Sebepler ile ilgili ayet hadis ve güzel sözler
Hoca
Sebepleri gözetmek hakkında ayet hadis ve sözler
İmam-ı Rabbanî k.s. gerçek tevekkülün aslında sebepleri gözetmek olduğunu şöyle açıklar:
Peygamberler sebepleri gözetirlerdi. Buna rağmen işlerini Allah’a ısmarlamayı da ihmal etmezlerdi. Nitekim Yakup a.s. göz değmesinden korkarak oğullarına şu nasihatte bulunmuştu:
‘Ey oğullarım! Şehre hepiniz aynı kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin.’ (Yusuf, 67)
Hz. Yakub a.s. burada sebepleri dikkate alırken işini Allah’a ısmarlamaktan da geri kalmamıştır. Nasihatinin devamında şöyle demiştir:
‘Ama Allah’tan (gelecek) hiçbir şeyi sizin üzerinizden savamam. Hüküm ancak Allah’a aittir. Ben yalnız O’na dayandım. Tevekkül edenler yalnız O’na dayansınlar.’ (Yusuf, 67)
Sonunda Allah Tealâ Hz. Yakub a.s.’ın bu marifetini doğru ve güzel bularak onu kendisine nisbet etmiştir:<br>
‘…Şüphesiz o ilim sahibiydi. Çünkü ona biz öğretmiştik.’ (Yusuf, 68)
Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak, Peygamberimiz s.a.v.’e hitap ederken sebeplerin aracılığına işaret etmiş ve şöyle buyurmuştur:
‘Ey Peygamber! Sana ve sana tabi olanlara Allah yeter.’ (Enfal, 64)
Sebeplerin tesiri konusuna gelince, Allah Tealâ’nın bazen sebeplerle tesir yaratması ve böylece sebeplerin tesir icra etmesi mümkündür. Bunun gibi bazen de tesir yaratmaması ve çaresiz sebeplerin hiçbir tesir göstermemesi de mümkündür. Nitekim biz günlük hayatta ikisine de şahit olmaktayız.
Başvurduğumuz sebepler bazen sonuç verirken bazen vermemektedir. Sebeplerin tesirini kökten inkâr etmek kuru bir inattır. Bu bakımdan sebeplerin etkisini kabul etmek gerekir. Fakat bununla birlikte sebebin tesiri, tıpkı sebebin kendisi gibi Allah’ın yaratmasıyla var olmuştur. Fakirin bu konu hakkındaki görüşü işte bundan ibarettir. Allah en iyi bilendir.
Bu açıklamalardan anlaşıldı ki, sebeplere sarılmak bazı kıt görüşlülerin iddia ettiği gibi tevekküle engel değildir. Hatta sebeplere sarılmanın hakiki tevekkül olduğunu söyleyebiliriz.
sebep ile ilgili sözler, sebeplerle ilgili ayetler, ayet