Bir çocuğun anne ve babasına karşı sorumlulukları ve görevleri
Ksoru
Bir çocuğun anne ve babasına sorumluluklarını ve görevlerini maddeler halinde paylaşabilir misiniz ?
Cevap: Bir çocuğun anne ve babasına karşı sorumlulukları ve görevleri
Darusselam
Anne ve babanın sözlerini dinlemek.
Onların emir ve isteklerini hemen yerine getirmek.
Onlar geldiğinde saygı bağlamında ayağa kalkmak.
Onlarla konuşurken, sohbet ederken ses tonuna dikkat edip onların sesinden yüksek bir ses tonuyla konuşmamak.
Onlara hitap ederken sevgiyle ve saygıyla hitap etmek.
Herhangi bir girişimde onların fikir ve düşüncelerine başvurmak, onların gönüllerini kazanmak.
Onların yüzlerine karşı yüzünü ekşitmeyip, güler yüzlü ve tatlı sözle davranıp gönüllerini almak.
Onların hayır dualarını almak
Cevap: Bir çocuğun anne ve babasına karşı sorumlulukları ve görevleri
Kayıtsız Üye
ÇOCUKLARIN ANNE BABALARINA KARSI GÖREV SORUMLULUKLARI
Kur’an çerçevesinde çocukların ana ve babalarına karşı sorumlulukları
1. Sorumluluğun Tanımı: Sorumluluk (responsibility) ya da eski dildeki deyimiyle mesuliyet, kişinin yaşına ve durumuna uygun olarak yapması ya da yapmaması gerekenleri bilmesi ve bunların gereğini yerine getirmesidir. Sorun çocuğun sorumluluğu olunca eğitim penceresinden bakarak sorumluluğu kısaca erken çocukluk dönemlerinden başlayarak çocuğun yaşına, cinsiyetine ve gelişim düzeyine uygun olarak görevlerini yerine getirmesi bilinci şeklinde tanımlayabiliriz. Bir başka şekilde ise, çocuğun doğduğu andan itibaren başlayan, çocuğun ilk izlenimleri ile gelişen, kişinin kendini başkalarıyla paylaşması ve kendinden bazı ödünler vermesi şeklinde tanımlanabilir. Kur’an-ı Kerim’de sorumluluk anlamını karşılayan mesuliyet genelde kişiyi sorgu ile karşı karşıya bırakacak olan ödev ve görevler ile kişinin bu görevler karşısındaki durumu anlamında kullanılmıştır.
2. Çocukların Anne-Babalarına Karşı Görev ve Sorumlulukları: Kur’an’da çocukların anne ve babalarına karşı olan sorumlulukları çeşitli ayetlerde dile getirilmiştir. Biz bunları küçükbaşlıklar şeklinde vereceğiz.
A) Çocuklar anne ve babalarına karşı iyi davranmalı ve itaat etmelidirler: "Biz insana ana babasına iyilik yapmasını da tavsiye ettik." (Lokman, 31/14). Allah’ın tavsiyesi bir emir niteliği taşır. Böylece Allah anne-babaya iyilik yapmayı emretmiştir. Çünkü bir çocuğun yetişip büyümesinde en büyük fedakârlığı, onlar gösterir. Abdullah b. Mes’ud diyor ki: "Peygamber (s.a.s.) Efendimize: Allah’ın katında en sevgili amel hangisidir? diye sordum, Peygamber (s.a.s.): Vaktinde eda olunan namazlar, buyurdu. Namazdan sonra hangisi daha sevgilidir? dedim. Ana-babaya iyilik etmektir, buyurdu. Sonra hangisidir? dedim. Allah yolunda cihaddır, buyurdu. (Riyâzu’s-Sâlihîn, I, 347). Bu hadisi şerifte anne-babaya iyilik etmenin Allah uğrunda gösterilen cehd-ü gayretten daha önemli olduğu vurgulanmıştır. Anne-babanın çocuklar üzerinde hakları büyük olduğu için çocukların anne-babalarına karşı görev ve sorumlulukları çok fazladır. Yüce Allah, kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bu görev ve sorumlulukları çeşitli ayetlerde bize bildirmiş her konuda olduğu gibi bu konuda da Kur’an’ın bize hidayet kaynağı ve rehber olmasını sağlamıştır. Çocuk için anne-babanın rızası çok önemlidir. Peygamberimiz de (s.a.s.): "Allah’ın rızası, babanın rızasında, gazabı da gazabındadır" (Buhârî, el-Edebü’l-Müfred, 1; Tirmizî, Birr, 3) buyurmuştur. Peygamber Efendimiz yine: "Allah size, annelerinize itaatsizliği… Haram kıldı." (Buhârî, Edeb, 4) buyurmuştur. Buna göre ve aşağıda birçok ayette belirtildiği üzere anne-babaya itaat farzdır. Allah’a şirkten sonra en büyük günah ise ana-babaya itaatsizliktir. Ana-baba İslâmî emirleri yerine getirmede ve yasaklardan kaçınmada titizlik göstermiyorlarsa ve hatta kâfir iseler bu onların ana-baba olmalarından doğan haklarını ortadan kaldırmaz.
B) Çocuklar anne ve babalarına karşı saygı ve şefkat göstermeli, onlara öf bile dememeli, istediklerini yerine getirmeli, onları memnun etmelidir: "Rabbin şöyle hükmetti: Ancak O’na ibadet edin, ana-babaya ihsan ve iyilik yapın. Birisi yahut ikisi de yanında ihtiyarlarsa sakın onlara "öff" bile deme, onlara darılma ve yüzlerine bağırma, ikisine de ikram et ve tatlı söz söyle. İkisine de merhamet besleyerek tevazu göster ve de ki: Rabbim ikisine de merhamet et, onlar beni küçük iken nasıl terbiye etmişlerse sen de her ikisine öylece merhamet et. Rabbiniz gönlünüzdekini daha iyi bilir. Ana-baba haklarında iyilik ederseniz Allah size mağfiret eder. Çünkü o, günaha tövbe edenleri muhakkak affedicidir" (İsrâ, 17/23-25). Bu ayetlerde Allah Teâlâ, çocuklara anne baya karşı iyilik yapmaktan başka saygı merhamet ve şefkat göstermeyi de emretmiştir. Sakın onlara "öff" bile deme ifadesiyle onları üzecek en ufak söze bile razı olmadığını beyan etmiştir. Ayetin sonunda merhamet dilemenin tavsiye buyrulması anne-babaya dua etmenin gerekli olduğunun bir göstergesidir.
C) Çocuklar anne-babalarına dua etmeli, haklarında kötü konuşmamalı, onlara sövmemelidir: "Ey Rabbimiz kıyamet günü, beni, anne-babamı ve bütün müminleri mağfiret eyle." (İbrahim, 14/41) Bu ayette Allah (cc) İbrahim (as)’ın dilinden anne-babaya karşı yapılacak duayı öğretmiştir. Çocuklar anne-babalarına bu şekilde dua etmelidirler. "Rabbim, beni, annemi, babamı, mü’min olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlere yıkımdan başkasını artırma." (Nuh, 69/28). Nuh (as)’ın bu duası da anne babaya duada yer vermenin önemli olduğunu ifade etmektedir. Allah Resulü (sav) buyurmuştur ki: "Bir kimsenin ana-babasına sövmesi büyük günahlardandır". Ashab-ı Kirâm: "Bir kimse ebeveynine nasıl söver?" deyince, Efendimiz (sav): "Biri başkasına kötü bir söz söyler, o da tutar bunun ebeveynine söver" diye cevap verdi. (Buhârî, Edeb, 4).
D) Çocuklar anne-babalarının vasiyetlerini yerine getirmeli, dostlarına ikramda bulunmalıdırlar: Bir sahabî; "Ölümlerinden sonra da ebeveynim için yapmam gereken bir iyilik var mı?" diye sorunca Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu: "Evet dört haslet vardır: Onlara hayır duada bulunmak ve Allah’tan, bağışlanmalarını dilemek. Varsa vasiyetlerini yerine getirmek. Dostlarıyla ilişkiyi devam ettirip ikramda bulunmak. Akrabalarıyla ilişkiyi devam ettirmek ki, senin bütün akrabaların ancak onlar vasıtasıyla var olmuştur. (Buhârî, el-Edebü’l-Müfred, 19). Bu hadisi şerif çocuklara anne-babalarının vefatlarından sonra bile sorumluluklarının devam ettiğini bildirerek bu husustaki görevlerini ifade etmektedir. Hz. Peygamber, "kime iyilik edeyim" diye soran bir sahabîye şu karşılığı vermiştir: "Annene, sonra annene sonra yine annene, sonra babana, sonra en yakın olanlara" (Buhârî, Edeb, 2; Müslim, Birr, 1, 2; Ebû Dâvud, Edeb, 120). Yine Peygamber Efendimiz "Anne Cennet kapılarının ortasındadır" (İbn Hanbel, V, 198); "Cennet annelerin ayakları altındadır" (Nesâî, Cihad, 6) buyurmuştur. Tüm bu hadislerde anne babaya ve sonra yakınlara, onların dostlarına iyilik ve ikramda bulunmanın önemine dikkatler çekilmiştir. Ayrıca vefatlarından sonra da anne-babayı rahmetle anmak, onlar için hayır dua etmek, hayır yapmak, vasiyetlerini yerine getirmek gerekir.
E) Baliğ olan çocuklar ana-babalarının odalarına her zaman izin alarak girmeli, Baliğ olmayan küçükler ise Sabah namazından önce, yani yataktan kalkıp giyinileceği zaman; öğle uykusu sırasında yatsı namazından sonra yatılacağı zaman ana-babalarının veya başkalarının odalarına izin ile girmelidirler: Çünkü bu vakitler karı-koca arasında mahrem vakitlerdir. allah-u Teâlâ, bütün müminlere bunu çocuklarına öğretmelerini emretmiştir (Bkz. Nûr, 24/58). İzin alma meselesi çok önemli olan, ancak günümüzde çocukların pek riayet etmedikleri meselelerdendir. Çocuklar ana-babalarına karşı daima saygılı olmalı, onlara karşı tatlı dilli, güler yüzlü davranmalıdırlar: Ana-babanın bütün söylediklerini, Allah’a itaatsizlik söz konusu olmadıkça, dinlemek ve kabul etmek gerekir. Her işte onların rızasını almaya çalışmalıdır. Onların hizmetlerini kendi hizmetinden önce görmelidir. Biz insana, anne ve babasına (karşı) güzelliği (ilke edinmesini) tavsiye ettik… (Ankebut, 29/8) Biz insana, ‘anne ve babasına’ iyilikle davranmasını tavsiye ettik… (Ahkaf, 46/15). Değişik ayetlerde Allah’ın bu şekilde güzel davranmayı emir ve tavsiye buyurmasındaki hikmet, anne-babanın saygı ve güzel davranmaya en layık kimseler olmasıdır. Bir gün Peygamberimiz (s.a.s.) ashabına; "Size, büyük günahların en büyüğünü bildireyim mi?" diye üç defa sordu. Üç defasında da "evet bildir, Ey Allah’ın Resulü" diyen-ashab-ı kirâma bunların sırasıyla; "Allah’a ortak koşmak, ana-babaya karşı gelmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan söylemek" olduğunu belirtti. (Buhârî, Edeb, 6). Dolayısıyla onlara, Allah’a isyan teşkil etmeyen hususlarda itaat etmek ve her zaman iyi davranmak gerekir. Yine denilmiştir ki; baban ayyaş biri olsa yürüyemediği için senden onu meyhaneye içki içmeye götürmeni emretse, Allah’a isyan olduğu için onu götürmezsin. Ancak kendi gitmişte sarhoşluktan ya da başka bir sebepten dolayı eve gelemiyorsa onu oradan getirmek zorundasın. Çünkü bunda Allah’a isyan yoktur. Aksine babanın rızasından dolayı yarı yarıya Allah’ın rızası vardır. Çünkü anne-babanın rızası Allah’ın rızasının yarısıdır.
G) Çocuklar iman eden kimseler iken anne-babaları inkar yolunu benimsemiş kimseler ise, yine güzel sözle ve gönül alıcı bir üslupla onları doğru yola davet etmelidirler: Hz. İbrahim’in bu konuda babasıyla yaptığı konuşmalar bize böyle bir durumda kullanılacak üslup ve gösterilecek tavır konusunda yol göstermektedir. Hz. İbrahim, putlara tapan babasını şu sözlerle hak dine davet etmişti: Kitap’ta İbrahim’i de zikret. Gerçekten o, doğruyu-söyleyen bir Peygamberdi. Hani babasına demişti: "Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?"Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım." "Babacığım, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, Rahman (olan Allah)a başkaldırandır." "Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun." (Meryem, 18/41-45). Ancak Hz. İbrahim’in babası gibi, kimi zaman böylesine güzel bir üslup ve saygılı bir tavırla yapılan çağrıya icabet etmeyen kimseler de olabilir. Çocuk buna rağmen Allah’ın bu yöndeki emri dolayısıyla, yaşlı ve bakıma muhtaç olan anne ve babasına karşı olan hürmetkâr ve merhametli tavrını bozamaz. Ancak sapkın bir inanç içerisinde yaşadıkları için de din konusunda getirdikleri fikirlere itibar etmez ve bu konuda onlara itaat etmez. Çünkü çocuk için din konusunda tek yol gösterici Allah’ın emirleridir. Allah mümin çocuğun böyle bir durumda göstermesi gereken tavrı da şöyle açıklamıştır: Bununla birlikte, onların ikisi (annen ve baban) hakkında bir bilgin olmayan şeyi bana şirk koşman için, sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda onlara itaat etme ve dünya (hayatın)da onlara iyilikle (ma’ruf üzere) sahip çık (onlarla geçin) ve bana ‘gönülden-katıksız olarak yönelenin’ yoluna tabi ol. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır, böylece ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim. (Lokman, 31/15).
H) Çocuklar, anne ve babalarının manevi açıdan olduğu kadar maddi açıdan da herhangi bir eksiklik hissetmemeleri ve sıkıntı çekmemeleri için ellerindeki imkânları seferber etmelidirler: Allah, "Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: "Hayır olarak infak edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışadır. Hayır olarak her ne yaparsanız, Allah onu şüphesiz bilir." (Bakara, 2/215) ayetiyle, çocukların hayır olarak infak edecekleri mallarında anne ve babanın da hakkı olduğunu bildirmiştir. İman sahibi çocuklar, Allah’ın bu ayeti gereği, ihtiyaç içerisinde oldukları takdirde, anne babalarının bu yöndeki ihtiyaçlarını da en güzel şekilde gidermeye ve onları bu yönde de güvence altına almaya çalışmalıdırlar. Hz. Yusuf’un anne babasına karşı göstermiş olduğu güzel ahlak, bu konuda tüm insanlar için güzel bir örnek oluşturmaktadır. Hz. Yusuf, Mısır hazinelerinin başına geçmesinin ardından anne ve babasını en güzel şekilde ağırlamış, saygısını ve hürmetini ifade etmek amacıyla onları tahta çıkarıp oturtmuştur. Allah Kuran’da Yusuf Peygamberin bu tavrını şöyle bildirmektedir: Böylece onlar (gelip) Yusuf’un yanına girdikleri zaman, anne ve babasını bağrına bastı ve dedi ki: "Allah’ın dilemesiyle Mısır’a güvenlik içinde giriniz." Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye kapandılar. Dedi ki: "Ey Babam, bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı. Bana iyilik etti, çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra, (O,) çölden sizi getirdi. Şüphesiz benim Rabbim, dilediğini pek ince düzenleyip tedbir edendi. Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi O’dur." (Yusuf, 12/99100).
I) Çocuklar ana-babalarına Allah’a isyan ve küfür veya şirk sayılan şeylerde itaat etmemelidirler: Yukarıda ilk maddede anne-babaya itaatin önemi vurgulanmıştı. Ancak Cenâb-ı Allah şöyle buyurur: "Biz insana, ana-babasına iyilik yapmasını tavsiye ettik. Bununla beraber, hakkında bilgi sahibi olmadığın (ilah tanımadığın) bir şeyi bana ortak koşman için sana emrederlerse, artık onlara bu hususta itaat etme." (Ankebût, 29/8). Bu ayet ashabtan Sa’d b. Ebi Vakkâs hakkında nazil olmuştur. Hz. Sa’d olayı şöyle anlatmaktadır: "Ben anneme hürmet ve itaat eden bir çocuktum, müslüman olunca annem bana: -Sa’d! bu yaptığın nedir? Ya sen bu yeni dinini bırakırsın, yahut da ben yemem içmem ve sonunda ölürüm. Sen de benim yüzümden; "anasının katili!" diye ayıplanırsın, dedi. Ben; "Anneciğim böyle yapma. İyi bil ki, ben bu dini bırakmam!" dedim. Ve iki gün iki gece bekledim. Kadın ne yedi, ne içti. Bunun üzerine: "-VAllahi anne, iyi bil ki, senin yüz canın olsa da bunlar birer birer çıksa, ben bu dinimi yine bırakmam. Artık ister ye, ister yeme" dedim. Bu azmimi görünce annem bu direnmesinden vazgeçti. Bunun üzerine yukarıdaki ayet-i kerîme nazil oldu. (Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, XII, 121 ). Bu ayette çok önemli olan itaat konusunda bir istisna getirilmiştir. Ana-babaların istek ve arzularını yerine getirmek, onlara karşı çıkmamak Allah’ın emridir. Ancak, ana-baba çocuğundan Allah’a karşı gelmesini, O’nu inkâr etmesini, farz kıldığı bir şeyi yapmamasını ister ve haram kıldığı şeyleri yapmasını emrederse; onların bu istekleri yerine getirilmez. Çünkü Allah’a isyan olan hususta, ana-baba da olsa, insanlara itaat edilmez.
J) Çocuklar anne-babalarının maddi ihtiyaçlarını gidermelidirler: Yaşlanıp kendi ihtiyaçlarını temin edemez hâle gelince ana-babaların bütün ihtiyaçlarını temin etmek çocukların görevidir. Bu görev sadece ahlâkî olmayıp, hukûken de vardır. Bu görevini yerine getirmeyen kimse buna zorlanır. Allah bu görevi evlâtlara yüklemektedir: "Ey Peygamber! Sana ne sarf edeceklerini soruyorlar. De ki, sarf edeceğiniz mal ana-baba, akrabalar, yetimler, düşkünler ve yolcular içindir. Yaptığınız her iyiliği Allah bilir." (Bakara, 2/215). Ashab-ı Kirâm’dan Ebu’d-Derdâ; Hz. Peygamber’in (sav) kendisine dokuz önemli şey tavsiye ettiğini, bunlardan birinin de; ana-baba da dâhil olmak üzere aile fertlerinin ihtiyaçlarını karşılamak olduğunu belirtir. (Buhârî, el-Edebü’l-Müfred, 9) Yine Peygamberimiz, cihada katılmak isteyen bir sahabîyi, ihtiyaçlarından dolayı, ana-babasının yanına göndermiştir (Buhârî, el-Edebu’l-Müfred, 9).
Sonuç: Anne-babanın çocuklar üzerinde hakları büyük olduğu için çocukların anne-babalarına karşı görev ve sorumlulukları çok fazladır. Yüce Allah, kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bu görev ve sorumlulukları çeşitli ayetlerde bize bildirmiş her konuda olduğu gibi bu konuda da Kur’an’ın bize hidayet kaynağı ve rehber olmasını sağlamıştır. Çocuk için anne-babanın rızası çok önemlidir. Peygamberimiz de (s.a.s.): "Allah’ın rızası, babanın rızasında, gazabı da gazabındadır" (Buhârî, el-Edebü’l-Müfred, 1; Tirmizî, Birr, 3) buyurmuştur.
Kaynak:Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni
Cevap: Bir çocuğun anne ve babasına karşı sorumlulukları ve görevleri
Kayıtsız Üye
Anne babasına saygıda kusur etmemeli
Kayıtsız Üye
Anne ve babanın sözünü dinleyelim
Kayıtsız Üye
bağırmamak
büyükler konuşurken aralarına girmemek
terbiyeli davranma
Kayıtsız Üye
ben bu siteyi çok beğendim cevapları yazıları çok güzel
m.umunc
Evladim beni arayip sormuyor telefonuma cevap vermiyor ve bana kotu davraniyo beddu etsem tutarmi
mum
anne ve babaya karşı sorumluluklarımız ile ilgili bilgiler
< bana kotu davraniyo beddu etsem tutarmi >
Beddua etsen hemen tutar ama sen yine de beddua edip helak etme onları
Kayıtsız Üye
Siteyi çok beğendim başarılar
Kayıtsız Üye
Çok teşekkürler.Bu konu ile ilgili bir dersim vardı
Kayıtsız Üye
Anne babamıza dünyalık işler de ithal ediyoruz. Aileniz ile ilgili hususlarda bizi Başka dinle inandırmaya çalıştırırlarSa ya da inancımıza engel olurlarsa onlara itaat etmeyeceğiz. Anne baba yaşlandığı zaman çocuklar anne babalarına sahip çıkacak. Çocuklar yaşlandıkları zaman çocukken anne ve babaları nasıl sahip çıktıysa çocuklarda anne ve babalarına öyle sahip çıkması lazım……
Kayıtsız Üye
tumasi için sana çok kötü davranması gerekir ama öyle deyilse senin başına gelir o betdua
Kayıtsız Üye
Selamın aleyküm, cümleten hayırlı cumalar. Konuyla alakalı kafama takılanlar var yardım edermisiniz Allah rızası için.
Babam bana din konusunda tek kelam öğretmedi kendisinde namaz niyaz yok zaten, alkolü var at yarışı sayısal loto benzeri kumar alışkanlıkları da var Allah hidayet versin. Benden para isterse vermeme hakkım var mı ? Verirsem çünkü içkiye mi gider kumara mı gider muamma. Onun için kredi çekip faize bulaştım zamanında ödüyorum parayı. Yine de babadır tamam da dengesiz huyları var mesela rahatsız ediyor ev içerisinde, huzur yok yine de seviyorum mümkün mertebe kırmamaya çalışıyorum ama bazen sabrı zorluyor. Mesela küfürün bini bir para, küfür üstüne küfür işitiyorum, oda da açtığım ışığa kadar karışıp bağırıyor, bende yeter git işine diye bağırıyorum en sonunda kayış koptu derler ya hani buda yanlış sanırım ama ne yapmam gerekiyor. Mümkün mertebe sabır göstermeye çalışıyorum lakin stres yükü büyük.
Hoca
Bankadan kredi çekmeniz büyük hata Allah affetsin Babanız para istediğinde vermek zorundasınız şayet içki için harcayacağını söylerse o zaman vermeye bilirsiniz
Kayıtsız Üye
Çok güzel olmus Teşekkürler proje odevime cook yardımcı oldu….
Kayıtsız Üye
Beddua etmemeliyiz…
sonuçta ailemiz bizim içimiz onunla bunu paylaşmalısınız….
Kayıtsız Üye
Hocam hayırlı günler bir sorum olacaktı benim babamla sorunlarım var ve artık aynı evde kalmak istemiyorum ne yapmam gerekiyor hocam babam bundan beş yıl önce falan iddia oynamıştı bir miktar da kazandı ama ben hiç istemedim istemediğim halde o parayı aldı ama ben o paradan bize bir lokma dahi yedirmeyeceksin diye zorladım annem de bu zorlamadan dolayı ona bir miktar verdi gerisini bankaya yatırdı ki istediği zaman alamasın diye bana kalsa alıp yakardım o parayı ama bana bir şey yaparsa diye korktum o günden sonra da zaten huzurumuz pek olmadı ne desek kavga ediyor evden çıkıp gidiyordu anlayacağınız o günden sonra bizim pek huzurumuz kalmadı son bir senedir de babam işten çıktı o öyle evde durdukça bende takıntı başladı onun dokunduğu bir yere dokunamıyorum oturduğu bir yere oturamıyorum böyle olunca da canım sıkılıyor ağlıyorum dün yine ben ağlarken geldi annem de iki çocukla konuş falan dedi oda beni iyice kızdırdı sonra da çıkıp gitti bende eğer o bu eve gelirse ben giderim dedim gerçekten de artık aynı evde yaşamak istemiyorum bugün geldi ama ben gitmek isteyince annem onu gönderdi ayrı ev buluruz falan dedi hocam böyle bir şey yapsak günah olur mu ben günah işlemek istemiyorum ama böyle giderse de gittiğim psikolog psikiyatrist bile bana fayda etmeyecek ne yapmalıyım hocam annemle beraber babamdan ayrı yaşasak günah olur mu lütfen en kısa zamanda cevabınızı bekliyorum…
Kayıtsız Üye
Anne ve babanın hayır duasınıda almak lazım
Kayıtsız Üye
Babam la kardeşlerim ve ben küçükten beri pek mutlu bir günümüz olmadı.icti annemi dövdü ve o öldü.bizim düzen annem ölünce iyice bozuldu.içmeye kumara devam etti yarı aç yarı tok yaşadık hayatı.evlendi 20 yıl üstüne eşi dayanamadı onu bıraktı gitti.maasi var asker maaşı.fakat sürekli kredi çekmekten ona bisey kalmıyor.anneye de ödüyor.gencligimde elimden geleni yaptım.ogretmen oldum kardeşler okumadı hepsi evli fakat durumları iyi değil.ben sadece kız kardesime destek oluyorum.babamla çok samimi değilim.ama kız kardeşimle daha yakın.ben farklı bir memleketteyim.kiz kardesime parası olmadığını aç olduğunu söylemiş.kardesim gel beraber kalalım demiş onun gitme şansı yok bebekler var.bende gelsin bakarım dedim.fakat gelmiyor.yalvaririm söyleyin biz hayırsız kötü evlatmiyiz.
Kayıtsız Üye
2.maddenin sonuna soyle yazabilirdin (islamiyete uymayan bir seyse kibar dille uyarmaliyiz)
Kayıtsız Üye
bende çoook beğendim çünkü tam istediğim gibii
Kayıtsız Üye
merhaba güzel şeyler yazmışsın .ama insan hepsine o kadar dikkat etmiyor . ama bilmediğim şeylerde vardı . verdiğin bu bilgi için teşekkür ederim . hee bide kimse bu konuları araştırma yapmamış her halde . neyse verdiğin bilgiler için çok teşekkür ederim .
çoçuğun anne babaya karşı görevleri, çocuğun anne babaya karşı sorumlulukları, çocuğun anne ve babaya karşı görevleri