Yakın çevreye çağrı emreden ayetler nelerdir?
Kayıtsız Üye
Yakın çevreye çağrı emreden ayetler neler olduğu hakkında örnekler paylaşabilir misiniz ?
Cevap: Yakın çevreye çağrı emreden ayetler nelerdir?
Hoca
Ebû Hureyre. ‘nin bildirdiğine göre Kabilenin en yakınlarını uyar[6]. âyeti inince Allah’ın elçisi şöyle bir konuşma yaptı:
Ey Kureyş topluluğu! Kendinizi kurtarmaya bakın; Allah’ın yanında size bir faydam olmaz. Ey Abdumenaf oğulları! Allah’ın yanında size bir faydam olmaz. (Amcasına döndü:) Ey Abdulmuttalib. oğlu Abbâs. ! Allah’ın yanında sana bir faydam olmaz. (Halasına döndü:) Ey Safiyye. ! Allah’ın yanında sana bir faydam olmaz. (Kızına dönerek) Ey Muhammed kızı Fatma! Benim malımdan dilediğini iste. Ama Allah’ın yanında sana bir faydam olmaz. dedi. (Buhârî, Vesâyâ, 11)
ŞUARA SÜRESİ 214. AYET MEAL VE TEFSİRİ
Davetçinin Tebliğ Tarzı Ve Vazifeleri
213- Sakın Allah’la birlikte başka ilâh edinme, yoksa azaba uğrayanlardan olursun.
214- (Önce) yakın akrabalarını uyar.
215- Sana uyan müminlere tevazu kanatlarını indir.
216- Eğer sana karşı gelirlerse: "Ben sizin yaptıklarınızdan uzağım." de.
217- Sen Aziz (her şeye galip) ve Rahim (çok merhametli) olan Allah’a güven.
218- O senin namaza kalkmanı da görüyor,
219- Secde edenler arasındaki hareketlerini de…
220- Şüphesiz ki O her şeyi çok iyi işiten ve her şeyi gayet iyi bilendir.
Belagat:
"Sakın Allah’la birlikte başka ilâh edinme!" hitabı Rasulullah’ın (s.a.) kâmil ihlâsı ve takvası bilindiği için onu heyecanlandıran bir üslupla Rasulul-lah’a (s.a.) yapılan hitaptır.
"Müminlere tevazu kanatlarını indir." cümlesi istiare-i mekniyyedir. Bundan müşebbehün bih (kendisine benzetilen) hazfedilmiş ve gereklerinden biri ile işaret edilmiştir. Tevazu ve yumuşaklık kuşun yere inmesi esnasında kanatlarını indirmesine benzetilmiştir. Benzetilene de "indirme" ıtlak olunmuştur. [82]
Kelime ve İbareler:
"Sakın Allah’la birlikte başka ilâh edinme, yoksa" onların seni davet ettikleri hususlardan bir şey yapacak olursan "azaba uğrayanlardan olursun." Bu ifade kâmil ihlâsı sebebiyle Peygamberimiz’e (s.a.) heyecan vererek onu galeyana getirmek ve diğer mükellefleri sakındırmak içindir.
"Yakın akrabalarını uyar." Bunlar Haşimoğulları ile Muttaliboğulları’dır. Buharî ve Müslim’in rivayet ettiği gibi Peygamberimiz (s.a.) onları açıktan uyardı. Davetine, onlardan kendisine en yakın olanla başladı, sonra diğer yakınlarla devam etti. Zira onların durumlarıyla ilgilenmek daha önemlidir.
"Sana uyan müminlere" muvahhidlere tevazu "kanatlarını indir." Onlara yumuşak davran.
"Eğer" yakınların "sana karşı gelirlerse:" yani sana tabi olmazlarsa onlara: "Ben sizin" Allah’tan başkasına tapmak gibi "yaptıklarınızdan" sizin amellerinizden "uzağım, de."
"Sen Azız ve Rahim olan Allah ‘a güven." Yani bütün işlerini Allah’a havale et. O, düşmanlarını ezmeye ve dostlarına yardım etmeye muktedirdir.
"O senin namaza" teheccüd (gece) namazına "kalkmanı da görüyor."
"Secde edenler arasındaki hareketlerini de…" Yani kıyam, rükû, secde ve ka’de gibi namazın rükünlerini yerine getirmeni de görüyor. Buradaki secde edenlerden kasıt namaz kılanlardır.
"Şüphesiz ki O, her şeyi çok iyi işiten ve her şeyi çok iyi bilendir." Cenab-ı Hak kendisini düşmanları ezme ve dostlarına yardım etme şanıyla tavsif etti. Bundan sonra Rasulü’nü kendisinin dostluğuna lâyık kılacak durumunu bildiğini zikretmesi tevekkülü gerçekleştirmek ve Rasulünün kalbini mutmain kılmak içindir. Şüphesiz ki O senin söylediğini gayet iyi işitendir ve niyet ettiğini gayet iyi bilendir. [83]
Nüzul Sebebi
İbni Cerir et-Taberî İbni Cüreyc’den naklediyor: "Yakın akrabalarını uyar." 214. ayeti inince Rasulullah (s.a.) uyarıya ailesi ve kabilesinden başladı. Bu müslümanlara ağır geldi. Bunun üzerine Cenab-ı Hak 215. ayeti indirdi: "Sana uyan müminlere tevazu kanatlarını indir." [84]
Ayetler Arası İlişki
Allah Tealâ önce Rasulü’nü önceki peygamberlerin kıssaları ve bunlara ilâve hususlarla iyice teselli ettikten, ikinci olarak onun peygamberliğine delil olacak hüccetleri ortaya koyduktan ve inkarcıların sualine cevap verdikten sonra Rasulü’ne tebliğ ve risaletle ilgili hususları emretti. Uyarma hususunda önce yakın akraba ile başlayıp daha sonra diğer yakınlarla devam eden sıralamayı ve müminlere yumuşak davranmayı beyan etti. Sonra da Rasulü’ne yaptığı kendisine güvenip dayanması tavsiyesiyle konuya son vermektedir.
Peygamberimizin (s.a.) Tebliğ Noktasındaki Sîreti
Peygamberimiz’in (s.a.) risaletini tebliğ ve Allah’a davet etme şeklini açıklayan pek çok hadisler varit olmuştur:
Bunlardan biri İmam Ahmed ve Müslim’in Hz. Aişe’den (r.a.) rivayet ettiği şu hadis-i şeriftir: ‘Yakın akrabalarını uyar." ayeti inince Rasulullah (s.a.) gelip şöyle demiştir: "Ey Muhammed kızı Fatıma! Ey Abdülmuttalib kızı Saftyye! Ey Abdulmuttaliboğulları! Ben Allah ‘m huzurunda sizin için hiçbir şeye sahip değilim. Siz benim malımdan dilediğinizi benden isteyin."
Bir başka hadis-i şerif de İmam Ahmed, Buharî, Müslim, Tirmizî ve Nesaî’nin İbni Abbas’tan (r.a.) rivayet ettikleri şu hadis-i şeriftir: Allah Tealâ "Yakın akrabalarını uyar." ayetini indirince Peygamberimiz (s.a.) Safa’ya gelip tepeye çıktı. Sonra şöyle nida etti: "İmdat! İmdat!." dedi. İnsanlardan bir kısmı bizzat ona gelerek, bir kısmı elçisini göndererek onun etrafında toplandılar.
Rasulullah (s.a) şöyle buyurdu: "Ey Abdülmuttaliboğulları! Ey Fihroğulla-rı! Ey Lüeyoğullan! Ne dersiniz? Şu dağın arkasındaki süvarilerin size hücum edeceğini haber versem, beni tasdik eder misiniz diye sordu. Mekkeliler:
– Evet, dediler. Peygamberimiz (s.a.):
– Ben şiddetli bir azabın önünde sizin için uyarıcıyım, dedi. Bunun üzerine Ebu Leheb:
– Bugünün geri kalan kısmında elin kurusun. Sen bizi bunun için mi davet ettin dedi. Bunun üzerine Cenab-ı Hak şu sureyi indirdi: "Ebu Leheb ‘in iki eli kurusun.! Kendisi de kurudu ya!" Tebbet, 111/1).
Bir başka hadis-i şerif İmam Ahmed, Müslim ve Tirmizî’nin Ebu Hurey-re’den (r.a.) rivayet ettiği şu hadis-i şeriftir: Bu "Yakın akrabalarını korkut." ayeti inince Rasulullah (s.a.) Kureyş halkını ve ileri gelenlerinin hepsini davet etti ve şöyle dedi:
– Ey Kureyş topluluğu! Kendinizi ateşten koruyun. Ey Ka’boğullan topluluğu! kendinizi ateşten koruyun. Ey Haşimoğullan topluluğu! kendinizi ateşten koruyun. Ey Abdülmuttalib oğulları topluluğu! Kendinizi ateşten koruyun. Ey Muhammed kızı FatımaîKendini ateşten koru. Allah’a yemin olsun ki hiç şüphesiz ben sizin için Allah’ın huzurunda hiçbir şeye malik değilim. Dikkat edin. Benim sizinle sadece akrabalık irtibatım var. Ben size sadece bu irtibatla bağlıyım. Yani dünyada sizinle irtibatı devam ettiririm ama Allah’ın huzurunda size hiç faydam olmaz. [85]
Açıklaması
Bu ayetler Peygamberimiz’in (s.a.) risaletini tebliği ile ilgili olarak kendisine verilen dört emri ihtiva etmektedir:
1- "Sakın Allah’la birlikte başka ilâh edinme. Yoksa azaba uğrayanlardan olursun." Yani hiç bir ortak tanımadan sadece Allah’a ibadet et. Allah’la birlikte başka bir ilâha dua veya ibadet etmekten sakın. Zira ibadet sadece Allah’a ait olun. Şirk ise bütün masıyetlerin başıdır.
Bu ayet Rasulullah’ı (s.a.) ibadette daha fazla ihlâslı olmaya teşvik etmektedir. Allah ondan böyle bir şeyin meydana gelmeyeceğini gayet iyi bilmektedir. Sonra emre onunla başlamıştır. Zira o ümmetin lideridir. Gerçekte ise bütün bu emirler onun dışındaki insanlara tavsiye ve hitap niteliğindedir. Çünkü başkasına yapacağı hitabı te’kit etmek istediği zaman asıl maksadın tabi olanlar olduğu halde bu hitabı görünüşte liderlere tevcih etmesi hikmet sahibinin şanındandır.
Kısaca: Ayet, Rasulullah’a (s.a.) emirle başlamış, eğer Allah’la birlikte başka bir ilâha dua ediyorsa O’na tehditte bulunmuştur. Sonra da en yakından başlayarak yakınlara daveti emretmiştir.
2- "(Önce) yakın akrabalarını uyar." Yani yakınlarına ve akrabalarına Allah’ın azabının ve şiddetinin O’na şirk koşanlara ait olacağını bildirerek onları korkut.
Bu O’nun bütün beşeri Allah’ın azabından korkutma görevinin bir parçasıdır. Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır:
"Bu, feyz kaynağı olan ellerindeki kitapları tasdik eden, bir de şehirlerin anası (Mekke) ile bütün çevresindekileri uyarman için bizim indirdiğimiz kitaptır." (Enam, 6/12).
"Şehirlerin anası (Mekke) halkına ve etrafında bulunanlara gelecek tehlikeleri haber vermen için ve hakkında hiçbir şüphe bulunmayan o toplanma gününün dehşetiyle korkutman için sana böyle Arapça bir Kur’an vahyettik." (Şûra, 92/7).
"Furkan’ı âlemlerin uyarıcısı olsun diye kuluna (Muhammed’e) indiren Allah ne yücedir!" (Furkan, 25/1).
Müjdelemek genellikle uyarmakla birlikte gelir: Nitekim pek çok ayette böyle zikredilmiştir: Bunlardan biri şu ayettir:
"Ey Peygamber! Biz seni gerçekten bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı, Allah’a O’nun emriyle bir davetçi ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik". (Ah-zab, 23/45-46).
Müslim Peygamberimiz’in (s.a.) şu hadisini rivayet etmektedir: "Nefsimi elinde tutan Allah’a yemin olsun ki bu ümmetten bir Yahudi veya Hıristiyan beni duyar da sonra iman etmezse mutlaka cehenneme girer."
Sonra Yüce Allah ona, müminlere yumuşak davranmayı emretti ve şöyle buyurdu:
3- "Sana uyan müminlere tevazu kanatlarını indir." Yani sana iman eden ve seni tasdik eden ve sana tabi olanlara yumuşak ve nazik davran.
"Eğer sana karşı gelirlerse ben sizin yaptıklarınızdan uzağım, de." Eğer yakınlarından veya başkaları arasında uyardığın kimselerden biri sana isyan ederse onlara: "Ben sizin bu amellerinizden beriyim. Siz kıyamet günü bu amellerin karşılığını göreceksiniz." de.
4- "Sen Azız (her şeye galip) ve Rahîm (çok merhametli) olan Allah’a güven, O senin namaza kalkmanı da görüyor. Secde edenler arasındaki hareketlerini de görüyor."
Yani bütün işlerini son derece güçlü, üstünlük sahibi olan, düşmanlarından intikam almaya kadir, dostlarına merhamet eden, insanlara namaz kıldırmak için kalktığın zaman seni gören ve senin kıyam, rükû, secde ve ka’de gibi namazdaki ve namaz kılanlar içindeki hareketlerini gören Yüce Allah’a havale et. Burada namaz kılanlar için "secde edenler" ifadesi kullanıldı. Çünkü kulun Rabbine en yakın olduğu durum secdede olduğu haldir.
Bundan kastedilen mana şudur: Seni te’yit eden, seni koruyan, sana yardımcı olan, sana zafer ihsan eden, senin adını yücelten, senin bütün hallerinde ve özellikle namazda ve namazın kıyam, rükû ve secdelerinde sana itina gösteren Allah’tır. Nitekim Allah Tealâ şöyle buyurmuştur: "Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimiz önündesin (bizim murakabemiz altındasın)." (Tur, 52/48).
"Şüphesiz ki O her şeyi çok iyi işiten ve her şeyi gayet iyi bilendir." Yani senin Rabbin kullarının sözlerini gayet iyi işitmektedir. Onların davranışlarını, hareketlerini, sessizliklerini ve niyetlerini gayet iyi bilmektedir. Nitekim Ce-nab-ı Hak şöyle buyurmaktadır: "Sen herhangi bir işte bulunurken, Kur’an’dan bir şey okurken ve sizler de herhangi bir iş işlerken onun içine daldığınız vakit biz başınızda şahidizdir." (Yunus, 10/61). [86]
Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler
Bu ayetler aşağıdaki hususlara işaret etmektedir:
1- Hiçbir kişi istisna edilmeksizin şer’î mükellefiyetler önündeki eşitlik: Rasulullah’a (s.a.) lider ve önder olduğu halde Allah Tealâ’ya ibadette ihlâslı olmak emredilirse ve yakınlarını uyarmakla başlaması emredilirse onun dışındakilerin bütün şer’î emirleri yerine getirmekle yükümlü olmaları öncelikle gereklidir. Onların dışındakiler için bu uyan daha etkili ve daha faydalı olmaktadır.
Bu İslâm’da hiçbir kimse için ayrıcalık olmadığına delildir. Hiçbir kişi idareci ya da çevresindeki şahsiyetlerden biri olsa da Allah’ın şeriatını ve dinini uygulama yükümlülüğünden uzak kalamaz.
2- "Önce yakın akrabalarını uyar." ayeti ve zikri geçen hadisler sebepleri ihmal etme ve sâlih amellere kendini vermeyi önemsememe durumunda nesep yakınlığının insanlara fayda vermeyeceğine delildir.
Yine bu nasslar müminin kâfir (yakını) ile irtibatının devamına, onu irşat etmenin ve ona nasihat etmenin caiz olduğuna delildir. Peygamberimiz (s.a.): "Sizin benimle (rahim) akrabalığınız var ve ben bu vesile ile sizinle irtibat kuruyorum. " buyurmuştur. Cenab-ı Hak bir ayette şöyle buyurmaktadır: "Sizinle din hususunda savaş etmemiş, sizi yurtlarınızdan çıkarmamış olanlara iyilik etmenizden ve onlara karşı âdil olmanızdan Allah sizi menetmez. Çünkü Allah adaletle muamele edenleri sever." (Mümtehine, 60/8).
3- Halka ihsanda bulunmak güzel siyaset prensiplerinden olup pek çok fayda temin etmektedir.
Bu sebeple Rasulullah’a (s.a.) risaletine tabi olan hak nizam ve Allah korkusu sebebiyle istikamet üzerine devam eden müminlere tevazu ve yumuşaklıkla davranması emredilmiştir. Eğer onlar isyan ederler ve onun emrine aykırı davranırlarsa Rasulullah (s.a.) onların kendisine isyan etmeleri günahından uzaktır. Zira onların Rasulullah’ın (s.a.) sadece Rabbini razı kılan şeyleri emretmesi dikkate alınırsa onların Rasulullah’a (s.a.) isyan etmeleri Allah Tealâ’ya isyan etmeleri demektir. Rasulullah (s.a.) kimden uzak olduğunu ifade etmişse Allah ondan uzak olur.
4- Allah’a güvenip dayanmak (tevekkül) İslâm’da imanın temel esaslarından ve özelliklerindendir. Allah peygamberine her işini asla yenilgiye uğramayan Azîz olan ve dostlarını yalnız bırakmayan, son derece merhametli, Rahîm olan Rabbine havale etmesini emretti.
5- Allah Tealâ hiç şüphesiz peygamberini bütün kötülüklerden korur, her çeşit hoşlanılmayan şeylerden muhafaza eder, düşmanlarına karşı ona yardım eder, onun bütün işlerine itina gösterir. Onun bütün gayretlerini ve amellerini bilir. Allah onu namaz kılarken, kıyam, rükû ve secde ederken görür. Çünkü O bütün kullarının sözlerini en iyi şekilde işitendir. Kullarının bütün hareketlerini ve sessizliklerini gayet iyi bilir.
6- İbni Abbas "O senin secde edenler arasındaki hareketlerini görür." ayeti hakkında şöyle diyor: Onun ve yakınlarının babalarının Hz. Adem, Nuh ve İbrahim (a.s.) sulbünden intikal etmelerini ve nihayet peygamber olarak çıkmasını görür, demektir.
Şia bu ayeti Peygamberimiz’in (s.a.) babalarının mümin olduklarına delil olarak zikretmektedir. Yine bu konuda Peygamberimiz’in (s.a.)şu sözünü haber vererek delil getirdiler: "Ben temiz hanımların rahimlerine intikal edene kadar temiz kimselerin sulblerinde intikal olundum." [87]
Cevap: Yakın çevreye çağrı emreden ayetler nelerdir?
Kayıtsız Üye
yakın çevreye çağrıyı emreden ayetler hangisidir
Cevap: Yakın çevreye çağrı emreden ayetler nelerdir?
Kayıtsız Üye
Allah razı olsun faydalı bilgiler verdiniz
misafir
çok tessekur ederım hayırlı bılgıler verdınız Allah razı olsun.
Kayıtsız Üye
çok güzel bir site çok işimize yaradı Allah sizden razı olsun derslerime çok güzel etkileyecek her site bu kadar iyi olamaz sağolun
eeeeeeeee
Beyler Saolun Çok Teşekkür Ederim.
misafir
tesekkür ederim
Kayıtsız Üye
aradığım sorunun cevabını buldum çok güzel bir site
Misafir saol
en üstte cevabı buldum saolun var olun 🙂
Kayıtsız Üye
Ev ödevimi yaptım sağolun😊
Kayıtsız Üye
sağolun dersıme yaradı 🙂
Kayıtsız Üye
Yaptığınız çalışmalardan dolayı Allah razı olsun. Bugün Yakın çevreye çağrı emreden ayetler nelerdir? Konusunu incelediğimde yazının içerisinde bazı kelimeler anlam veremediğim bir şekilde esaslarından, İbrahim (a.s.), yumuşaklıkla, uğramayan, Allah korkusu, irtibat kuruyorum. örneklerinde olduğu gibi saçma sapan bir şekilde bölünmüştür. Düzeltilmesini bekliyoruz.
Kayıtsız Üye
çok teşekkür ederim bu bilgiyi öğrendim.:)
yakın çevreye çağrı emreden ayetler, Yakin çevreye çagriyi emreden ayetler, yakın çevreye çağrı hangi ayetlerle oluşmuştur ayetleri