Cabir ra ın evinde vuku bulan mucize

Cabir ra ın evinde vuku bulan mucize

can hoca
(Esrefoğlu Rumi)
Aşağıdaki eser tasavvufi bir eserdir ve kaynak sayılmaz. Doğruluğu yoktur. (yazı silinmiştir.)


Cevap: cabir ra ın evinde vuku bulan mucize

davut07
Hz. Cabir’in Mucizelere Şahit Olan Bahçesi


Cevap: cabir ra ın evinde vuku bulan mucize

imamhatipli42
İlk defa okudum böyle bir bilgiyi doğruluğu nedir öğrenmek isterim. Sağlam kaynaklardan belirtilirse sevinirim.


Cevap: cabir ra ın evinde vuku bulan mucize

ravza 2
Efendimize olan aşkı sevgiyi belirtmek değilmi imamatipli hocam bu konuda da kaynak olmayıversin ALLAHUTEALA RABBİMİZE olan aşkımızı efendimize sevgimizi arttırsın ellerinize sağlık


imamhatipli42
< Efendimize olan aşkı sevgiyi belirtmek değilmi imamatipli hocam bu konuda da kaynak olmayıversin ALLAHUTEALA RABBİMİZE olan aşkımızı efendimize sevgimizi arttırsın ellerinize sağlık >
Ben o konuda tereddüt etmedim zaten ölü çocukları diriltmesi ile ilgili Peygamber Efendimizin (sav) böyle bir mucizesi var mıydı onu öğrenmek istedim.


Ercan
Cabir bin Abdullah bir koyun pişirdi Resulullah Eshabı ile yediler "Kemiklerini kırmayınız" dedi Kemikleri toplayıp, mübarekellerini üstüne koyup dua etti Allahu Teala koyunu diriltti.

Böyle bir mucizesi olduğunu okumuştum ancak yukarıda anlatılanı ben de ilk defa duydum.


imamhatipli42
< imamhatipli kardeşim müzekkin nüfus eşrefoğlu rumi. >
Yanlış anlama kardeşim ama buhari,tirmizi,ebu davutta yada bunlardan bir tanesinde sahih olarak geçmesi lazım benim kaynak olarak görmem için.


Kayıtsız Üye
Rabbim bizleri sana layik kul Habibin Muhammed Mustafa ya s.a.v e layik ummetlerden eyle.. Amiinn.


İbni hacer
Kaynak yok hurafe tek sağlamlık tarafı cabir radiyAllahu anhumanın resulullahı evibe davet etmesi
Kaynak olarak hacı bayramı velinin öğrencisinin yazdığı bir kitaptan alıntı bildiğimiz ewliya hacıbayramı veli


Kayıtsız Üye
kaynaksiz mesnetsiz şeyler ile peygamber sevgisi aşılamak size mi düştü? bu din sizin oyuncaginiz değil. bu din elhamdulillah tamama ermiştir. böyle uyduruk eklemelere ihtiyacı yoktur. eksik bulup bişeyler eklemek isteyen eksiği kendinde arasin.


Kayıtsız Üye
1983-84 senesiydi galiba bu cabir a.s hikayesini Timurtas hocadan dinlemiştim.Mumsemanin anlatımına yakındı, Hocanın kaynağı nedir bilemiyorum tabi


Kayıtsız Üye
s.a. Öncelikle hizmetlerinizden dolayı Allah razı olsun yalnız kaynaklarını daha açık belirtirseniz memnun oluruz. bizlerde başka yerlerde anlatıyoruz. mesela hz cabirin imtihanı bizlere kaynağını soruyorlar Rasûlullah’ın mucizeleri arasında yok bulamadık mümkün se mesajı ma cevap verin


Kayıtsız Üye
Kardeşler sahih kaynaklar bizim imanimizi artırır sonradan uydurma bidatlere hurafelere ihtiyacımız yok böylesine büyük bir mucize olacak ve bu mucize buhari muslim ve diğer sahih kaynaklarda gecmeyecek. Bu mümkün mü bir kardeste demiski bu konudada kaynak olmayiversin kaynak olmazsa neye göre anlayacağız sahihmi uydurmami?


Kayıtsız Üye
Bu hadıs bu sıteden baska yerde yok
ayrıca ısrarla kaynak soruldugu halde kem kum edılmıs cevap baska bırısıde kaynak olmasada olur gıbı saf cevap vermıs

kaynak yoksa asolsızdır kardesler, uydurmadır…


Şem’a
< kaynak yoksa asolsızdır kardesler, uydurmadır >
Kaynak var hikayenin altında (Esrefoğlu Rumi)
Bu tasavvufi bir eserdir ve kaynak sayılmaz.


Kayıtsız Üye
Tüm siyer kitaplarına ve aynı zamanda hadis kitaplarınada baktık.böyle bir hadis yok.kusura bakmayın ama uydurmaya benziyor.


Kayıtsız Üye
Sahih olup olmadıgı araştırmak konum dogrulugu istemek nesi yanlış veya çaldılar ama çalıştılardan ne farkı var soylediğinizin .Unutmayın ki 40 yıl durustluk abidesi olarak yaşamış bir ALLAH RESULUNDEN bahsediliyor .Guzel bile olsa yalan yanlış hurafeler olmamalı.


Kayıtsız Üye
Hocam onun mucizesi son peygamber oluşu degilmi onun şerefine yaratılmamıştır herşey o bizim en sevgililer sevgilisi degilmi Rabbim onun hangi duasını geri çevirmiş ki sen sorguluyorsun biz nefis sahibiyiz yenilmeyelim nefsimize güzel kardeşim
Biz ona görmeden sevdik inandık iman ettik bu mucize sayılmazdı daha ne ararsın


Allahagiden
Arkadaşlar bu hikaye uydurma
Hiç bir şekilde bunun kaynağını bulamazsınız. Uyduran yaşıyorsa Allah onu ıslah etsin.
Gerçeği şu
Lutfen silin. Haram günah.

Câbir (r.anh) şöyle der:
Biz Hendek Savaşı gününde siper kazıyorduk. Önümüze son derece sert bir kaya çıktı. Sahâbîler, Rasûlullah (s.a.v)’e gelip:
–Siperde önümüze bir kaya çıktı. dediler.
Rasûl-u Ekram Efendimiz: Hendeğe ben ineceğim. buyurdu.
Sonra ayağa kalktı. Açlıktan karnına taş bağlamıştı. Biz üç gün müddetle yiyecek hiçbir şey tatmaksızın orada kalmıştık. Rasûlullah (s.a.v) kazmayı eline aldı ve sert kayaya vurdu, o kaya un ufak olup kum yığınına döndü.
Ben: Yâ RasûlAllah! Eve gitmeme izin veriniz! dedim.
Evde hanımıma: Ben, Allah Rasûlu’nu dayanılmayacak bir hâlde gördüm, yanında yiyecek bir şey var mı? diye sordum.
Zevcem Suheyle : Biraz arpa ile bir de oğlak var. dedi.
Ben oğlağı kestim, arpayı da öğüttüm. Eti tencereye koyduk. Sonra, ekmek pişmekte, tencere de taşlar üzerinde kaynamakta iken, Rasûlullah (s.a.v)’in yanına gittim.
–Ey Allâh’ın Rasûlu! Birazcık yemeğim var, bir-iki kişiyle birlikte bize buyrun. dedim.
Rasûl-u Ekram Efendimiz: Yemeğin ne kadar? diye sordu.
Ben de olanı söyledim.
Bunun üzerine: Ooo, hem çok, hem de güzel! Hanımına söyle, ben gelinceye kadar tencereyi ateşten indirmesin, ekmeği de fırından çıkarmasın! buyurdu.
Sonra ashâba: Kalkınız! dedi.
Muhâcirler ve Ensâr hep birlikte kalktılar.
Ben telâşla zevcemin yanına varıp: Vay başımıza gelenlere! Rasûlullah (s.a.v) yanında Muhâcirler, Ensâr ve beraberlerinde olanlarla birlikte geliyor. dedim.
Hanımım: Sana ne kadar yemeğimiz olduğunu sordu mu? dedi.
Ben: Evet. dedim.
O hâlde telâşlanma, O senden daha iyi bilir. dedi.
Bir müddet sonra geldiklerinde, Rasûl-u Ekram Efendimiz sahâbîlere: Giriniz, birbirinizi sıkıştırmayınız! buyurdu.
Rasûlullah (s.a.v) ekmeği koparıyor, üzerine et koyuyor ve her defâsında tencereyi ve fırını kapatıyor, ondan aldığını ashâbına veriyordu. Sonra yine aynısını yapıyordu. Onların hepsi doyuncaya kadar, ekmeği koparıp üzerine et koymaya devâm etti. Neticede bir miktar yiyecek de arttı.
Allah Rasûlu (s.a.v) zevceme: Bunu ye, komşularına da ikrâm et, çünkü açlık insanları perişan etti! buyurdu. (Buhârî, Megâzî, Bab 29, 31, Hadis no: 137, 138 ; Vâkıdî, II, 452)

Câbir (r.anh) sözünü şöyle tamamlar:
Gelenler bin kişi idiler. Allâh’a yemin ederim ki böyle. Hepsi de güzelce yediler, hattâ kalanı bırakıp gittiler. Tenceremiz eksilmeden kaynıyor, azalmayan hamurumuzdan da iki hanım tarafından sürekli ekmek yapılıyordu. (Muslim, Eşribe, 141)

Bir başka rivayette;

Bana Haccâc b. Şâir rivayet etti. (Dedi ki) : Bana Dah-hâk b. Mahled bir kâğıttan —kî onunla evvelâ bana çatmış, sonra onu bana okumuştur— rivayet etti. (Dedi ki) : Bize bunu Hanzala b. Ebî Sufyân haber verdi. (Dedi ki) : Bize Saîd b. Mînâ’ rivayet etti. (Dedi ki) : Câbir b. Abdillah’ı şunu söylerken işittim :

Hendek kazıldığı zaman ben Nebî sallAllahu aleyhi ve sellem’de açlık gördüm.
Hemen eşimin yanına dönüp: Yanında bir şey var mı? Çünkü ben Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in çok acıktığını gördüm, dedim.
Eşim bana içinde bir ölçek arpa olan bir dağarcık çıkardı. Bizim bir de besili kuzucuğumuz vardı. Hemen ben onu kestim, arpayı da eşim öğüttü. Ben işimi bitirinceye kadar, o da işini bitirmişti. Eti parçalayıp tencereye koydum.
Sonra Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in yanına dönerken eşim bana: Sakın beni Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem ve yanındakilere rezil etme, dedi!
Bu sebeble Rasûl–u Ekram’e durumu gizlice söyleyerek: Yâ RasûlAllah! Küçük bir kuzumuz vardı onu kestik, bir ölçek de arpa öğüttüm. Bir kaç kişi birlikte buyurunuz, dedim.
Bunun üzerine Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem: Ey Hendek ehli! Câbir bir ziyafet hazırlamış, haydi buyurun! diye yüksek sesle bağırdı.
Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem bana dönerek: Ben gelinceye kadar sakın tencerenizi ateşten indirmeyin, hamurunuzu da ekmek yapmayın buyurdu.
Ben eve geldim, Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem de halkın önünden geldi.
Ben eşimin yanına varınca bana: – Ah seni seni, dedi.
Ben de: Senin bana söylediğini aynen yaptım, dedim.
Eşim hamuru çıkardı. Rasûl–u Ekram ona püfledi ve bereketli olması için dua etti; sonra tenceremize yönelip ona da püfledi ve bereketlenmesi için dua etti.
Sonra da karıma: Bir ekmekçi hanım çağır da seninle beraber ekmek yapsın. Tencerenizden yemeği kepçe ile al, onu ateşten de indirmeyiniz buyurdu.

Gelenler bin kişi idiler. Allah’a yemin ederim böyle. Güzelce yediler, hatta kalanı bırakıp gittiler. Tenceremiz eksilmeden kaynıyor, azalmayan hamurumuzdan da iki hanım tarafından sürekli ekmek yapılıyordu. (Muslim, Eşribe, Bab 20, Hadis no: 141 – 2039)


Hoca
< Hiç bir şekilde bunun kaynağını bulamazsınız. >
İlk sayfada kaynak yazılmış, tasavvufi bir eserdir kaynak sayılmaz


Kayıtsız Üye
Selamun aleyküm arkadaşlar hissiyatınız çok güzel fakat bu rivayet bu şekilde değil, bu uydurma onun doğrusu daha farklı buna aldanmayınız. hz. Cabir (r..a) 607 yılında doğmuştur bu rivayet hendek savaşında olmuştur dolasıyla Hz. Cabir (r.a) 19 – 20 li yaşlarda olup anlatılan yaşlarda çocukları yok. Rivayetin aslı bu adrestedir lütfen bu tür olaylar araştıralım.


hz cabirin 2 evladının ölümü ve dirilişi, hz cabir, hz cabir kimdir

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();