Kalbe gelen düşüncenin bize ait olup olmadığını nasıl anlarız
samil512
Selamun aleyküm, dün aklıma küfr,şirk düşünceler geldi. Bunların bana ait olup olmadığını nasıl anlayabilirim. Akla gelen düşünceyle hüküm olmadığını biliyorum ama kendimi bunların vesvese olduğuna inandıramıyorum. İmanımla ilgili sıkıntıya düştüm.Lütfen bana yardım edin
Cevap: Kalbe gelen düşüncenin bize ait olup olmadığını nasıl anlarız
Şema
Kötü düşünceler şeytandandir.
Cevap: Kalbe gelen düşüncenin bize ait olup olmadığını nasıl anlarız
samil512
Sağolun hocam ama sürekli aynı vesveseler aklıma geliyor ne yapmalıyım? Bunlar bana ait değil değil mi
Cevap: Kalbe gelen düşüncenin bize ait olup olmadığını nasıl anlarız
Darusselam
Kalbe gelen düşüncenin bize ait olup olmadığını nasıl anlarız
Namazda ve namazın dışındaki kötü ve çirkin vesveseler,şeytandandır.Çünkü şeytan, müslümanı dîninden saptırmak ve onu iyilikten mahrum edip uzaklaştırmak konusunda çok gayretlidir.
İnsanı ilgilendirmeyen konularda düşünmek ve kalbi, namazın amacından cezbeden şeyleri düşünmek gibi ve kalbi meşgul eden şeyleri defetmeye/kovmaya çalışmaktır.Bu ise, her kulda farklıdır.Çünkü vesvesenin çokluğu, insanda bulunan şüphelerle şehevî duyguların çokluğuna, kalbe sevimli gelen şeylere kalbin yönelmesine ve kalbe çirkin gelen şeyleri kalbin defetmesine bağlıdır. (Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye;"Mecmûu Fetâvâ"; c: 22, s: 605).
Sorunda zikretmiş olduğun vesveselerin seni büyük bir noktaya getirmesine, hatta Allah Teâlâ’nın zâtı hakkında aklına vesvese vermesine gelince, şüphesiz bunlar şeytanın dürtü ve kışkırtmasıdır.
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Eğer şeytandan gelen bir vesvese seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın. Çünkü O, hakkıyla işiten, (kullarının bütün işlerini) hakkıyla bilendir." (Fussilet Sûresi: 36).
Nitekim sahâbeden bazı kimseler, kendilerini rahatsız eden vesveselerden şikâyet etmişlerdi.
Ebu Hureyre’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:
"Peygamber -sallAllahu aleyhi ve sellem-‘in ashâbından bazı kimseler gelerek ona şöyle sordular:
(Ey Allah’ın Rasûlü!) Bizden birimizin, içimizdeki çirkin bir şeyi konuşmayı büyük günah olarak görmektedir deyince, Rasûlullah-sallAllahu aleyhi ve sellem-:
Onu kalbinizde buluyor musunuz? diye sordu.
Sahâbe:
– Evet, dediler.
Bunun üzerine Peygamber -sallAllahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
– İşte o, katıksız (gerçek) îmândır" (Müslim; hadis no: 132).
İmam Nevevî -Allah ona rahmet etsin- bu hadisin şerhinde şöyle demiştir:
"Peygamber -sallAllahu aleyhi ve sellem-‘in: "İşte o, katıksız (gerçek) îmândır" sözünün anlamı; yani bu vesveseyi konuşmayı büyük günah olarak görmeniz, katıksız (gerçek) îmândır, demektir.Zirâ bunu büyük günah olarak görmek, ondan şiddetle korkmak ve onu konuşmak, -bunlara inanmayı bir tarafa bırakın-, bütün bunlar, ancak îmânı tam anlamıyla kemâle eren, îmânı gerçekleştiren (tahakkuk ettiren) ve kendisinden şüphe ve şek giden kimsede olur.
O halde bu vesveseyi çirkin görüp ondan nefret etmek ve kalbin ondan kaçması, gerçek ve katıksız îmândır. Vesvese, zikir ve duâ ile Allah Teâlâ’ya yönelen herkesin başına gelebilir. Bu kaçınılmaz bir şeydir. Bu sebeple kulun, dîninde sebât göstermesi, bu vesveselere sabretmesi, zikir ve namazına devam etmesi ve canını sıkmaması gerekir.Zirâ o bunlara devam ederse, şeytanın hilesi kendisinden uzaklaşıp gidecektir.
vesvese olduğunu nasıl anlarız, vesveseyi nasıl anlarız, bir düşüncenin vesvese olduğunu nasıl anlarız