El-Mukaddim ve el-Muahhir (Allahın güzel isimleri)

El-Mukaddim ve el-Muahhir (Allahın güzel isimleri)

Hoca
EL-MUKADDİM, EL-MUAHHİR [40]

Rasûlullah (s.a.v.) namazda teşehhüd ile selâm arasında en son şu duayı okurdu:

"Allah’ım! Önce yaptıklarımı ve sonra yaptıklarımı affet. Gizli yaptıklarımı ve açıktan yaptıklarımı affet. İsrafımı, haddi aşmamı ve senin benden daha iyi bildiğin hatalarımı affet. Sen rahmetinle dilediğini öne geçirir, dilediğini de kendi halinde bırakarak geri korsun. Senden başka ilah yoktur."[41]

el-Mukaddim ve el-Muahhir, daha önce de örnekleri geçen ikiz isimlerdendir. Bunlar tek başlarına Allah’a isim olarak kullanılmazlar. Ancak kendi karşıtlarıyla birlikte kullanılırlar. Çünkü mükemmellik bunların birlikte olmalarından ortaya çıkar.

Allah Teâlâ hikmeti gereği, dilediği kimseleri öne geçirir, dilediği kimseleri de geride bırakır.

Bu takdim tehir kevnî/yaratılış ve oluşla ilgili konularda da görülür, şer’i konularda da görülür. Mahlukatın kimisinin önce yaratılması, kimisinin sonra yaratılması, sebeplerin önce neticelerinin sonra ortaya çıkması, şartların önce, şartı gerektiren şeylerin daha sonra olması gibi şeyler kevnî konulardaki takdim tehirdir. Yaratılış ve kaderle ilgili takdim tehir çeşitleri o kadar çoktur ki sanki bu konu, sahili olmayan bir denizdir. Peygamberlerin diğer insanlardan üstün olması, insanların kiminin kiminden daha erdemli olması, Allah’ın bazı kullarının ilim, iman, ahlak ve başka meziyetlerde diğerlerinden öne geçmesi, bazılarının da geride kalması gibi hususlar ise şer’i konularla ilgili takdim tehir örnekleridir. Bunların hepsi Allah’ın hikmetine tâbidir. Yani hikmeti gereği böyle olur. Bu iki sıfat ve bunlara benzer sıfatlar, Allah’ın zâtiyle kâim sıfatlar oldukları ve Allah Teâlâ bunlarla muttasıf olduğu için zâtı sıfatlardır; takdim/öne alma ve tehir/geri bırakma işi yaratıklarla, onların fiilleri ve sıfatlarıyle ilgili olduğu ve Allah’ın irade ve kudretinden neş’et ettiği için de bu sıfatlar fiili sıfatlardır. Yaratıcının sıfatlarının doğru bir şekilde taksimi budur. Zatî sıfatlar zâtla ilgili sıfatlardır. Fiilî sıfatlara gelince, zât, bu sıfatlarla da muttasıftır ve bu sıfatlar o zâttan neş’et eden söz ve fiillerle ilgilidir.[42]

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

"Eğer Allah sana bir sıkıntı verirse, onu kendisinden başkası gideremez. Ve eğer sana bir iyilik verirse onu da kimse engelleyemez. O, her şeye kâadirdir."[43]

"De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O’na karşı kimin gücü yetebilir? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır."[44]

Zarar verme ve fayda verme sıfatları daha önceden, de geçtiği gibi karşıtıyla kullanılan ikiz isimlerdendir. Allah Tealâ dilediği kullarını dünyevî ve uhrevî faydalarla faydalandırandır, gerekli sebeplerini yerine getirenleri de zararlı duruma düşürendir. Bunların hepsi O’nun hikmetine, yaratılış kanunlarına ve birtakım sebeplere bağlıdır ki Allah bu sebepleri neticelerinin ortaya çıkması için birer vesile kılmıştır. Allah Teâlâ insanlar için birtakım gayeler tayin etmiş, dünya ve âhirette bir takım şeyleri onlara sevimli kılmıştır. Bunlara anlaşmak için de bir takım sebepler ve yollar göstermiş, kullarına da bu sebeplere sarılmalarını, bu yolları takibetmelerini emretmiş ve kulları için bunları oldukça kolaylaştırmıştır. Kim bunlara sarılırsa kendisi için faydalı gayeye ulaşmış olur. Kim de bunları terkederse veya bir kısmını terkeder veya eksik bir şekilde yerine getirirse istenen neticeyi elde edemez. Artık o kendisinden başka kimseyi suçlamasın. Onun Allah’a karşı hiç bir itiraz hakkı kalmamıştır. Çünkü Allah ona göz ve kulak vermiş, kalb vermiş, kuvvet ve kudret vermiş, ona doğru yolu da yanlış yolu da göstermiş, sebepleri ve sonuçları açıklamış ve kendisini dini ve dünyevi iyiliklere ulaştıracak yolda ona engel çıkarmamıştır. Bütün bunlara rağmen onun geride kalması, kendisinin kınanmasını ve gerekli şeyleri terkettiği için kötülenmesini gerektirir.

Şu husus bilinmelidir ki bütün fiili sıfatlar şu üç sıfatla ilgilidir ve onlardan çıkmıştır: Tam bir kudret, geçerli ve etkili bir irade ve tam ve kapsamlı hikmet. Bunun üçü de Allah ile kâimdir, yani bu sıfatlar ancak Allah’ta bulunabilir. Allah bunlarla vasıflanmıştır. Bütün varlık âleminde ortaya çıkan takdim ve tehir, fayda ve zarar verme ve mahrum bırakma, yüceltme ve alçaltma gibi şeylerin hepsi bu üç sıfatın eseridir, gereğidir. Bunlar ister duygularla müşahade edilen şeyler olsun, isterse aklın algıladığı şeyler olsun, ister dinî olsun, isterse dünyevi olsun farketmez, hepsi bu sıfatlardan sâdır olmuştur, İşte bu, onların fiili sıfatlar oluşunun anlamıdır. Yoksa durum bâtıl kelâmcıların zannettikleri gibi değildir. [45]


Cevap: El-Mukaddim ve el-Muahhir (Allahın güzel isimleri)

ASUDE
el mukaddim:öne geçiren,dilediğini yükselten,dilediğine maddi manevi nimetler veren
el muahhir:dilediğini alçaltan geride bırakan ona uymayanları cezalandıran


ya mukaddim ya muahhir, el muahhir fazileti, ya mukaddim fazileti

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();