Zarar Vermemek -Aldatmak ve Zulmetmek-
NuN
Zarar Vermemek
Zarar ve zarar vermenin kapsamına giren herşey kardeşlik hukukunu korumak amacıyla İslam tarafından yasaklanmıştır. Zarar vermemek her zaman fayda sağlamanın önündedir. Yani biz öncelikle müslümana zarar vermemekle mükellefiz. Bir mesele hakkında nas olmasa bile, şayet onun içerisinde müslümanlara zarar veren bir yön varsa bu şeriat tarafından yasaklanmıştır. Buraya kadar saydıklarımızın dışında bazı ameller vardır ki, bunlar da müslümanlara zarar vermenin kapsamına girmektedir.
1.Aldatmak: Aldatmak, müslümanın müslümana zarar verdiği kapsamlardan bir tanesidir. Aldatmak, bir müslümanın başka bir müslüman ile olan ilişkisinde birçok yerde açığa çıkabilir. Bu yer ticaret olabilir, evlilik olabilir, bir öğrencinin hocasına karşı olan muamelesinde veya bir mücahidin komutanına karşı olan muamelesinde olabilir.
Şeriat aldatma meselesini o kadar kerih görmüştür ki Peygamber (as.) onun için çok ağır bir lafız kullanmıştır.
Rasulullah as. şöyle buyuruyor;
Bizi aldatan, bizden değildir.
Şeriatın bu fiile bu kadar ağır bir lafız kullanmasının sebebi;
Aldatan insanın, aldattığı insanın güvenini hiçe sayıyor olmasıdır. Yani aldatan insanın müslümanlar arasında olması gereken güveni yaraladığından dolayı şeriat bu fiil için bu kadar ağır bir lafız kullanmıştır.
Aldatmanın en zarar verici şekillerinden bir tanesi kişinin kendisini olmadığı makamda gösterip, müslümanları kendi hakkında aldatmasıdır. Yani 10 kilo taşıyabilecek birinin kendisini 100 kilo taşıyabilecek gibi göstermesidir. Bizler birbirimizi, birbirimizin sözleri ve amelleri ile tanıyoruz, birbirimizin iç dünyasına muttali olmamaız gibi bir şey söz konusu değildir. Müslümanın kendisini olduğu gibi göstermesi, müslüman için bir şereftir. Kendisini olmadığı makamda gösteren kişi, müslümanların kendisi üzerine yanlış proje yapmasını sağlar. Bu da müslümanın kendisi hakkında diğer müslümanları aldatmasıdır.
Zarar Vermemek 2
2.Zulmetmek: Başkalarına zulmetmekte zarar vermek kapsamına girmektedir. Aslında zararın genel ismi zulümdür. Zulmetmekte, aldatmak gibi müslümanın hayatında birçok yerde ortaya çıkabilir.
Misal: Bir müslüman size güvendi, size geldi siz de elinizdeki malı kandırarak ona sattınız, bunun hususi adı aldatmaktır ama umumi ismi zulümdür.
Misal: Kadın kocasının emrine itaat etmedi bunun özel ismi nüşuzdur (serkeşlik), genel ismi ise kadının kocasına zulmetmesidir.
Allah (cc.)’ın kibir gibi, riya gibi en nefret amellerden bir tanesi de zulümdür. Herkes eşit olduğu için kimsenin kimseye zulmetme gibi bir hakkı yoktur. Allah (cc.) zulümden o kadar nefret ediyor ki bir kudsi hadiste şöyle diyor;
Ey kullarım Ben zulmü kendi nefsime haram kıldım.
Bir insanın zalim olmasının sebebi, zulmü belli bir daireye sıkıştırmasındandır.
Misal: Bizim için zulüm milletin kafasına vurup ekmeğini almaktır veya sabah namazında kapıları kırıp sürükleyerek cezaevine almaktır vs. Oysa zulüm sırf bu değildir, bunlar sadece zulmün parçalarıdır. Zulüm kişinin hakkını kişiye vermemek ve birşeyi yerli yerine koymamaktır.
Her günah bir zulümdür. Lakin burada kul hakkı ile Allah (cc.) hakkı birbirinden ayrılır.
Allah (cc.) için yapılan zulümde pişman olur, bir daha yapmamak üzere azmeder ve o günahı terk edersen Allah (cc.) seni affeder ama kul hakkı böyle değildir. Kardeşine yapmış olduğun zulümde bunlara bir de dördüncü şart eklenir. O da kardeşinden helallik istemendir. Rasulullah (as.) diyor ki;
Kim kardeşinin namusuna veya başka birşeyine haksızlık etmişse dinar ve dirhemin fayda vermeyeceği gün gelmeden önce onunla helalleşsin. Helalleşmezse kıyamet günü salih ameli varsa haksızlığı kadar ondan alınır ve kardeşine verilir. Salih ameli yoksa haksızlık yaptığı kişinin kötülüklerinden alınır ve kendisine yüklenir. (Buhari)
ahlak zulüm
Cevap: Zarar Vermemek -Aldatmak ve Zulmetmek-
İZGEN
kimsenin kimseye zulmetmeye hakkı yoktur,Allah insanları eşit yaratmıştır ve birbirlerinden üstün olmaları ancak ibadetlerinin çokluğuyla belli olur zulüm eden ergeç cezasını çekecektir