Ateş İle İlgili Deyimler
NuN
Ateş hakkında deyimler ve anlamları
İçinde ateş kelimesi geçen deyimler ve anlamları. Ateş hakkında deyimler ve açıklamaları.
0. Deyim: ateş saçmak ve anlamı
çok kızmak, çok öfkelenmek.
1. deyim: ateş açmak ve anlamı
ateşli silahla mermi atmaya başlamak.
2. Deyim: ateş almak ve anlamı
1) yanmak, tutuşmak; 2) ateşli silah patlamak; 3) mec. coşmak: Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parlar, gönlü ateş alır. -M. Ş. Esendal. 4) mec. telaşlanmak, heyecanlanmak; 5) mec. öfkelenmek; 6) mec. acele davranmak, acele etmek.
3. Deyim: ateş almaya mı geldin? ve anlamı
uğradığı yerden hemen gitmeye kalkan kimseye sitem olarak söylenen bir söz.
4. Deyim Ateş bacayı (saçağı) sarmak ve anlamı
bir olay, önüne geçilemez, tehlikeli bir durum almak.
5. Deyim ateş gibi ve anlamı
1) çok sıcak; 2) zeki, çalışkan ve becerikli; 3) kıpkırmızı.
6. Deyimateş gibi kesilmek ve anlamı
beklenmedik bir olay karşısında öfke sonucu kanı beynine sıçramak: Yüzüm nasıl bir hâl aldı bilmiyorum fakat ateş gibi kesildiğini iyi biliyorum. -T. Buğra.
7. Deyim: ateş gibi yanmak ve anlamı
ateşi yükselmek: Alnı, yanakları ateş gibi yandığı hâlde vücudu tir tir titriyor, dişleri birbirine çarpıyordu. -H. Taner.
8. Deyim: ateş kesilmek ve anlamı
1) çok kızgın davranışlarda bulunmak, ateş püskürmek; 2) sonradan çok çalışkan, hareketli ve becerikli olmak.
9. Deyim: ateş kesmek ve anlamı
ateşli silahlarla yapılan atışa son vermek.
10. Deyim: ateş püskürmek ve anlamı
çok öfkeli olmak: Parça parça morarmış yüzüyle ateş püskürüyordu. -A. Ş. Hisar.
Cevap: Ateş İle İlgili Deyimler
NuN
Ateş konulu deyimler
ateş vermek deyimi
tutuşturmak.
ateş yağdırmak deyimi ve anlamı
1) ateşli silahlarla aralıksız mermi atmak; 2) mec. çevresindekilere ağır sözler söylemek.
ateşe tutmak deyimi ve anlamı
1) az ısıtmak; 2) üzerine ateşli silahla mermi atmak.
ateşe vermek deyimi
1) ateş içine sokmak: Bir parça büküyor, onu tekrar ateşe verinceye kadar evvelki hazır oluyordu. -M. Ş. Esendal. 2) bir yeri kasten yakmak, kundak sokmak; 3) mec. aşırı telaşa ve sıkıntıya düşürmek; 4) mec. bir ülkeyi savaşa sokarak veya kargaşa ve karışıklık yaratarak sıkıntı ve yıkıma uğratmak.
ateşe vurmak deyimi ve anlamı
bir yemeği pişmek üzere ocağa koymak: Taş ocağın üstünde, ateşe vurduğu güveçten, kaynayan etin kokusu geliyordu. -N. Cumalı.
ateşe vursa duman vermez deyimi
pek cimri olanlar için söylenen bir söz.
ateşi başına vurmak deyimi ve anlamı
çok öfkelenmek, sinirlenmek, coşmak.
ateşi çıkmak (yükselmek) deyimi ve anlamı
hasta vücut ısısı olağandan çok artmak.
ateşi düşmek deyimi ve anlamı
hastanın ateşi geçmek veya azalmak.
ateşi uyandırmak deyimi ve anlamı
sönmek üzere olan ateşi canlandırmak.
ateşini almak deyimi ve anlamı
1) yüksek vücut ısısını düşürmek: Alnına sirkeli bez koyun, ateşini alır. 2) derece ile ateşi ölçmek; 3) mec. acıyı, yanmayı azaltmak.
ateşle oynamak deyimi ve anlamı
pek tehlikeli bir işle uğraşmak.
ateşler içinde yanmak deyimi ve anlamı
1) hasta çok ateşli bir durumda olmak; 2) mec. bir şeye fazlasıyla tutulmak.
başını ateşlere yakmak deyimi ve anlamı
başına büyük bir dert almak.
(birine) ateş basmak deyimi ve anlamı
kızarmak, sıkılıp başına kan yürümek.
(birinin) ateşine yanmak deyimi ve anlamı
bir kimse yüzünden zarara uğramak.
içine ateş atmak deyimi ve anlamı
aşırı acı, sıkıntı veya üzüntü verecek davranışta bulunmak: Nazmiye’nin içine avuçla ateş atıp evden içeri giriyor ama başını kaldırıp pencereye bakmıyordu. -O. Kemal.
içine ateş düşmek deyimi ve anlamı
büyük bir acı ve üzüntünün etkisi altına girmek: Pamuk zamanı gelince, köylüler Toros’tan pamuğa dökülünce içine bir ateş düştü, duramaz oldu. -Y. Kemal.
içinin ateşi küllenmek deyimi ve anlamı
sıkıntıdan kurtulmak: İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu … -H. R. Gürpınar.
iki ateş arasında kalmak deyimi ve anlamı
zor bir durumda karar verememek.
kendini ateşe atmak deyimi ve anlamı
bile bile tehlikeli bir işe girişmek: Kendinizi ateşe atıyorsunuz
yüreğine od (ateş) düşmek deyimi ve anlamı
felakete uğramak, çok üzülmek: Adam odur ki komşusunun ineği dişi doğurdu der, yüreğine od düşer. -M. Ş. Esendal.
yüreğini ateş almak deyimi ve anlamı
aşırı üzülmek, fazla üzüntüden içi yanmak: Gülbahar’ın yüreğini ateş almış yanıyordu. -Y. Kemal.
ağzının içi yangın yerine dönmek
ağzının tadı bozulmak, tat alma duyusunu yitirmek: Ağzımın içi yangın yerine dönüp yine de ağrılar kesilmeyince çok sıkıntılı bir vaziyete düştüm. -R. N. Güntekin.
yangın bacayı sarmak deyimi ve anlamı
durum olağanüstü kötüye gitmek.
yangın yerine dönmek deyimi ve anlamı
çok kalabalıklaşmak.
yangına körükle gitmek deyimi ve anlamı
gerginliği, uzlaşmazlığı artıracak biçimde davranmak: Bey, bana teselli verecek yerde sen de yangına körükle gidiyorsun. -H. R. Gürpınar.
yangına vermek deyimi ve anlamı
tutuşturmak, bir şeyi bilerek yakmak.
yangından mal kaçırır gibi deyimi ve anlamı
bir işte gereksiz telaş ve ivedilik göstererek, herkesten saklamaya çalışarak.
yangını körüklemek deyimi ve anlamı
gerginliği, anlaşmazlığı artırmak.
ateş ile ilgili deyimler, ateş gibi deyiminin anlamı, Ateş ile ilgili deyim