Cuma namazında okunan ayetler
Kayıtsız Üye
cuma namazında hutbeden önce ve sonra okunan ayetler hangileridir
Cevap: Cuma namazında okunan ayetler
Darusselam
Cuma namazında okunan ayetler
Cuma namazının geçerli olmasının şartlarından biri de farz olan cuma namazından önce hutbe okumaktır. Şöyle ki:
Vaktin girmesinden sonra mevcut cemaatın huzurunda bir hutbe okunması gerekir. Bunun içindir ki, hutbe okunurken cemaat bulunmayıp da sonradan namazda bulunacak olsalar, namazları caiz olmaz.
Cemaatin hutbeyi işitmesi şart değildir. Sadece hazır bulunmaları yeterlidir. Hutbe esnasında bir mükellef erkeğin, misafir olsa dahi, bulunması yeterli görülmektedir.
Cuma hutbesinin rüknü, İmamı Azam’a göre, Allah’ı zikirden ibarettir. Onun için hutbe niyeti ile yalnız: "Elhamdü lillah" yahut "SübhanAllah" yahut "La ilahe illalah" denilecek olsa, yeterli olur. İki İmama (İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed’e) göre, hutbe denilecek derecede uzunca bir zikirden ibarettir. Bunun en az olan derecesi, Tahiyyat mikdarı hamd ve salavat ile Müslümanlara duadır.
Hutbenin vacibleri, hatibin taharet üzere bulunması, avret sayılan yerlerin örtülü olması ve hutbeyi ayakta okumasıdır.
Hutbenin sünnetleri de, hutbeyi iki kısma ayırmak ve bunlar arasında bir tesbih veya üç ayet okunacak kadar bir zaman oturmaktır. Bu bakımdan buna iki hutbe denir. Bu iki hutbeden her biri hamdi, kelime-i şehadeti, salât ve selâmı kapsamalı. Birinci hutbe, bir ayetin okunması ile insanlara öğüt vermeyi, ikinci hutbe de Müslümanlara duayı kapsamalıdır. Ayrıca imamın sesi, ikinci hutbede birinci hutbedekinden daha hafif olmalıdır. İşte bunlar hutbenin sünnetlerindendir.
Her iki hutbeyi uzatmamak da sünnettir. Hatta hutbeyi "Hucurat" suresi ile "Büruc" suresine kadar olan surelerin herhangi birinden uzunca okumak, özellikle kış mevsiminde, mekruhtur. Cemaatı bıktırmak uygun değildir. Cemaatın acele görülecek işleri olabilir. Onları camide fazla tutmak, cuma namazlarına devamlarına engel olacağından, yersiz bir iş olur. Hatib olan şahıs bunları düşünmelidir. Sözlerinin sonu, önceki sözleri unutturacak ve kıymetten düşürecek şekilde hutbesi uzun olmamalıdır. Hutbenin kısa ve cemaata faydalı bir tarzda hazırlanması, hatibin ehliyet ve faziletine delildir.
Cevap: Cuma namazında okunan ayetler
Darusselam
İşte böylece hutbeler, belâgat ve mana bakımından ruhları kazanacak bir halde bulunmalıdır.
Ashabı kiramdan (Câbir bin Semüre’den) rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimizin namazı da, hutbesi de orta bir halde idi. Çok kısa ve çok uzun olmaktan beri idi.
Sorunuzda geçen hutbenin diğer dualarına gelince:
Öncelikle bu duaların Arapça olarak okunuşundan öğrenmek gerektiğini ifade edelim. Bu duaların okunması güzel olmakla beraber okunmadığı takdirde herhangi bir sakıncası olmadığı gibi, hutbeye veya namaza da bir eksiklik gelmez. Ayrıca belli bir duayı okumak da şart değildir. İstediği şekilde dua edebilir.
Cuma’nın ilk sünneti kılındıktan sonra, müezzin gülbank çeker:
Fatiha okunduktan sonra müezzin euzü-besmele çekerek Ahzab sûresinin 56. ayetini okur;
Bunu takiben müezzin Peygamberimize (asm) bir salavât getirir.
Salevât-ı şerîfe bittikten sonra müezzin ayağa kalkar ve iç ezan okur. İçerde okunan bu ezan, cumanın ezanıdır. İmam namazını, her günkü oturduğu yerde değil de cuma günleri minberin kapısı önünde kılması cemaati rahatsız etmemek için iyi olur. Ayet okunmaya başladığında imam yerinden kalkar ve gizli olarak dua okur (minberin önünde):
Ondan sonra, minberin merdivenlerini yavaş yavaş çıkar ve 3. basamakta durur ve şöyle dua yapar:
7. Basamağa gelir ve:
Duasını okuduktan sonra cemaata yüzünü dönüp 8.basamağa oturur. Bu esnada iç ezanı dinler. Ezan bittikten sonra ayağa kalkarak 7. basamakta hutbeyi okumaya başlar. Hutbenin başlangıcı Hamdele ile olur. "Elhamdü lillâh (2) Elhamdü lillâhillezi . . ." Hamdele’nin son kısmında;
Bundan sonra imam: "kalle’l – lahü te’alâ fi kitâbihi’l-kerîm." der, euzü-besmele çeker ve hutbenin mevzuu ile ilgili bir ayet okur. Ayet bitince "sadekAllahül-‘azîm" der (Bu da tasdik etmek demektir). Ve yine hutbenin mevzuu ile ilgili okuduğu ayete istinat ederek söylenmiş olan, Peygamber Efendimizden (asm) bir hadîs’i imam şöyle dile getirir: "Ve kale’n – nebiyyü sallellahü ‘aleyhi ve sellem" diyerek hadisi okur. Şayet mevzu ile ilgili ikinci bir hadis daha varsa, o zaman imam: "ve kale fi hadîsin ahar" diyerek diğer hadisi de okur.
Daha sonra imam, "Azîz cemaat, aziz mü’minler" gibi tabirlerden birini kullanarak Türkçe hutbe kısmını okumaya başlar. Türkçe hutbenin okunuşu bittikten sonra, imam yine fazla teganni etmeden, gizli bir lâhinle aşağıdaki metni okur.
euzü-besmele çekip son bir ayet daha okur. Sonra oturup dua eder.
Ondan sonra tekrar ayağa kalkar ve burada da bir dua okur. Daha sonra da Peygamberimize (asm) salavat getirir. Altıncı basamağa iner ve hafif kıbleye yan dönerek, yarı açık yarı gizli salli ve barik dualarını okur, sonra ellerini kaldırır dua eder. Bu duada, bütün mü’minlerin refahı, saadeti, karada, havada yolculuk yapanlara selametler dilenir; orada oturan, kaim olan, orada hazır olan, kaybolmuş olanlar (bilinmeyenler), Türk ordusunun mansur ve muzaffer olması gibi hususlara temas edilir.
Dua bittikten sonra tekrar 7. basamağa çıkar, euzü-besmeleyi gizli olarak okur ve açık olarak ve makamla Nahl Sûresinin 90. ayetini okur:
Minberden aşağıya doğru inerken, Nahl Sûresinin son ayetini gizli olarak okur. İmam hutbeden aşağıya inmeye başladığı anda da müezzin kamet etmeye başlar. Kameti takiben farz olan cuma namazına başlanır.
cuma namazında okunan ayetler, cuma namazında okunan ayet, cuma hutbesinde okunan ayet