Hz Muhammed’in mekkeli müşriklerle yaptığı anlaşmalar
melle
Peygamberimiz’in müşriklerle hangi anlaşmalar yapmıştır?
MÜŞRİKLERLE YAPILAN ANTLAŞMALARDAN BAZI ÖRNEKLER
Hz. Peygamber’in Medine’ye hicretinden bir yıl sonra civar kabilelerle diplomatik antlaşmalar yapmıştır. Bu önemli muahedelerden birkaçı şöyledir:
Benû Damre ile Yapılan Antlaşma
Hz. Peygamber Medine’ye gelişinin ikinci yılı safer ayında 60 muhacirle Benû Damre yurduna gitmiş, reisleri Mahşî b. Amr ile komşuluk meselelerini müzakere ederek şu metni dikte ettirmiştir: Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla;Allah’ın Rasûlü Muhammed’in Benû Damre’ye hitaben yazısıdır: Onların malları ve canları emniyette olacaktır. Ve zalimane tecavüz vukuunda onlara yardım edilecektir. Ve onların vazifesi de Peygamber’e yardım etmek olacaktır. Bu antlaşma bir sufe (bir kabuk, bir tüy) ıslatacak su kalıncaya kadar devam edecektir. Onların Allah yolunda savaştıkları hal bundan müstesnadır. Üstelik Peygamber yardıma çağırır çağırmaz onlar, O’nun davetine cevap vereceklerdir. Ve bunlar için onlar Allah’ın ve O’nun Rasûlü’nün garantisine sahip olacaklardır. Ve aralarında taahhüdlerine riayet eden ve muahedenin ihlalinden korkanlar için yardım yapılacaktır. Hz. Peygamber’in Müşrik Damreoğulları ile yaptığı bu antlaşma, karşılıklı olarak yardımlaşmak, iyi komşuluk münasebetleri kurmak, muhtemel tecavüzlere karşı güç birliği içerisinde bulunmak vb. özellikler taşır. Bu antlaşmaher iki tarafa da sorumluluk getirmiştir. Benû Damre o dönemde henüz Müslüman olmadığından, cihad için yapılacak yardımlaşma ve destek muahedede yer almamıştır.
Benû Gıfâr ile Yapılan Antlaşma
Hz. Peygamber Damreoğulları ile antlaşma yaptığı yıl, Benû Gıfâr ile de antlaşma yapmıştır. Bu antlaşma da, aşağı yukarı Benû Damre ile yapılan muahedeye benzemektedir: Benû Gıfâr, Müslümanlarla aynı haklara sahip ve aynı vazifelerle mükellef olan Müslümanlar gibi sayılacaklardır. Üstelik Peygamber, onlara şahısları ve mülkleri üzerine Allah’ın kefaletini ve O’nun Rasûlü’nün kefaletini taahhüd eder. Nitekim Peygamber onları yardıma çağırırsa onlar O’nun davetine icabet etmekle mükelleftirler. Ve O’na yardım etmek üzerlerine bir vazifedir. Din için savaş bu kayıttan müstesnadır. Bu antlaşma denizde bir sufe (tüy veya kabuk)yi ıslatacak kadar su kalıncaya kadar muteberdir. Bu yazının bir cinayet karşısında araya girmeyeceği kararlaştırılmıştır. Rasûlullah, Benû Gıfâr ile de yardımlaşmak, birbirlerine destek olmak ve iyi komşuluk münasebetlerini kurmak üzere antlaşma yapmıştır.
Cüheyne Kabilesi ile Yapılan Antlaşma
Hz. Peygamber h. II. yılın Rebiulevvel’inde Cüheynelilerin bulunduğu Buvat’a doğru yola çıkmıştı. Rasûlullah, Cüheynelilerle de, Benû Damre ve Benû Gıfâr ile yaptığı antlaşmaya benzer bir muahede yapmıştır; Cüheyne kabilesinden olan Benû Zür’a ve Benu’r-Rab’a’ya: Onların şahısları ve mülkleri himaye altında olacaktır. Ve kendilerine zulmeden veya harbedenlere karşı onlara yardım edilecektir. Bununla beraber din ve üyeleri uğruna girişilen harpler müstesna. Ve mensupları göçebe olanlardan taahhüdlerini yerine getirenler ve her türlü tecavüzden uzak duranlar için yerlilere tanınan bütün haklar tanınmıştır. Allah yardım edendir. Rasûlullah’ın Cüheyne kabilesi ile yaptığı bu antlaşma iki taraf arasında bir saldırmazlık paktı oluşturmuş ve her türlü saldırı karşısında yardımlaşmak hükme bağlanmıştır. Bu antlaşmaya bağlı kaldıkları sürece Müslümanlar tarafından himaye edilebilecekleri de belirtilmiştir.Hz. Peygamber Kureyşlilerle yaptığı bu antlaşma ile zahirde çok zor şartları ihtiva eden hükümleri kabul etmiş oluyordu. Çünkü bu yıl Kâbe’yi ziyaret edemeyecekler, Medine’ye iltica edenlerin iadesine rağmen, Mekke’ye iltica edenlerin iadesi mümkün olmayacak, Mekke’den Medine’ye hiç bir kişi sokulmayacaktı.
Kureyşlilerle Yapılan Hudeybiye Antlaşması
Hz. Peygamber hicretin VI. yılının Zilkade ayında 1400-1500 kişilik ashabı ve 70 kurbanlık devesi ile Mekke’ye doğru yola çıktı. Niyeti, Kureyşlilerle aradaki husumeti kaldırmak, geçmişteki olayları unutarak dostane münasebetler kurmak ve umre yapmaktı. Ancak Rasûlullah Mekke’ye yaklaştığı zaman Büsr b. Süfyan’a rastgeldiler. Ondan Mekkelilerin Müslümanlara düşmanca tavrını öğrenince, Rasûlullah ashabını Hudeybiye’ye götürdü. Hz. Peygamber Mekke’ye yaklaşırken onlarla sulh yapmak niyetinde olduğu için hiçbir Kureyşlinin Müslümanları engellemesine misillemede bulunmadı. Tek gayesi umre yapılmasa da bir antlaşma sağlanarak oradan ayrılmaktı. Bunu diplomatik yönden temine çalıştı. Yapılan karşılıklı diplomatik münasebetler sonunda, Kureyş Süheyl b. Amr’ı antlaşma yapmak üzere gönderdi. Hz. Peygamber ile Süheyl b. Amr arasında müzakere edilen ve yazılması kararlaştırılan antlaşma metni şu maddeleri ihtiva ediyordu.
- Müslümanlar Kâbe’yi ziyaret etmeksizin Medine’ye döneceklerdir. Bir sene sonra orayı ziyaret edebileceklerdir. Fakat üç günden fazla kalamayacaklardır. Yanlarında sadece kınında kılıç, yay ve diğerleri olabilecektir.
- Medine’deki Müslümanlardan Mekke’ye iltica edenler iade edilmeyecek, fakat Hz. Muhammed Medine’ye gelen her Mekkeli’yi bu şahsın efendisi istediği takdirde iade edecektir.
- Mekke ahalisinden hiçbir kimseyi kendisi ile beraber çıkarmayacak, müminlerden de Mekke’de kalmak isteyenlere mani olamayacak.
- Her kim Muhammed’in birliğine ve ittifakına girmek isterse oraya girebilir. Yine her kim Kureyş’in birliğini ve ittifakını isterse oraya girebilir.
- İki memleket arasında on sene mütareke yapılmıştır. Bu barışı imzalayan tarafların müttefikleri de bu mütarekeye dahildir. Ve bu mütareke, taraflardan herbirinin arazisini diğer tarafın tebasına sulh içinde geçiş için açık tutmaya ve taraflardan biri, üçüncü bir tarafla harp halinde olduğu zaman diğer tarafı bitaraf kılmaya mecbur tutar.
Cevap: Hz Muhammed’in mekkeli müşriklerle yaptığı anlaşmalar
Sabri
Peygamberimiz as Mekkeli müşriklerle Hudeybiye antlaşması,cuheyne kabilesiyle yapılan antlaşma ve Benu ğıfar ile yapılan antlaşmadır
peygamberimizin yaptığı anlaşmalar, Peygamberimizin Yahudilerle yaptığı anlaşmaların isimleri, Peygamberimizin müşriklerle yaptığı antlaşmanın ismi nedir