Elfaz-ı küfür duyan ne yapmalı??
Kayıtsız Üye
Selamün Aleyküm. Bir film, dizi, şarkı gibi yerlerde ALLAH a , islam a , kitaba sövgü, hakeret , dalga gibi şeyler yok fakat bir elfaz-ı küfür geçiyor o sahneyi geçip filme, diziye veya oyuna devam etmek küfre rıza mı olur?? Yani şöyle diyelim küfür sözü duyulduğunda kalben onaylamayan kişi ne yapmalı?? Nisa suresi 140. ayet nasıl anlaşılmalıdır?? İslama göre küfür fakat onların dinine göre caiz olan sözler duyulduğunda ne yapılmalı?? İlla orayı terk mi gerekir , islamla dalga, ALLAH a sövgü ve hakaret içermeyen yerlerde adamın biri elfaz-ı küfür söylese oradan komple ayrılmak mı gerekir?? Küfre rıza küfürdür. Küfür sözü duyulduğunda o filmi, diziyi komple kapatmak mı gerekir yoksa o sahneyi kapatıp filmin, dizinin, oyunun küfür olmayan yerlerine gelmek ayetteki başka konuya geçinceye kadar kısmına girer mi?? Şimdiden teşekkürler.
Cevap: Elfaz-ı küfür duyan ne yapmalı??
Darusselam
Allahın razı olmadığı işler duyulduğunda engel olunmalı, en olma imkanı yoksa oradan ayrılmalıdır.
< Nisa suresi 140. ayet nasıl anlaşılmalıdır? >
Nisa süresi 140- Allah size Kitab (Kur’an)da: "Allah’ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe, o kâfirlerle oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi olursunuz" diye hüküm indirdi. Muhakkak ki Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.
——————–
açıklama
Âsım ve Yakub kırâetlerinin dışında meçhul siğasiyle okunur. Halbuki daha önce size kitapta Allah şöyle indirmiş, şöyle indirilmiş idi: Ki Allah’ın âyetlerine küfredilirken ve alaya alınırken işittiğiniz zaman o kâfirler ve alaycılarla beraber oturmayınız, ta ki başka söze dalsınlar. O halde onlarla beraber oturmaktan bile sakınmak ve imanın şerefini korumak gerekirken onlarla dost olmak ve onlardan şeref beklemek nasıl olur?
Mekke’de müşriklerin durumlarına karşı Peygamber’e hitap edilerek, "Âyetlerimiz üzerine lüzumsuz münakaşaya dalan kimseleri gördüğün zaman onlardan uzaklaş ki, ondan başka bir söze dalsınlar" (En’am, 6/68) âyeti inmişti. Medine’de de yahudi hahamları bulundukları meclislerde Kur’an’dan küfür ve alay ile bahsederler ve münafıklar da onlarla beraber bulunur, dinlerlerdi. Bundan dolayı o âyet meâl olarak anılmış ve bu şekilde Peygamber’e hitabın, bütün ümmetine hitap etmek demek olduğu anlatılmış ve buyurulmuştur ki: Bu takdirde, yani Allah’ın âyetleriyle küfür ve alay edilirken yanlarında oturduğunuz takdirde siz onların, o kâfir alaycıların aynısınız. O zaman siz de onlar gibi kâfir olursunuz. Bu âyetin zahirine bakarak Allah’ın âyetleri ile alay etmek küfür olduğu gibi, o esnada yalnız onların yanında oturmak da küfür olacağı anlaşılıyor. Bununla beraber Akaid âlimleri bunu rıza (hoşgörme) ile kayıtlandırmışlar ki, buna karine de nüzul sebebinin münafıklar hakkında olmasıdır. Fakat rıza itirazı terketmek demek olduğuna göre açık veya gizli itiraz edilmedikçe kişi küfürden kurtulmuş olamaz. Kalkıp gitmek de bir itiraz demektir. Meğer ki "Kalbi iman ile dopdolu olduğu halde küfre zorlanan kimse hariç" (Nahl, 16/106) olsun. Oturur onlar gibi olursa ne mi olur? Şüphesiz ki Allah münafıklarla kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır. Dünyada Allah’ın âyetleriyle alay etmek için toplandıkları gibi, ahirette de cehennem azabında öylece toplanırlar.
nisa 140, nisa 140 okul