İslamda Müzik (mezheplere göre müzik)

İslamda Müzik (mezheplere göre müzik)

Hiss1
Selamun Aleykum.
Bu konuda biraz araştırma yaptım. Hanefi ve Maliki mezhepleri müzik konusuna çok sert yaklaşımlarda bulunmuşlar. Bilmem işte şeytan işidir, fasıkların işidir vs. Hatta bu konu hakkında aktarıla gelmiş hadisler var ancak o hadislerin güvenilirliği nedir ve anlatılmak istenen nedir? Bunu ölçüp biçmeden hakkında yorum yapmak ne derece doğrudur? "Müzik ruhun değil nefsin gıdasıdır." şeklinde bir söz okumuştum hatırlamıyorum kime ait olduğunu. İstediği kadar nefse hitap etsin. Tüm dünyada müzik varken ondan nasıl kaçılabilir inziva hayatı yaşayarak mı? Ayrıca nefsani isteklerin zorla bastırılması sonucu onların daha çok ve farklı şekillerde yüzeye çıktıkları da bir gerçek. İnsanın ruhuna (ya da nefsine, her neyse işte) hitap eden müziği zorla yasaklamak ne derece doğrudur? Bu konuda bir ayet var mıdır hadisten öte?


Cevap: İslamda Müzik (mezheplere göre müzik)

Şema
Dinimizin müzik dinleme konusundaki ölçüsü nedir? Bazı ilahi ve ezgiler var ki sanki bazen dünyevi bir müzikmiş gibi…

Musikî hususunda umumî ölçümüz şu ifadeler olmalıdır:

Şeriatça bazı savtlar (dinî bakımdan bazı sesler) helâl, bazıları haram kılınmıştır. Evet, ulvî hüzünleri, Rabbanî aşkları iras eden (hatırlatan) sesler helâldir. Yetimane hüzünleri, nefsanî şehevâtı tahrik eden sesler haramdır. Şeriatın tayin etmediği kısım ise senin ruhuna, vicdanına yaptığı tesire göre hüküm alır. (İşaratü’l-İ’câz, s. 78; Sözler, s. 382, 687-688)

Musikîde iki ses kullanılır: insan sesi ve âlet sesi. Bir eser icra edilirken ya tek başına insan sesi veya müzik âletleri kullanılır; çok kere de her ikisinden birden istifade edilir. Her üç halde de insanın hoşuna giden, onun zevk duyduğu ve tesirinde kaldığı ölçülü, belli bir makamda ses çıkarılır. Bu sesler mahiyetine, mevzuuna ve tesirine göre değerlendirilir. Ya insanın ruhuna tesir eder, onda ulvî, dinî, hamâsî hislerin canlanmasına sebep olur; ya da dinlediği bir musikî parçası, nefsine ve süflî hislere hitap ederek yüce hislerin körelmesine sebebiyet verir.

Yukarıdaki ifadelerde de açıkça görüldüğü gibi, meşru olan, dinlenilmesinde bir mahzur bulunmayan ses, insana ulvî hüzünleri, yani dünyanın fâniliğini, ölümün her an gelebileceğini, insanın bir gün gelip toprak olacağını, Allah korkusunu hatırlatmalı veya ilâhî aşkı, Allah sevgisini, dünya üzerinde Cenab-ı Hakk’ın güzel sanat eserlerindeki yüce isimlerinin ve sıfatlarının tecellîlerini hatıra getirmeli. Bu hisleri tahrik eden her türlü sesi dinlemek helâl ve caizdir. Fakat yetimane hüzünleri; insana ümitsizlik veren, sevdiği kimselerden ve nimetlerden ayrılmanın ıztırabını hatırlatan, insanı bedbinliğe, karamsarlığa iten; insanın şehevanî hislerine hitap eden, dinlediği zaman nefsin hoşuna giden sesler ise haramdır, dinlemek caiz değildir.

Bu iki sınıfa girmeyen birtakım sesler de vardır ki, insandan insana değişir. Meselâ aynı musikî parçasını dinleyen iki kişiden birisi nefsânî bir his duyarken, diğeri ondan daha ulvî bir mânâ çıkarmaktadır. Meselâ İncecikten bir kar yağar, tozar elif elif diye/Deli gönül abdal olmuş, gezer elif elif diye. parçasını bir musikî eşliğinde dinleyen iki kişiden birisi elif ten Allah’ı hatırlayıp, ilâhî aşkı düşünürken, öbürü zahirî mânâsına bakarak elif ten bir kadını hatırlar, mecâzî bir aşk düşünür.

Bir başka misâl: Yunus’un,

Aşkın aldı benden beni/ Bana Seni gerek Seni

Ben yanarım dünü gün/Bana Seni gerek Seni

Aşkın şarâbından içem/Mecnûn olup dağa düşem

Sensin dünü gün endîşem/Bana Seni gerek Seni

şiiri, bugün hem ilâhî olarak, hem de türkü olarak söylenmektedir. Şimdi biri burada geçen aşk tan ilâhî aşkı düşünürken, diğeri zâhirî mânâsına bakarak mecâzî bir aşkı hatırlar.

İmam Gazalî Hazretleri ise (İhyâ, II/279-81) musikîyi, haram, mekruh ve mubah olmak üzere üç ana başlık altında inceleyerek şöyle der:

Dünya arzusu ve şehvet hisleri ile dolup taşan kimseler için yalnızca bu duyguları tahrik eden sesler haramdır.

Vakitlerinin çoğunu buna veren, meşguliyeti âdet haline getiren kimse için mekruhtur.

Allah sevgisi ile dolup taşan, duyduğu güzel ses kendisinde yalnızca güzel sıfatları tahrik eden kimse için müstehaptır.

İmam Gazalî daha sonra, musikîyi haram kılan şeyin kendisi değil, sonradan ârız olan bazı sebepler olduğunu ifade eder, bunu da şöyle tasnif eder:

"Şarkı söyleyen kadın olur, dinleyen de kadın sesinin şehvetini tahrik edeceğinden korkarsa dinlemek haramdır. Burada haram hükmü müzikten değil, kadının sesinden gelmektedir."

"Şarkı ve türkünün güftesi bozuk, İslâm inancına ve ahlâkına aykırı ise, bunu müzikli veya müziksiz söylemek ve dinlemek haramdır."

Gençliği icabı şehevî duyguların mahkûmu olan bir kimse aşırı derecede müziğe düşer, vaktinin çoğunu bu yolda geçirirse sefih olur.

İlave bilgi için tıklayınız:

Çalgı aletleri kullanmak ve şarkı söylemek caiz mi?..
Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet


Cevap: İslamda Müzik (mezheplere göre müzik)

Hiss1
Allah razı olsun.

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();