Çok zor durumdayım dua
Kayıtsız Üye
Selamın Aleyküm.öncelikle buradan bütün insanlara yaşadıkları sürece Hz Allahın yolundan ayrılmamaları için yalvarıyorum.Fazla değil 3 seneye kadar çok iyi rahat denilebilecek bir hayatım vardı.3 sene önce psikolojik bir rahatsızlık geçirdim ve her şey tersine döndü.Aklınıza gelebilecek her şeyimi kaybettim maddi ve manevi. Ailem zaten bu hastalıktan dolayı perişan oldu annem babam yaşlı insanlar çok saflar bu devrin insanları değiller.bir anda yatağa düştüm ve 2 yıl bir odadan diğer odaya Geçemedim sayısını hatırlayamadığım kadar intihar girişiminde bulundum çünkü büyük ızdırap çekiyordum o zamanlar Cenabi Hakkı bile aklıma getiremiyordum dua edecek aklım takatım yoktu.Ruhsal rahatsızlıklar görünmüyor insanlara ne yaşadığını anlatsanda anlamıyorlar.2 sefer psikiyatri kliniğinde yattım artık ne mücadele etçek halim kaldı ne de maddi gücüm ilaçlarımı alacak güce otobüse binip hastaneye gitmeye takatım kalmadı.Allahıma peygamberim Hz. Muhammed’e şükürler olsun bu zamana kadar direndim ancak artık buraya kadar siz kardeşlerim den isteğim namazlarınızda dualarınızda bana fatiha göndermeniz.Allah tüm İslam alemine tüm Müslüman kardeşlerime Cenabı hakkın yolundan 1 milim sapmadan ilerlemeyi nasip etsin Allahü teâlâ hepinizden Razı olsun
Cevap: Çok zor durumdayım dua
haci
alayküm selam verehmetullah,öncelikle Allah sizin ve sizn gibi kardeşlerin sıkıntılarını gidersin(amin)yillar önce bir akrabamız kanserden tedavi görürken bir arkadaş, onu yolcu ederken bize hayırdır yolculuk nereye;bende arkadaşı yolcu edeceğim ankaraya tedavi görecek dedim hayatta unutmam bu sözü.bize şunu dedi; hayata bakıyorumda herkes bir şeylerle imtihan ediliyor.o zaman anladımki sadece imtihan edilen ben değilmişim.şimdi hatılamıyorum ama nurettin yıldız hocanın imtihanla ilgili çok güzel sohbetleri var mutlaka izleyin ve Allahın izni ile faydasını göreçeksiniz.bu imtihanlar çetindir zordur hakikaten dünya hayatı zordur.son söz;ALLAH nakşediyor yüreğime ilahi bir kudret.diyorki;ey kulum;bu senin imtihanın,Rabbin için sabret…..
Zor durumdayım depresyon…
Üzgün
Merhaba
Eşim uzakta ailesine, eşime sahip çıkın diyor ama eşimin ailesi sahip çıkmıyor 1.5 yaşında kuzım var Allah’a emanet…maddi olarak hiçbir şey vermiyorla hep diğer oğlunun peşindeler inekleri var oğluna çobanlık yapıyorlar…ama eşime zırnık yok..maddi olarak benim annem hep yanımda …para annemden kavga iğneyilici laflar onlardan…bu nasıl gelin olmaktır anlamadım…kayınım bağırıyor bana üstüme yürüyor babası da var çocuğumun pusrtini tepiyor arabaya terbşyesiz dedi bana neymiş ben kapı çarpmışım öyle biley neden yapayım ki durduk yere aptalmıyım ben? Bahane arıyorlar…kaynanam da herşey karşılıklıdır kafana sok bunu sen bahane arıyosun diyor …şaşkınım Allah kalbimi biliyor….Allah’a sığındım çok zor günler geçiriyorum…kadın olmak neden zor bu kadar?
Zor durumdayım yardım edın
Kayıtsız Üye
selamün aleyküm arkadaşlar. Kendi halimdeyken çok büyük bir günaha bulaştım bir kaç sene evvel. Kendime hiç yakıştıramıyorum Rabbime karşı çok utanıyorum affedilirim inşAllah evlenmek istiyorum bunu da eşim olacak kişiye söylemedim . Güven kırmaya gerek yok. Allah bu kadar pişman ve aciz kulunu inşAllah ki affeder ondan başka çarem ve gideceğim kimsem yok. O kadar pişmanlık ateşindeyim ki… Kendime dualardan güzel bir defter yaptım buradan bulduğum yada internetten bulduğum duaları elimle yazıyı abdestli okumaya gayret ediyorum. Her gün tövbemi yenilliyorum inşAllah ölene kadar samimiyim çünkü aynı günaha işleme meyilim dahi yok. Yine de çok korkuyorum hem Allah affeder diyorum ama korkuyorum da. Şeytan vesveseleri inanın çok ağır sen pişsin koskoca günahını böyle mi temizleyeceksin diyor. Günah çıkartmak gibi herkese haykır diyor bir an. Bana yardım bir çare bir görüş lütfen selamlar olsun Allah’ın rahmeti üzerinizden eksik olmasın
Hasanytn
1. Sorum:Merhaba, ben daha genç yaşta bir erkeğim. Kendimi çok zor durumda hissediyorum. Her gün sabah yerimden kalktığımda hemen dua ediyorum, o kadar kötü hissediyorum ki kendimi, bütün gün aklımdan çıkmıyor. Bende 3/4 aydır vesvese var, 1 ay önce tam geçiyor gibi olurken daha kötü oldu. Ben sürekli istemeden bu son 2/3 haftadır galiba küfre sebep olan hatalar yapıyorum, mesela sosyal medyada biri dinle dalga geçince ben istemsizce gülüyorum, gülmemem gerektiğini biliyorum ama nedense oluyor, ben gerçekten gülmek istemiyorum, çoğu zaman tutamıyorum, bu genelde yani gülümseme oluyor, yani ses falan çıkarmıyorum. bu şimdiye kadar sadece 2 yada 3 defa oldu, sürekli tevbe istiğfar duasını yapıyorum, ve ondan sonra aklıma sürekli hayır tevben kabul olmadı diye bir his geliyor. Gerçekten her gün kalkar kalkmaz 2 saat dua ve zikir çekiyorum, ve yatınca 1 saate yakın dua ediyorum. Bazen ağlıyorum. Bana tavsiyeniz var mıdır? Ergenlikten olabilir mi, çünkü daha 15 yasındayım. Huzurum iyice kaçtı. Gerçekten günah bişey yapmamak için elimden geleni yapıyorum.
2.sorum( buna da sürekli tevbe eder oldum, ve buda o son aydır belki o hatalardan olan bir şey) ben namaz kılmadan 1 saat önce tuvalete giderim, ondan sonra istibra yaparım biraz, ama saat gelince tuvalete son kez kontrole gittiğimde siliyorum, ama sildiğimde bazen çok az şekilde idrar yinede geliyor yani toplam 1 damla, bittiğine emin olunca sarıyorum ve abdest alıp namaz kılıyorum, ama abdest alınca suya elleyince idrar yapasım geliyor heyecandan namazı iyi kılar mıyım kılmaz mıyım diye. ve belki bu sırada akabilir. Bazen namazdan hemen sonra baktığımda siliyorum, ve çok çok az şekilde idrar geliyor kağıda. Bunu da vesvese haline getirdim galiba hani abdestsiz kıldıysam diye(hasa), bu durumda ne yapmalıyım?
misafir4
nasıl ki kötü bir kadın kapısına geleni geri çevirmez; aklınızı da bu vaziyette bırakmayın, aklınızın bir kapısı olsun demişler. yine helalleri ve haramları arayan ve bir kemal arayışı olan kimselerin, böyle olmayan kimselerin arasında ne işi olur ki demişler. bu kimse gah bunlara mı imrensin, gah bunlara mı uysun, yoksa kendisinden mi şüphe etsin ? bu durum şuna da benziyor, bir kimse kıt kanaat çocuğunu büyütecek, belki dünyanın bir uçlarına gönderecek okutacak, bu çocuk sonrasında gelecek ve hırsıza uğursuza uyacak, bunlarla meşgul olacak.
bakacak olursan bizler sadece asli konumumuza uygun hareket ediyoruz, ne güzel olan bitenler ve bizi bekleyenler, bize haber verilmiş. yaratıldık, başıboş bırakılmadık ve tekrar Rabbimize döndürüleceğiz. bizler aslında yaradılış maksadımız çerçevesinde şekillenmiş, önümüze gelenlerden çirkin olanları elimizin tersiyle itip temiz olanlarını seçdiğimiz ve varış yerine hazırlıklı gitmeyi murad ettiğimiz bir hayatın peşindeyiz. Allah korusun bunun böyle olmaması demek; çirkinlikler içerisinde, önüne ve işine geldiği gibi rastgele ve anlamsız bir yaşam sürülmesi sonucunu doğurmaktadır ve insan dünya hayatında da, ahiret hayatında da hakiki faydalara ancak ilk söylediğim gibi ulaşabilir. ne kadar reklamı yapılsa da, süslense de, cakası satılsa da; haramların, çirkinliklerin, aylaklıkların veya rastgele bir yaşam sürmenin; dünya hayatına da bir faydası yokdur. içkinin, fuhşun, ırzını korumamanın, haddi aşmanın; dünya hayatına ne faydası olur ? Allah korusun bunların sonu da hüsrandır.
gözler kalbin kapısıdır. insanın gözleriyle ve kulaklarıyla itibar ettiklerinin, kalbine ve zihnine sirayet etmemesi mümkün değildir. insanın da, gözlerine ve kulaklarına sahip çıkması, kalbini ve aklını koruması gerekir. nasıl bir koruyucu hekimlik var, bir de hastalıklarla mücadele var; bu da buna benzer. sıhhati korumak kolaydır ve herkesin bunu yapması gerekir, Allah korusun hastalıklar ise meşakkatlidir ve acıdır. tabi Allah korusun, hastalıkların bir çok boyutu vardır ama örnek olması için söyledim; korumak uğraşmakdan kolaydır.
bahsettiğin vesveseler, insanın ömrünün boşa geçmesinin yanında devede kulak; aslında imanın da göstergesidir ancak insanın da çirkinliklerin etrafında gezinmemesi gerekir. insan bir şeyleri eksik veya hatalı yapınca, dur o zaman diğerlerine kasayım diyor. gerek yok, çirkinliklerden beri hakiki faydaların peşinde ol. yoksa soracağın sorular iki değil yirmi de olur da gerek yok. ona gülmek istemediydim buna bilmem ne olmadıydı filan. veya 1 saat önce tuvalete giderim, temizlenmişmiydim temizlenmemiş miydim filan ne yapacaksın. tuvalete gidersin, temizlenirsin çıkarsın. insan daha düşünmez ki; en azından düşündüğünü, sandığını, hiçbir zaman emin olamayacağını da; olumsuza yormaz. tabiki temizlen, kendince bir yolunu bul o kadar.
Hasanytn
Bana cevap yazdiğin için Allah razı olsun, teşekkür ederim.
misafir4
estağfurullah güzel kardeşim ne demek. bende bizde hatalar yapıyoruz, geçen gençliğimize veya ömrümüze üzülebiliyor, ona çemkirir gibi yazabiliyoruz. bu tarz şeyleri de yanlış anlamayın. kendi öğrendiklerim veya anladıklarım başkasına hitab ediyor mu onu da bilmiyorum. herkes kendince bir şeyleri çözebiliyor, insan bunu kıymetli sanabiliyor da başka birisi bunlara ihtiyaç duymayabiliyor. ama insan kıymetli hayat kıymetli zaman kıymetli, ayrıca güzellerde. keşke layğıyla farkında olabilsek hem faydalanabilsek hem değerlendirebilsek. karşıdakine hitab ettikden sonra, faydası oldukdan sonra keşke. ben de teşekkür ederim, Allah senden de razı olsun. Allah a emanet ol.
Hasanytn
Abi tavsiyen varmi, ben gerçekten gülmemi çok zor tutuyorum, yani şükür şimdi gülmedim ama çok zor tutuyorum.
misafir4
güzel kardeşim, istemsizce veya bir anlamı olmadan gülüyorsan, buna bir değer yükleme. endişe duyman veya bunun bir kıymeti harbiyesi olduğunu düşünmen, buna sebeb olabilir. çirkinliklerin etrafında dolaşıyorsan da, bunlara itibar ediyorsan; çirkinliklerin etrafında dolaşma, bunlar illaki insana bulaşırlar. korumak uğraşmakdan kolaydır diye ondan söylemiştim, yoksa bugün insana bir şey sıçrar, yarın başka bir şey.
günah bir şey yapmamak için elinden geleni yapdığını söylemişsin. sen söyle, helal ve haramları ayıran kimselerin/iyiyi güzeli murad eden kimseleri/ bir kemal arayışı olan kimselerin; böyle olmayıp da çirkin temiz bulaşık, rastgele yaşayan insanların arasında bir yeri olur mu ? kaldı ki bunlar kendi reklamlarını yapsınlar, caka satsınlar. bir birine bak, bir de diğerlerine bak. sen söyle; kimin kime imrenmesi, kimin kime uyması gerekiyor ? aslında insan dünya hayatında da ahiret hayatında da, hakiki faydalara ancak asli konumunun farkında/yaradılış maksadı çerçevesinde şekillenmiş, çirkinliklerden sıyrılmış temiz ve varış yerine hazırlıklı bir hayat sürerek ulaşabiliyor. içkinin fuhşun batıl yollarla mal yemenin ve benzerlerinin dünya hayatına da bir faydası yok ki. bunlar reklamı yapılan, süslenen, cakası satılan ve şeytanın bizim ardını arkasını düşünmeden, balıklama atlamamızı istediği tuzaklar. birisi de çıkıp, – abi şimdi iki kızlada mı kikirdemeyelim diyecek, hem herkes yapıyor hem havam olurdu hem de kötü bir şey düşünmüyordum kötü bir şey yapmazdık diyecek. yani şimdi bir kızla iki gün mü kikirdeyeceksin, iki ay mı kikirdeyeceksin, iki sene mi kikirdeyeceksin. bunlar insanın yarın bir gün hem ruhuna, hem kalbine, hem aklına, hem okuluna, hem işine, hem evlilik hayatına olumsuz etkileri olacak şeyler. bunun için, hem dünya hem ahiret hayatına faydası olan şeylerin/hakiki faydaların peşinde ol dedim. esas bunlar gönlünü ve seni doyuracak, ihtiyaçlarını karşılayacak şeyler. on senelerce yalan yanlış/ çirkin, karı kız muhabbetleri yapıp, binbir çetrefile girip, sonunda da hüsrana uğrayacağına; sorumluluğunu üstlen aklını başına al, gönlünce biraz da olduğu kadar evlen. hem dünya hayatına hem ahiret hayatına azığın olsun. cakası reklamı süsü var diye, çirkinliklere itibar etmeye gerek yok. bu da sadece bir örnek, Allah korusun yapılan reklamlara satılan cakalara aldanılırsa, başka başka meselelerde de durum benzer olur.
bunlar içinde öyle endişelere vehimlere falan da gerek yok. istemsiz veya anlamsız şeylere bir değer yükleme veya günahlara düşmemek için de öyle fazla bir endişeye gerek yok. önce zararlarını beller ve helalleri ve haramları açık bir şekilde ayırırsan, gerisi kendiliğinden gelir. zaten bir kaç taneler, haramlardan uzak dursan yeter. hiç bir arı veya bir hayvan, kendisine yaramayan veya kendisini zehirleyecek veya kendisine ters yiyeceklere yanaşıyor mu. kendisine neyin yaradığını biliyor, o çiçekleri gezip dolaşıyor. insanın helalleri ve haramları ayrıması demek, önünde dilediğini yapabileceği geniş bir helal dairesi kalması anlamına gelir. insanın helalleri ve haramları ayırmaması demek, her hareketinin şüpheli ve tedirgin olması anlamına gelir ve insanın ayağına illa ki bir pislik bulaşır. sen şimdi,- abi sen nerede yaşıyorsun, bunlarla karşı karşıya kalmak durumunda kalıyoruz diyeceksin de. insanın diğer insanlara ne zaman karışacağını ve onlardan ne zaman ayrılacağını doğru tayin etmesi gerekiyor. aksi takdirde herkese alabildiğince yanaş/herkesi alabildiğince sev/herkese alabildiğince takıl veya herkesden alabildiğince uzaklaş diye bir şey yok. bazen zaruret olur, bazen ihtiyaçların olur. yanaşmayı da bileceksin, kendini korumayı da bileceksin, uzaklaşmayı da bileceksin. bu da öyle zor gelmesin, işine geldimi armut gibi dolanmayacak işine gelmedi mi de salağa yatmayacaksın.
yine endişelere şöyle gerek yok, ameller niyetlere göredir hatta bu hadisi şerifi hadis alimleri eserlerinin başına koymuşlardır. insanın niyetlerinde bozukluklar veya çirkinlikler, illaki insanın ayağına dolanır, insan bunlarla imtihan edilir fakat gel gör ki insan yine bu bozuk ve çirkin niyetlerinden bir hayır ve bir bereket beklerler. sonra da, niye böyle oldu ki acaba derler. insan resmen şöyle düşünüyor; nasıl olsa aklımdan geçeni kimse bilmiyor, olurda ayıkacak olan olursa da inkar ederim, baktım olmadı suçlar üste çıkarım diyor. yani insanın niyetlerindeki çirkinlikleri ve bozuklukları temizlemesi gerekir ancak dediğim gibi şöyle endişelere veya vehimlere gerek yok, ayrıca ihmal etmeye de gelmez; ameller niyetlere göreyse, niyetin akıbeti semeresi de ameldir. yani iç dünyayla dış dünyayı, dünya hayatıyla ahiret hayatını kopuk kopuk düşünmeye gerek yok. niyet edersin amel işlersin, ameline bakılır, bu da niyetini üç aşağı beş yukarı ortaya koyar. yani namazını kılarsın, bu kadar. veya bir ameli işlersin bu kadar. hayatında, ihtiyaçlarından ve dilediklerinden başlayarak, hayatını güzelleştirecek ve düzene sokacak adımları bir bir atarsın bu kadar. yani asılsız astarsız anlamsız istemsiz sonuçsuz şeylerin veya kendi kendine sanmanın bir anlamı yok.
yazdıklarımda bir karmaşa olabilir, sorduğun soruya tekrar döneyim; istemsizse veya aslı astarı yoksa buna bir değer yükleme. buna bir değer yüklemen veya endişelenmen buna sebeb olabilir. çirkinliklere itibar ediyorsan da, bunun çözümü bunlara itibar etmemek olacakdır. yoksa sorulacak sorular bugün başka olur yarın başka olur. ayrıca ameller niyetlere göredir, aynı zamanda niyetlerde ameli gerektirir. yani düşündüm düşündün, taşındım taşındam, sandım sandım; ne de güzel şeyler murad etmiştim, beni kimse anlamadı veya bir şey yapamadım diye bir şey yok. namazını kılacaksın bu kadar veya bir amel mi işleyeceksin amelini işleyeceksin bu kadar. insanlarda diğerlerinin yapıp ettiklerine bakar, bunları öyle değerlendirir yoksa öyle uzay aleminde yaşamanın bir alemi yok
dediğim gibi biraz karışık olmuş olabilir ama anlamadığın bir yer olursa takılma, devam et, tane tane oku. Allah yardımcın olsun 🙂 ayrıca geri dönüşde yapabilirsin, ya abi çok uzun yazmışsın, çok karmaşık yazmışsın, bir şey anlamadım veya ne anlatıyorsun veya güzel güzel konuşuyorsun da kendince süslemişsin, öyle işte konuşmuşsun filan diyebilirsin. harbiden diyeceğin varsa de ama sonra yakalar bulursam seni, vay niye böyle deme 🙂 neyse, Allah a emanet ol
Hasanytn
Çok çok çok sağ ol, zaten o şey aklıma gelince ben kendimi o kadar çok zor tutuyorum ki. O şey komiğime gidiyor, ama gerçekten gülmek istemiyorum çünkü yanlış bir şey. Neyse Allah senden bin kere razı olsun, bunları kafama takmayacağım. bana zaman ayırıp bunları yazmışsın, çok çok teşekkür ederim. (Bu arada aynı bir psikolog gibi yazıyorsunuz)
misafir4
rica ederim kardeşim, Allah senden de razı olsun. dediğim gibi istemsiz veya anlamsız olanlarına takılma, buna anlam yüklemen üzerinde durmana neden olacakdır ancak yozlaşmış olan şeylerden veya çirkinliklerden de uzak durmaya bak. bunlara da itibar edilmeyecek artık çünkü bunlar illaki sıçrarlar veya sirayet ederler.
hocanın biri, arkadaşıyla büyük bir şehirde gezerken, gözüne onca hengamenin içinden, gökdelenlerin taş yığınlarının arasından çıkan bir çiçek ilişmiş ve bu buradan nasıl çıkmış deyip, arkadaşına göstermiş. arkadaşı da, burada doğal olan tek şey bu ancak insanların yadırgadığı, bunun burada ne işi var dedikleri tek şey de bu, aynı islma gibi demiş. artık çiçekdi böcekdi bunlara da takılmaya gerek yok. ne kadar normalleşse de süslense de, akıbetlerinde bir hayır olmayan çirkinliklere itibar edilmeyecek. dünya ve ahiret hayatımızda hayrımıza olan adımlar da, ihtiyaçlarımızdan ve dilediklerimizden başlanarak atılacak. bunun için de kendini yıpratmanın kendini suçlamanın bir anlamı yok, bazı şeyleri ihmal edip başka şeylere kasmanın da alemi yok ancak bu adımlar da ihmal edilmeye gelmezler ve dediğim gibi ihtiyaçlardan başlanarak birbir atılmaları gerekir. ve hayatda ne yapman gerekiyorsa, ne kadar idrak etsen de, ne kadar bellesen de; sonuçda yine irade göstermen gerekir. dolayısıyla kendini süslü görmenin, allame muvahhid sanmanın da bir alemi yok, kendini aşağıya çekmenin de bir alemi yok. veya bunlar ne kadar güzelmiş, şunlar ne kadar çirkinmiş demenin de bir alemi yok. sabah namazını kılıyor musun kılmıyor musun veya önüne bir şey geldiği zaman, güzelini ve iyisini mi tercih ediyorsun etmiyor musun veya hayatını düzeltecek veya güzelleştirecek basit adımları atıyor musun atmıyor musun bu kadar.
dediğim gibi yaradılış maksadımıza uygun, varış yerine hazırlıklı, temiz bir hayat sürmek durumundayız. bizim asli konumumuz, bizim olayımız, bizim maksadımız bu. alemde hiç değişik değişik hareketleri olan, değişik değişik havalara giren, değişik değişik şeyler peşinde koşan bir şey var mı. bundan gayrısı da; çirkin temiz bulaşık, rastgele, haybeye bir yaşam sürülmesi sonucunu doğuruyor. anlatması güzel de, hesab günününde şakası yok. ayrıca bu çirkinliklere de itibar etmeye, bunlara uymaya, bunlara imrenmeye gerek yok. helal haram ayıran veya bir kemal arayışı olan kimselerin, böyle olmayan kimselerin arasında ne işi olabilir ki. dediğim gibi biz aynı hayatın, temizini ve hazırlıklısını seçiyoruz. bizim bu çirkinliklere değil bunlara dalan kimselerin bize uyması gerekiyor.
dedim ya insan hayatında oturtması gereken taşları yerli yerine oturtmadığı takdirde, sonrasında bunlarla uğraşması da zor oluyor. tevbenin de bir şeyi yok da, insanın kalbine ve aklına sirayet eden şeyleri temizlemesi zor oluyor. insan çoğu zaman bunların farkında bile olmuyor. dolayısıyla yaşın gençken kendini iyi kolla, bu yozlaşmış şeyleri veya çirkinlikleri hakikate tercih etme. insanları sev de, bırak onlar sana uyuyorlarsa uysunlar, sen hakikatin bulunduğu yer de ol ve sakın Rabbine ortak koşma. namazlarını ihmal etme. benim çevremde beş on seneden aşağı namaz borcu olmayan fazla kimse yok. bunlarda namazın önemini bilen ancak evvelden beri bir kılıp bir kılmayan kimseler. bir müslümanın on senelerce namaz borcu olmaz. işte insanın hayatı oyalanarak dolanarak geçiyor ve ipin ucunu bırakmaya gelmiyor. namazında daim ol ki, kendi yoluna bakabilesin. ayrıca anne babanla iyi geçin. eğer kendini korumayı beller ve kendini gerçekleştirirsen, kimseyle bir problem yaşamazsın. kendi projesi olmayan, başkalarının projesinin bir parçası olurmuş. eğer hayırlı işler peşinde koşarsan, ne yapdığın belli olursa, kendi hayrına ve menfaatine bir yol çizersen; kimseyle pek fazla uğraşmak durumunda kalmazsın. öteki türlü kimsenin de hakkından gelemezsin. ayrıca insanlarla da iyi geçin. bunun için onlara ne zaman karışacağını ve ne zaman ayrılacağını doğru tayin etmen gerekir. insanları alabildiğince sevmeye veya insanlarla alabildiğince takılmaya bakarsan, olmaz. bir sonuç da alamazsın. herkese karışacağın ve herkesden ayrılacağın vakitler vardır. bir kimseyle her şeyi yapalım her şey güzel olur diye bir şey yok, bunu bellersen insanlardan uzak durmana da gerek kalmaz. iyilik güzellik varsa olursun, çirkinlik olursa ufak ufak uzarsın.
fasıklarla arkadaşlık etme, zira fasıklardan sadece günah işlemeyi öğrenirsin. yalancı kimseyle de arkadaşlık etme, zira yalancı kimse bir seraba benzer. sana uzakları yakın eder, gider gidersin de hedefine hiç ulaşamazsın. ahlakı düşük kimselerle de arkadaşlık etme, zira vakti geldiği vakit fazilet sahibi kimselerden uzak olmanın acısını çekersin. menfaat veya dünyalık peşinde olan kimselerle de arkadaşlık etme, zira bunlar daha büyük bir menfaat veya daha fazla bir dünyalık buldukları zaman seni terkederler. yapman gereken işleri de iyi belle ve bunların üzerinde dur. zira başka işlerle uğraşman, esas ihtiyacın olan şeyleri bir kenara atıp bıraktığın anlamına gelir. insanları memnun etmek, varılması imkansız bir hedeftir, dipsiz bir kuyudur. onun için insanların değil hakikatin bulunduğu yerde dur.
bakma insanlar zamanla manyaklaşıyor, akıllarını ve kalblerine doldurduklarıyla uğraşıyor. tabi bunların çoğu zaman farkında bile olunmuyor veya insan artık bunları umursamıyor, çamur batak bir hayata razı oluyor. ondan korumak, uğraşmakdan kolaydır dedim. zira kendini kolladığın vakit geriye sadece nimetler, biraz da olduğu kadar artık gönlünce faydalı hayırlı işler tutmak kalır. Allah yolunu açık etsin güzel kardeşim, Allah a emanet ol
Hasanytn
Selamün aleyküm,
Ben Avrupa’da yaşıyorum. Ben burada biraz içimi dökmek istiyorum. Derdim çok büyük. Ben daha genç yaştayım. Bende böyle 5 ay önce namaza başladım ve 4 ay önce vesvese başlamıştı, ama sonrasında yavaş yavaş gitmeye başladı, ama şu 2 aydan beri başıma gelmeyen kalmıyor dinle ilgili. Mesela her yaptığım şeyde küfre düştüğümü sanıyorum, Allah korusun. Yani her gün başka bir şey oluyor ve dinden çıktığımı sanıyorum. Ve sonra aklıma hep kötü şeyler geliyor, ama bunları dilimle söylemiyorum. Yani bu kötü düşünceler hep hata yaptığımdan dolayı geliyor galiba, tam emin değilim. Hatamda şu: ben mesela bir süre okuyorum, ama zorlanıyorum, sürekli o duayı baştan tekrar alıyorum, yine olmuyor, ama ben öylece bitiriyorum ve içimden diyorum ki umurumda değil kabul olmadıysa olmadı, ve sonra cunup muyum değil miyim öyle şeyler geliyor aklıma çünkü o lekeleri tam ayırt edemiyorum, çünkü bazen o kadar değişiklerki. sonra tövbe hasa aklımdan şey geçiyor tövbe hasa din olmasaydı ben bu zorlukları yaşamazdım diye tövbe hasa. Sonra tövbe hasa bazen içimden küfür yağıyor tövbe hasa yani tövbe hasa Allah’a, ve Tövbe hasa bazen biri küfür deyince nedense hemen aklıma Allah geliyor birden tövbe hasa bu da yeni başladı ve ben bunlar yanlışlıkla ağzımdan kaçırırım diye çok korkuyorum . Ve duaları düzgün okuyamadığım için namazı da bıraktım. Duaları nasıl okuduğunu biliyorum ama ağzımdan bir türlü düzgün çıkmıyor veya u ve u leri karıştırıyorum. Bunlar bir yana ben tevbe edince de tevbeden önce besmele çekiyordum, ama bunu bilmiyordum(zaten bunu öğrendiğimden sonra yazmaya karar verdim, çünkü tevbemin kabul olmadığını düşünüyorum). her gün Allah’a dua ediyorum ve hep zikir çekiyorum beni küfür den ve sirkten korusun diye. Ve her gün ağlıyorum. Ben Allah’a ve peygambere inanıyorum. Ben dinden çıkmak istemiyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Siz yardım edebilir misiniz? Gerçekten çok kötü hissediyorum kendimi.
misafir4
aleykumesselam kardeşim
şöyle düşün; bir hristiyanın aklına Allah gelse, islam gelse; sonrasında da, – aman boşver deyip, küfrüne veya zulmüne devam etse; bu kimse müslüman olur mu ? ne zaman ki oturur kelime şehadet getirir, elinden geldiğince bir şeyler yapar o zaman müslüman olur. yani bu işler öyle akla gelmekle olmuyor.
Allah rasulü sav bize bu vesveselerin imandan olduğunu buyurmuş ve bir zararı olmadığını haber vermiştir. bu vesveseler insanın aklına esen şeylerdir ve insanın iradesinin dışındadır, insan bunları kontrol altında tutamaz ancak önemli olan insanın bunların üzerinde durmaması, bunların peşinden gitmemesidir. insan ne zaman ki bunları önemsemez, inşaAllah o vakit bunlar insanın aklına gelmezler. insanın,- iyi de hala geçmedi demesi bile aslında bunları halen önemsediğini gösteriyordur. bunlar bir anlamı olan şeyler değildir.
bir müslümanın kekeleyerek düzgün okumaya çalışarak kuran okumasının sevabı, kuranı kerimi güzelce okuyan birisinin sevabının iki katıdır. biri oturup güzelce kuran okurken, kendisi ve diğer insanlar onun okumasını beğenirken; ötekisi beğenmemesine ve beğenilmemesine rağmen, buna üzülse bundan sıkılsa da kuranı kerimi güzel okumaya çalışıyordur. bizim amellerimizi değerlendirecek olan Allah azze ve celledir. senin de kuran ı kerimi güzel okuyup okumadığını değerlendirecek olan da Allah dır. bilal habeşi ra, sesi güzel olduğu için ezan okumuyordu. mekkede işkence görürken, mekke sokaklarını Allah ı birleyerek ehadün ehad diyerek inlettiği için, medine de ezanı okumak bilal habeşi ra a düşmüşdü. sende internetten beğendiğin kuran ı kerim tilavetlerini açıp dinleyebilir ve sıkılmadan tane tane ve sesli okuyabilirsin, inşaAllah farkedecekdir. camiler veya kuran kursları açıldığı zamanda bunlara gidebilirsin ancak önemli olan tane tane ve sesli okumandır ve kulağının doğrusuna alışmasıdır. ancak insan sıkılır, hatası belli olmasın diye sessiz okur ve harfleri yutar. sıkılmazsan biraz çabayla okumanı geliştirebilirsin ancak yine de ortada karamsarlığa ve ümitsizliğe düşecek bir durum yok.
namaz müslümanın alameti farikasıdır, yani işaretidir. namazı ne şekilde olursa olsun bırakma, namaz kılıyorsan sen işaretlisindir. ne yapdığın ettiğin açık seçik ortadadır dolayısıyla böyle vesveselere de mahal verme. bunlar çeşitlenirler çeşitlerine de aldırma.
yani uzun lafın kısası ortada bir mesele yok. aklına esenlerin üzerinde durma, namazlarını kıl. aklına esmiş esmemiş bunların bir önemi yok. insan hayatında devamlı bir şey yapar, önemli olan iyilerini ve güzellerini seçmendir. ayrıca her ademoğlu hata edermiş hayırlıları tevbe edermiş.
Allah a emanet ol