İmanımızı nasıl kuvvetlendiririz
umutlucan
imanımızı tam anlamıyla nasıl kuvvetli hale getirebiliriz?
Cevap: Imanımızı nasıl kuvvetlendiririz
yüzbin
ilim öğrenip amel ederek tabiki
ve işin başı da ihlastır.
amel imanın azığıdır.
Cevap: Imanımızı nasıl kuvvetlendiririz
sessizlik2500
Hangi iş ve mesele olursa olsun, inanarak ona kilitlenin.
İntisap sırrıyla ulvî, yüce, mukaddes hakikatlere mensubiyetinizi tescilleyin.
Şiddetli arzu, istek, azim, sebat, sabır olmalı; ümitsizliğe yer vermemeli.
Muvazene/denge, düzen (koca gemiyi evirip-çevirmek, koca yükleri kaldıraç intizamıyla kadırmak gibi)1 sırrı gibi unsurlar da bu formüle ilâve edilse; enerji/güç/kuvvet katlanacaktır.
İman; fizik kanunların, metafiziğe uygulanmasıdır bir anlamda. Böylece istinat noktası ve iman şuûru nispetinde icraatlarla dünyaları yerinden oynatmak işten değildir.
Kâinat kitabını okuyabiliriz. Atomdan galaksilere, tabiat kanunlarından unsurlara, canlılardan cansızlara kadar her şey imanımızı güçlendiren bir delildir.
Sonsuz güce rabt-ı kalb edin, Onu daima yanınızda hissedin. Unutmayın, kalbî-rûhî bağlantıyı kurduğunuz oranda iman gücünüz yükselecektir.
Tohum ile çekirdeğin istidadına (özüne) hayatının programı yazıldığı gibi; rûhumuza da imân istidadı yerleştirilmiş ve inkişâf ettirip geliştirmek hür irademize bırakılmıştır.
Zekâ, feraset, anlayış (şuurluluk hâli) ve düşünce ufkumuzu yükseltip genişlettiğimiz gibi; kalb, vicdan ve sâir duygularımızın kapasitesini de geliştirebiliriz. Bu, tıpkı, bilgisayarımızın hardiskini, ram’ini, cpu’sunu yükseltmeye benzer.
İmanı kuvvetlendirip derecesini yükseltmenin vasıtaları bilgi-ilim, tefekkür, gözlem, araştırma, mânevi antreman, tekrar ve ispattır.
Bedenimizi rûhun, maddeyi mânânın emrine verdiğimiz; duygularımızı bir noktaya toplayabildiğimizde; dikkat, vecd, motivasyon, ihlâs, samimiyet enerjimizi artırabiliriz.
İman mahalli kalb olduğuna göre; kalbî meselelere ağırlık vermeliyiz.
Duygularımızın, maddî kalbin çalışmasında bile etkili olduğunu unutmayalım: Kalb motorunu hızlandırıp yavaşlatan sistem, genel sinir sistemine bağlı olarak çalışan otonom sinir sistemidir.
Sempatik ve vagus sistem olarak iki ayrı tarzda faaliyet gösteren otonom sinir sistemi, otomatik olarak çalışmaktadır.
Sempatik sistem heyecan, korku ve öfke gibi anormal hissî durumlarda kalb vuruşlarını arttırır.
Buna mukabil keder ve depresyon gibi hallerde vagus sistemi harekete geçer ve kalb vuruşlarını yavaşlatır.2
Şu halde, devamlı pozitif davranışlar sergilemeliyiz.
Cevap: Imanımızı nasıl kuvvetlendiririz
mum
İman, amel ile beslenir ve kuvvetlenir.
Sahih bir iman ve düzenli salih amel olmadan iman kuvvet bulmaz.
Günahkarlık
Selamun aleyküm arkadaşlar. Deccal ortaya çıktığı zaman Müslümanları da kandırabilir mi. Çok korkuyorum Müslümanlara dokunmaz dimi. Bu konuda nasıl dua edilmeli. İmanımızı nasıl kuvvetlendiririz
vel Fecr
imanınızı salih amel ile kuvvetlendirebilirsiniz.
şuurlu bir amel ile artar.
hüküm ALLAHIN
Deccal müslüman gayrimüslim veya putperes ateist vb. ayırd etmeksizin herkesi kendinin ilah olduğuna inandırmaya çalışacak alnındaki kafir yazısını gerçek manada hakkı ile dinini yaşayan her müslüman görecek.deccal ben tanrıyım dedikçe sağında ve solunda iki melek o yalancıdır diycek. İmanı kuvvetlendirmenin ilk unsuru haramlardan uzak durmak şüphelilerden uzak durmak. Hakkıyla kılınan namaz müslümanı tüm kötülüklerden korur…
Omer Faruk
Bu bilgilerinizin kaynağı nedir?
< Deccal müslüman gayrimüslim veya putperes ateist vb. ayırd etmeksizin herkesi kendinin ilah olduğuna inandırmaya çalışacak alnındaki kafir yazısını gerçek manada hakkı ile dinini yaşayan her müslüman görecek.deccal ben tanrıyım dedikçe sağında ve solunda iki melek o yalancıdır diycek. İmanı kuvvetlendirmenin ilk unsuru haramlardan uzak durmak şüphelilerden uzak durmak. Hakkıyla kılınan namaz müslümanı tüm kötülüklerden korur… >
hüküm ALLAHIN
Buhari, kitabül Fiten. Müslim, Meleklerden biri "Yalan söylüyorsun" der. Fakat bu sözü yanındaki melekten başkası duymaz. İkinci melek diğerine "Doğru söylüyorsun" der. İkinci meleğin sözünü ise insanlar işitir. Ve zannederler ki, deccalı tasdik etti. Bu da imtihan içindir. Sonra Medine’ye yürür. Giremeyince: "Bu O’nun (s.a.v)ülkesidir" der. Sonra Şam’a yürür. Orada "Akıbeti Efik" mevkiinde Allah onu helak eder. ( Ramuz el-ehadis ) deccalin bir çok özelliği olduğu halde ben sadece birkaçını yazdım yanlış olan nedir onu söyleseydin keşke bende yalnış biliyorum diye kendimi düzeltirdim.Bildiğin bir şey varsa onu yazssaydın daha mutlu olurdum direkt kaynak sorana kadar.
Omer Faruk
Bir konuda bilgi verirken DELİLİNİZİ sunmanız vebal altında kalmanızı engeller. Sormamın sebebi budur. İkincisi her hadis ve her hadis kitabı İslami açıdan delil teşkil etmez, sıhhatini de bunun için sordum. Hadis usulün’de hadisler rivayet edilirken rivayet zinciri ile beraber rivayet edilir ve bu rivayet şekli asıldır. Eğer bu hadisi İslam Hukukçusu kullanıyorsa o da nereden aldığını ve sıhhati konusunda deliller sunar. Eğer delil sunmuyorsa yorumuna veya ictihadına kimse güvenilmez.
Burayı okuyan kardeşlerimiz genellikle islamı bilmeyen insanlar. Hadis rivayetine ve İslam’ın delil usulüne uyarsak insanlar asıl kaynağa doğru ilme yönelirler. Asıl amacımız; insanların TAKLİTÇİ değil TAHKİKÇİ olmalarını sağlamaktır. TAHKİK ise ancak delil ile mümkündür.
Bugün müslümanların en büyük problemi sorgulamadan kabul etmeleridir. Oysa başta hadis üzerine olmak üzere bidayette TENKİT kurumları kurulmuş ve bunun üzerinden hadisler ayıklanmıştır.
Sorunun başlığına dönersek, İMANI ARTIRMANIN yolu TAHKİKİ imandan geçer. Tahkiki iman ise İLİMDEN geçer. İlim ise Delillere dayanır. Delile dayanmayan bilgi ZAN’dan ibarettir. Zan ise İMAN değildir.
Deccal konusunda AHAD hadis dışında hadis delili yoktur. Hadislerde geçen pek çok anlatı (alnında kafir yazması gibi) hakikatle uyuşmayan nitelikler taşır. Allah’ın Rasulü döneminde bile meşhur münafıklar bu şekilde fiziksel olarak damgalanmamıştır. Bu durum hem kişilerin özgür iradesine aykırıdır hem de doğuştan itibaren kafir olarak damgalanmasıdır ki bu Allah’ın imtihan hakikatine aykırıdır.
Bunun için buraya soru soran herkese mümkün olduğunca delil İSTEMEYİ öğretmemiz lazım. Bundan dolayı da rahatsız olmaya gerek yoktur.
Selametle kal kardeşim.
Kayıtsız Üye
buradaki bir yazıda çelişki ve mantıksızlıklar var.mesela;
iman şuuru diye bir tabir kullanılmış.oysa ki, islami şuur, islam düşüncesi,islam felsefesi demek caiz değildir diye buyruluyor. bu tabirlerden kaçınmalıyız.
"Sonsuz güce rabt-ı kalb edin," diyor bu ne demek insanın sonsuz gücü olamaz.sonsuz kudret sâhibi, ancak, allâhü te’âlâdır.
Haramlardan kaçan ve ibadetleri yapan kâmil iman sahibidir.
İbadetleri yapıp imanıma bir zarar gelir diye korkanın ve Günahlarım çoktur, ibadetlerim beni kurtarmaz diye düşünenin imanı kuvvetli demektir. (Bezzâziyye)