Tesbihat nedir, hükmü nedir ve nerelerde yapılır?
ihramlı
Tesbihat nedir, hükmü nedir ve nerelerde yapılır?
Namazı gerek cemaatle kılalım, gerekse tek başımıza kılalım fark etmez; namazdan sonra tesbîhat yapmak Sünnet-i Seniyyedir. Tesbîhât cemaatle birlikte yapılabileceği gibi, ferdî olarak da yapılabilir.
Cenâb-ı Hakkı zikretmek, noksanlıklardan yüce tutmak ve şükretmek namazın özüdür. Tesbîhâtta otuz üçer defa tekrar edilen SübhanAllah , Elhamdülillah , Allâhu ekber ve Lâ ilâhe illâllah mübarek kelimeleri namazın çekirdekleri hükmündedirler. Bu kudsî çekirdeklerin namazın içinde de yer alışı, tesbîhât kelimelerinin ibadete ne kadar münasip olduğunu ve manevî hayatımız için ne büyük önemi bulunduğunu anlatır.1 Resûlullah (asm), Bizim namazımız tesbîh, tekbir ve Kur’ân tilâvetinden ibarettir; onda dünya kelâmı konuşulmaz! buyurdu.2 Muhacirlerden bazı fakir Sahabîler bir gün Allah Resulüne (asm) şöyle dediler: Ya ResûlAllah! Mal sahipleri yüksek derecelere eriştiler. Bizimle beraber namaz kılıyorlar, oruç tutuyorlar! Bizden ayrı bir de mallarıyla haccediyorlar, umre yapıyorlar, köle azat ediyorlar, sadaka veriyorlar! Allah’ın Resulü (asm): Ben size bir şey öğreteyim mi? Onun sayesinde sizi geçenlere yetişir, sizden sonrakileri de geçersiniz. Hem böylece, sizin yaptığınızı yapanların dışında hiç kimse sizden daha faziletli olmaz! buyurdu.
Büyük bir müjdeydi. Ashab-ı Kiram (ra): Buyurunuz yâ ResûlAllah; öğretiniz! dedi. Resul-ü Ekrem Efendimiz (asm): Her namazın ardından otuz üçer defa SübhânAllah, Elhamdülillâh ve Allahu ekber dersiniz. Sonra da Lâ ilâhe illAllahü vahdehû lâ şerîke leh. Lehü’l-Mülkü ve lehü’l-Hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr dersiniz; deniz köpüğü kadar bile olsa günahlarınız bağışlanır! buyurdu.3 Bedîüzzaman Hazretleri, namazdan sonra okunması sünnet olan tesbih, tazim, tehlil, zikir ve salâvat ifadelerinin, her türlü şerlerden Allah’a sığınma ve Allah’ın isimlerini zikretme duâlarının velâyet-i Ahmediyenin evradı olduğunu, yani Hazret-i Peygamberin (asm) yolu ve Sünneti bulunduğunu kaydeder.4
Sabah ve akşam namazlarından sonra kabir azabından, şeytan, nefis, dünya ve deccal şerrinden ve fitnesinden, Cehennem azabından ve sâir fitne ve kötülüklerden Allah’a sığınmak için okunan istiâze duâsı sünnettir. Buna ilâveten okunan zikir, salâvat ve duâlar sünnettir. Cenâb-ı Hak’tan mağfiret ve merhamet istemek; bunu yalnızca nefsimiz için değil, üzerimizde hakkı bulunan hoca ve üstadlarımız için, anne ve babamız için, talebe arkadaşlarımız için ve tüm ehl-i iman için istemek sünnettir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm) için milyon kere salât u selâmda bulunmak; âl ve ashabına (ra) selâm ve tebrik göndermek ve bütün bunları yaparken sınırlı sayıları aşmak, sınırsızlık ve sonsuzluk belirten ağaçların yaprakları kadar, denizlerin dalgaları adedince, yağmurların damlaları sayısınca ifâdeleri ile salât, selâm ve bereket duâmızı çoğaltmak Sünnet-i Seniyye’dendir. Cennete girmeyi istemek Sünnet-i Seniyye’dendir. Tesbih ve zikirlerle ilgili Peygamber Efendimiz’in (asm) müjde dolu haberlerinden bir kaçı şöyledir:
Abdullah bin Amr (ra) demiştir ki: Resûlullah (asm) şöyle buyurdu: Dünyada hiç kimse yoktur ki, ‘Lâ ilâhe illAllahü vAllahü ekber. Velâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ desin de, denizin köpüğü kadar da olsa günahları kendisinden kaldırılmasın. 5
İbn-i Mes’ût (ra) haber vermiştir ki: Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) şöyle buyurdu: Mîrâca çıkarıldığım gece İbrâhim’le (as ) karşılaştım. Bana, Yâ Muhammed! dedi. Benden ümmetine selâm söyle ve onlara bildir ki, Cennetin toprağı güzeldir, suyu tatlıdır! Cennette ağaçlarla dolu ovalar vardır. Bunların dikili ağaçları ‘SübhânAllahi velhamdülillâhi velâ ilâhe illAllahü vallâhü ekber’dir. 6
Ebû Zerr (ra) anlatır: Resûlullah Efendimiz (asm) buyurdu ki: Her kim, sabah namazından sonra diz çökmüş olarak, konuşmadan önce on defa Lâ ilâhe illAllahü vahdehû lâ şerîke lehü. Lehü’l-mülkü ve lehû’l-hamdü yuhyî ve yümîtü ve hüve alâ külli şey’in kadîr. derse kendisine onlarca sevap yazılır, on günahı silinir, on derece yükseltilir, o günün tamamında her şerden emin ve emniyette olur, Şeytan’dan korunur ve o gün hiçbir günah ona ulaşarak amelini iptal etmez! 7
Dipnotlar:
1 – Sözler, S.45
2 – Nesâî, Kitabu’s-Sehiv, 20
3 – Müslim, Mesâcid, 142
4 – Kastamonu Lâhikası, S.72-73
5 – Tirmizî, Daavât, 58
6 – Tirmizî, Daavât, 59
7 – Tirmizî, Daavât, 63
Süleyman KÖSMENE
Tesbihatta sâdıkîn ifadesi
Tesbihatta geçen ‘sâdikîn’ ifadesinin mânâ ve hikmeti nedir? Bu ifadenin içine kimler girer, kimler girmez?
Namaz Tesbihatında ‘şerlerden istiâze’ bölümünde; Cehennem ateşinden, Rabb-i Rahîm’imize şu ifadelerle sığınırız: Allah’ım, anne ve babamızı, akrabalarımızı, ecdadımızı, sevdiklerimizi, muhlis mü’minleri ve Kur’ân ve îman hizmetinde bulunan sâdık Nur Talebeleri’ni Cehennem ateşinden muhafaza eyle!
Afv ve kabul için talep ve duâ bölümünde ise; Erhamü’r-Râhimîn’den Cenneti isterken; sırayla, kendimiz için, ismiyle Üstadımız için, anne ve babamız için; daha sonra ‘sadık Nur Talebeleri’ için; hemen ardından devamla; erkek kardeşlerimiz için, kız kardeşlerimiz için, akrabalarımız için, ecdadımız için ve iman ve Kur’ân hizmetindeki muhlis mü’min dostlarımız için Allah’ın affını, fazlını ve Nebiyy-i Muhtar’ın (asm) şefaati ile Rabb’imizin Cennet’ini istiyoruz.
Resûlullah’a (asm) ve âl ve ashabına salât ve selâm gönderdiğimiz bölümde de; Allah Resûlüne (asm) ağaçların yaprakları miktarınca, denizlerin dalgaları adedince ve yağmurların katreleri sayısınca, milyonlar def’a salât ve selâm gönderdikten sonra; ehl-i îman için Allah’ın mağfiretini, rahmetini ve lütfunu istiyoruz. Ezcümle; bu cümlede ismi veya sıfatı geçenler; başta kendimiz, sonra ismiyle Üstadımız, sonra annemiz ve babamız, daha sonra da ‘sadık Nûr Talebeleri’dir. Burada isim ve sıfat arasında aslında hiçbir fark yoktur. Sıfatı zikredilip, ismi zikredilmese duâ sahibine ulaşabileceği gibi; ismi zikredilse ve sıfatı zikredilmese Allah’ın izniyle yine ulaşır. Hem ismi, hem sıfatı zikredildiği zaman, daha evlâ bir şekilde duâ çift taleple inşaAllah sahibine ulaşır.
İsm-i Azam’ın tercümanı olan duâ ve istiâze bölümünün sonunda da; Rabb-i Zü’l-Celâl’i bütün noksan sıfatlardan tenzih ettikten, ta’zimde ve takdiste bulunduktan sonra; Rabb’imizin bize, ismiyle Üstadımıza, annemize ve babamıza, erkek kardeşlerimize, kız kardeşlerimize, hâlis dostlarımıza, hâlis arkadaşlarımıza ve hâlis Nûr Talebelerine ecir ve bereket lütfetmesini ve bütün Cehennem ateşinden muhafaza etmesini; nefsin ve şeytanın şerrinden; cinlerin ve insanların şerrinden; bid’atın, dalâletlerin, dinsizliğin ve azgınlıkların şerrinden de muhafaza kılmasını niyaz ediyoruz. Buradaki duâ ibârelerinde her ne kadar Talebe-ti Resâili’n-Nûr ifâdesi ile beraber sâdıkîn ibâresi geçmiyorsa da; bundan iki kelime sonra gelen ve ehbâbenâ ya ait olan el-Muhlisîn ifâdesi vav-ı atıfla rufekâenâ ya bağlandığı gibi, aynı zamanda Talebe-ti Resâili’n-Nûr ibâresine de bağlanmış oluyor. Binâenaleyh burada da, neticede ihlâs kavramına yapılan vurgu ön plâna çıkıyor.
Sadakat ve ihlâs sıfatları tevfik ve hidayetin olmazsa olmaz şartlarındandır ve birbirini tamamlayan iki verimlilik ve muvaffakiyet sıfatıdır. Dünyevî-uhrevî hangi işte olursa olsun sadakat ve ihlâs olmadığında ne verim almak mümkündür; ne de muvaffak olmak! Dolayısıyla dünya işlerinde bile, vazgeçilmez birer sır ve tılsım hüviyetinde bulunan bu iki sıfatın, âhiret işlerinde, îman ve Kur’ân hizmetinde ve Allah rızâsının talep edildiği her işte daha ehemmiyetle aranacağı şüphe götürmez. Burada, İhlâs Risâlesinin girişine alınan âyet-i kerime ve hadis-i şerifi hatırlamakta yarar var: Ayet-i Kerimede dine ihlâsla bağlanmak vurgulanıyor ve Allah’a ihlâsla ibadet edilmesi emrediliyor.1 Hadis-i Şerifte ise; İnsanlar bilmedikçe, bilenler yaşamadıkça, yaşayanlar da ihlâslı olmadıkça helâk olurlar! İhlâslı olanlar da her an o-nu kaybetme tehlikesi ile yüz yüze bulunmaktadır buyuruluyor.2
Netice olarak; dinde ihlâs ve sadakat şarttır. Nur talebeliğinin de iki önemli esasıdır.
Dipnotlar:
1- Zümer Sûresi, 39/2-3
2- Bakınız:Lem’alar,S.152
Süleyman Kösmene
Cevap: Tesbihat nedir, hükmü nedir ve nerelerde yapılır?”
rana
Allah c.c. razı olsun
Yanıt: Tesbihat nedir, hükmü nedir ve nerelerde yapılır?”
ömre bedel
paylaşım için Allah (c.c) razı olsun
Cevap: Tesbihat nedir, hükmü nedir ve nerelerde yapılır?”
imam
Namaz sonrası yapılan tesbihat (tesbih çekmek) Namazı bitirdikten sonraki tesbihat şöyle yapılır;
"Allahumme entesselamu ve minkesselam, tebarekte ya zel celali vel ikram." denilir.
"Alâ Rasulina salavat" Anlamı:
"Peygamberimiz üzerine salavat" (getirin) anlamında söylenir.
"SubhanAllahi vel hamdu lillahi ve la ilahe illellahu vAllahu ekber. Ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim." Anlamı:
"Allahı bütün noksan sıfatlardan tanzih eder, kemal sıfatlarla muttasıf olduğunu kabul ederim. Bütün hamd ve şükürler Allah’adır. Allah’tan başka hiç bir ilah yoktur. İhtiyaçları gideren ve zararları yok eden yalnız yüce ve güçlü olan Allah’tır."
forumduasi.com/namaz_sureleri_flash.htmAyet el Kürsi okunur.
Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün ve lâ nevm. Lehû mâ fis-semâvâti vemâ fil erd. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznihi. ya’lemü mâ beyne eydîhim vemâ halfehüm velâ yühîtûne bişey’in min ilmihî illâ bimâ şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel erd. Velâ yeûdühü hıfzuhumâ ve hüvel aliyyül azîm.
Anlamı: "Allah, O’ndan başka ilah yoktur; O, hayydir, kayyumdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi o’nundur. İzni olmadan O’nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O’na hiçbir şey gizli kalmaz.) O’nun bildirdiklerinin dışında insanlar O’nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür."
"Ve hüvel aliyyül aziymizül celali subhanellah." 33 defa Sübhanalah:
Allah noksanlardan uzaktır, kemal sıfatlarla muttasıf (sıfatlanmış) tır.
"Subhanel bagiy daime nil hamdülillah." 33 defa Elhamdülillah: Hamd (şükür) Allah’adır
"Rabbil alemiyne teala şanuhu Allahu ekber." 33 defa Allahu ekber: Allah en büyüktür.
"Lâ ilâhe illâllahü vahdehû lâ şerike leh. Lehü`l-mülkü ve lehü`l-hamdü ve hüve alâ külli şey`in kadîr"
"Allah Teala’dan başka ilah yoktur, tek ilah sadece odur, ortağı da yoktur. Bütün mülk ona aittir. Bütün hamdü senalar onadır. Her şeye kadirdir."
"Allahümmehşürna fi zümretis salihin" Anlamı: Bizi mahşerde salihler topluluğu ile yargıla.
Burada dua edilir.
"El Fatiha" denilir ve Fatiha suresi okunur. Böylece tesbihat sonra erer.
Fetva Meclisi
Namazların sonunda tesbihat nasıl yapılır?
namazlarda tesbihat
Cemaat halinde tesbihat yapmanın hükmü nedir? Tesbihât yapmadan camiden çıkmak caiz midir?
Namazlardan sonra yapılan tesbihat ve dualar, namaza dâhil olmasa da makbul ibadetler arasında yer aldığından müstehaptır. Zira namazlardan sonra dua ve tesbihât Peygamber Efendimiz (s.a.s.) tarafından tavsiye edilmiş ve bizzat yapılmıştır. Nitekim Rasûlüllah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: Bir kimse her namazın sonunda Allah’a otuz üç defa sübhanAllah der, otuz üç defa elhamdülillah der, otuz üç defa da ‘Allah’u ekber’ derse bunların toplamı doksan dokuz eder. Yüze tamamlarken de, ‘Allah’dan başka hiç bir ilâh yoktur. Yalnız o vardır. Şeriki de yoktur. Mülk onundur; Hamd da ona mahsustur; O her şey’e kadirdir derse, günahları denizin köpüğü kadar bile olsa affolunur (Müslim, Mesacid, 27, H. No: 1380). Tesbihat konusunda Müslümanlara özel tavsiyelerde bulunan Hz. Peygamber (s.a.s.)’in bizzat kendisi de, namazlardan sonra üç kere Allah’a istiğfar eder ve şöyle dua ederdi; اللَّهُمَّ أَنْتَ السَّلاَمُ وَمِنْكَ السَّلاَمُ تَبَارَكْتَ ذَا الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ / Allah’ım, selâm sensin; selâmet de ancak sendendir. Mübareksin. Ey Celâl ve İkram sahibi! Velîd, Evzâî’ye bu istiğfar nasıl olacak, diye sorduğunda; ‘Estağfirullah, estâğfirullah’ cevabını almıştır (Müslim, Mesâcid, 27, H. No: 1362). Öte yandan Hz. Peygamber (s.a.s.) ve ashabı farz namaz kılındıktan sonra bazı tekbir, tesbih ve tahmid gibi zikirleri yüksek sesle okumuşlardır. Nitekim İbn Abbâs (r.a.); insanların Peygamber (s.a.s.)’in zamanında farz namazdan çıkınca yüksek sesle zikrettiklerini haber vermiş, Ben bu sesi işitir işitmez, insanların namazı bitirdiklerini anlardım demiştir. İbn Abbas bir başka rivayette de Ben Peygamber (s.a.s.)’in namazı bitirdiğini tekbir getirilmesinden anlardım demiştir (Buhârî, Ezan, 155). Sonuç olarak namazdan sonra tesbihat yapılması müstehaptır. Bu tesbihat, münferit olarak yapılabileceği gibi, cemaat halinde de yapılabilir. Ancak tesbihâtın cemaatle yapılması, öteden beri yaygınlık kazanmıştır. Ancak namaz kılındıktan sonra tesbihât yapmadan camiden çıkmanın caiz olmadığı söylenemez.
tesbihat nedir, tesbihat nedir nasıl yapılır, tesbihat neden yapılır