Film ve Diziler hakkında yapılan yorumlar Gıybet midir?
Seda
Merhabalar!
Benim merek ettiğim bir durum var.. Hayali karakterler, dizilerdeki karakterler hakkında yapılan kötü konuşmalar gıybet midir? Onlar hakkındaki konumaları dinlemek gıybet midir?
Örnek vermek gerekirse; Şu dizideki şu karakter çok kötü gibi….
Tabi bir de diziler de karakterler birbirlerinin arkasından konuşuyor. Bu durumda da gıybet söz konusu mu?
Şİmdiden teşekkür ederim.
Hayırlı günler
Cevap: Film ve Diziler hakkında yapılan yorumlar Gıybet midir?
İnanc
SelamunAleykum Seda kardeşim..
Öncelikle o hayali karakterleri izlemek bile hata neden derseniz zaman kaybı .. Zaman israfı.. !
Bir dizi yaklaşık 1.50 – 2 .00 saat arası sürüyor bu zaman zarfında ahiretin için neler yapacağını hiç düşündünmü ? veya denedinmi ? ..
Sorunuza gelince :
Suizan/kötü tahmin ve kanaatler, günah mıdır; dile getirilmeyip sadece kalpte kalırsa yine günah olur mu? Suizan gıybetten farklı mıdır? Suizandan korunmak için ne yapmalıyız?
Değerli kardeşimiz;
Konuyla ilgili ayet meali şöyledir:
Bir Müslüman diğer Müslüman kardeşleri hakkında iyi niyet (hüsnüzan) beslemelidir. Zira bu dinimizin gereğidir. Ayrıca fitnenin def’i böyle bir tutumu gerekli kılmaktadır. Birbirimiz hakkında iyi düşünmeli ve birbirimize müminler olarak güvenmeliyiz.
Bir kişi hakkında iyi düşünmek ve ona güvenmek, onunla ilgili gerekli tedbirlerin alınmasına engel de teşkil etmemelidir. Bu, herkes için geçerli ve hatta gerekli bir kuraldır. İman sahibi oluşundan dolayı Müslüman kardeşimize güvendiğimiz ve hakkında kötü düşünmediğimiz gibi, nefis sahibi olduğumuzdan dolayı da hiç birimizin kötü bir davranış sergilemeyeceğimiz ihtimal dışı değildir. Bir insan hakkında hüsnüzanda bulunmakla birlikte, ona karşı tedbirli olmak birbirine zıt hususlar gibi görülmemelidir. Çünkü evham ve asılsız şüphelere yol açmamak için gerekli tedbire başvurmak daha uygundur. Zira bu tedbir, hem insanı suizandan korur, hem de bu yolla günaha girmesini önlemiş olur.
Bütün zanlar ve tahminler değil; ama kimi zanlar, gıybet hâlini almaktan kendini kurtaramaz. İmam Gazalî, bunu ‘kalp ile gıybet’ şeklinde tanımlamış; ‘bir kimsenin ayıbını insanın kendi kendine söylemesini’ bile reddetmiş; kalp ile gıybeti, ‘gözü ile kötü bir şeyi görmeden, kulağı ile duymadan, bir kimseye suizanda bulunmak’ şeklinde tarif etmiştir. (bk. Gazali, Kimyayı Saadet, Merve Yayınları, s.388)
Buna göre, kötü zan ve tahmin haramdır ve kalp ile yapılan bir gıybettir. Eğer bu kalp ile yapılan gıybet, bir başkasına anlatılırsa iki katlı bir günah söz konusu olmakta ve
hadisine göre, daha büyük bir günaha neden olunmaktadır. Bu açıdan hem kalp ve dil ile günah işlenmiş hem de iftira edilmiş anlamına gelebilir.
Bu nedenle öncelikle kötü tahmin ve zandan sakınılmalı ki, bütün bu günahlara girmekten sakınmış olalım. Zehrin bedene girmesine izin vermemek nasıl önemli ise, kötü zannın ruhumuza girmesine izin vermemek da o kadar önemlidir. Çünkü zehrin bedenimize girdikten sonra yapacağı tahribat çok büyük olacaktır. Bunun gibi kötü zan ve tahminlerin ruhumuza girmesine izin vermek de son derece tehkile sonuçlara neden olabilecektir. Biri dünya hayatımızı tehdit ederken, diğeri ebedi hayatımızı tahdit etmektedir. Bu açıdan abedi hayatı tehdit edenlerden sakınma konusunda daha dikkatli olmak gerekir.
Diğer taraftan, haksız zan ve tahminden kul hakkı da doğar. Bu durum temelde insanlara karşı işlenen bir suçtur ve onun affedilmesi yetkisi, kötü zan ve tahminde bulunulan insanlardadır. Bu yüzden masumun ahlâkı, onuru hakkında delil olmaksızın kötü zanda bulunur da içimizdeki kötü zannı doğru kabul edersek, ağır bir bedel ödeyeceğiz. Bu zan ve tahmini başkalarıyla paylaşmak, günahın büyüklüğünü artırdığı gibi sorumluluğun ağırlığını da o oranda artıracaktır.
Suizannın en önemli zararlarından birisi, kötü zan, kanaat ve tahminin içeriğini oluşturan olumsuz ruhsal enerjinin muhatabını araması ve sonunda haksız olanruhun bu ruhsal enerjiden tahrip olmasıdır. Bu sonuç için gıybetin alenî veya gizli olması değil, taşıdığı duygu yükü önemlidir. (bk. Muhammed Bozdağ, Ruhsal Zeka)
Esasen mealini verdiğimiz ayette, kardeşliği yaralayan üç düşük davranışyasaklanmıştır: Sûizan, tecessüs ve gıybet. Başkalarının özel durumlarını, izinleri olmaksızın öğrenmeye çalışmak, mahremiyetine girmek, genel bir yasaktır.Tecessüs yasağı, bir insan hakkı olan “özel hayatın gizliliği” kapsamında, özel hayatın gizliliğinin korunmasını sağlayan fiiller arasında yer alır.
Müslüman’ın, diğer Müslüman kardeşi hakkındaki düşüncesinin ve özellikle hüsnüzannını ortaya koyması açısından şu hadis dikkat çekicidir:
Bu hadis-i şerifte Hz Peygamber (asm), bir Müslüman hakkında hüsnüzanda bulunmanın önemini, onun can ve malının önemiyle birlikte anmaktadır. Çünkü bir insanın iyi veya kötü olarak bilinmesi, özellikle onun şeref ve haysiyetini ilgilendirmekte olup, yerine göre en az mal ve can kadar önem arz etmektedir.Suizan ise, tüm huzursuzluk ve düşmanlıkların kaynağı olan fitne-fesada sebep teşkil ettiğinden, o derece zararlı olup dinen yasaklanmıştır.
Diğer taraftan, Müslümanlar arasında suizan, dedikodu ve gıybetin yaygınlaşması sonucunda fitne-fesadın yaygınlaşması, toplumsal bir felâket olarak kabul edilmelidir. Zira toplumu ayakta tutan en önemli dayanaklardan biri, birlik ve beraberliktir. Bunu sağlayan en güçlü bağ ise sevgi, hak ve hukuka saygıdır.
Ayrıca, bu ayetin uyarısı gösteriyor ki, insan hüsnüzan etmekle sorumludur. Yani gördüğü ve karşılaştığı olay ve durumları hayra yormalı, güzel düşünüp güzel görmeli ve bu düşünce ve niyetle herkesi kendisinden üstün bilmelidir.
Suizan insanı hep olumsuz düşünceye sevk ettiği için insandaki iyimserlik halini öldürür. Hüsnüzanla bir olaya ya da işe bakamaz. O olumsuz görünen ya da eksik iletişim ya da algılama sonucu meydana gelen yanlış anlaşılmaların neticesi hayra yorulmaz. Böylece suizan hastalığı artıkça sahibini tenkit hastalığına sevk edecektir. Her şeyi ve herkesi tenkite başlayacaktır. Onların bütün iş ve hareketlerini kötü zanla yorumlayıp onları tenkit edecektir. Hatta tenkitte ileri giderek onları eleştirme ve gıybete kadar götürecektir. Belki bir zaman sonra ise kalpte yapılan gıybetler dile çıkacak, iftirayla süslenecek sahibinin amelini yakacaktır.
Suizan hastalığından korunmanın en güzel yolu, güzel düşünmek güzel görmektir. Çirkinliklere ve suizanna sevk edecek şeylere gözünü kapamaktır. Böyle yapıldığı zaman güzel manzaralar ile göz, kalp ve akıl meşgul olacak; kendi ayıp ve kusurlarını görüp başkalarınınkini ise görmeyecek; kendi hatalarını ve kusurlarını bilecek başkalarının kusurları için suizan dürbünlerini kullanmayacaktır. Hüsnüzan dürbünleriyle güzel şeylere bakacak. Suizan ile kalbini ve aklını kirletip meşgul etmemiş olacaktır.
Birbirlerine suizan besleyen kardeşlerimiz varsa, acilen kardeşinden helallik almalı ve hem kendileri hem kendi günahlarına tövbe etmeli, hem de suizan ettikleri kişiler için duada bulunmalıdırlar.
Şunu da ifade etmeliyiz ki, elimizde olmadan aklımıza ve hayalimize gelen görüntülerden ve düşüncelerden sorumlu olmayız. Sorumluluk ancak iradî fiiller içindir. Yani insan kendi isteğiyle, kendi iradesiyle bir iş yaptığında o işin getireceği sorumluluğu da yüklenmiş olur. Ancak, akla gelen kötü şeylerde kişinin iradesi söz konusu değildir. Yani, siz kendi iradenizle kötü şeyler düşünmeye karar vermiş ve bunu icra etmiş değilsiniz. Dolayısıyla bu konuda bir sorumluluk da taşımazsınız. Bunları şeytanın bir vesvesesi bilip üzerinde fazla durmamak gerekir.
Cevap: Film ve Diziler hakkında yapılan yorumlar Gıybet midir?
sahabeyolunda
gıybet orucu bozar resulullah efendimiz (s.a.v) gıybet eden iki genç kıza siz oruç tutmadınızki buyurmuştur çok dikkat etmeliyiz gıybet hastalığından hasetten haset nedir mümin kardeşini çekememek onda olmasında bende olsun onun arabası var evi var onda olmasın bende olsun şöyle dememiz gerek yarabbi onada banada ver hayırlısını die ….
Cevap: Film ve Diziler hakkında yapılan yorumlar Gıybet midir?
Seda
Bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim….
Hayırlı geceler..
NuN
Hadisleri kendi kafana göre yorumlama!
Gıybet orucu bozmaz. Hadsteki ifade, orucunuzun sevabı gitti anlamındadır.
Kayıtsız Üye
Ya şimdi ben film izliyordum sonra Türk filmi yalnız bu filmde bir adam diğer adama para veriyordu ondan SONRA verilen adam şaşırdı bende dedimki şöyle bir şey söyledim adamın feleği şaştı gibi bir şey söyledim bu dedikoduya giriyormu ya sonuçta gerçek hayat değil dizi kurgu VE ben öyle gerçek hayattan bir insanın öyle kötü bir özelliğini söylemiş olamıyorum hem feleği şaştı demek öyle kötü bir şeymi aydınlatırsanız sevinirim
filmdeki karakterlerin giybeti