Çabuk ezber nasıl yapılır
Kayıtsız Üye
Çabuk ezber nasıl yapılır
Arkadaşlar yarın çok önemli ezber bir dersim var çok konu olduğundan dolayı hızlı ve akılda kalıcı bir ezberleme yöntemine ihtiyacım var yardımcı olur musunuz ?
Cevap: çabuk ezber nasıl yapılır
Üstad
ezber nasıl yapılır ezber nasıl yapılmalı ezber yapmanın püf noktaları
Öğrencilerin ve tiyatro, sinema gibi sanat dallarıyla uğraşanların en büyük sorunlarından biri ezber yapmaktır melekler Elbette ki bu yetenekleri de olduğundan bu sanatlara gönül vermişlerdir ancak yine de uzun ezberler gözlerini korkutabilir. Ama bunun da bazı püf noktaları var. Makalemizde nasıl kolay ezber yapılabileceği konusunda bilgiler veriyoruz sizlere Bir tiyatro oyuncusu için işin en zor, en zevksiz ama son derece zorunlu ve sorumluluk taşıyan yanı, ezberdir. Ezber konusunda her oyuncunun kendine göre bir yöntemi vardır. Kimi kuru kuruya ezberler;kimi elinde metin, mizansenle ezberler; kimi yüksek sesle çalışarak,bazıları da sessizce okuyarak ezberler. En yaygını yazarak ezberlemektir. Rolü iki kere, üç kere, bazen dört kere dikkatlice yazmak gerekir. Böylece kelimelere, oyun yazarının cümle yapısına, en önemlisi, kelimelerin ve cümlelerin altındaki anlamlara alışırsınız.Zaten önemli olan, o anlamların ezberlenmesidir. Yani, dramatik doku içinde neyi, niçin, neden ve kime söylediğinizdir. Anlamları iyice tanıdıktan sonra kelimeleri ve yazarın cümle yapılarını aklında tutmak gerekir ki, o da provalar boyunca ve evde kendi kendine yaptığın çoksıkı çalışmalarla yavaş yavaş belleğe geçer. Her cümlede mutlaka bir anahtar kelime vardır. Cümleleri ezberledikten sonra anahtar kelimeleri sıraya koymak işi oldukça kolaylaştıracaktır. İmgelem yoluyla da çok rahat ezber yapılabilir. Bu yöntem genellikle olay sırasını karıştıranlar için önerilir. Tek yapmanız gereken, detaylarıylabirlikte okuduğunuzu kafanızdan geçirmeniz. Olay sırasını düşünerek replikleri söylemek. Önemli olan bir nokta da şudur ki -genellikle amatör oyuncular yapar buhatayı- bir metni bütün olarak ezberlemeye çalışırlar. Büyük birpastayı tek lokmada yemeye çalışmak gibidir bu! Pastayı dilimlere ayırıp yemek gerekir ve bir lokma bitmeden diğer lokma ağza götürülmez! Anlamsız, kuru kuruya, tepeden dolma ezber, iyice zordur. Cebir dersindeki formülleri bilmeden kuru kuruya ezberleyerek yazmak gibidir.Gerçi bazı uzun ve çetrefilli ya da manzum, çok farklı yapıda veya kakofonik cümleler vardır ki, onları hemen her gün yüksek sesle ve papağan gibi defalarca tekrarlayarak çalışmak gerekir. Yani, dilini,dudaklarını, ağzının içinde konuşmana yardımcı olan bütün organlarını okelimelere iyice alıştırmak gerekir. Örnek olarak, Jean CanolledenAsude Zeybekoğlunun çevirdiği Kralın Kısrağı adlı oyunda, bir Alman prensesinin tiradını verelim. Oyunun bir yerinde prenses, Orta Çağ Avrupasında kullanılan bütün armaların isimlerini ve özelliklerini,renklerini ve ayrıntılarını sıralayarak okuyordu. En sağlıklı ezber çalışması, sabahın erken saatlerinde ev halkı uyurken, ortalık sessiz ve trafik başlamamışken, tabii iyi bir uykudansonra, kafan dinlenmişken yapılır. Saat 6 ile 8 arası çok iyidir. Ama bu ezber çalışmasını pekiştirmek için tiyatroda günü gününe yapılan toplu provalar şarttır. Yani ezberlediğin kelimeleri, cümleleri provalar boyunca, oyun içinde defalarca mizanseniyle birlikte yerine oturtman şarttır. Provalar genellikle bir veya bir buçuk ay sürer.Bunun en fazla ilk 15 günü, hadi diyelim ilk 20 günü ezber canavarınıortadan kaldırmaya yeter. Böylece oynadığın karakteri bütünlemek için provalardan rahatça yararlanmaya başlayabilirsin. Yönetmen sanamizansenlerini ve giderek oyundaki rolünün anlamını ve kendi yorumunu verirken, bir de senin bozuk ezberinle uğraşmak zorunda değildir. Ama maalesef bu ezber keşmekeşi içinde çoğu yönetmen istediği yorumualamaz, bas bas bağırır, sinirler gerilir. Ancak eninde sonunda oyuncular işi kotarır. Son provalara kadar seni uğraştıran bazırepliklerin olur, ama sonunda mecburen ezber canavarının hakkından gelinir mi? Sen öyle san! Onuncu, yirminci, hatta ellinci oyunda bile belleğin sana tuzaklar kurabilir. Hiç beklemediğin bir anda, oyunun en heyecanlıyerinde, o hınzır kelime dilinin ucundan kaçar, seni ve rol arkadaşını zor durumda bırakır. Gerçi karşılıklı bir gayretle o tuzak giderilirama çok kısa bir süre de olsa sizi oyun dışına iter; uyandırır. Oyüzden, hemen her oyundan önce sanatçı rolünü okumalı, özellikle zayıfolduğu repliklerin ezberini tazelemeli, iyice ve dikkatle, hatta yükseksesle tekrar yapmalıdır. Bir oyuncunun sahne üzerine ezberinden ve oyunundan son derece emin ve sağlam çıkması, bir pilotun uçağın tüm motor aksamından ve kendi moralinden tamamıyla emin olarak havalandırmasına benzer. Onun dayanağı, dikkati ve motorlarıdır. Sahnedeki oyuncunun dayanağı ise belleği ve sinir sistemidir. Kimioyunu ezberlemek son derece kolaydır; çünkü Türkçesi rahat ve akıcıdır. Hele rol genellikle uzun cümlelerden ve tiradlardan oluşuyorsa-ekseriya klasik oyunlarda, Yunan tragedyalarında olduğu gibi- rahatça ezberlenir. Ama bazı oyunlar, kısa kısa cümlelerden oluşan diyaloglara dayanır ki, ezberi çok zordur. Bir de üstelik replik ezberi gerektirir. Replik, tiyatroda karşındaki oyuncunun cümlesinin son iki veya üç kelimesidir. Repliğinizi aldınız mı, konuşma sırası size gelmiş demektir. Onu almadan lafa girerseniz, rol arkadaşınızın konuşmasını kesmiş olursunuz ki, hatadır. Bu yüzden rol arkadaşınızdan sitemler,devamı halinde kavgalar ve misillemeler gelir ki, dikkat! Sonuçta sadece kendi sözlerini değil, karşındaki oyuncunun repliğini de ezberlemek gerekmektedir. Bazı yazarlarımız vardır ki, onları ezberlemek çok zordur. Örneğin, Turan Oflazoğlu… 4. Murattan Sultan Muratın deyişi: Derim ki, gecenin sarp doruklarından öfke yangınları kopmadan,yamaçlardan inen som ateşten süvariler tüm kentleri köyleri kasıp kavurmadan, Derim ki, kara elmas tolgalı başbuğ, o yağız yokluk sultanı, suçlusuçsuz bütün canları şimşek bakışlarıyla eritmeden, güzel çirkin tekmilbedenleri kül etmeden, kullarım, derim ki,kendinize gelin , iş işten geçmeden. Çeviriye gelince;Çoğu kez iyi oyun yazarları iyi çeviri yapar. Çünküsahne dilini iyi bilirler. Kazara acemi bir çevirmene düştün mü, yandındemektir. Üstelik onlar çok da heyecanlıdırlar; onları çalışırken oyunun aslıyla çevirisi arasında didişir durursun ve oyunu adetayeniden çevirirsin. Üstelik o acemi çeviriler kelimenin aslına uyar amaoyuna anlam getirmez. Onları ezberlemek son derece tatsızdır. Çünkü güzelim Türkçemizin şiirselliğinden tamamen uzak, habersizdirler.Böyle bir çeviriye düşenlere, Allah kolaylık versin! Sahnede en güzel Türkçeyi, güzel bir telaffuz ve ahenkle konuşmak, Türkçenin hakkını vermek, mesleğimizin en zevkli mecburiyetidir. Seyirci buna layıktır.Kuşkusuz, bu güzelliğin yolu da, sakın unutma, çok sıkı bir ezbergerektirir. Sabri Esat Siyavuşgilin, Çetin Altanın, Recep Bilginerin, Oktay Rıfatın şahane Türkçeleri, Necati Cumalının, Melih Cevdetin, Kutsi Tecerin şiirsel tümceleri, konuşan için de, dinleyen için de olağanüstü bir zevktir. İşte sahne üzerinden tüm bu güzelliklerin hakkını vermek ve tadını çıkartmak için o ezber canavarının kafasını daha başından kesmek gerekir.
iyice ezber nasıl yapabilirim