Haşr Süresi Son 3 Ayetin Tefsiri
Hoca
Huvellahullezi – Haşır süresi son üç ayetin tefsiri
22. Şanı yüce olan O Allah, gerçek ilahtır. Ondan başka hiçbir ilah ve rab yoktur. Gizliyi de açığı da bilendir. Kulların göremediği ve görüp bildikleri şeyleri O bilir. O Yüce Allah, dünyada da âhirette de geniş rahmet sahibidir. [64]
23. Yüce Allah, tevhîd işine çok önem verdiği için lafzı tekrarladı. Yani, O’ndan başka hiçbir ilah ve rab yoktur.
O, bütün mahlûkâtm sahibidir. Emirler ve yasaklar koyarak, vücuda getirip yok ederek kullan üzerinde tasarrufta bulunandır.
Çirkin şeylerden ve sonradan olanların sıfatlarından uzaktır. ibn Cüzey şöyle der: Kuddûs, takdisten türemiştir. Takdis ise, mahlukatın sıfatlarından ve hertürlü eksiklik ve ayıptan uzak olmaktır. Bu vezin gibi mübalağa ifade eden kiplerdendir.[65] Hadiste, meleklerin teşbih ederken şöyle dedikleri bildirilmiştir: "O, noksan sıfatlardan çok uzaktır, mukaddestir, meleklerin ve ruh’un Rabbidir"[66]
O, mahlûkâtm, cezasından selâmet bulduğu ve zulmünden emîn olduğu kimsedir: "Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez"[67] Beyzâvî şöyle der: Yani, her türlü eksiklik ve âfetten selâmette olandır. Bu kelime mastardır, mübalağa ifade etmesi için sıfat olarak kullanılmıştır.[68]
Peygamberlerin eliyle mucizeler göstermek suretiyle onları tasdik edendir.
Herşeyi gözetleyip koruyandır. İbn Abbas şöyle der: Kullarını amelleri ile birlikte görüp kendisine hiçbir şey gizli kalmayandır.[69]
Güçlü, kuvvetli, mağlup edilemeyen ve kendisine zillet gelmeyendir.
Kudretli, âlicenâb, kendisinden aşağıda olanların boyun eğdiği kimsedir. İbn Abbas şöyle der: O, bir şey istediğinde yapan yüce varlıktır. Allah’ın cebbar olmasından maksat, azametidir.[70]
Gerçekten büyüklüğe layık olandır. Büyüklük Ondan başkasına layık olmaz. Kudsî hadiste şöyle buyrulmuştur:’ "Azamet Benim izarım, kibriyâ da ridâmdır. Kim bu iki sıfatta Benimle boy ölçüşmeye kalkışırsa hiç aldırmadan belini kırarım"[71] Fahreddin Râzî şöyle der: Bil ki, insanları nitelerken kullanılan "mütekebbir" kelimesi, yerme sıfatıdır. Çünkü mütekebbir, kendinden kibir ortaya koyandır. Mahlûkât hakkında bu bir noksanlıktır. Çünkü onun ne büyüklüğü vardır, ne de yüceliği, Aksine zillet ve meskenetten başka bir şeyi yoktur. Üstünlük gösterince yalancı durumuna düşer. Bu ise, insanlar hakkında yerilen bir şeydir. Yüce Allah’a gelince, O, her türlü yücelik ve büyüklük O’nundur. O büyüklük gösterince, kendi azameti ve yüceliğini tanıma yolunu kullara göstermiş olur. Bu sıfat, Yüce Allah hakkında son derece övme sıfatıdır.[72] Bunun içindir ki Yüce Allah âyetin sonunda şöyle buyurdu:
Azamet ve yüceliği içersinde Allah, müşriklerin kendisine koştukları ortaklar ve benzerlerden münezzeh ve mukaddestir. [73]
24. Yüce Allah herşeyi yaratan, yoktan vücuda getiren ve yaratarak ortaya koyandır.
Dilediği gibi şekil verendir: "Rahimlerde sizi dilediği gibi şekillendiren O’dur'[74] Hâzin şöyle der: Yani, mahlûkâta istediği şekilde suret verendir.[75]
Güzel mânâları gösteren yüce isimler de O’nundur. Kâinattaki herşey, hal veya söz diliyle, Yüce Allah’ı acizlik ve noksanlık sıfatlarından tenzih eder. Sâvî şöyle der: Yüce Allah, tesbih’in en yüce gaye olduğuna, başlangıç ve sonun o olduğuna ve Allah’ı tanımaktan gayenin, O’nun azametinin, akılların düşünebildiği şeylerden uzak tutmak olduğuna işaret etmek için, başladığı gibi sûreyi yine teşbihle bitirdi.[76]
O, mülkünde güçlü, yaptığı ve yarattığında hikmet sahibidir. [77]
Edebî Sanatlar
Bu mübarek sûre birçok edebî sanatı kapsamaktadır. Bunları aşağıda özetliyoruz:
1. "Siz onlann çıkacaklarını sanmamıştmız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah’tan koruyacaklarını sanmışlardı" âyetinde tıbâk-ı selb vardır.
2. "Peygamber size ne verdi ise onu alın" âyeti ile " Size neyi yasakladıysa ondan vaz geçin" âyeti arasında latif mukabele vardır.
3. "Onlar sâdıkların ta kendileridir" âyetinde, hasr ifade etmesi için, mübteda ile haber arasına zamir konulmuştur.
4. "Medine’yi ve imanı yurt edindiler" âyetinde latif istiare vardır. Yüce Allah, onların ruhlarına yerleşmiş olan imanı, insanın evi ve karargâhına benzetti. İnsan oraya iner, yerleşir, neticede orası onun evi olur. Bu latif istiaredendir.
5. "Münafıklık edenleri görmedin mi?" âyetindeki sorudan maksat inkâr ve hayrete düşürmektir.
6. "Onları derli toplu sanırsın. Oysa ki kalpleri darmadağınıktır" âyetindeki ile kelimeleri arasında tıbâk vardır.
7. Onun durumu, şeytanın durumuna benzer. Yani şeytan insana, "inkâr et" demişti… âyetinde teşbîh-i temsilî vardır. Çünkü veclı-i şebeh birkaç şeyden çıkarılmıştır.
8. "Her nefis, yarın için ne takdim ettiğine baksın" âyetinde latif bir kinaye vardır. Yüce Allah, yakınlığından dolayı kıyameti, kinaye olarak " yarın" kelimesi ile ifade etti.
9. kelimeleri., arasında tibak vardır. [78]
Bir Nükte
Buhârî ve Müslim, Ebû Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etmişlerdir. Bir adam Rasulullah (s.a.v)’a gelerek dedi ki: Ey Allah’ın Rasulü! Ben çok aç ve fakir düştüm. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v) hanımlarından birine, yanında bir şey olup olmadığını sormak üzere adam gönderdi. Hanımı: "Seni hak ile gönderene yemin olsun ki, yanımda sudan başka bir şey yoktur. Sonra diğer hanımına adam gönderdi. O da aynı şeyi söyledi. Bütün hanımları aynı şeyi söylediler. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v):"Bu adamı kim bu gece misafir ederse Allah ona merhamet etsin" buyurdu. Ensâr’dan Ebû Talha isimli bir şahıs kalkıp, "Ben, ey Allah’ın Rasulü!" dedi ve adaniı evine götürdü. Hanımına dedi ki: "Bu, Rasulullah (s.a.v)’m misafiridir. Hiçbir şeyi bundan esirgeme ve ikram et" Kadın: "Bende, çocukların yiyeceğinden başka bir şey yok" dedi. Adam: "Onları bir şeyle avut ve uyut. Misafirimiz içeri girdiğinde, bizim yemek yediğimizi ona göster. Sonra lambayı düzeltmek için kalk ve söndür" dedi. Kadın bunları yaptı. Oturdular, misafir yedi, onlar geceyi aç geçirdiler. Sabah olunca adam Rasulullah’a (s.a.v) gitti, Rasulullah (s.a.v) ona bakınca gülümsedi. Sonra, "Bu gece misafirinize yaptığınızı Allah çok beğendi" dedi ve Yüce Allah, "Kendileri zaruret içerisinde bulunsalar bile, onları kendilerine tercih ederler" mealin deki âyeti indirdi.[79]
Yüce Allah’ın yardımıyle "Haşr Sûresi"nin tefsiri bitti. [80]
____________________________
[64] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 6/388.
[65] Teshil, 4/111
[66] Müslim, Salât, 223; Ebû Dâvûd, Salât, 147
[67] Kehf sûresi, 18/49
[68] Hâzin, 4/72
[69] Kurtubî, 18/47
[70] Hâzin, 4/72
[71] Kurtubî, 18/47; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/376, 414; Ebû Davûd, Libâs, 25.
[72] Tefsîr-i kebîr, 29/294
[73] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 6/388-389.
[74] ÂI-i İmran sûresi, 3/6
[75] Hâzin, 4/73
[76] Sâvî Haşiyesi, 4/194
[77] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 6/389.
[78] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 6/390.
[79] Buhârî, Tegsiru’l-Kur’ân, 59/6.
[80] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 6/390-391.
Cevap: Haşr Süresi Son 3 Ayetin Tefsiri
093951 zaza
Haşr suresi çok güzelmiş mumsema siteside öyle
Cevap: Haşr Süresi Son 3 Ayetin Tefsiri
Hüseyin 12345
Tefsir için sağolun son üç ayetinin ne mamaya geldiğini sayenizde öğrendim.
haşr suresi, haşr suresi tefsiri, haşr suresinin son 5 ayeti