Bir Müslümanda Olmaması Gereken Çirkin Bir Haslet: YALAN
sitare
Yalan, gerçeğe aykırı söz söylemek suretiyle insanları bilinçli olarak aldat-maya yönelik sarfedilen ifadelerdir. Aynı zamanda münafıklığın da ilk özelliğidir. Yalan, Allah’ın hikmetine zıt hareket ve kudretine bir iftiradır. Yalan, ahlaktaki yüceliği, yüksekliği tahrip eden, toplumu fesada veren, Âlem-i İslâm’ı zehirleyen ve insanlığı kemâlattan men eden alçak bir silahtır. Yalan, insanları birbirine düşman eden, yuvaları yıkan, huzuru bozan ve maddimanevi terakkiyat ve ilerlemeleri engel-leyen bir marazdır. Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de
Yalan uyduranlar, ancak Allah’ın ayetlerine inanmayanlardır. İşte yalancıların ta kendileri de onlardır. (Nahl/105)
Sadece dilinizin yalan olarak belirtmesiyle şu helal şu haramdır demeyin yoksa Allah’a iftira etmiş olursunuz. Şüphe yok ki Allah’a yalan ve iftira edenler kurtulamazlar." (Mümin/28) buyurmaktadır.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) de bu hususta;
Senin söylediklerine inanacak bir mümin kardeşine yalan söylemen, çok büyük bir hıyanettir. ( Ebu Davut Edep 79, Ahmet 4/183)
Kişinin her işittiğini söylemesi yalan olarak yeterlidir.
Cemaati, güldürmek için laf edip yalan söyle-yen kişiye yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun. (Tirmizi, Züht/ 9)
Şüphesiz ümmetim hakkında korktuğum şeyin en korkuncu bilgili ve konuşkan münafıklardır. (Ahmet 1/22)
Mümin’de hıyanet ve yalan hariç bütün hasletler bulunabilir. ( Ahmet 5/252) buyurmaktadır.
(Yanlış anlaşılmasın bulunabilir demek olmaması gerekir ama ola ki kişi kendisini kurtaramayabilir demektir. Ama yalana ve hıyanete hiçbir şekilde müsaade yok. Yalan ile iman bir arada bulunmazlar.)
Yine sordular: Ya Resulullah mümin korkak olur mu? Evet diye cevap verdi. Mümin cimri olur mu? Evet buyurdu. Mümin yalancı olur mu? diye sorulunca Hayır buyurdu. (Muvatta Kelam 19)
Kul yalan konuşmaya devam edip yalana daldıkça kalbinde siyah bir leke peyda olur ve giderek bütün kalbi kaplar, neticede Allah katında yalancılardan yazılır. (Muvatta Kelam 18)
Kul yalan söylediği vakit vücuda getirdiği şeyin fena kokusundan dolayı melek kendisinden bir mil uzaklaşır. (Tirmizi, Birr/ 46)
Kul; şaka yollu yalanı, doğru da olsa münakaşayı terk etmedikçe tam iman etmiş olmaz. (Ahmed 2/356364)
Şaka yollu da olsa yalanı terk eden kimseye, Cennetin ortasında bir eve kefilim. (Beyhaki 10/241)
Sözü uzatmaya ne hacet! Allah ve Resulünün sözünün üstüne söz olur mu?
Allah’ın kendisini her an görüp gözetmekte olduğunu unutan yalancıdan her türlü kötülük beklenebilir. Çünkü bunlar kendilerine ve topluma saygılarını yitirmiş zayıf kişilikli ya da kişiliksiz güruhlardır.
Halbuki; konuşurken doğru beyanda bulunma, verdiği sözlerde, ettiği yeminlerde vefalı olma gönül hayatına bağlıdır.
Kendini yalan ve aldatmadan kurtaramayan, her an verdiği söz ve yeminlere muhalif hareket eden ve bir türlü yüklendiği mesuliyetlerin ağırlığını hissetmeyen ikiyüzlü ve riyakâr tiplerin gönül hayatlarının olabileceğine ihtimal vermek, sadece bir aldanmışlıktır.
Akif’in mısralarında dile getirdiği gibi;
Vefa yok, ahde hürmet hiç,
Emanet lafz-ı medlul;
Yalan raiç, hıyanet mültezem
Her yerde, hak meçhul
Lütfi ŞENTÜRK – Bir Tebessüm Dergisi
Cevap: Bir Müslümanda Olmaması Gereken Çirkin Bir Haslet: YALAN
EHLİMAN
Bir Müslüman yalan söylememelidir. Yalan söylemek ve yalan yere yemin eden kişi imanı tam anlamıyla anlamayan kilidir. Yalan söylemek ahlaki açıdan da hoş bir hareket değildir.