Cennet ve Cehennem ile ilgili sözler

Cennet ve Cehennem ile ilgili sözler

NuN

  • Aptalların cenneti akıllılar için cehennemdir. Thomas Fuller
  • Cehenneme, kalplerini günahlarla üşütenler girer. Abdulkadir Geylani
  • Cehennem dediğin dal odun yoktur, herkes ateşini kendi götürür. Pir Sultan Abdal
  • Cennet güçlük ve zorluklarla, Cehennem de şehvetlerle kuşatılmıştır. Hadis-i Şerif
  • Cennete giden yol dünyadaki vazifeleri başarmaktır. Pestalozzi
  • Cennetin de, cehennemin de anahtarı kılıçtır. Hadis-i Şerif
  • Cennet’in iyileştiremeyeceği hiçbir acı yoktur dünyada. Moore
  • Dünyayı kendime Cehennem yaparak, gökyüzündeki Cennet’i kazanmak istiyorum. Lord Byron
  • İçimizdeki cehennemin çektirdiği acıları ne kulak duyabilir, ne de dil söyleyebilir. Lord Byron
  • Ya Rabbi! Biz dünyada güneşin sıcağına dayanamazken cehennemin hararetine nasıl dayanalım? Ömer B.Abdülaziz

Cevap: Cennet ve Cehennem ile ilgili sözler

elif

  • Cennet güçlük ve zorluklarla, Cehennem de şehvetlerle kuşatılmıştır.HZ. MUHAMMED
  • Ateş, benim yıkayan, yuyan, emziren annem,
    Bir arınma kurnası olsa gerek cehennem.NECİP FAZIL KISAKÜREK


Yanıt: Cennet ve Cehennem ile ilgili sözler

senemali
Dünya üç gündür: dün bugün ve yarın, dün geçti,yarının geleceği belli değil,öyle ise bugünün kıymetini iyi bilelim

Kafirler zalimdir, zulme doymazlar,
Mü’mine hayat hakkı tanımazlar.
İnanca, yaşama baskı yaparlar,
Hutbeye, vaaza sansür koyarlar.
İrtica diye yaygara yaparlar,
Millî birlik rûhumuzu bozarlar.
İnsanı hayvandan ayıran dindir.
Dinsel yaşam hem denge, hem düzendir.
İnsanlık, kardeşlik, hepsi dindedir.
Dinsiz yaşam kargaşa ve fitnedir.

Uzaklarda bir tek canavar olsa,
Çayırlarda binlerce kuzu olsa,
Kuzular korkarlar, otlayamazlar,
Çayırda rahatça dolaşamazlar.
Huzur gider, denge, düzen bozulur,
Çayırlar kuzulara zindan olur.

Cennet’te mü’minin huzuru için,
Baskısız, korkusuz yaşamı için.
Cehennem de lâzım, zalimler için,
Mü’mine baskı, zulüm eden için.
Mahşer yerindeki yargı bitince,
"Ve Feriykun Fi’n-nâr" günü gelince,
Kafirler, mü’minlerden ayrılacak,
Ayaklarına zincir vurulacak.
Elleri de boynuna bağlanacak,
Zebanilere teslim olunacak.
Kafirler Cehennem’e yaklaşınca,
Kurtuluş ümitleri kalmayınca,
Ahh! vahh! diye ağlamaya başlarlar,
Zebaniye yalvarmaya başlarlar.
Zebaniler hakaretler yapacak,
Kâfirleri Cehennem’e atacak.
Bölük, bölük Cehennem’e girerler,
Yandık! yandık! diye feryat ederler.
Ünlü zalimlerin hepsi orada,
Nemrut, Firavun ve Şeddad orada,
Ebu Cehil, Ebu Leheb orada,
Hitler, Lenin ve Stalin orada.
Yana, yana kara kömür olurlar,
Biribirlerine düşman olurlar.
Sen, ben diye kavga, döğüş yaparlar.
Tüm suçları karşıkine atarlar.
Korkunç zebaniler sual ederler ,
Size Peygamber gelmedi mi? derler,
Kitaplar haber vermedi mi? derler,
Neden inanmadınız Cehennem’e?
Nasıl isyan ettiniz Rabbinize?
Kâfirler evet, der, kabul ederler.
Her şey bitti, iş, işten geçti derler,
Cehennem hayatı başladı artık,
Acı, elem, keder başladı artık.
Nerelere baksalar! ateş, ateş.
Nerelere kaçsalar! ateş, ateş.
Ateşten sıcak yakıcı buharlar,
Nefesi kesen boğucu dumanlar.
Ateşlerden yaratılmış hayvanlar,
Kocaman akrepler, korkunç yılanlar.
Çıplak bacakları ısırır yılan,
Her yanını sokar akreple yılan.
Cehennem patlayıp ateşin saçar,
Kâfirler korkudan yerlere yatar.
Ah! ölüm, ah! ölüm derler, ölmek yok!
Rahat bir nefes almaya imkan yok.
Zevkle günah işleyenler çok ağlar,
Ateşlerde ve gayyalarda yanar.
Zina edenlerden irin akacak,
Pis kokusu Cehennem’i saracak.
Ateşten şişlerle azap olacak,
Edep yeri ateşle dağlanacak.
Her günah misli ile azap olacak,
Günahına eş oranda olacak,
Yağı eriyip, etleri yanacak,
Kanı ve pis irinleri akacak.
Bir de Gayya deryası var orada!
Akan pis irinler toplanır orda.
Büyüktür, derindir, durmadan kaynar,
Buharı ateşten daha çok yakar.
Beşs vakit namazını kılmayanlar,
Tevbe edip kazasın yapmayanlar,
Başaşağı Gayya’ya atılırlar,
Orada fokur fokur kaynarlar.
Cehennem’in tek amiri Malik’tir.
Korkunç zebanilerin reisidir.
O’na yalvaracak, isyan edenler,
Ne olur! bir damla su diyecekler.
Malik, ne yapsın? Ne gelir elinden?
Cehennem’e su mu gelir, Cennet’ten?
Cehennem’de tatlı, soğuk sular yok!
Pırıl, pırıl kaynak, menba suyu yok!
Hamim, gassak ve gıslin suları var,
Gayya’da kaynamış, acı sular var.
Ağızlarından zorla dökülecek,
Mide ve bağırsaklar eriyecek.
Yerlere yatarak kıvranacaklar,
Cehennem ateşini unutacaklar.
Yıllar geçecek, çok acıkacaklar!
Bir Iokmacık diye, yalvaracaklar!
Ekmek,yemek,meyve yok Cehennem’de,
Pasta, börek, tatlı yok Cehennem’de.
Yalnız ateşten zakkum var orada,
Bir de dikenli dariğ var orada.
Boğazlara iğne gibi batacak,
İçlerini ateş gibi yakacak.
İâhî adalet kesin olacak,
Çok adil ve çok dengeli olacak.
Günahlar, zerre, zerre toplanacak,
Sevabın zerresi kaybolmayacak.
Etekleri biraz uzun olanlar,
Başları biraz örtülü olanlar,
Zerre miktarından yararlanacak,
Ona göre Cehennem’de yanacak.
Kolu, eteği, daha kısa olan,
Çarşıda, pazarda daha çok kalan,
Milim ve saniye hesaplanacak,
Ona göre Cehennem’de kalacak.
Kıldığı namazlar tek tek çıkacak,
Kılmadığı namaz için yanacak,
Yediği haram Iokma sayılacak,
Lokmasına göre azap olacak,
Haramdan kazanıp, harama veren,
Aldığı rüşveti alkole veren,
Gelirden, giderden mes’ul olacak.
Cehennem’de iki misli kalacak.

Malik’in elinde isim Iistesi,
Listede yazılı ceza süresi,
Malik, isim okuyup çağıracak,
Cezası biten sevinçle çıkacak,
Kimi yüzlerce yıl yanıp çıkacak,
Kimisi de binlerce yıl yanacak.
En son mü’min yetmiş bin yıl yanacak,
Cehennem’den emekleyip çıkacak.
En son mü’min Cehennem’den çıkınca,
Cehennem’in kapısı kapanınca,
Kâfirler çıldırıp feryat edecek.
Bizlere şefaatçi yok mu diyecek?
Kalacaklar Cehennem’de ebeden,
Emir böyledir Rabb’ül Âlemîn’den..

Kafirlerin sonları ne olacak?
Cehennem’de sürekli mi yanacak?
Cehennem, gerçekte ateş demektir,
Oraya giren yanacak demektir.
Ateş denilince akla, kor gelir.
Yanmakta olan odun, kömür gelir.
Ateşin, yanmanın çeşidi vardır.
Aşk ateşi, hasret ateşi de vardır.
Hastaya sorarsan? ateşim var der,
Sıkıldım, daraldım, yanıyorum der.
Acı haberi alan da yandım, der.
Acı biberi yiyen de yandım, der.
Allah dilerse, bağımlılık verir,
Bu yanmalar onlara hafif gelir.
Allah, Âdil’dir. Haşa! zulmetmez.
Kula suçtan fazla ceza vermez.
Kâfirler suçları kadar yanarlar,
Zamanla bağımlılık kazanırlar.
Kâfirin iyi huylu olanları,
Dîn’e, İslam’a saldırmayanları,
Kendi hallerinde yaşayanları,
Mü’ minlere baskı yapmayanları.
Azapları daha hafif olacak.
Bağımlılığa önce kavuşacak.
Ancak, Cennet kâfirlere haramdır.
Çünkü Cennet anahtarı imandır.
İnanmadılar yaratan Allah’a,
Demediler Lailahe illAllah…


Soru: Cennet ve Cehennem ile ilgili sözler

senemali
Sırat Köprüsü geçildiği zaman,
Bütün engeller aşıldığı zaman,
Mü’min, münafık ayrıldığı zaman,
İşte! o gün, yeni bir gün olacak.
Korkular, elemler bittiği zaman,
Gözden akan yaşlar dindiği zaman,
Kulun imtihanı bittiği zaman,
İşte! o gün, başka bir gün olacak
Peygamberler sancak açtığı zaman,
Ümmetim, ümmetim dediği zaman,
Tekbirle yer gök inlediği zaman,
İşte! o gün, yalnız tekbir olacak.
Gök sevinip, Arş titrediği zaman,
Melekler kanadın çırptığı zaman,
Allah rahmetini saçtığı zaman,
İşte! o gün, yalnız rahmet olacak.
Cennet kapısı açıldığı zaman,
Nûrundan gözler kamaştığı zaman,
Rıdvan karşıdan göründüğü zaman,
İşte! o gün, coşku günü olacak.
Rıdvan iltifatlar sunduğu zaman,
Mü’minlere selam verdiği zaman,
Girin diye izin verdiği zaman,
İşte! o gün bayram günü olacak
Önce Peygamberler girdiği zaman,
Ümmetim gelsin dedikleri zaman,
Peşinden ümmetler girdiği zaman,
İşte! o gün, gerçek bayram olacak.
Melekler selamlar verdiği zaman,
Mü’minleri karşıladığı zaman,
Hûriler coşup sevindiği zaman,
İşte! o gün, safa günü olacak.
Mü’minler Cennet’e girdiği zaman,
Herkes köşküne yerleştiği zaman,
Cennet suları içildiği zaman,
İşte! o gün, âb-ı hayat olacak.
Eşler eşini bulduğu zaman,
Eşi olmayan, eşlendiği zaman,
Herkes gönlünce evlendiği zaman,
İşte! o gün, herkes mutlu olacak.
Eşler, divana yaslandığı zaman,
Yıllarca sohbete daldığı zaman,
Kadın, erkek tek kalmadığı zaman,
İşte! o gün, herkes mes’ut olacak.
Zaman birimleri kalktığı zaman,
Aylar, yıllar unutulduğu zaman,
Gecesiz gündüzler olduğu zaman,
İşte! o gün, hep aydınlık olacak.
İklimler hiç değişmediği zaman,
Sürekli baharlar olduğu zaman,
Kar, yağmur, bulut olmadığı zaman,
İşte! o gün, sema açık olacak.
Kadın, erkek eşit olduğu zaman,
Her biri genç, zinde olduğu zaman,
Yaşları otuz üç olduğu zaman,
İşte! o gün, herkes özgür olacak.
Dileyen yerde yürüdüğü zaman,
Dileyen tahtınla gezdiği zaman,
Dileyen kuş gibi uçtuğu zaman,
İşte! o gün, başka hayat olacak.
Ana, baba aranıldığı zaman,
Kardeş, kardeşini bulduğu zaman,
Evlat, akraba buluştuğu zaman,
İşte! o gün, hasretlik son olacak.
Ağacın dalı uzandığı zaman,
Meyvemi kopar, ye, dediği zaman,
Vildan’lar Selsebil sunduğu zaman,
İşte! o gün, gerçek piknik olacak.
Canın bir şeyler istediği zaman,
Aklına bir şeyler geldiği zaman,
Anında önüne geldiği zaman,
İşte! o gün, her şey hazır olacak.
Sınırsız bolluklar olduğu zaman,
Çalışmak gereksiz olduğu zaman,
Para, pul geçersiz olduğu zaman,
İşte! o gün, doğal bolluk olacak.
İş, güç, ticaret olmadığı zaman,
Mutfak, bulaşık olmadığı zaman,
Her şey gönüllerce olduğu zaman,
İşte! o gün, gönül tatmin olacak.
Çok mutlu evlilik olduğu zaman,
Eşler aşırı seviştiği zaman,
Doğum, gebelik olmadığı zaman,
İşte! o gün, herkes mutlu olacak.
Melik, melike olmadığı zaman,
Devlet baskısı olmadığı zaman,
Sınırsız özgürlük olduğu zaman,
İşte! o gün, herkes özgür olacak.
Saç ve tırnak uzamadığı zaman,
Kadınlar adet görmediği zaman,
Tuvalet derdi olmadığı zaman,
İşte! o gün, herkes temiz olacak.
Öksürük, balgam olmadığı zaman,
Kulak ve burun akmadığı zaman,
Hastalık, doktor olmadığı zaman,
İşte! o gün, herkes sağlam olacak.
Suç, ceza kavramı kalktığı zaman,
Günah, sevap unutulduğu zaman,
Namaz, oruç, zekat kalktığı zaman,
İşte! o gün, yalnız zikir olacak.
Yüce Mevla izin verdiği zaman,
Yiyin, için kulum dediği zaman,
Sizlerden razıyım dediği zaman,
İşte! o gün, büyük bayram olacak.
Gözler ve gönüller doyduğu zaman,
Kulun her dileği olduğu zaman,
Hayaller de tatmin olduğu zaman,
İşte! o gün, herkes tatmin olacak.
Nimetler sürekli arttığı zaman,
Mutluluk doruğa erdiği zaman,
Kullar, yeter! Mevlam dediği zaman,
İşte! o gün, sonsuz nimet olacak.
Dost ve akraba buluştuğu zaman,
Doyasıya sohbet olduğu zaman,
Eski anılar, anıldığı zaman,
İşte! o gün, dostlar günü olacak.
Ebû Bekr, Ömer geldiği zaman,
Sahabeler sohbet ettiği zaman,
Muhammed’i anlattıkları zaman,
İşte! o gün, Ashab günü olacak.
Aişe Hümeyra geldiği zaman,
Fatıma Betül nur saçtığı zaman,
Hatice ana konuştuğu zaman,
İşte! o gün, kadın günü olacak.
Alimler sohbet ettiği zaman,
Evliyalar feyz saçtığı zaman,
Şehitler, salihler geldiği zaman,
İşte! o gün, canlı sohbet olacak.
Evliyalar zikrettiği zaman,
Cüneyd-i Bağdâdî yandığı zaman,
Tüm aşıklar Allah dediği zaman,
İşte! o gün, gerçek zikir olacak.
Peygamberimiz göründüğü zaman,
Makam-ı Mahmûd’a çıktığı zaman,
Tüm Peygamberler toplandığı zaman,
İşte! o gün, Cennet tamam olacak.
Göremeyen gözler, gördüğü zaman,
İşte! Muhammed denildiği zaman,
Aşıklar murada erdiği zaman,
İşte! o gün, başka feyz olacak.
Resulullah sohbet ettiği zaman,
Mü’minler kendinden geçtiği zaman,
Cennet’te tüm yaşam durduğu zaman,
VAllahi Asr-ı Saadet olacak.

Unutmayalım seçme hakkımız sadece bu dünyada var (iyi düşünelim,kendimize yazık etmeyelim)


kurnefil
ALLAH C.C. RAZI OLSUN EMEĞİ GEÇEN KARDEŞLERİMİZDEN…


senagülsema
dünya için dünyada kalacağın kadar çalış.Allah_ü teala ya muhtaç olduğun kadar ita’at et.cehenneme dayanabileceğin kadar günah işle…


NuN
Cennet ve Cehennem ile ilgili sözler amin sizdende


Hoca
Hadis No : 5084
Ravi: Ebu Hureyre
Tanım:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri ferman etti ki: "Ben Azimu’ş-Şan, salih kullarım için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insanın hayal ve hatırından hiç geçmeyen nimetler hazırladım." Ebu Hureyre ilaveten dedi ki: "Dilerseniz şu ayet-i kerimeyi okuyun, (Mealen): "Yaptıklarına karşılık Allah katında onlar için göz aydınlığı olacak ne mükafaatların saklandığını kimse bilemez" (Secde 17).
Kaynak: Buhari, Bed’ül-Halk 8, Tefsir Secde 1, Tevhid 35; Müslim, Cennet 2, (2824); Tirmizi, Tefsir, (3195)

Hadis No : 5085
Ravi: Sehl İbnu Sa’d
Tanım:Buhari, bir diğer rivayetinde şu ziyadeyi kaydeder: "Sehl İbnu Sa’d anlatıyor -deyip, hadisin aynısını kaydettikten sonra- der ki: "Muhammed İbnu Ka’b dedi ki: "Onlar Allah için ameli gizli tuttular. Allah da onların sevabını gizli tuttu. Kullar yanına gelince onları nimete boğacak." Hadis, bu muhtevada olarak Buhari’de mevcut değildir. Hakim’in el- Müstedrek’inde mevcuttur (413-414)

Hadis No : 5086
Ravi: Sehl İbnu Sa’d
Tanım:Ey Allah’ın Resulü! dedim, "insanlar neden yaratıldı?" "Sudan!" buyurdular. "Ya cennet?" dedim, "o neden inşa edildi?" "Gümüş tuğladan ve altın tuğladan! Harcı da kokulu misk. Cennetin çakılları inci ve yakuttan, toprağı da za’ferandır. Ona giren nimete mazhar olur, eziyet görmez, ebediyet kazanır, ölümle karşılaşmaz. Elbisesi eskimez, gençliği kaybolmaz." Aleyhissalatu vesselam sözlerine şöyle devam buyurdular: "Üç kişi vardır duaları reddedilmez (mutlaka kabul edilir): Adil imam (devlet başkanı), iftarını yaptığı zaman oruçlu, zulme uğrayanın duası. Allah, (mazlumun) duasını bulutların fevkine çıkarır ve onlara sema kapıları açılır ve Allah Teala hazretleri: "İzzetime yemin olsun! Vakti uzasa da, duanı mutlaka kabul edeceğim!" buyurur."
Kaynak: Tirmizi, Cennet 2, (2528)

Hadis No : 5087Ravi: Ebu MusaTanım:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Gümüşten iki cennet vardır. Kapları ve içinde bulunan diğer şeyleri de gümüştendir. Altından iki cennet vardır, kapları ve içlerinde bulunan diğer eşyaları da hep altındandır. Adn cennetinde, cennetliklerle Rablerini görmeleri arasında Allah’ın veçhindeki ridau’l-kibriyadan (büyüklük perdesinden) başka bir şey yoktur."
Kaynak: Buhari, Tefsir, Rahman 1, 2, Bedu’l-Halk 8, Tevhid 24; Müslim, İman 180, (296); Tirmizi, Cennet 3, (

Hadis No : 5088
Ravi: Ebu Musa
Tanım:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette, mü’min için, içi boş tek bir inciden bir çadır vardır. -Bir rivayette- genişliği altmış mildir. Her köşesinde bir refikası bulunur, hiçbiri diğerini görmez, mü’min bunların herbirini dolaşır."
Kaynak: Buhari, Bed’ü’l-Halk 8, Tefsir, Rahman 1, 2, Tevhid 24; Müslim, Cennet 23, (2838); Tirmizi, Cennet 3

Hadis No : 5089
Ravi: Ebu Hureyre
Tanım:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette yüz derece vardır. Her iki derece arasında yüz yıl(lık yürüme mesafesi) vardır."
Kaynak: Tirmizi, Cennet 4, (2531)

Hadis No : 5090
Ravi: Ubade İbnu’s-Samit
Tanım:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette yüz derece vardır. Her bir derecenin diğer derece ile arası, sema ile arz arası kadar geniştir. Firdevs bunların en yukarıda olanıdır. Cennetin dört nehri buradan çıkar. Bunun üstünde Arş vardır. Allah’tan cennet istediğiniz vakit Firdevs’i isteyin."
Kaynak: Tirmizi, Cennet 4, (2533)

Hadis No : 5091
Ravi: Ebu Said
Tanım:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette yüz derece vardır. Bütün alemler bunlardan birinin içinde toplansalar, hepsini de kuşatır, istiab eder."
Kaynak: Tirmizi, Cennet 4, (2534)

Hadis No : 5092
Ravi: Enes
Tanım:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse yüz yıl gölgesinde yürüse onu katedemez. İstersiniz şu ayeti okuyun: "Daimi gölgededirler, çağlayıp duran su başlarındadırlar" (Vakıa 30-31)."
Kaynak: Tirmizi, Tefsir, Vakıa, (3289), Cennet 1, (2528)

Hadis No : 5093
Ravi: Ebu Hureyre
Tanım:Cennette hiçbir ağaç yoktur ki gövdesi, altından olmasın.
Kaynak: Tirmizi, Cennet 1, (2527)


cennet ve cehennem ile ilgili hadisler, cehennem ile ilgili sözler, cehennemle ilgili sözler

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();