Cüveyriye Binti Haris Kişiliği Ve Hayatı
Desert Rose
Hissiyatı alt üst olmuş, gururu kırılmış bu saray mensubu Hz. Cüveyriye ile Resulullah Efendimiz nikâh akdinde bulununca, Cüveyriye mü’minlerin anası mevkiine yükseldi ve sahabinin bakışında bir ihtiram abidesi haline geldi”
"Ben kavmi için Cüveyriye’den hayırlı ve mübarek bir kadın bilmiyorum." Hz. Âişe (r.anha)
BABASI:
Huzâ’a kabilesinin Mustalikoğulları aşiretinden, aşiretin reisi ve seyidi olan Hâris b. Ebî Dırâr.
NESEBİ:
Cüveyriye bt. el-Hâris b. Ebi Dırar b. Habib b. Cezime Mustalik b. Amr b. Rebia b. Hârise b. Amr el-Huzaiye el-Mustalikiyye.
ŞEMAİLİ VE AHLÂKI:
Hz. Cüveyriye’de diğer annelerimiz gibi güzelliği ve hayırseverliği ile meşhurdur.
BAZI ÖZELLİKLERİ:
Hz. Cüveyriye, çok oruç tutar ve çok namaz kılardı. Çok hayırseverdi. Kendisini düşünmez, yoksullar ile ilgilenirdi.
v Hz. Cüveyriye, son derece takvâ sahibi idi. Yoksullara, fakirlere karşı son derece şefkatli, merhametli davranırdı. Yemez, başkasına yedirir; içmez, başkasına içirirdi. Bir gün Resûl-i Ekrem odasına giderek, "Yiyecek bir şey var mı?" diye sormuştu. Hz. Cüveyriye, "Hayır, Yâ ResûlAllah! Yanımda yiyecek bir şey yok. Sadece bir davar kemiği vardı ki, onu da kadın azadlımıza sadaka olarak verdim" (Müsned, 6: 430) cevabını vermişti.
HAYATI:
Adı Berre idi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ona Cüveyriye adını vermiştir. Berre’nin anlamı, "iyi insan, kusursuz kimse, günahsız" demektir. İbnu Abbas’ın bir rivayetinde, İki Cihan Serveri (aleyhissalatu vesselam), "Berre’nin yanından çıktı" denilmesini sevmediği için Annemizin adını "kadıncık", "kızcağız" manasına gelen Cüveyriye olarak değiştirmiştir.
Hz. Cüveyriye’nin (r.anha) ilk eşi olan Müsâfi bin Safvan, Müreysî muharebesinde ölmüştür. Hz. Cüveyriye ise Müslümanlar tarafından esir alınıp Sabin bin Kays’ın hissesine düşer. Cüveyriye asil bir aileden geldiği için cariye olarak kalmak istemez ve fidye karşılığında hürriyetine kavuşmak istediğini söyler, Sabit bin Kays bu teklifi kabul eder. Ancak Cüveyriye Validemizin yanında yeteri kadar altın yoktur. Bunun üzerine Hz. Cüveyriye, yardım istemek için Peygamber-i Zîşan’a (aleyhissalatu vesselam) gider. Efendimiz (aleyhissalatu vesselam), mukâtebe ücretini ödemeyi ve onunla evlenmek istediğini söyler. Nitekim Hz. Cüveyriye bir süre önce gördüğü bir rüyayı hatırlar. Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) Medine’ye gelmeden birkaç gün önce rüyasında, ay’ın Medine’den inip gömleğine girdiğini görmüştür. Rüyasının gerçekleştiğini anlayan Hz. Cüveyriye bu harikulâde teklifi kabul eder. Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) mukâtebe ücretini öder ve Hz. Cüveyriye serbest kalır. Bunun akabinde bu mübarek izdivaç gerçekleşir ve Hz. Cüveyriye (r.anha) mü’minlerin annesi olma şerefine yükselir.
İbni Hacer el-İsabe’de bu olayı İbni İshak’ın Hz. Âişe’den rivayet ettiğini yazar. Yine aynı eserdeki Ebu Kılabe’nin mürsel bir rivayetinde ve Sîretü’n-Nebî’de ise şöyle bir rivayet vardır:
"Cüveyriye’nin babası Hâris, Arapların liderlerindendi. Cüveyriye (r.anha) esir edilince Hâris, Hz. Peygamber’in huzuruna çıktı ve "Kızım cariye yapılamaz. Benim şânım şerefim, bunun üzerindedir. Onu azâd ediniz" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Kararın bizzat Cüveyriye’nin isteğine bırakılması daha iyi olmaz mı?" buyurdu. Hâris de Cüveyriye’ye giderek: "Muhammed (aleyhissalatu vesselam) senin isteğine bıraktı. Beni mahçup etme" dedi. Cüveyriye de: "Ben Hz. Peygamber’in yanında kalmak istiyorum" dedi. Hz. Peygamber de onunla evlendi."
Peygamberimiz’in (aleyhissalatu vesselam) Cüveyriye ile evlenmesinin haberi duyulunca, Ashab, Peygamberimiz’e (aleyhissalatu vesselam) olan saygı ve hürmetlerinden ötürü Mustalikoğulları’ndan alınan köle ve cariyeleri serbest bırakmışlardır. Azad edilen köle ve cariyelerin sayısı 700 kadardır.
Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ile Hz. Cüveyriye’nin (r.anha) evliliği hicretin 6. yılında gerçekleşmiştir.
Tarihe "Cüveyriye Hadisesi" olarak geçecek bu olay sayesinde, Hz. Cüveyriye’nin babası ve iki kardeşi ile kavminden birçok kişi Müslüman olmuştur.
Bu asil ve bahtiyar annemiz, esir olmuş iken kâinatın Efendisinin zevcesi olma şerefine ermiştir. Hz. Cüveyriye için Hz. Âişe (r.anhünne) Validemiz: "Kavmine ondan daha hayırlı bir kadın görmedik" demiştir. Mübarek annemiz haklıdır çünkü o hem kavminin esaretten kurtulmasına hem de birçoğunun Müslüman olmasına vesile olmuştur.
Peygamberimizin Bazı Evliliklerindeki Siyasi Maksatlar
"İslam Peygamberinin bazı evlilikleri, siyasi amaçlıdır. Bu evliliklerle pek çok kabilenin İslam etrafında bir araya gelmesi sağlanmıştır. Yaratılış gereği olarak şu bir gerçektir ki; kişi, bir kabile veya aileyle evlilik bağı kurduğunda, o kabile veya aileyle aralarında ister istemez bir yakınlaşma ve sevgi meydana geliyor. Aradaki düşmanlıklar kalkıyor, kin ve nefretler siliniyor, yerini sevgi ve hoşgörü alıyor.
Bu gerçeği çok iyi bir şekilde bilen, insan sarrafı Hz. Peygamber, bu vesileyle onları İslam’a yaklaştırmayı yeğlemiştir. Mesela Cüveyriye binti Haris, Safiyye binti Huyeyy ve Remle binti Ebi Süfyan (radıyAllahu anhünne) ile evlilikleri bu kabildendir. Bu üç annemiz de, toplumda ağırlığı olan kişilerin kızlarıdır. Cüveyriye ile Safiyye’nin (r.anha) babaları, Yahudilerin reisleri durumundadırlar. Bunlarla evlenince Yahudilerle arada akrabalık bağı kurulmuş, onlarla daha yakın temas sağlanmış ve bu vesileyle pek çoğunun İslam’la şereflenmesine sebep olunmuştur."
Mübarek annemiz Resûlullah Efendimiz’den 7 hadis rivayet etmiştir.
Hz. Cüveyriye hicri sene 50’de, 65 yaşında iken vefat etti. Fakat Muhammed İbni Ömer’in rivayetine göre hicri sene 56’da vefat etti. O zaman Emir Muaviye hilafet makamını işgal ediyordu. Mervan İbni Hakem de Medine valisi idi. Mervan cenaze namazını kıldırdı ve Bakî mezarlığına defnedildi.
HAKKINDAKİ HADİSLER:
v İbnu Abbas (r.a) anlatıyor: "Cüveyriye Bintu’l-Hâris’in ismi Berre idi, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) onun ismini Cüveyriye diye değiştirdi. Zira, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) "Berre’nin yanından çıktı" denmesini sevmiyordu." Müslim, Edeb 16, (2140).
v Abdullah İbnu Avn anlatıyor: "Nafi’ye yazarak savaştan önce (müşrikleri İslam’a) davet etme hususunda sordum. Şu cevabı verdi:" Bu İslam’ın başında idi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Benî Müstalik’e ani baskın yaptı. Adamları gâfildi, hayvanları su kenarında sulanmakta idi. Savaşabilecekleri öldürdü, kadın ve çocuklarını da esir etti. O gün Cüveyriye (r.anha) validemizi esir almıştı. Bunu bana Abdullah İbnu Ömer (r.a) rivayet etti. Abdullah bu orduya asker olarak katılmıştı." Buhari, Itk 13; Müslim, Cihad 1, (1730); Ebu Davud, Cihad 100, (2633).
v Hz. Âişe (r.anha) anlatıyor: "Beni’l-Mustalik’ten Cüveyriye Bintu’l-Hâris, Sabit İbnu Kays İbni Şemmas’ın (r.a) hissesine düşmüştü [esaretten kurtulmak için mukâtebe anlaşması yapti]. O, çok güzel bir kadındı, gözde onun için bir hisse vardı (gören göz haz duyardı). Mukâtebe bedelini ödemede yardım talep etmek üzere Resulullah ‘a (aleyhissalatu vesselam) geldi.
Hz. Âişe devamla der ki: "Cüveyriye kapıda durduğu vakit onu görünce durumu hoşuma gitmedi (Resûlullah’ın onu beğenip evlenmeye kalkacağından korktum). Resûlullah ‘ın da (aleyhissalatu vesselam) benim onda gördüğüm (güzelliği) göreceğini derhal anladım.
"Ey Allah’ın Resûlü dedi. Ben Hâris’in kızı Cüveyriye’yim. Durumum size meçhul değil. Ben Sabit İbnu Kays’ın hissesine düştüm. Fakat hürriyetime kavuşmak için onunla mukatebe yaptım. Size, mukatebe (bedelini ödemem)de yardım istemek üzere geldim. Resulullah:
"Sana ondan daha hayırlısını söylesem ne dersin?" buyurdular. Cüveyriye: "O nedir?" dedi.
"Senin yerine mukâtebe ücretini ödeyeyim ve seni zevce olarak alayım?" buyurdular. Cüveyriye de: "Kabul ediyorum!" dedi. [Bunun üzerine. Sabit İbnu Kays’a adam göndererek Cüveyriye’yi ondan talep etti. Sabit: "O senindir, ey Allah’ın Resûlü! Annem babam sana feda olsun!" dedi. Aleyhissalatu vesselam mukatebe ücretini hemen ödedi. Cüveyriye’yi azad edip evlendi. Halk, Resûlullah’ın (aleyhissalatu vesselam) Cüveyriye ile evlendiğini işitince ellerindeki esirleri salip azad ettiler ve "Bunlar Resûlullah’ın (aleyhissalatu vesselam) artık akrabalarıdır (esir olarak tutulamazlar)!" dediler. Hz. Âişe devamla der ki: "Kavmine ondan daha hayırlı bir kadın görmedik; onun sebebiyle Beni Mustalik’ten yüz aile halkı azad olundu." Ebu Davud, Itk 2, (3931).
Cüveyriye (r.anha) ile Hz. Peygamber evlenince Müslümanlar. "Hz. Peygamber’in evlendiği aile köle yapılamaz" diyerek paylarına düşen bütün savaş esirlerinin hepsini serbest bıraktılar.
Tirmizi, İbn Abbas yoluyla, Cüveyriye bintu’l-Haris’den (r.anha) rivayet ediyor: "Peygamber (sallAllahu aleyhi ve sellem) mescidindeyken onun yanına uğradı. Sonra gündüzün yarısında tekrar uğradığında şöyle buyurdu: "Hala buna devam mı ediyorsun?" Cüveyriye (r.anha): "Evet" dedi. Resûlullah (sallAllahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Dikkat et, sana söylemen için bazı kelimeler öğreteyim: Subhane adede halkihi… (devamı: SubhanAllahi rıda nefsihi, suhbahAllahi zinete arşihi ve subhanAllahi midade kelimatihi = Yarattıkları sayısınca Allah’ı tesbih ederim. Allah’ı kendisinin razı olacağı şekilde tesbih ederim. Allah’ı arşın ağırlığınca tesbih ederim. Kelimelerin miktarınca Allah’ı tesbih ederim.)"
Buhari’nin Sahih’inde Cüveyriye’den (r.anha) şöyle rivayet edilir: "Peygamber (sallAllahu aleyhi ve sellem) onun yanına bir Cuma gününde girmişti. Cüveyriye (r.anha) oruçlu idi. Peygamber (sallAllahu aleyhi ve sellem): "Dün de oruç tuttun mu?" dedi. O: "Hayır" dedi. Peygamber (sallAllahu aleyhi ve sellem): "Peki yarın tutacak mısın?" diye sorunca: "Hayır" dedi. Bunun üzerine: "O halde orucunu aç" buyurdu."
HAKKINDA SÖYLENENLER:
"Cüveyriye güzel bir kadındı. Onu gören ona hayran olurdu. Resulullah’a (aleyhissalatu vesselam) gelerek kurtulmalık fiyatında kendisine yardım etmesini istedi." Hz. Âişe (r.anha)
"Cüveyriye kapıda durduğu vakit onu görünce durumu hoşuma gitmedi (Resûlullah’ın onu beğenip evlenmeye kalkacağından korktum). Resulullah ‘ın da (s.a.s) benim onda gördüğüm (güzelliği) göreceğini derhal anladım." Hz. Âişe (r.anha)
"Peygamber Efendimiz Hz. Cüveyriye (r.anha) ile nikâh akdedince, Cüveyriye, mü’minlerin anası mevkiine yükseldi ve sahâbînin bakışında bir ihtirâm âbidesi hâline geldi. Hele Ashâb-ı Resûlullah’ın, "Peygamber’in akrabaları esir edilmez." deyip, ellerindeki esirleri bırakınca, hem Cüveyriye radıyAllahu anha hem de onun aşîretin’in gönlü fethediliverdi." M. Abdülfettah Şahin
SÖZLERİNDEN SEÇTİKLERİMİZ:
v Ben Resûlullah’ı (aleyhissalatu vesselam) tercih ediyorum.
v Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) benimle yirmi yaşımdayken evlenmiştir.
KAYNAKLAR
1- İbnu Deybe, Teysiru’l-Vüsûl ilâ Câmii’l-Usûl, trc. İbrahim Canan, Akçağ Yayınevi, İstanbul, 1993, I.
2- İbnu Deybe, Teysiru’l-Vüsûl ilâ Câmii’l-Usûl, trc. İbrahim Canan, Akçağ Yayınevi, İstanbul, 1993, IV.
3- İbnu Deybe, Teysiru’l-Vüsûl ilâ Câmii’l-Usûl, trc. İbrahim Canan, Akçağ Yayınevi, İstanbul, 1993, XV.
4- Mevlânâ Şiblî, Asr-ı Saadet, trc. Ömer Rıza Doğrul, Eser Neşriyat, İstanbul, 1977, I.
5- Mevlânâ Şiblî, Asr-ı Saadet, trc. Ömer Rıza Doğrul, Eser Neşriyat, İstanbul, 1977, II.
6- H. Mehmed Zihni Efendi, Meşâhîru’n-Nisâ, sdl. Bedreddin Çetiner, Şâmil Yayınevi, İstanbul, 1982, I.
7- Mevlânâ Şiblî Numânî, Son Peygamber Hz. Muhammed Sîretü’n-Nebî, trc. Yusuf Karaca, İz Yayıncılık, İstanbul, 2008.
8- Abdulaziz eş-Şennavî, Sahabe Hayatından Tablolar (Hanım Sahabeler), trc. Tâceddin Uzun, Uysal Kitabevi, Ankara, 1991.
9- İbnu Hacer el-Askalânî, el-İsabe Seçkin Sahabeler, trc. Seyfullah Erdoğmuş, Sağlam Yayınevi, İstanbul, 2008.
10- Ahmed Nedvî-Said Sahib Ensarî, Asr-ı Saadet, trc. Ali Genceli, Şâmil Yayınevi, İstanbul, 1985, I.
11- Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Çağ Yayınları, İstanbul, 1992, I.
12- Salih Suruç, Kâinatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı, Feza Gazetecilik, İstanbul, 1998, II.
13- Muhittin Akgül, "Peygamberimizin Hanımları ve Evliliklerindeki Hikmetler-2", Yeni Ümit Dergisi, (2000), Sayı. 47
14- İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sîre, trc. M. Salih Arı, Çıra Yayınları, İstanbul, 2004.
15- M. Abdülfettah Şahin, Şüpheler ve Çıkış Yolları, Ankara, 1990, I.
16- Mevlanâ Niyaz, Kadın Sahabiler, trc. Ali Genceli, Toker Yayınları, İstanbul, 1971.
Cevap: Cüveyriye Binti Haris Kişiliği Ve Hayatı
AYSEN
cüveyriye binti haris peygamber efendimizin eşlerinden dir bu mübarek kadın son derece merhametli eli bol biriydi sadaka vermeyi sever kendi açlığı pahasına dünya malına değer vermez ihtiyacı olana verirdi