sözünün üzerine, söyleyin Allahu Taala’ya bana MAKAMI MAHMUD’u versin dermi.
Snowdrop
agri kesici vAllahi ben bu ozleri sana yazmadım tarikate son-a yazdım.işim gücüm bitdi seninlemi uğraşacağım.neden bu sozü kendi üzerine goturüyorsun?
@mir
ELHAMDULİLLAH
şu bozuk aklınla hadisleri inkar etmeyi bırak
Snowdrop
ağrı kesici vAllahi ben bu özleri sana yazmadım tarikate son-a yazdımışım gücüm bitti seninle mi uğraşacağım neden bu sözü kendi üzerine götürüyorsun?
misafir1
ayrıca unutulan bir duadır. razı tu billahi Rabben ve bir Muhammedi rasulen ve bil islami dinen. Allah ım Rab olarak senden, rasul olarak Muhammed sav den ve din olarak islamdan razıyım demekdir. güzel bir farkındalıkdır. güzel bir hamddır. hadislerde de geçmektedir. bir kaç kelime de fazlası var sanırım ama sena övme kısmı bir yana bu bizim için güzel bir farkındalıkdır. göz atarsanız tamamını belleyin. göz atmazsanız
Rab olarak Allah dan, rasul olarak Muhammed sav den ve din olarak islamdan razı olduğunuzu ikrar edin. ayrıca ezanla kamet arasındaki dualar da makbuldur kabul olunurlar. bu vakitlerde ne yazık ki sıkıştırılmaktadır. ezan ile kamet arasında da dua etmeyi ihmal etmeyin.
arapça veddereceter, Seyidina bidat mıdır
Yorumlar kapalı.