İslamı kanıtlamak

İslamı kanıtlamak

by_
Kardeslerim selamunaleykum. Benim deist bir arkadaşım bana islamı,kuran-ı kerimin Allah tarafından indirildigini kanitla dedi. Persembe gunu munazara yapacağız.bana yardımcı olurmusunuz.teşekkürler


Cevap: islamı kanıtlamak

İLİMCİK
Aleyküm selam kardeşim.

Mum kardeşim çok güzel izah etmiş..Ben de onu teyid edip, ek olarak şunları söylemek istiyorum:

Öncelikle, bu gibi sohbetlerde siz kendi vazifenizi yapmanız ve Allahın vazifesine karışmamanız gerekir…Yani, siz elinizden geldiği kadar hakikati anlatırsınız..Hidayet ve iman ise Allahın elindedir..Bu hakikat bizi çok rahatlatıyor..Yani, o kimseyi imana getirmemiz gibi vazifemiz yok..İster iman eder, ister etmez..O bizim vazifemiz değil.

İkinci olarak, böyle kimselere öncelikle şu soruyu soruyorum:

Madem bu kainatı yaratan ve seni bu dünyaya gönderen bir ilahı kabul ediyorsun..Senin kabul ettiğin bu ilah ne için biz insanlarla konuşup, kendini biz insanlara tanıtmıyor ve insanları ve kainatı yaratmasının hikmetlerini ve gayelerini bildirmiyor ve insanların nereden geldiğini ve nereye gideceğini ve hastalıkların ve musibetlerin ve bu dünya hayatının hikmetini insanlara öğretmiyor?

Bu soru karşısında afallayan çok kimse gördüm..Çünkü, bu sorunun içinde aynı zamanda cevap da var..Fakat, cevapları daha çok "bilmiyorum" veya "seninle konuşmuş mu" veya "evet gerçekten konuşması gerekir, fakat niye konuşmadığını bilmiyorum" şeklinde oluyor..Fakat, daha çok bu kainatın sahibinin bizimle konuşup kendini bize tanıtması gerektiğine itiraz etmiyorlar..Çünkü, hem bu kainatın bir sahibi olması ve bizi bu dünyaya göndermesini kabul edip, sonra da kendisini bize tanıtmamış ve bizi niçin yarattığını bildirmemiş olması akıldan çok uzak..Bu sebeple, bu zata önce "peygamberliğin akli ve mantıki lüzumunu" gösteren bu soruyu sorman uygun olur..Daha sonra senden Muhammed aleyhisselamın ve Kur’anın hakkaniyetinin delillerini isteyecektir..Yani o kimseyi "madem bu kainatın sahibi var ve kainatı yaratmış ve beni bilerek ve isteyerek bu dünyaya göndermiş. Öyle ise, bu kainatın sahibi bize aklen ve mantıken ve kesin ve şüphesiz olarak bize kendini tanıtması ve bizi niçin bu dünyaya gönderdiğini bildirmesi gerekir" derecesine getirmek gerekiyor…Daha sonra da "madem kendini tanıtacak ve bildirecek..öyle ise acaba nasıl tanıtmış?" sorusuna cevap arayıp, peygamberleri ve kitapları ve bilhassa Kur’an hakikatlerini nazara verebilirsiniz"

Ayrıca, Kur’anın aklındaki bütün sorulara tam ikna edici, akli ve mantıki cevaplar verdiğini..bir insanın böyle bir şey yapamayacağını da söyleyebilirsiniz..Eğer Kur’anın aklındaki bütün sorulara tam ikna edici cevaplar verdiğine inanmıyorsa, aklındaki soruları sormasını isteyip, sorularını cevaplayabilirsiniz..

Muhammed aleyhisselamın Allahın resulü olduğuna ve Kur’anın Allah kelamı olduğunun delilleri içinse bir kaç cilt kitap yazılabilir..

Öncelikle, Muhammed aleyhisselamın peygamberliğini ispat etmeden önce, sahayı daha da daraltmanız lazımdır..Mesela, Muhammed aleyhisselam hakkında sadece iki şık vardır..Bu iki şıkkın ortası veya üçüncü bir şık yoktur:

a) Muhammed aleyhisselam Allahın resulüdür ve bütün insanların en faziletlisidir.
b) Haşa yüzbin defa haşa ve kella Muhammed aleyhisselam Allah adına yalan söylediği ve ona iftira attığı ve ondan korkmadığı ve azabına inanmadığı ve insanları aldattığı için bütün insanların en alçağı ve en yalancısıdır.

Bu iki şıkkın ortası yoktur..Mesela bir kimse "Muhammed aleyhisselam hem güzel ahlaklı idi, hem de peygamber değil" diyemez..Çünkü, güzel ahlaklı olan yalan söylemez ve aldatmaz…Öyle ise, öncelikle bu kimsenin bu şıklardan birini seçmesini isteyebilirsiniz..İkinci şıkkı kabul etmenin ne kadar akıldan uzak olduğunu izah edebiliriz..Normalde iyi niyetli olan ve gerçekten iman etmek isteyen biri "b" şıkkını seçmeye vicdanı ve insafı müsaade etmez..Çünkü, Muhammed aleyhisselamın ahlakını düşmanları bile medhediyor…Normalde şeytan dahi ikinci şıkkı kabul edemez…Eğer bu iki şıktan başka bir şık belirlemeye çalışırsa, mesela "çok akıllı ve güzel ahlaklı idi..ama ben peygamber olduğuna inanmıyorum" derse, sen de ona "madem güzel ahlaklı..öyle ise Allahın resulüdür..Çünkü, güzel ahlaklı olan bir kimse aldatmaz ve yalan söylemez" diyebilirsin…

Madem bu kainatın ve insanların bir sahibi ve yaratıcısı var…Madem bu kainat sahibinin bizi ve kainatı yaratıp da, kendini bize tanıtmaması ve bizi ve kainatı yaratmasının hikmetlerini bildirmemesi akıldan çok uzaktır ve muhaldir..madem kendini tanıtacak ve bildirecek, öyle ise bu vazifeleri en mükemmel şekilde ifa eden, yani bize Allahı isim ve sıfatları ile bütün noksan sıfatlardan münezzeh bir tarzda tanıtan ve insanların nazarlarını, yaşantılarını hep Allah hesabına çeviren ve kainata hep Allah hesabına bakmayı öğreten ve Allah’a şükrü ve ibadeti ders veren ve kainat kitabının manalarını talim eden Muhammed aleyhisselamdan daha mükemmel yoktur..Madem yoktur ve tarih gösteremiyor..Öyle ise, Muhammed aleyhisselam Allahın resulüdür.

Dediğim gibi, Muhammed aleyhisselamın peygamberliğinin delilleri için ciltlerle kitap yazılabilir..Onun güzel ahlakı, davasındaki sebat ve metaneti, tek başına dünyaya meydan okuması …dünya malına tenezzül etmemesi ve kendisi ve yakın akrabalarının ölene kadar fakir olmaları..Kur’anın düşmanlarının bile hayran bırakan belağatı ve icazı…vs..hadsiz deliller var.. Fakat, numune olarak Risale-i Nurda geçen bir kaç paragrafı aktarıyorum…Anlamadığınız ve izah etmemi istediğiniz bir yer olursa lütfen sorunuz.

O zât (A.S.M.), öyle bir şeriat ve bir İslâmiyet ve bir ubudiyet ve bir dua ve bir davet ve bir iman ile meydana çıkmış ki, onların ne misli var ve ne de olur. Ve onlardan daha mükemmel ne bulunmuş ve ne de bulunur. Çünki ümmi bir zâtta (A.S.M.) zuhur eden o şeriat; ondört asrı ve nev’-i beşerin humsunu(beşte birini), âdilane ve hakkaniyet üzere ve müdakkikane, hadsiz kanunlarıyla idare etmesi emsal kabul etmez.

Hem ümmi bir zâtın (A.S.M.) ef’al ve akval ve ahvalinden çıkan İslâmiyet; her asırda üçyüz milyon insanın rehberi ve mercii ve akıllarının muallimi ve mürşidi ve kalblerinin münevviri ve musaffisi ve nefislerinin mürebbisi ve müzekkisi ve ruhlarının medar-ı inkişafı ve maden-i terakkiyatı olması cihetiyle misli olamaz ve olamamış.

Hem dininde bulunan bütün ibadatın bütün enva’ında en ileri olması ve herkesten ziyade takvada bulunması ve Allah’tan korkması ve fevkalâde daimî mücahedat ve dağdağalar içinde, tam tamına ubudiyetin en ince esrarına kadar müraat etmesi ve hiç kimseyi taklid etmeyerek ve tam manasıyla ve mübtediyane fakat en mükemmel olarak, hem ibtida ve intihayı birleştirerek yapması; elbette misli görülmez ve görülmemiş.

Hem tebliğ-i risalette ve nâsı hakka davette o derece metanet ve sebat ve cesaret göstermiş ki; büyük devletler ve büyük dinler, hattâ kavim ve kabîlesi ve amucası ona şiddetli adavet ettikleri halde, zerre mikdar bir eser-i tereddüd, bir telaş, bir korkaklık göstermemesi ve tek başıyla bütün dünyaya meydan okuması ve başa da çıkarması ve İslâmiyeti dünyanın başına geçirmesi isbat eder ki; tebliğ ve davette dahi misli olmamış ve olamaz.

Hem imanda, öyle fevkalâde bir kuvvet ve hârika bir yakîn ve mu’cizane bir inkişaf ve cihanı ışıklandıran bir ulvî itikad taşımış ki; o zamanın hükümranı olan bütün efkârı ve akideleri ve hükemanın hikmetleri ve ruhanî reislerin ilimleri ona muarız ve muhalif ve münkir oldukları halde; onun ne yakînine, ne itikadına, ne itimadına, ne itminanına hiçbir şübhe, hiçbir tereddüd, hiçbir za’f, hiçbir vesvese vermemesi ve maneviyatta ve meratib-i imaniyede terakki eden başta sahabeler ve bütün ehl-i velayet, onun her vakit mertebe-i imanından feyz almaları ve onu en yüksek derecede bulmaları, bilbedahe gösterir ki; imanı dahi emsalsizdir.

İşte böyle emsalsiz bir şeriat ve misilsiz bir İslâmiyet ve hârika bir ubudiyet ve fevkalâde bir dua ve cihanpesendane bir davet ve mu’cizane bir iman sahibinde, elbette hiçbir cihetle yalan olamaz ve aldatmaz … Asa-yı Musa ( 123 )

Acaba hiç akıl kabul eder mi ki: Şu güzel masnuatın bu derece san’atperver, hattâ ağzın her çeşit tadını nazara alan in’amperver san’atkârı, Arş ve Ferşi çınlattıracak bir velvele-i istihsan ve takdir içinde, berr ve bahri cezbeye getirecek bir zemzeme-i şükran ve tekbir ile perestişkârane ona müteveccih olan en güzel masnuuna karşı lâkayd kalsın ve onunla konuşmasın ve alâkadarane onu resul yapıp, güzel vaziyetinin başkalara da sirayet etmesini istemesin? Kellâ! Konuşmamak ve onu resul yapmamak mümkün değil.
Sözler ( 233 )

Kur’an, o asırdan tâ şimdiye kadar öyle bir belâgat göstermiş ki, Kâ’be’nin duvarında altun ile yazılan en meşhur ediblerin "Muallakat-ı Seb’a" namıyla şöhretşiar kasidelerini o dereceye indirdi ki, Lebid’in kızı, babasının kasidesini Kâ’be’den indirirken demiş: "Âyâta karşı bunun kıymeti kalmadı."

Hem bedevi bir edib: فَاصْدَعْ بِمَا تُؤْمَرُ âyeti okunurken işittiği vakit secdeye kapanmış. Ona demişler: "Sen müslüman mı oldun?" O demiş: "Hâyır, ben bu âyetin belâgatına secde ettim."

Hem ilm-i belâgatın dâhîlerinden Abdülkahir-i Cürcanî ve Sekkakî ve Zemahşerî gibi binlerle dâhî imamlar ve mütefennin edibler icma’ ve ittifakla karar vermişler ki: "Kur’anın belâgatı, tâkat-ı beşerin fevkindedir, yetişilmez."

Hem o zamandan beri mütemadiyen meydan-ı muarazaya davet edip, mağrur ve enaniyetli ediblerin ve beliglerin damarlarına dokundurup, gururlarını kıracak bir tarzda der: "Ya birtek surenin mislini getiriniz veyahut dünyada ve âhirette helâket ve zilleti kabul ediniz." diye ilân ettiği halde o asrın muannid beligleri birtek surenin mislini getirmekle kısa bir yol olan muarazayı bırakıp, uzun olan, can ve mallarını tehlikeye atan muharebe yolunu ihtiyar etmeleri isbat eder ki, o kısa yolda gitmek mümkün değildir. (mektubat)

Allah kolaylık versin..


Cevap: islamı kanıtlamak

by_
Allah razı olsun. Teşekkür ederim


Islamı Bana Kanıtlayın

MeraklıGenç
Islam hakkında bir sorum var, şeytanın vesvese verdiğini bildiğim halde yanlış şeyler düşünmekten çok korkuyorum, Allah rızası için yardım edin!

Sorum; Bana İslamın hak din olduğunu ve hristiyanlığında bozulmuş din olduğunu lütfen ispatlayın, gerekirse video linki atın ama lütfen sadece birkaç cümleyle değil, çok detaylı ve kanıtlanmış bir şekilde anlatın, yoksa aklımdaki şüphelerin beni dinden çıkartmasından çok korkuyorum…

Not; son olarak bu soruyu: ‘şeytan sana vesvese vermiş takma kafana, sen Allah’a inan gerisi boş veya buna benzeyem cevap vermeyin lütfen…


ACİLSERVİS
Vesvesenin olduğunu biliyorsun bilmediğin bir şeyi de ben sana söyleyeyim. vesvesenin hemen hemen hepsine yakını cehaletten olur. Siz İslamın en aşırı düşmanının ülkesinde yaşa ve Müslüman kalabileceğini söyle. Hadi sen yarım yamalak dinine bağlı kalacağını düşünelim senin çocukların ve torunların tümü dinsiz veya Hristiyan olma ihtimali %100e yakındır.
Dininizi öğrenin ve yaşayın diye peygamberimiz size hicreti öğretti.


misafir1
hristiyanlık inancı teslis üzerine kuruludur ve teslisin ne olduğunu kendileri de bilmemektedir. isa as kim desen, cevap veremezler. bizim bir ilahımız vardır the god, o da jesusdur derler. hani the god başkaydı jesus başkaydı dersen onlar aynı kişiler derler, hani bunlar farklıydı dersin, onu bizde anlamıyoruz derler. zaten müslümanlardan başkaları peygamberin ne demek olduğunu da bilmezler. Yaratıcının insanlar arasından seçdiği, Hak daveti insanlara ulaştıran, kitab ve şeriat getiren ve getirdiklerinden kendisi de sorumlu olan bir insan nasıl olur ki ? peygamber dediğin yarı ilah gibi bir şey veya değişik bir şey olur diyorlar. yani teslis inancını, isa as ın jesusun kim olduğunu kendileri de bilmemektedir. ayrıca incil nüshalarının sonrasında farklı farklı kimselerce yazılan ve bir araya getirilen hikayeler olduklarını kendileri de kabul etmektedirler. zaten Allah rasulü sav için Muhammed büyük insandı, (sav) büyük işler yaptı ancak yaptıkları kendi içinde tutarlı akıllı mantıklı şeylerdi ve müslümanlarda bunun üzerine yol tuttu; bu yüzden islam haşa hak din değil, din dediğini insan anlamaz diyorlar ve kendi anlayamadıkları teslis inancına da böylelikle bir açıklama getiriyorlar.

din, kulun yaratıcıyla sıhhatli bir ilişki içerisinde bulunmasıdır ve bu ilişki yaratıcı tarafından tesis edilir ve bu elçilerle ve kitablarla olur. meydanda kim olduğu belli olan sadece Muhammed sav vardır, din olarak da sadece islam vardır. gelsinler bize anlatalım; adem as kimdir, musa as kimdir, isa as kimdir, neler yapmışlardır, sonrasında neler olmuşdur. onlara sorsan kendi peygamberlerini bile bilmezler, dediğim gibi peygamberin ne demek olduğunu da bilmezler.

din; aklı sahiblerini, hüsnü ihtiyarlariyle, bizat hayırlara sevkeden ilahi vaazdır. yani aklı olanlara hitab eder; işin imtihan boyutu vardır, insanların kendi tercihini hayır yönde kullanma iradesini göstermeleri gerekir. bizzat hayırlara sevkeder. insanların dinlerinin akıllarının nesillerinin mallarının ve canlarının korunması murad edilmektedir. yani şimdi bana ne mi diyelim ? insanlar zina etsinler veya top olsunlar; nesilleri üremesin, türlü çirkinliklerle hem kendilerini hem toplumları ifsad etsinler. veya birbirlerinin mallarını haksız yere yesinler. bir şey deyince de vay efendim öyle iş mi olur, isteyen istediğini yapsın falan. sanki biz insanları kendimize çağırıyoruz. din insanları bu hayırlara sevketmek durumundadır çünkü satranç oynayacam diye oturup satranç taşlarıyla ben şimdi dama oynayacam denmez veya halı sahada insanlar maç yaparlarken birisi de kalkıp topu eline alıp sektirmeye başlayıp birazda basketbol oynayalım diyemez.din ilahi vaazdır daha önce de değidim gibi din Allah a mahsusdur. bunun çerçevesini çizebilecek olan da, Kendisidir. bunu da elçiler ve kitablar aracılığıyla insanlara bildirmişdir. insanların kendileri de bir şey uyduramazlar.

inkar ise bir kişilik problemidir. psikiyatri de insanın gerçeği reddetme mekanizmaları vardır. yok sayma, inkar etme, bastırma, yansıtma, yansıttğına anlam yükleme, bunu kendine izah edip rasyonelliştirme ve bunları kurgulama vesaire vesaire. bunlar küfür çeşitleriyle birebir örtüşmektedir. aslında islamı inkar etmekde, hayattaki bir çok gerçekliği inkar etmek gibidir. insanların bunlara takındığı tavırlarda benzerdir. islamın kanıtlanması, hem insanların güzel olanı kendilerinin tercih etmeleri yönünde irade göstermeleri gerekmesiyle, hemde bununla imtihan olunması nedeniyle insanlara dayatılacak bir yöntem değildir. karşıdaki kimse bir şeyi anlamak istemediği zaman, ona onu anlatmanın kırk yolunu seçdiğiniz durumları da düşünün. ancak en başta söylediğim gibi inkar bir kişilik problemidir ve temelinde ne yatıyorsa ona göre hareket edilebilir. genellikle de altında; insanın, işine ve kolayına geldiği gibi davranması ve alemlerin Rabbine itaati değil isyanı seçmesi yatmaktadır. kendisiyle, yapıp ettikleriyle, aklındakilerle, çevresiyle ve menfaatleriyle yüzleşen herkes islamı bulacakdır. hakikate değilde bu saydıklarımla yüzleşememelerinin neticesinde bunlara tenezzül eden kimselerde, kendi mayalarına göre çeşit çeşit inkarın yolunu seçeceklerdir. yeryüzünde herkesde acizliğiyle, yaratılmış olduğuyla ve kulluğuyla başbaşadır. yapılan onca küstahlığa kesilen onca ahkama karşın, kimse yaradılışın bir kanununu dahi esnetememektedir. başı boş yaratılmamış olmak ve tekrar Rabbine döndürülmekde beklenendir.


islamı çürüten deliller, muslumanligi kanitlayan seyler

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();