Er-Rabb nedir? İslamda er rabb kavramı
mumsema
er-RABB HAKKINDA ANSİKLOPEDİK BİLGİ
Yüce Allah’ın güzel isimlerinden biri. Sözlükte "Rabb" kelimesi mâlik, yaratıcı, sâhip, bir şeyi ıslâh eden, terbiye eden, efendi anlamlarını ifade etmektedir.
İbnul-Enbârî’ye göre Rabblık, yani bir şeyin Rabbi olmak üç mânâya gelir:
1. Mâlik olmak; yani tasarrufu, kudreti altında bulunan her şeyin yegane sahibi ve idarecisi olmak. İşte sadece o Rabb, bütün onların sahibi, yöneticisi ve istediği gibi, ilmine ve iradesine uygun olarak tasarrufta bulunandır.
2. Kendine itaat edilecek, boyun eğilecek efendi anlamım da ifade eden Rabb, Kur’an-ı Kerim’deki "Mevlâ" kelimesiyle eş anlamlıdır. Yine o Rabb, kendisine itaat edilecek, emirlerine uyulup, yasaklarından uzak durulacak yegâne, tek efendi anlamina da gelir.
3. Rabb; ıslâh eden, arıtıp, saflaştırıp, olgunlaştıran anlamındadır. Yani o Rabb, her şeyi düzelten, sivrilikleri, çıkıntıları tesviye eden, tam bir şekilde halden hale geçirerek düzenleyen, terbiye edendir. Bilindiği gibi Rabb kelimesinin asıl mânâlarından biri de "terbiye eden" anlamıdır.
Burada zikredilen bu üç mânâdan kolayca anlaşılmıştır ki; Rabb kelimesi Allah Teâlâ için kullanılmaktadır. Ancak Arap dilinde isim tamlaması şeklinde (izafet terkibi olarak) insan için de kullanılmıştır. Meselâ; "evin sahibi", "devenin sahibi" gibi anlamlarda da kullanıldığı görülmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de ise "rabbim, rabbın, rabbimiz, rabbınız…" gibi iyelik zamirlerine bitişik olarak da kullanılmıştır. Meselâ; ilk nazil olan ayetlerde; Ey Muhammed, yaratan Rabbinin adıyla oku!… Kalemle öğreten Rabbin kerem sahibidir".
"Rabbimiz, eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme!. " (el-Bakara, 2/285) buyurulur.
Bilindiği üzere bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bununla beraber bu ayetlerde geçen Rabb kelimeleri doğrudan doğruya yüce Allah’a işaret etmektedir.
er-Rabb, Allahu Teâlâ demektir. O, her şeyin rabbi, mâliki, sâhibi, efendisi, ıslâh edeni, varlıkların ihtiyaçlarını tekeffül edeni yani görüp gözeteni, ihtiyaçlarını karşılayanıdır. İşte bu anlamlarda "Rabb", Allah Teâlâ’dan başkası için kullanılmaz. Bu kullanım şeklini daha iyi anlayabilmek için Kur’an-ı Kerim’den örnekler vererek birbirini destekleyen bu mânâları şöylece sıralayabiliriz:
l. Hz. İbrahim (a.s), milletine Şuarâ süresinin 77-80. ayetlerinde şöyle diyordu: "İşte o taptıklarınız benim düşmanımdır. Fakat sadece âlemlerin Rabbı dostumdur. O Rabb ki, beni yaratan ve doğru yola eriştirendir. Beni yediren de içiren de Odur. Hasta olduğumda bana şifayı O verir. Beni öldürecek ve diriltecek O’dur".
De ki; Allah her şeyin rabbi iken O’ndan başka bir rabb mı arayayım? Herkesin kazandığı kendisinedir. Kimse başkasının yükünü taşıyamaz: sonunda dönüşünüz Rabbinizedir, ayrılığa düştüğünüz şeyleri size bildirecektir" (el-En’am, 6/164).
"O, doğunun ve batının Rabbidir. Ondan başka Tanrı yoktur, öyleyse O’nu vekil tut" (el-Müzzemmil, 73/9).
Görüldüğü gibi bu ayetlerde geçen Rabb lafızları Allahu Teâlâ’nın ismi olup Allah lafzı yerine kullanılmıştır. Terbiye eden, kefil olan, vekil olan, ihtiyaçları gideren, yetiştiren, yaratan, kanun ve hüküm koyan yegane kişi şâri, murâkabe eden, her şeyin sahibi ve maliki olan Allahu Teâlâ anlamında kullanılmıştır.
2. "…O sizin Rabbinizdir, O’na döneceksiniz" (Hud, 11/34);
"…Hiç kimse diğerinin günahını yüklenmez, sonunda dönüşünüz Rabbinizedir…" (ez-Zümer, 39/47);
" De ki, Rabbiniz sonunda hepinizi toplar, sonra aramızda adaletle hükmeder…" (es-Sebe’, 34/26).
Bu ayetlerde de "rabb", etrafında toplanılacak mümtaz varlık anlamındadır. Zira lugatta "rabb" kelimesi "Toplum içinde kutup sayılacak ve etrafında toplanılacak mümtaz kişi" anlamina da gelmektedir.
3. "…Allah’ı bırakıp da birbirimizi (kimimiz kimimizi) rabbler edinmeyelim" (Âl-i İmran, 3/64).
"Onlar Allah’ı bırakıp hahamlarını, papazlarını ve Meryem oğlu Mesih’i Rableri olarak kabul ettiler. Halbuki bir tek Tanrı’dan başkasına kulluk etmemekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka tanrı yoktur. Allah koştukları eşlerden münezzehtir" (et-Tevbe, 9/31).
Bu iki ayette geçen rabb kelimelerinin çoğulu olan "erbâb lafızları, toplulukların ve milletlerin önder ve rehber edindikleri kimselere işaret etmektedir. İnsanlar bu önderlerin emirlerine uyarlar, yasaklarından kaçınırlar ve onların koydukları kural ve kaidelere de uyarlar; onların hiç bir delile dayanmaksızın ileri sürdükleri helâl ve haram gibi değerlendirmelerini de kabul ederler. İşte Yüce Allah, onların gerçek mânâda rabb olmayıp diğer insanlar gibi âciz birer insan olduklarını haber veriyor.
4. " … Yusuf’a elçi gelince; "Efendine dön, kadınlar niçin ellerini kesmişlerdi, bir sor! Doğrusu Rabbin onların düzenini (fendini) bilir" (Yusuf 12/50).
Bu ayetin hemen baş tarafında geçen "rabb" kelimesiyle, Mısırlılara hitaben Mısır azizi-efendisi kasdedilmiştir. Çünkü Mısırlılar onun otoritesine, üstün özelliklerine ve değerine inanıyorlar, emir ve yasak koymaya yetkili olduğunu kabul ediyorlardı. İşte bu bakımdan ayette geçen "Rabbine dön!" lafızları, "Efendine dön!" anlamındadır. Ancak emir ve yasak koyma yetkisine sahip olan sadece Alemlerin Rabbidir. Ama kanun ve hüküm koyucu olarak Cenab-ı Allah’tan başkasını tanıyan ve kabul edenler bu kanun koyucuları rabb edinmişler demektir.
5. "Eğer yerle gökte Allah’tan başka tanrılar olsaydı, ikisi de bozulurdu. Arşın Rabbi olan Allah, onların vasıflandırdıklarından münezzehtir" (el-Enbiyâ, 21 /22);
"Yedi göğün de Rabbi, yüce Arşın da Rabbi kimdir?" (el-Mü’minun, 23/86).
Bu ve benzeri ayetlerde de "rabb" lafızları, sâhib, mâlik anlamlarında kullanılmıştır.
İşte bütün bu örneklerden ve açıklamalardan anlaşılıyor ki, "er-Rabb" tabiri Yüce Allah’ın güzel isimlerinin en fazla anlam ifade edenlerinden biridir. Bu isim, birbirini destekleyip kuvvetlendiren en az beş ayrı mânâya işaret etmektedir. Böylece Cenab-ı Hakk’ın isimleri ve bu isimlerin ifade ettiği anlamlar daha iyi anlaşılmaktadır ve buna bağlı olarak kişilerin Allah’a olan inançları da o nisbette kuvvetlenip şüphe ve tereddütlerden temizlenmekte ve arınmaktadır.
Cihad TUNÇ
Er-Rabb
mumsema
er-RABB
Yüce Allah’ın güzel isimlerinden biri. Sözlükte "Rabb" kelimesi mâlik, yaratıcı, sâhip, bir şeyi ıslâh eden, terbiye eden, efendi anlamlarını ifade etmektedir.
İbnul-Enbârî’ye göre Rabblık, yani bir şeyin Rabbi olmak üç mânâya gelir:
1. Mâlik olmak; yani tasarrufu, kudreti altında bulunan her şeyin yegane sahibi ve idarecisi olmak. İşte sadece o Rabb, bütün onların sahibi, yöneticisi ve istediği gibi, ilmine ve iradesine uygun olarak tasarrufta bulunandır.
2. Kendine itaat edilecek, boyun eğilecek efendi anlamım da ifade eden Rabb, Kur’an-ı Kerim’deki "Mevlâ" kelimesiyle eş anlamlıdır. Yine o Rabb, kendisine itaat edilecek, emirlerine uyulup, yasaklarından uzak durulacak yegâne, tek efendi anlamina da gelir.
3. Rabb; ıslâh eden, arıtıp, saflaştırıp, olgunlaştıran anlamındadır. Yani o Rabb, her şeyi düzelten, sivrilikleri, çıkıntıları tesviye eden, tam bir şekilde halden hale geçirerek düzenleyen, terbiye edendir. Bilindiği gibi Rabb kelimesinin asıl mânâlarından biri de "terbiye eden" anlamıdır.
Burada zikredilen bu üç mânâdan kolayca anlaşılmıştır ki; Rabb kelimesi Allah Teâlâ için kullanılmaktadır. Ancak Arap dilinde isim tamlaması şeklinde (izafet terkibi olarak) insan için de kullanılmıştır. Meselâ; "evin sahibi", "devenin sahibi" gibi anlamlarda da kullanıldığı görülmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de ise "rabbim, rabbın, rabbimiz, rabbınız…" gibi iyelik zamirlerine bitişik olarak da kullanılmıştır. Meselâ; ilk nazil olan ayetlerde; Ey Muhammed, yaratan Rabbinin adıyla oku!… Kalemle öğreten Rabbin kerem sahibidir".
"Rabbimiz, eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme!. " (el-Bakara, 2/285) buyurulur.
Bilindiği üzere bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bununla beraber bu ayetlerde geçen Rabb kelimeleri doğrudan doğruya yüce Allah’a işaret etmektedir.
er-Rabb, Allahu Teâlâ demektir. O, her şeyin rabbi, mâliki, sâhibi, efendisi, ıslâh edeni, varlıkların ihtiyaçlarını tekeffül edeni yani görüp gözeteni, ihtiyaçlarını karşılayanıdır. İşte bu anlamlarda "Rabb", Allah Teâlâ’dan başkası için kullanılmaz. Bu kullanım şeklini daha iyi anlayabilmek için Kur’an-ı Kerim’den örnekler vererek birbirini destekleyen bu mânâları şöylece sıralayabiliriz:
l. Hz. İbrahim (a.s), milletine Şuarâ süresinin 77-80. ayetlerinde şöyle diyordu: "İşte o taptıklarınız benim düşmanımdır. Fakat sadece âlemlerin Rabbı dostumdur. O Rabb ki, beni yaratan ve doğru yola eriştirendir. Beni yediren de içiren de Odur. Hasta olduğumda bana şifayı O verir. Beni öldürecek ve diriltecek O’dur".
De ki; Allah her şeyin rabbi iken O’ndan başka bir rabb mı arayayım? Herkesin kazandığı kendisinedir. Kimse başkasının yükünü taşıyamaz: sonunda dönüşünüz Rabbinizedir, ayrılığa düştüğünüz şeyleri size bildirecektir" (el-En’am, 6/164).
"O, doğunun ve batının Rabbidir. Ondan başka Tanrı yoktur, öyleyse O’nu vekil tut" (el-Müzzemmil, 73/9).
Görüldüğü gibi bu ayetlerde geçen Rabb lafızları Allahu Teâlâ’nın ismi olup Allah lafzı yerine kullanılmıştır. Terbiye eden, kefil olan, vekil olan, ihtiyaçları gideren, yetiştiren, yaratan, kanun ve hüküm koyan yegane kişi şâri, murâkabe eden, her şeyin sahibi ve maliki olan Allahu Teâlâ anlamında kullanılmıştır.
2. "…O sizin Rabbinizdir, O’na döneceksiniz" (Hud, 11/34);
"…Hiç kimse diğerinin günahını yüklenmez, sonunda dönüşünüz Rabbinizedir…" (ez-Zümer, 39/47);
" De ki, Rabbiniz sonunda hepinizi toplar, sonra aramızda adaletle hükmeder…" (es-Sebe’, 34/26).
Bu ayetlerde de "rabb", etrafında toplanılacak mümtaz varlık anlamındadır. Zira lugatta "rabb" kelimesi "Toplum içinde kutup sayılacak ve etrafında toplanılacak mümtaz kişi" anlamina da gelmektedir.
3. "…Allah’ı bırakıp da birbirimizi (kimimiz kimimizi) rabbler edinmeyelim" (Âl-i İmran, 3/64).
"Onlar Allah’ı bırakıp hahamlarını, papazlarını ve Meryem oğlu Mesih’i Rableri olarak kabul ettiler. Halbuki bir tek Tanrı’dan başkasına kulluk etmemekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka tanrı yoktur. Allah koştukları eşlerden münezzehtir" (et-Tevbe, 9/31).
Bu iki ayette geçen rabb kelimelerinin çoğulu olan "erbâb” lafızları, toplulukların ve milletlerin önder ve rehber edindikleri kimselere işaret etmektedir. İnsanlar bu önderlerin emirlerine uyarlar, yasaklarından kaçınırlar ve onların koydukları kural ve kaidelere de uyarlar; onların hiç bir delile dayanmaksızın ileri sürdükleri helâl ve haram gibi değerlendirmelerini de kabul ederler. İşte Yüce Allah, onların gerçek mânâda rabb olmayıp diğer insanlar gibi âciz birer insan olduklarını haber veriyor.
4. " … Yusuf’a elçi gelince; "Efendine dön, kadınlar niçin ellerini kesmişlerdi, bir sor! Doğrusu Rabbin onların düzenini (fendini) bilir" (Yusuf 12/50).
Bu ayetin hemen baş tarafında geçen "rabb" kelimesiyle, Mısırlılara hitaben Mısır azizi-efendisi kasdedilmiştir. Çünkü Mısırlılar onun otoritesine, üstün özelliklerine ve değerine inanıyorlar, emir ve yasak koymaya yetkili olduğunu kabul ediyorlardı. İşte bu bakımdan ayette geçen "Rabbine dön!" lafızları, "Efendine dön!" anlamındadır. Ancak emir ve yasak koyma yetkisine sahip olan sadece Alemlerin Rabbidir. Ama kanun ve hüküm koyucu olarak Cenab-ı Allah’tan başkasını tanıyan ve kabul edenler bu kanun koyucuları rabb edinmişler demektir.
5. "Eğer yerle gökte Allah’tan başka tanrılar olsaydı, ikisi de bozulurdu. Arşın Rabbi olan Allah, onların vasıflandırdıklarından münezzehtir" (el-Enbiyâ, 21 /22);
"Yedi göğün de Rabbi, yüce Arşın da Rabbi kimdir?" (el-Mü’minun, 23/86).
Bu ve benzeri ayetlerde de "rabb" lafızları, sâhib, mâlik anlamlarında kullanılmıştır.
İşte bütün bu örneklerden ve açıklamalardan anlaşılıyor ki, "er-Rabb" tabiri Yüce Allah’ın güzel isimlerinin en fazla anlam ifade edenlerinden biridir. Bu isim, birbirini destekleyip kuvvetlendiren en az beş ayrı mânâya işaret etmektedir. Böylece Cenab-ı Hakk’ın isimleri ve bu isimlerin ifade ettiği anlamlar daha iyi anlaşılmaktadır ve buna bağlı olarak kişilerin Allah’a olan inançları da o nisbette kuvvetlenip şüphe ve tereddütlerden temizlenmekte ve arınmaktadır.
Cihad TUNÇ
Yanıt: er-RABB
MeZaR
Allah cc razı olsun kardes
Soru: er-RABB
elif07
Allah (c.c) razı olsun
her şeyi düzelten, sivrilikleri çıkıntılıkları tesviye eden, yaratılışı tam bir şekilde hâlden hâle geçirerek düzenleyen, arıtıp saflaştırıp olgunlaştıran, ıslah eden, terbiye eden er-Rabb bizleride ıslah etsin.
İdrak edebilmişizdir inş.
Zahid
Kavramlar bir düşünce ve inanç sisteminin temel yapıtaşlarıdır. İnsanlar kavramlarla düşünür, kavramlarla konuşur, kavramlarla anlaşır, meramını kavramlarla anlatırlar. Bir düşünce ve inanç sistemini doğru anlamak, öncelikle onun üzerinde yükseldiği kavramları doğru anlamakla mümkündür.Kur’an’ın hangi kavrama nasıl bir anlam kazandırdığını bilmeden İslam’ı doğru anlamak ve dolayısıyla gereğince hayata aktarmak mümkün değildir. Evet, Kur’an kolaylaştırılmış apaçık bir kitaptır, İslam herkesin anlayıp yaşayabileceği sadelikte bir dindir.Paylaşımın için Allah razı olsun.!
GizliOzne
Rab, "bir şeyi safhalar hâlinde kemâle erdiren”, "karşılık beklemeden terbiye eden, besleyen, büyüten,” demektir.
Terbiye, bir şeyin, bir ilk noktadan itibaren, kademeli olarak kemâle erdirilmesi ve son noktaya ulaştırılması demektir. Bütün âlemler için bu ilk nokta Nur-u Muhammedîdir.
Âlemlerin terbiyesi denilince hatırımıza, öncelikle, sema âlemi, arz âlemi, hava âlemi, su, toprak, ziya âlemleri gelir. Bütün varlık alemleri bir ilk noktadan itibaren ayrı terbiyelerden geçmişler ve sonunda tümü bir tek şey olmuşlardır: Kâinat.
Bu haşmetli terbiyeyi, Rabb’ün-nas isminin tecelli ettiği insan terbiyesinde daha net olarak seyredebiliriz. insanın da ilk hareket noktası, rahim menziline atılan bir tohumdur. Bu tohumun safhalar hâlinde terbiyesiyle, göz, kulak, el, ayak, ağız, mide, kalp, ciğer, beyin gibi birbirinden çok farklı organlar yaratılmıştır. Büyük âlemde, güneşin, havanın, suyun,.., terbiyeleri birbirinden farklı olduğu gibi, bu küçük âlemde de, meselâ, ciğerle midenin terbiyeleri birbirinden ayrıdır. Bu farklı terbiyelerle, bir tek varlık ortaya konulmuştur: insan
Kainattaki herbir sistem, arş, kürsi, levh-i mahfuz, alem-i misal farklı terbiyelerden geçtikleri gibi, yer yüzündeki her hayvan ve bir bitki türü de ayrı terbiyelerden geçerek mevcut hallerini almışlardır. Yine, her bir elementin, her bir ışının terbiyesi de diğerinden farklıdır.
Göremediğimiz melekler aleminde de Rab isminin tecellileri farklılık göstermektedir. Cebrail (as) ile Azrail (as) nin yine farklı terbiyelerden geçmiş olacakları açıktır. Nur Külliyatında bir yağmur damlasına müekkel olan meleğen Arşa müekkel melek cinsinden olamayacağı nazara verilmekle melekler alemindeki terbiye fiillerinin her cins melek için başka olacağına dikkat çekilmektedir
ŞEHİD_45
RABB’ÜL ALEMİN razı olsun çok önemli bir paylaşımdı RABB’imiz gereği gibi amel etmemizi LUTFEYLESİN.
@hmet
Er rabb ne demek? kısaca bilgi
Yüce Allah’ın güzel isimlerinden biri. Sözlükte "Rabb" kelimesi mâlik, yaratıcı, sâhip, bir şeyi ıslâh eden, terbiye eden, efendi anlamlarını ifade etmektedir.
er rab, er rab anlamı, er-rab ne demek