Sitelerin hizmet şartları
Kayıtsız Üye
Selamun aleykum.
Bazı sitelerin kullanım koşulları,üyelik sözleşmesi vb. Siteden faydalanırken kabul edilmiş sayılan kuralları var bu sitelerde yasak olarak belirtilmeyen şeyleri yapmak için özel izin almak gerekir mi?(orn: eposta hizmetinde birden fazla hesap açıp kullanmak yasak olarak belirtilmemişse biz bunu bir izin olarak sayıp birden fazla hesap açabilir miyiz?)
Allah razı olsun.
Yorum: Sitelerin hizmet şartları
imam
Sitelerde ve diğer işyeri / şirket anlaşmalarında imzalanan sözleşmeye sadık kalmak farzdır. (Haram bir madde içermediği sürece)
Yorum: Sitelerin hizmet şartları
Kayıtsız Üye
Cevabınız için teşekkür ederim ama sorumu tam anlamadınız galiba zaten şartlara uyuyorsak ama bazı belirtilmeyen şartlar var örnek olarak sorudaki birden fazla mail açmak ile ilgili olarak bir şart belirtilmemişse özel izin almaya gerek var mıdır?
Yorum: Sitelerin hizmet şartları
Vatansever
Sitelerin kendi kurallarını koymasının sebebi çıkarlarını korumak istemesidir ve ticari kazanç sağlama amacı gütmesidir ama sizin çıkarlarınıza güvenliğinize ve özelinize aynı özeni göstermeyebikirler onun için sizde kendi çikarlarinizi koruyacak şekilde kullanmalısınız diye düşünüyorum örnek verecek olursam internetten sanal kartımla alışveriş yaptım birçok siteden ve geçenlerde sanal kartımla birşeyler alınmak istenmiş fakat tedbirli olduğumdan başarılı olunamamistı en güzel kural koyan ALLAH’tır diyorum ve kul hakkına girmeden İslam’ın kurallarına uygun kullandığımızda zaten ahiretimize bir sıkıntı vermeyecektir
#UguR
Birden fazla mail açmak için izin almaya gerek yoktur.
Kayıtsız Üye
Bazı islami siteler, maide suresi 44 ayete ve başka ayetlere dayanarak, insanların kurdukları ve islami/şeriat olmayan mahkemelerine, zorunlu durumlar hariçinde başvurmak, ve bunu yaparken şeriatı inkar etmek dinden çıkarır diyorlar. Youtube sitesinin de kullanım şartları arasında şöyle bir şart var:
< Şartlar’a ve Şartlar altında YouTube ile olan ilişkinize İngiliz hukuku uygulanacaktır. Şartlar’dan doğabilecek hukuki herhangi bir konuyu çözmek üzere, taraflar İngiltere mahkemelerini münhasır olarak yetkilendirmiştir. Bununla birlikte, YouTube’un yine de herhangi bir yargı çevresinde önleyici tedbirlere (veya diğer eşdeğer acil hukuki yollara) başvurabileceğini kabul edersiniz >
Burda hukuki durumlarda ingiliz mahkemesine başvurmayı anlaşma olarak konuluyor. Bu anlaşmayı, lüzumsuz videolar izlemek için, kalben onaylamadan kabul etmek, dinden çıkarır mı?
Ben Youtube’da lüzumsuz ve içeriği tamamen yada kısmen caiz olmayan dizler ve videolar izliyorum. Ben şimdi gereksiz ve zorunlu olmayan durumlarda youtube sitesini kullanarak, şeriat hükümlerini de muhtemelen taşımayan bir mahkemeye rıza göstermiş, ve dinden çıkmış mı oluyorum? Yani maide 44’e göre?
Bu konu yüzünden kaç zamandır dizi/video izleyemez oldum. Belki iyi bişeydir ama bazen de nefsim azıyor.
Kısacası:
Ben youtube kullanıyorum ve hizmet şartları içerisinde Bu site ingiliz mahkemesine ve ingiliz hukuk sistemine göre işliyor, bu siteden faydalanarak ve hukuki durumlarda ingiliz mahkemesine başvurulacağını onaylıyorsunuz demektir diye bir şart var. Bu durumda şeriat üzerinen uygulanmayan bir mahkemeyi onaylamış ve Allahın indirdiği ile hükmetmeyenlerden mi olmuş olurum? Yani dinden mi çıkarım?
Kayıtsız Üye
Bu konu beni en sonunda galiba ya kalp krizi, ya depresyon, ya panik atak ya da intihara göturecek. Ben de google, youtube vb programlar kullanıyorum. Etrafımdakiler de kullanıyor. Nerdeyse programların hepsi şeri olmayan, mahkemelere başvurmayı anlaşma olarak kabul koyuyor. Zaruri durumlarda başka bir site yoksa kulanmak caiz deniyor. Peki zaruri olmayan ya da görulmeyen durumlarda ne yapacağız? O zaman kalben onaylamadan bile girersek dinden mi çıkıyoruz?
muvaffak
Günümüzde güncel konularda ictihad edebilecek kadar yetkin bir kimse yoktur. Edilen yeni içtihadlar eskilere dayanarak şimdiki olayların yorumlanmasına dayanmaktadır. Bu sözleşmeleri kabul ediyorum ne imanınızdan eksiltir, ne de Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenlerden olmuş olursunuz. İkisinin bariz farkları vardır. Hizmete erişmek için standart prosedürü kabul etmeniz istenmektedir. Anayasayı esas alıyorsanız teoride İngiliz Anayasası ile Türkiye Anayasası arasında bir fark yoktur. Kötülenmek için belirtilmeyen bu örnek, durumu açıklamak içindir. Sizin kalbinizdeki imanı bilen Allah’tır. Yeryüzünde ölçebilecek herhangi bir alet/araç yoktur. Birilerinin ifrat ve tefrit söylemlerine aldanmadan kalbinizdekini esas alarak yolunuza bakın. Haram olan bellidir. Ondan uzak durun.
seyit gazi
hayatta herşey yazılı olan veya olmayan bir sözleşmedir. bunların hepsi islama uygun olmak durumunda da değildir. bize düşen bu sözleşmelerin, esas Allah la kulluk ahdimizin içinde kalan alanlarında hareket etmektir. bu diğer sözleşmeler ise sizin haklarınızın zayi edilebilmesine veya zulme uğrayabilmenize kapı aralar. bunların gerekliliklerinin, fayda ve zararlarının muhasebesini yapmak ise kendinizi korumak adına üzerinize düşen bir sorumluluktur. mesela bütün özel bilgilerinize arşivinize galerinize erişim ve bunları pazarlama haklarını şart koşan farkında olmadığınız uygulamalar ve programlarda mevcuttur.
Kayıtsız Üye
Yazdığınız için teşekkürler ama derdimi anlatabildiğimden ve cevabınızı anladığımdan şüpheliyim. Lütfen daha açık yardımcı olabilirmisiniz?
Konuya takılmamın bir sebebi de nisa suresi 60-61 ayet. Bunu yorumlayanlar da yine beşeri mahkemelerin hükümlerine ve uyanları münafık yada kafir ilan ediyorlar. Ama dediğim gibi sadece YouTube degil, internet üzeri alışveriş siteleri, sosyal medyalar (instagram, Whatsapp vb). de, nerdeyse bütün siteler, ihtilaf durumlarında şeriat olmayan mahkemelere başvurulacağına dair şartlar koyuyorlar. Bu konuda müslümanlar için özürlü durumlar şöyle belirtiliyor:
– Zorunluk, yani zor durumda isek, hakkını almak için başka bir çare yok ise tağuta, yani beşeri mahkemelere başvurulabilir deniyor.
– Şeri mahkemeler yok ise
Ben avrupada yaşıyorum ve burda şeri mahkemeler yok, varsa da bu siteler dediğim gibi ihtilaf durumlarında bunlara başvurmuyor.
Şimdi asıl mesele şu: Buna rağmen ben mesela gereksiz yere bu tür internet sitelerine girdiğimde, örnegin dizi izlemek için, içinde haram içerikler bulunsa bile. Yada gereksiz alışverişler yapıp hatta haram eşyalar aldığımda kendimi küfre giriyormuş gibi hissediyorum. Yani gereksiz yere ve haram işler için, kulanım sözleşmelerinde beşeri mahkemeleri ihtilaf durumlarında şart koşan siteleri ve hizmetlerini kullanarak, kendimi ayetlerde belirtilen tağuta başvuranlardan ve küfre girenlerden oldugumu duşunuyorum.
Yani durum bu. Benim bu düşüncem doğru mu yanlış mı?
seyit gazi
sahabeleri veya zamanında başka müslüman tüccarları düşün, dünyanın bir ucunda başka bir ülkeye gittikleri zaman ve hukuki bir durumla karşı karşıya kaldıklarında, beni şeriate göre yargılayın diyebilmişler mi ?
sende bahsetmişsin zaten; şer i bir mahkemeye başvurma imkanının olmaması ve zaruret olması durumu başkadır; toplumda hakların taksimini veya korunmasını üstlenmiş kurumlar varsa bunlara başvurmak başkadır, bir kurum çıkmış bu haklarınızı ben sizin adınıza temin ediyorum diyorsa git iste al hakkını; nefsine uyup fırsatcılık yapıp şeriatin verdiği paya razı olmayıp, beşeri nizamlara başvurmak başkadır; hüküm olarak veya nizam olarak gayriislami mahkemeleri veya gayri islami nizamları bellemek bunlara inanmak bunları doğru bulmak bunları onaylamak başkadır.
aslında ilk yorumumda islama uymayan bu sözleşmelerin haklarımızın zayi olabilmesinin veya zulme uğrayabilmemizin kapısını arayabileceğini söylemiştim. bir tüccarda japonyaya giderse, japon hükümlerine razı gelmiş olur. bu sözleşmelerin içeriklerinin, gerekliliklerinin, fayda ve zararlarının muhasebesini yapmanın da kendimiz korumak adına üzerimize düşen bir sorumluluk olduğunu söylemiştim.
sözleşmeler farklı, bunun getirilerine veya sonuçlarına katlanmak durumunda olmak farklı. gereksiz işlerle veya haramlarla meşgul olmak farklı.
Kayıtsız Üye
Ben de işte tam bu konuya takıldım: sözleşmeler farklı, bunun getirilerine veya sonuçlarına katlanmak durumunda olmak farklı. gereksiz işlerle veya haramlarla meşgul olmak farklı .
İşte bu gereksiz işler için böyle şartlar sunan siteleri ve hizmetleri kullanmak sadece günah mı olur yoksa küfür mü? Yani o anlaşmalardaki dine aykırı olan maddeleri kalben kabul etmesek bile.
Mesela yine youtube’dan misal vereyim (hatırlatayım; bu site de beşeri mahkemeyi şart koşuyor). Benim bu sitede, içeriğinde haram sahneler veya içerikler olan diziler veya videolar izlemem sadece günah mı olur yoksa küfür mü?
seyit gazi
güzel kardeşim zaten hemen çoğu mahkeme beşeri mahkeme. veya bir müslüman tüccar japonya ya gitse beni şeriatle mi yargılayın diyecek. birisinin bir mahkemeye çıkmak durumunda kalması başkadır, bu mahkemenin islama ters düşen hükümlerini beğenmesi benimsemesi onaylaması başkadır. bir insan zaten japonyaya gittiği zaman japon mahkemelerinin önüne çıkmayı kabul etmiş demektir.
bu tür sözleşmelerin genellikle küfürle alakası yoktur. bazı haram yollar gösterir bunlardan uzak durulur, bazı haklarını kısıtlar ve şart koştuklarıyla seni bağlar. yani insanın haklarının zayi edilebilmesinin veya zulmedilebilmesinin kapısını aralar. insanın bunların gerekliliklerinin, fayda ve zararlarının muhasebesini yapması da kendisini korumak adına üzerine düşün bir görevdir. bütün bunlarla beraber islam dairesinde kalınırsa, bu ne haramdır ne küfürdür. yok ayrıca haram işlenirse de haramdır.
ben sana olayları karıştırmaman için anladığım kadarıyla bazı genel hatlardan bahsettim. yoksa milyon tane sözleşme var, milyon tane madde var. senin kalkıp maddeler üzerine konuşman lazım. beşeri mahkemeye çıkmayı soruyorsan da zaten dediğim gibi japonyaya giden birisi Allah korusun lüzumu halinde, japon mahkemelerinin önüne çıkmayı kabul etmiş oluyor veya biz zaten Allah korusun işlerimizi beşeri mahkemelerde görmek durumunda kalıyoruz. burada küfre denk gelen islama muhalif hükümleri beğenmek ve benimsemektir. kendini korumamak ve kollamamak da vebaldir. bunların gerekliliklerinin, fayda ve zararlarının muhasebesini yapmak üzerine düşen bir sorumlulukdur.
rahat rahat önüne geleni de izle demiyorum. insan var hayra imrenir, o hayrı yapmasa bile o hayrı yapanların payları eksilmeden o hayırdan payını alırmış. insan var şerre imrenir, o şerri işlemese bile o şerri işleyenlerin karşılıklarından paylarını alırmış. tabi burada bahsedilen imrenmek. ne diye durduk yere el alemin işlediği günahlara ortak olacan, aynı videolar işte dönüp dönüp duruyor.
ne demişler biliyor musun, insanın gizlide işlediği günahlar onun izzetini şahsiyetini kırarmış çünkü insan bir günahı gizlide işlediği zaman, bu günahı haliyle kendinden saklayamazmış ve kendi kendine : senin nefsin nefis değil, esas ahmetin mehmetin nefsi nefis, esas onlar görmesin duymasın dermiş ve insan kendi nefsini zelil edermiş. tabi işlenen bir günah açık edilmez Allah avc açık edilmeyen günahların tevbelerini kabul eder ancak insan gizlide işlediği günahların kendisine ne zararları dokunduğunu farketmiyor. kalbini kirletiyor, zihnini ifsad ediyor, kendini zelil ediyor. bir günah işlemeye niyetlendiğin zaman beş on saat sonrasını düşün. aynı salak sulak, boş boş, aylak aylak şeyler der bırakırsın inşaAllah.
Kayıtsız Üye
Belki çok uzatım konuyu, ama bir de şöyle bişey var. İkrah halinde küfür söz söylemek ve davranışlarda bulunmak caizdir deniyor. Tağut’a gitmek konusunda da bunu diyorlar.
Şimdi ben yine misalen, zor durumda olup, misal bir dersim için, ihtilam durumunda beşeri mahkemelere başvurulacağına dair şart koşan bir siteye girip bir video izlediğimde, bu caizdir deniyor (tabi derse’de bağlı olabilir). Ama ben yine gereksiz yere, yani bir ikrah veya gerçekten ihtiyaç durumu yok iken, kalkıp aynı sitede mesela açık saçık (haram) bir dizi izlersem. Bu durumda dinden çıkmaz mıyım?
seyit gazi
güzel kardeşim uzatmak mesele değil de birincisi, ben yanlış bir şey konuşuyor muyum; ikincisi, sana bir faydası oluyor mu önemli olan o. sen kurtaracaksın diye ben ateşe girecek değilim 🙂 ondan ben de benzer şeyleri söylüyor olabilirim. bir sözleşme niye küfrü gerektirsin. adam seni tanımıyor islamla bağdaşma veya çelişme endişesi taşımayan kendi kurallarını koyuyor ve Allah korusun senin haklarını zayi etmenin veya sana zulmetmenin kapısını aralıyor. bu başlı başına küfür veya haram olmaz. insana sorulur ne diye bunların sağında solunda dolaştın, kendini korumadın kollamadın denebilir. yine aynı örneği vereyim bir müslüman japonyaya gitse lüzumu halinde onların mahkemeleri önüne çıkmayı kabul etmiş demektir. bu durum küfür veya haram mı, değil. bu kimse ben ticaret için, tebliğ için, ilim taleb etmek için, araştırmak için, şifa aramak için vb gittim diyebilir. yeri gelir iyide yapmış olur. peki bu kimse o arada orada bir günah işlese, içki içse, karıya kıza baksa bu küfür olur mu, olmaz. bu artık ne işlemişse o olur.
seyit gazi
youtube da açık seçik bir dizinin bölümünü izleyince dinden çıkmazsın kardeşim
Kayıtsız Üye
Telefon, bilgisayar, internet ve hatta internet sitelerin kulanım şartları oluyor. Ve bu kulandıgım telefonun kulanım-şartları arasında şöyle bir madde var; avrupa’da yaşıyor iseniz, anlaşmazlık durumunda bulunduğunuz ülkedeki mahkemelerin yetkili oldugunu kabul ediyorsunuz demektir diye bir madde var. Bazıları böyle şartıları bulunan kulanım sözleşmeleri kabul etmek şirktir çünkü beşeri yasaları mahkemeleri onaylamaktır diyor. Bazıları da küfre rıza göstermektir, yani onların şirk koşmasına yada şeriat olmayan mahkemelere başvurmasına) rıza göstermektir diyor. Bunlar doğru mu?
misafir4
bir insan herhangi bir ülkede gittiği zaman, o ülkenin kanunlarını kabul etmiş sayılmaz mı.
herhangi biri japonyaya gittiği zaman, ben sizin kanunlarınızı da mahkemelerinizi de tanımıyorum diyebilir mi
Kayıtsız Üye
Konu ile ilgili farklı görüşler var orda burda kime inanacağımı şaşırdım.
Bana diyorlar ki:
Sen bu tür sözleşmelerde bahsedilen beşeri mahkemelere ihtilaf ve talep gibi durumlarda çıkmayı kabul ederek Allah’a ortak koşuyorsun diyorlar. Ben de:
– Peki ben ya onların mahkemelerine caiz olmadıgı surece çıkmaz isem? Herhangi bir talep davası açmaz isem? Diye cevap verdiğimde:
Sen onların mahkemelerine rıza ile çıkmasan veya başvurmasan bile yinede onların seni istediklerinde mahkemeye vermelerine, sana dava açmalarına rıza gösteriyorsun, yani küfürlerine razı oluyorsun ve bu da küfürdür . diyorlar.
Zaten Küfre rıza küfürdür yazıları okuduktan sonra konuyu açmak istedim.
misafir4
güzel kardeşim söz gelimi bu videolar nereden izleniyor, youtubedan. youtube un kullanım şartları yok muymuş, bunlar bunu onaylamıyorlar mıymış. konu ile ilgili farklı görüşler var diyorsun da, bu kimselerin islamdan veya dünyadan haberleri var mıymış. gerçi sormuş güzel de yaklaşmışın da, biraz da kafanı karıştıran kimselere sor kardeşim. fransaya giden veya burada yaşayan birisinin, fransız kanunlarını tanımama gibi bir şansı var mıymış. bir kimse bunları tanımasa kaç yazarmış. bir insan küfür diyarında niye yaşar veya buraya niye gider bunlar ayrı bir mesele, insan hayırlı sebeblerle de bunları yapabilir. önceki sayfada dokuz numaralı mesajda ve sonrasında bunlardan bahsetmişdim ancak cevab verecem diye kırk dereden su getirmem de yanlış olabilir. varsa yaşadığı ülkenin kanunlarını ve mahkemelerini tanımıyor olan helal olsun. bu kimseler tanımadıklarını sanıyorlardır da, Allah korusun tanıtırlar adama. bunlar neyin ahkamını kesiyormuş. bu durum tarihin her döneminde herkes için böyledir. insan neyin peşindedir bunlar farklı meseleler.
Kayıtsız Üye
Abi o dediğin numaradan sonraki cevapları okudum ama işte bu küfre rıza küfürdür meselesi canımı sıktı. Kime inanacağımı bilmiyorum.
Ben de kendi kendime bu olay bir ülkeye giriş yapıp onların kanunlarını kabul etmek durumu ile aynı değil mi ? diyorum. Ama sonradan aklıma Ülkeye giriş yaparken herhangi yazılı bir sözleşme yok o yüzden bu durum ilaki site şartları ile aynı değildir diye düşünceler geliyor.
O bahsettiğin kişilere youtube, facebook vb kulandıkları siteler konusunda soru sorduğumda zaten pek cevap verdikleri yok…Kimisi diyor ki:
Biz o anlaşmaları okurken onları değiştiren programlar kullanarak kabul ediyoruz ama bu bana hiç inandırıcı gelmiyor.
Bazıları da Zaruret halinde kullanıyoruz, lüzumsuz ihtiyaçlar için kullanmıyoruz diyor ama bunu söyleyen aynı kişiler yine zaruret halinde bile olsa mahkemeye çıkmak yinede küfür diyorlar.
Yani bana pek yardımcı oldukları yok…
İlk başta ben de senin yazdığın gibi durumu ülkelere giriş durumu ile kıyasladım. Ama sonradan işte bu dediğim küfre rıza meselesi kafama takıldı ve Bana ne onlar beni o beşeri mahkemelerine verir ise deyip geçemedim.
Bu durum benim güncel hayatımı gerçekten zora sokuyor ve özelikle cevrem ile olan ilişkimi de sıkıntıya sokuyor. Bana Neden televizyon izlemiyorsun? gibi sorular çok geliyor. Ki hakikaten bu mesele yüzünden doğru duzgun televizyon izleyemez oldum, çünkü ilaki bir saniye bile olsa her programda bir açıklık gibi durumlar oluyor. Ama dediğim gibi, hayattım çok zorlaşıyor ve din de zor gelmeye başlıyor.
misafir4
güzel kardeşim şimdi bu kimseler youtube la facebookla sözleşmelerini kırıyorlarmış da; youtube facebook, bunlarla islam şeriatına uygun sözleşme mi sunuyormuş veya bunlar zaruret halinde kullanıyorlarmış da, yine de zaruret halinde bile olsa mahkemeye çıkmak küfürmüş de: bunlar bana ne ben mahkemeye çıkmıyorum mu diyebiliyorlarmış
sen hala kime inanacağını bilmediğini söylüyorsun. yaşadığı herhangi bir ülkenin kanunlarını tanımayan var mıymış, bunlar tanımasa kaç yazıyormuş. oturulacak ahkam kesilecek milletin kafası karıştırılacak, sen niye kafanı karıştırmayı seçiyorsun. küfürden hoşnut musun, küfrü destekliyor musun, küfre razı mısın, sana kalsa nasıl olsun istersin, bu kadar. bu insanın kendini kollamasıyla da alakalı bir şey. bakarsın edersin her durum ve her zaman için farklı bir şey söylenebilir. her durumda her zamanda herkesi küfürle itham etmek diye bir şey yok. ben şimdi on farklı durum için on farklı şey mi yazayım ki, kimisi de belki yanlış olsun bunlar. yaşadığı ülkenin kanunlarını ve mahkemelerini tanımamak ne demekmiş, bana ne ben sizin kanunlarınızı da mahkemelerinizi de tanımıyorum diyebiliyorlar mıymış; anlatsınlar da, söyledikleri sana da bana da dert olsun. hele bir de biz program kullanıyoruz bu sözleşmeleri kırıyoruz filan diyorlarsa büyük tersiyesizlik anca fetöcüler gibi yurtdışından oradan buradan doğru dürüst kanunların olmadığı yerlerden internet sağlıyorlardır veya g.. lerini sağlama almışlardır, atıp tutuyorlardır.
ben daha ne yazayım güzel kardeşim, benzer şeylere benzer cevablar verilir. bunların tekfir edemeyeceği kimse yok. kendileri zaruret halinde kullanıyormuş da başkası zaruret halinde kullanınca ne oluyormuş, bunların mahkemeleri tanımama şansı mı varmış.
neyse ya, ne diyeyim. diğer tvydi facebookdu kendini kollayacan. facebook zaten lüzumsuz bir yer, sözleşmesi olsa ne olur olmasa ne olur veya tvde de açık seçik kadınlar var der sorarsan da izleme denir. tv izle demek her şeyi izle, izleme demek de hiçbir şeyi izlememi demek. kimisi açık seçik, kimisi hallice sadece tesettürüne riayet etmemiş; konusuna ana temasına göre bak seç. hayatta gezerken de sadece tesettürüne riayet etmeyen birisi görebilirsin, açık seçik birisi de görebilirsin, çirkinlikler peşinde dolaşan birisi de görebilirsin, boş beleş birisi de görebilirsin bunlara bakacan edecen ayarlayacan. yani bunlar herkesin ayarlamaya çalıştığı şeyler. ayrıca tv de çok şart değil de, eskidenmiş tvnin zararlarını sıralamak. bugün tv olmasa aileler bir araya zor geliyor. herkes ya telefona ya internete geçiyor haftada üç beş dirilişdi payitahttı belgeseldi bilmem neydi konusu düzgün bir şey varsa izlenebilir de. bir de sana neden tv izlemiyorsun diyorlarsa da, öyle mi ben açayım belgesel veya tarih programı bilmem ne, bakalım kim izlemiyormuş da diyebilirsin. sana kalkıpda babanın elinden kumandayı al da demiyorum veya açık şeyler izlemene de cevaz vermiyorum. herkes bakıp edip bir şeyler yapmaya çalışıyor işte. Allah a emanet ol
Kayıtsız Üye
Sabrınız kaldı ise bişey daha sorabilirmiyim? Şimdi dediğim gibi bu sitelerin sahipleri beni, sonunda islami olmayan bir karar çıkacak olsa bile, beşeri mahkemelere vermelerini onaylamam durumunda, bu onların küfre girmelerine rıza göstermek olmuyor mu? Mesela bu tür anlaşmaların/site şartlarının çoğunda:
Aramızda çıkan HERHANGİ bir meselede veya birbirimize yönlendirilecek suçlamalarda/taleplerde şu ülkenin mahkemelerine başvuracağız diye geçiyor. Yani herhangi derken sonucu islami olsun olmasın herhangi bir mahkemelik durumda demek istemiyor mu? Öyle ise, bu durumda bunu kabul etmek küfre rıza olmaz mı?
Mesela şöyle bir durum olsa: Beni hırsızlık ile suçlayıp beni mahkemeye verseler, ki bu durumda muhtemelen şeri bir hüküm vermeyip (el kesmeyip) bana beşeri bir ceza verirler, bunun gibi sonunda islami bir karar vermeyecek olan mahkemelere başvurmalarını onaylamak onların küfrüne rıza olmuyor mu? Kafamı karıştıran asıl mesele bu.
misafir4
güzel kardeşim öncelikle islam şeriatinde hırsızlık eşittir kol kesilmesi diye bir şey aklına gelmesin. bunun miktarı var, şekli var, içinde bulunulan durumu var.
neyse, kafamı karıştıran asıl mesele demişsin… şu an islam şeriatı uygulanmıyor, bazı yanlışlıklar toplumda yaygınlaşıyor ve kanıksanıyor. insan bunları görüyor, bunları hissediyor ve bunların içinde yaşıyor. sonrasında da insanda; herkes yaparken iyiydi de, bana gelince mi adalet tahakkuk edecek düşüncesi hasıl olabiliyor. bunun bir tarafıyla insani yönü var. aslında burada mesele adalet değil, adaletsizliğin içindeki adalet. ama bir tarafıyla da bu sadece şeytanın insanı durduk yere kaygılandırmasından ibaret. yani aslında bu sadece şeytanın insana: sen şimdi hırsızlık yaparsan kolunun kesilmesini mi istiyorsun, yoksa hapis yatmayı mı istiyorsun veya yanına kar kalmasını mı istiyorsun demesinden ve insana yapmayacağı hırsızlığın kaygısını ve muhasebesini yaptırmasından, – ulen şöyle elimi kolumu sallaya sallaya hırsıklıkda mı yapamayacağım dedirtmesinden ibaret.
diğer konularda da dolaylı anlamlar çıkararak meseleleri küfre yorma çünkü bunun bir kriteri veya sonu yok. sen şimdi diyelim ki bir başkafir, Allah korusun bir müslümanı mahkeme edip ona zulmettiği zaman; bu müslümanın bu başkafirin küfrüne razı olduğu için üstüne bir de dinden çıkıp çıkmayacağını mı soruyorsun. adam zaten başkafir, bunun küfrüne razı olsan ne olur, olmasan ne olur; sen kendini kurtarmaya bak. mesela birisi Allah korusun içki alıyor veya içki içiyor, ondan sonra ya işte içki satmakda günah,, ben şimdi bu kimseden içki satın alınca onunda içki satmasına neden olduğum için, onun da günahına mı girdim kul hakkına mı girdim ne yapacam. adam içki içmiş veya başka bir büyük günah işlemiş hala kendisine bunu yaptıranın kul hakkına mı girdim diyor. otur tevbeni et işte.
yani şimdi bir firavun veya bir nemrud, bir peygamberi yargıladığı ve cezalandırdığı zaman; bu peygamberlerde dinden çıkmış mı oluyorlar ?
birde mahkemeler de her zaman sadece küfür üzerinden yürümez, bu durum hükmetme meselesidir. insanın da ayık olması kendisini kollaması gerekir.
sitelerin hizmet, sitelerin şartları, sitelerin