İslamın meshepleri
goldenman1
Selamun aleyküm mumsema.Ya islam mesheplere ayrılıyormuş Sunni Şi Alevi falan diye peki aralarındaki farklar nelerdir?Bizim sunni olduğumuzu duydum öyleyse aleviler/şiler kafir midir?Onlara ne olacak?Cennete girecekler mi?
Soru soru soru soru soru soru ve soru,biliyorum biraz fazla soru sordum ama n’apıyım önemsiz bir konu da değilki.
Saygılar
Cevap: İslamın meshepleri
umutlucan
sunni mezhebi 4 e ayrılır
hanifi şafi maliki ve hanbeli
bu mezhep kurucuları islam alimleridir
mezhep din değildir
dini yorumlamadır
bu 4 mezhepte hak mezhebidir
Cevap: İslamın meshepleri
Necef_
< aleviler/şiler kafir midir?Onlara ne olacak?Cennete girecekler mi? >
Eğer dinden imandan çıkarcak inanç yoksa onlarda elbet girecek ama geç girecekler
Cevap: İslamın meshepleri
Hoca
İtikadî Mezhebler Kaça Ayrılır?
İtikad hususunda başlıca iki mezheb vardır:
1. Ehl-i Sünnet mezhebi, 2. Ehl-i Bid’a mezhebi.
Ehl-i Sünnet Mezhebi:
Hz. Peygamberin yolundan gidenler, o yoldan hiç sapmayanlar demektir.
Ehl-i Sünnetin dayanağı Kitab ve Sünnettir. Kitab ve Sünnette ne buyurulmuşsa, Ehl-i Sünnet öyle inanır, öyle hareket ederler.
Ehl-i Sünnet de, Matüridiyye ve Eş’ariyye olmak üzere ikiye ayrılır.
Mâtüridiyye Mezhebi:
Kurucusu Ebu Mansur Muhammed Hazretleri’dir. Semerkand köylerinden Mâtürid’de doğmuştur. H. 333’te vefat etmiştir.
Bütün Hanefîler, genellikle Türkler, Mâtüridî mezhebindedirler.
Eş’ariyye Mezhebi:
Kurucusu Ebu’l-Hasan Eş’arî Hazretleridir. Asıl adı Ali’dir. H. 200 tarihinde Basra’da doğmuş, 324’de Bağdat’da vefat etmiştir.
Mâlikîler ve Şâfiîler, itikadda Eş’arî mezhebini benimsemişlerdir. Hanbelîler, fıkıh gibi îtikadda da İmam Ahmed bin Hanbel’e bağlıdırlar. Ayrı bir îtikadî mezhebleri yoktur.
Eş’arî ile Mâtüridî mezhebleri arasında, bâzı küçük görüş ayrılıkları dışında, büyük bir farklılık yoktur. İkisinin de temel görüşleri aynıdır ve Sünnete uygundur.
Ehl-i Bid’a:
Hazret-i Peygamberin getirdiği hükümleri ve Kur’an’ın emirlerini kendi arzularına göre yorumlayan, az veya çok Sünnet yolundan sapan, bid’ata giren kimselerdir.
Bid’at, Hz. Peygamber ve Sahâbe devrinde bulunmadığı halde, sonradan ortaya atılan ve dînin esaslarına zıd düşen, her türlü söz, düşünce ve işe denir.
Ehl-i bid’ayı Peygamberimiz şiddetle kınamışlardır:
"Sözlerin en hayırlısı Allah’ın Kitabı; yolların en hayırlısı da Muhammed’in (sav) yoludur. İşlerin en kötüsü sonradan çıkarılanlardır. Ve her sonradan uydurulan şey (bid’at) de delâlettir, sapıklıktır."
İnançla ilgili olan bid’atlar, îtikadî bid’atlardır. Bunlar, îtikadî hususlarda Hz. Peygamberden sağlam bir şekilde nakledilen esaslara zıd düşen inançlardır.
Mu’tezile, Cebriye gibi bâzı fırkaların inançları, bu kısma girer.
İş ve amelle ilgili bid’atlere ise, amelî bid’at denir. Bazı şiîlerin, çıplak ayağa meshetmeleri gibi… Sünnet olan mesh ise, mestler üzerine meshetmektir.
Dînin îtikadî ve amelî esaslarını doğrudan doğruya ilgilendirmeyen veya bu esaslara bir zıdlık ve aykırılık taşımayan yenilikler, sonradan ortaya çıkma şeyler, bid’attan sayılmazlar.
İtikadî bir mezheb olarak ehl-i bid’a ayrıca kendi arasında birçok kollara ayrılır ki, başlıcaları şunlardır:
1. Cebriye,
2. Mu’tezile,
3. Mürcie,
4. Haricîlik,
5. Şîa,
Ehl-i bid’anın bu temel mezheblerinin her biri de, kendi arasında pek çok fırkalara, gruplara ayrılırlar.