Cennette şarap içkisi olacak mı?

Cennette şarap içkisi olacak mı?

rana
Cennette şarap içkisi olacak mı?

Takva sahiplerine va’dedilen cennetin misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç (böyle mükafatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını ‘parça parça koparan’ kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu? (47 Muhammed Suresi, 15)

Bu ayette çevrilen şaraptan ırmaklar kelimesinden yola çıkarak şarabın bir içecek olarak cennette olduğu ve dolayısıyla övüldüğü iddia edilmektedir. Fakat bu ayette geçen kelimenin karşılığı ve bunun anlamına bakıldığında hatanın nerede yapıldığı anlaşılacaktır. Ayetin orijinalinde de şarap kelimesi geçer ve Türkçe’ye direkt olarak şarap diye tercüme edilir. Fakat Arapça’daki şarap kelimesinin karşılığı ile Türkçe’deki şarap kelimesinin karşılığı aynı değildir. Şarap kelimesi Arapça içmek anlamına şerebe fiilinden türer. Şarap içilecek olan her şeydir. Fakat bu kelime Arapça’dan Türkçe’ye geçerken anlam kaymasına uğramış ve içki anlamında şarap olarak anlamlandırılmıştır. Kuran’da ise şarap ve alkollü diğer içecekler için Hımır kelimesi kullanılmaktadır. Kur’an’da da alkollü içecek (Türkçe’deki şarap) anlamında bu kelime kullanılmaktadır.


Cevap: Cennette şarap içkisi olacak mı?

rana
< Gerekli ßilgi İçin Allah c.c. Razı olsun azra Kardeşim. >
amin Rabbim senden de razı olsun


Yanıt: Cennette şarap içkisi olacak mı?

iliman
insAllah cümlemiz o irmaklardan tatmak nasip etsin:(


Soru: Cennette şarap içkisi olacak mı?

babur
iyide şarap kelimesi yerine içmek kelimesi konulunca, cümle;

"içenler için lezzet veren içmek ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır"
gibi anlamsızlaşmıyor mu?


redyellow
sayın babur:

< Şarap kelimesi Arapça içmek anlamına şerebe fiilinden türer Şarap içilecek olan her şeydir >
Sanırım eksik okudunuz yazıyı. Şarap kelimesi İÇMEK anlamında demiyor yazıda iyi okursanız, İÇMEK fiilinden türer diyor ŞARAP İÇİLECEK OLAN HER ŞEYDİR diyor.

Mesela meyve suyuna şarap, suya şarap vs. denir anlamında.

"içenler için lezzet veren (mesela vişne suyu diyelim) vişne suyundan ırmaklar….. vardır" deniyor.


Hoca
15. Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennet şöyledir: Orada temiz su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları vardır. Onlara orada her türlü ürün ve Rabblerinden mağfiret vardır. Bunların durumu, ateşte temelli kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

Beyyine ile beraber olan, Allah’la yol bulan, yolunu Allah’a, Allah’ın kitabına ve Resûlü’nün sünnetine sorarak bulan, tüm hayatını Allah’ın istediği gibi yaşamaya çalışan ve Allah’ın koruması ve velâyeti altına giren muttakîlere vaadedilen cennet budur. Bakın böyle yaşayanlara cennette ne varmış?

Orada onlar için tertemiz su ırmakları vardır. Hiç bozulmayan, sürekli, taptaze akan su ırmakları vardır. Tadı, kokusu hiçbir zaman bozulmayan süt ırmakları vardır. Rabbleri tarafından yaratıldığı gibi, fıtrat-ı aslîyesi bozulmamış süt ırmakları… Ama bu sütler hayvanların göğüslerinden sağılmış sütlerden değildir. Tabiatları bozulan dünya sütlerine benzemez. Allah tarafından kaynak olarak çıkarılmış ve akıp giden nehirlerdir bunlar. Sonra yine orada mü’minler için içenlere zevk ve lezzet veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Ama bu şaraplar dünya şaraplarına benzemez, içenlere sarhoşluk vermez. Akıllarını gidermez, abuk sabuk konuşturmaz. Orada onlar için her türlü meyveler vardır. Amellerinin, sa’ylerinin semeresi ve meyveleri vardır onlar için. Tabi bunlar, bu meyveler ihtiyaç için değil, lezzet için, keyif içindir. Tüm bu nîmetlerin ötesinde onlar için Rablerinden bir mağfiret vardır. Bunu, bu mağfireti şöyle anlamaya çalışıyoruz:

1. Yani Allah onların dünyada işledikleri ufak-tefek kusurlarını gündeme getirmeyecek, yüzlerine vurmayacak ve onların üzerlerini örtüverecek. Onlardan dolayı onların utanıp sıkılmalarını istemediği, iştahlarının kaçmasına razı olmadığı için, Rabbimiz onların üzerine bir perde çekiverecek.

2. Ya da artık orada onlar için yeme ve içmenin sonunda var olan külfetler kaldırılmıştır. Kendilerine sunulan bu nîmetleri kazanma, onlara ulaşma külfeti, yeme ve içmenin akabinde dünyada duyulan rahatsızlıklar, hastalanmalar ve def’i hacet gibi külfetlerin tamamı kal-dırılmıştır. Herhalde dünyada def’i hacetten, ayak yolundan çıktıktan sonra Ğufranek sözünün anlamı da budur.

İşte cennette muttakîlerin durumu budur. Şimdi söyleyin bakalım hiç böyle olanlar:

Ateşte, cehennemde ebedî kalan ve kendisine bağırsaklarını parça parça edecek hamîm içirilen kimsenin durumu gibi olur mu?

Hiç çıkmamacasına, hiç kurtulmamacasına azabın içinde kalan ve kendisine hamîm içirilen kimse cennette az evvelki nîmetlerin içinde yaşayan kimse gibi olur mu? Zevk için, keyif için kendisine sunulan yiyecek ve içeceklerin tüm külfeti kaldırılmış, def’i hacet zahmeti bile olmayan bir mü’minin durumuyla kendisine sunulan hamîmin etkisiyle bağırsakları parça parça olan bir kâfirin durumu nasıl bir olabilir?! Hiç düşünmez misiniz siz?

Hamîm, yakıcı, hararetli kaynar su demektir. Madenin eriyiği olduğu da söylenmiştir. Kısacası bu, cehennemliklerin içecekleri bir içkidir. Allah’la çatışma içinde bir hayat yaşayan, Allah’ın hayatı düzenlemek üzere gönderdiği kitabını bir kenara bırakan, o kitabın pratiği olan peygamberle diyalogu kesen, sanki kitap ve peygamber yok-muş gibi kendi heva ve hevesleri istikametinde bir dünya yaşayan insanlar bunu içmek zorunda kalacaklarmış.

Ya da cehennemliklerin gözyaşları bir havuzda toplanacak, bunun adına hamîm denir ve işte bu onlara içirilecektir. Tam onlara uygun bir cezadır bu. Susuz günlerde çok kez görmüşsünüzdür; köpekler su bulamayınca neminden istifade edebilmek için toprağı yalarlar. Sanki orada da susuz kalan kâfirler birbirlerine sarılarak birbirlerinin yaralarından akan irinleri ve gözyaşlarını yalamaya, emmeye çalışacaklar.

Dünyada da böyle yapmıyorlar mıydı bu adamlar? Dünyadayken de birilerinin irinlerini, salyalarını aynı aşkla, aynı şevkle, sanki aynı ihtiyaç duygusuyla böyle yalayıp yutmaya çalışmıyorlar mıydı bu adamlar? Patronunun, müdürünün, efendisinin, şeyhinin, ortağının, karısının, kocasının, müridinin, babasının yada falanının ağzından çı-kan veya tavrında çıkan salya gibi irin gibi sözleri, tavırları, amelleri yalayıp yutmuyorlar mıydı? Evet efendim! Tamam efendim! Hayhay efendim! İsâbet buyurdunuz, hikmet yoğurdunuz efendim! edâsıyla yalayıp yutmaları karşılığı, cehennemde kendilerine gözyaşı, salya, hamîm ve irin yutturulacak onlara. Hem de bağırsaklarını parça parça eden, onları insanlıktan çıkaran içecekler…


Hoca
Kuran-ı Kerimde yer alan dört ırmağın (süt, su, şarap, bal ırmaklarının) isimlerini ve cennet bahçelerinin isimlerini yazar mısınız?

Şunu belirtmeliyiz ki, cennetteki ırmakların özel isimlerine dair bilgilerimiz azdır. Tirmizî’nin rivayet ettiği bir hadiste Hz. Peygamber (asv); Kevserin cennetteki bir ırmak olduğunu söylemiştir. Diğer ırmaklar vasıflarıyla zikredilmiştir. Konuyu bu açıdan değerlendirdiğimizde bu ırmakları şöyle adlandırabiliriz:
a. Dört ırmağın vasıfları:
Görüldüğü gibi, ayette su, süt, şarap, bal, ırmağı denilmiyor, çoğul olarak ırmakları denilmektedir. Bu ise, bu dört çeşit içeceklerden her birisinin değişik kaynaklardan aktığını göstermektedir.
Süt ve bal ırmakları bu ayetten başka bir yerde geçmemektedir. Aslında süt ve balın başka bir karışımı olmadığı, oradakilerin en kaliteli bir seviyede oldukları için ayrı isimler almalarına ihtiyaç da yoktur. Su ile şarabın değişik karışımı, değişik kokusu ve farklı tatları olduğundan ayrı isimlerle anılmaları uygundur.
b. Su kaynakları:
Kevser Irmağı: (Kevser Suresi, 1; Razî, 32/ilgili ayetin tefsiri).
Tesnim kaynağı:
Kâfur Kaynağı:
Selsebil Kaynağı:
c. Şarap ve meşrubat kaynakaları:
Maîn Kaynağı:
Hamr / Şarap Irmağı:
Cennet Bahçeleri:
Sözlükte "bahçe, bitki ve sık ağaçlarla örtülü yer" anlamına gelen cennet, terim olarak "çeşitli nimetlerle bezenmiş olan ve müminlerin içinde ebedî olarak kalacakları ahiret yurdu"na denir. Cennet ve oradaki hayat sonsuzdur.
Kur’an’da cennet (cennet bahçeleri) için çeşitli isimler kullanılmıştır. Cennetin tabakaları olması ihtimali de bulunan bu isimleri şöyle sıralayabiliriz:
Cennet, Me’va, Adn, Darü’l-huld; Ebedîlik yurdu, Firdevs; Her şeyi kapsayan cennet bahçesi, Darü’s-selam; Esenlik yurdu, Darü’l-mukame; Ebedî kalınacak yer, Naîm; Nimetlerle dolu cennetler / bahçeler…


Kayıtsız Üye
bozulmayan sudan irmaklar zaten yazilmis,icilcek sey olsa niye ayni seyi tekrarlasin,kivirmadan yorum yapin


Molla_Efdal
Ayet-i Kerime’nin izahı şöyledir:

(Muhammed,15) : Bu mübarek âyet, mü’minlerin nail olacakları cennetin evsâfını beyân ve mü’minlerin mağfiret-i ilâhîyeye mazhar olacaklarını tebşir ediyor. Cehennemde ebediyyen kalacak olan kâfirlerin de pek vahim, âteşin akıbetlerini ihtar buyurmaktadır. Şöyle ki: (Müttakîler için) yâni: İman ile, sâlih ameller ile muttasif, azabı müstelzim şeylerden müctenip zâtlar için taraf-ı ilâhîden (vâ’d olunan cennetin sıfatı) güzide vasfı, şu beyân olunandır, (onun) O cennetin (içinde bozulmamış) tadı, kokusu tegayyur etmemiş (sütten ırmaklar) vardır. Daima lez zetlerini, letafetlerini muhafaza etmiş bulunurlar, (ve tadı değişmemiş) Ekşimemiş, bozulmamış (sütten ırmaklar) vardır, ceryan eder dururlar ve (içenler için leziz şaraptan) dünyadaki şaraplar gibi tadında, kokusunda kerahat bulunan, içenleri sarhoş eden, birnice mazarratları görülen şaraplar kabilinden olmayan, bilâkis pek lezzetli, fâideli meşrubat kabilinden bulunan (ırmaklar) vardu:. Ehl-i Cennet, onlardan içer zevkiyâb olurlar, (ye süzülmüş) Tam saf, leziz başka şeylerden hâli bulunmuş (baldan ırmaklar vardır.) cennette bulunanlar, onlardan bol bol istifâde ederler (ve onlar için) cennet ehline mahsus (orada her türlü meyvelerden vardır) onlar, tatları, kokulan, şekilleri muhtelif; mütenevvî şeylerdir. Bu yemişlerden ehl-i Cennet, yiyip mütelezziz olacaklardır, (ve) Bahusus onlar için en büyük bir âtıfet-i ilâhîye olmak üzere (Rab’lerinden yarlıganma da vardır) Haalık-ı Kerîm Hazretleri onlardan razı olacaktır, onların dünyadalarken yapmış oldukları kusurları af ve setr buyuracaktır, onların haklarında öyle pek büyük ihsân-ı ilâhî de tecellî edecektir. Artık düşünmeli!. Böyle zâtlar, bu kadar, ebedî nimetlere, teveccühlere nail olacak olan ehl-i îman (âteşte ebediyyen kalan ve pek kaynar sudan içirilip bağırsaklan parçalanan) kâfir (kimseler gibi midir?.) elbette ki, değildirler. Mü’miri olanlar, ebedî selâmet ve saadete ve nice nimetlere kavuşacaklardır. Kâfir olanlar da ebedî âzablar içinde kalarak tasavvurların fevkinde ızdıraplara mâruz kalacaklardır. Artık bunlar birbirlerine müsâvî görülebilirler mî?. § Asin; Dura dura tadı bozulmuş olan şey demektir. «Hamim» sıcak su, sıcak günde yağan yağmur ve ter manasınadır. «Emfa» da barsaklar demektir (Tefsir, Ö. Nasuhi Bilmen, c. 7 sh: 3392)


cennet şarabı, cennette şarap var mı, cennette şarap

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();