Şimşek ve yıldırımın meleğin kırbacı hakkında
chiatte
– İbn Abbas’tan gelen bir rivayete göre, Yahudilerin sorusu üzerine Hz. Peygamber (a.s.m) şöyle buyurdu: Râd (gök gürültüsü), buluta müvekkel, meleklerden bir melektir (yani mevcut fiziksel gök gürültüsünün işlemesini, bulutla olan ilişkisinin tanzimini üstlenmiş meleklerden -müvekkel- bir melektir. İsmini ondan alarak R’ad / gök gürültüsü olarak anılıyor). Beraberinde / Elinde ateşten kırbaçlar vardır ki, onlarla bulutları -Allah’ın dilediği yere- yürütür. Duyduğumuz ses (gök gürültüsü) ise, adı geçen meleğin bulutları emredilen yerlere yürütürken onları sıkıştırmasından (süratle sevk etmesinden) ileri gelmektedir (Müsned, 5/385-Şamile-; Tirmizî, Tefsiru Sureti’r-Rad -hadis hasen, gariptir-).
arkadaşlar ben bu hadisi okuduğumdan beri imanımda bir azalma hissediyorum bunun gibi bir kaç hadis daha var inşAllah onlarıda yazıcam size bu hadisi gördüğümde mesela ben daha önce hristiyanların vs meleklerle ilgili tasvirlerini duyduğumda buna nasıl inanırlarki diye düşünmüştüm daha sonra böyle bir tasvir gördüğümde sadece islamda olduğu için hristiyanlıkta olsa inanmıyacağım bir şeye sorgusuz sualsiz inanmak bana biraz iki yüzlülük gibi geldi çünki ben islamı aynı zamanda en doğru ve mantığıma en hitab eden din olduğu içinde müslümanım elhamdülillah yahudilerin bir sorusu üzerine diye başladığı için hadis acaba yahudilerin sonradan kattığı bir hadis olabilirmi diyede düşündüm ama tirmizi hadisi arakadaşlar bu hadisi nasıl anlamamız gerek ?
Yıldırım ve şimşek gibi tabiat olayları ile Cebrail (a.s)’ın kırbacı hakkında.
Hoca
– İbn Abbas’tan gelen bir rivayete göre, Yahudilerin sorusu üzerine Hz. Peygamber (a.s.m) şöyle buyurdu: Râd (gök gürültüsü), buluta müvekkel, meleklerden bir melektir (yani mevcut fiziksel gök gürültüsünün işlemesini, bulutla olan ilişkisinin tanzimini üstlenmiş meleklerden -müvekkel- bir melektir. İsmini ondan alarak R’ad / gök gürültüsü olarak anılıyor). Beraberinde / Elinde ateşten kırbaçlar vardır ki, onlarla bulutları -Allah’ın dilediği yere- yürütür. Duyduğumuz ses (gök gürültüsü) ise, adı geçen meleğin bulutları emredilen yerlere yürütürken onları sıkıştırmasından (süratle sevk etmesinden) ileri gelmektedir (Müsned, 5/385-Şamile-; Tirmizî, Tefsiru Sureti’r-Rad -hadis hasen, gariptir-).
Rad kelimesi, hem yıldırım, hem gök gürültüsü hem de bulut için kullanılır.
– Bu hadiste geçen ifadelerin, bugünkü fen bilimcileri tarafından tespit edilen hususlarla çelişen bir yanı yoktur. Kâinatta var olduğu kabul edilen kanunlarının itibarî olduğu, elle tutulan haricî vücutları olmadığı bilinmektedir. Elbette, Allah’ın kudretinin birer yansıması olan bu itibarî kanunlara dayandığı kabul edilen varlıkların, gerçek anlamda melek denilen -haricî vücut sahibi- şuurlu varlıklar tarafından tanzim edilmesi ve işletilmesi gerekir. Bu, ilahî hikmetin zarurî bir sonucudur. Ayrıca, 0n beş asır önceki insanlara, elektrik, şimşek, gök gürültüsü, bulut kompozisyonu ancak bu kadar anlatılabilir.
– Hz. Ali’nin konuyla ilgili şu açıklaması, bugünkü bilimsel bilgilerle aynıdır:
Allah’ın en güçlü mahluku dağlardır. Demir ise, dağları yontar. Ateş demiri yer / eritir. Su ateşi söndürür. Gök-yer arasında bulunan bulut, su taşır. Rüzgâr bulutu taşır. İnsan rüzgârdan eliyle korunmaya çalışır. Sersemlik insanı mağlup eder. Uyku sersemliğe galebe çalar. Gam ise uykuyu engeller. Demek ki, Allah’ın en güçlü mahluku gamdır. Taberanî’nin naklettiği bu bilgi Heysemî tarafından sahih olarak değerlendirilmiştir. (bk. Mecmau’z-Zevaid, 8/132).