Hayırlı Eş İstedim

Hayırlı Eş İstedim

PisiPisi
40 yaşında bir bayanım, beni gerçekten seven ve anlayan biri ile evlenmek istediğim için biraz da eğitim kariyer nedeniyle evlenmekte acele etmedim ama her gece Allah’ım bana hayırlı bir eş nasip et diye dua ederdim. 5 yıl önce eşimle tanıştım, 2,5 yıl kadar arkadaşlık ettikten sonra 2 yıl önce evlendik. Ben ondan eğitim, gelir ve aile durumu bakımından ilerde olduğum halde bana değer vermesini ve anlamasına güvenerek diğer farklılıkları önemsemeyip evlendim. Arkadaşken bana çok değer veren herkesten iyi anlayan adam evlendikten sonra sürekli beni olur olmaz şeylerle suçlayan, ilgisiz, sorumsuz bir insana dönüştü. Hiçbir kötü günümde yanımda olmadı, yanımda olsa da derdime dert kattı, ne bir teselli, ne bir manevi destek gösterdi. Elbette benim de hatalarım olmuştur, hiçbir şey tek taraflı olamaz. Ama evliliği yoluna koymak adına ne yaptıysam olmadı, olmuyor. Daha önce de bir kaç kere evi terkedip gitmişti, şuan yine ayrıyız. Daha önceki ayrılıklarda hep ben girişimde bulunup ısrarcı oldum da bir araya geldik. Bu kez yine ben çabalıyorum ama düzeleceğine dair hiçbir umut vermiyor davranışları. Şimdi sorum şu, yıllarca hayırlı eş için dua ettim, Rabbim onu karşıma çıkardı. Buna göre onun benim için hayırlı olduğunu mu düşünmeliyim? Hayırlısı buymuş ki Rabbim onu karşıma çıkardı deyip ne olursa olsun evliliği devam ettirmeye mi çalışmalıyım? Yoksa hayırlı eş istemem ille de evlendiğim kişinin hayırlı olduğu anlamına gelmiyor deyip olmuyorsa yolumu ayırmalı mıyım? Elbette evliliği bitirmek kolay değil elinizden geleni yapın diyeceksiniz ama inanın 2 yılda resmen çöktüm, gören kimse tanıyamıyor. Ve eşim düzelmesi için hiçbir çaba harcamıyor. Ne yapmam gerektiğini bilemediğim için de çıkış yolu bulamıyorum.


Yorum: Hayırlı Eş İstedim

Omer Faruk
Kıymetli kardeşim,

Öncelikle Allah gönlünüze huzur versin diye dua edeyim. Evlilik zor bir birlikteliktir. Hele hele ileri yaşlarda yapılan evliliklerde uyum daha da zordur. Evliliğin ilk 5 yılı tanışma, ikinci 5 yılı alışma, üçüncü 5 yılı kaynaşmadır. Siz en tehlikeli yıllardasınız ve görünen o ki, çok iyi bir tanışma yaşamıyorsunuz.

Hayırlısını dua etmeye gelince, yalnız evlilik için değil, herşey için hayırlısına dua ederiz. Ama amellerimiz, fiillerimiz hayırlı olmadıkça Allah bizim için hayırlısını bize nasip etmez. Onun için kaderi külli ve cüzi olarak ikiye ayırırız. Külli kader gücümüzün yetmediği, kendi fiillerimizle etkileyemediğimiz alandır. Örneğin, Türkiye’de doğmak, Türk olmak, tenimizin rengi, deprem, sel, doğal felaketler gibi…. Cüz’i irade ise bizim okumamız, ya da okumamazı, saygılı ya da saygılı olmamamız, kendi çevremizi seçmemiz, kendi dinimizi, fikrimizi seçmemiz gibi. İşte Allah bizi CÜZ’i irademizden sorumlu tutar.

Evlilik için de Allah ve Rasulü ölçüleri koymuştur. Eğer evlenirken bu ölçülere dikkat ettiyseniz huzurlu olursunuz. Ama evliliği oluşturan her iki taraf da ne kadar iyi olurlarsa olsunlar EKSİK oldukları için mutlaka problem olur. Bu problem de Kur’an’ın rehberliği ile çözülür.

Eşinizi hayırlısı bu diye beklemeniz bu açıklamama göre anlamsızdır. Çünkü eşinizi tercih eden sizsiniz. Allah bu konuda size herhangi şekilde müdahalede bulanmaz. Tıpkı namaz kılmayı tercih edip etmemeniz gibi…

Namaz kılmayan kimse Allah nasip etmedi dese doğru olur mu? Tabii ki olmaz.

Evlenmezden önce 2 yıllık arkadaşlık yapmanız zaten İslam’a aykırı bir durum. İslam’da; (evlilik öncesi cinsel ilişki olmasa da) arkadaşlık kabul edilemez bir ilişkidir ve zina hükmündedir. Peki nasıl tanışacağız derseniz, bunun da uygun yolları var, mektup, mail, arkadaş aracılığı, güvenilir aile bireylerinin tavsiyesi vs. Evlenemeyenlerin ve yanlış evlilik yapanların en büyük problemi Rasulullah’ın rehberliğini evlilikten sonra hatırlamalarıdır.

2 yıllık arkadaşlığınızda her ikiniz de muhtemelen kötü yönlerinizi sakladınız ve evlilik gibi sorumluluk gerektiren ortak bir yükümlülüğünüz olmadığı için bunu ancak evlenince anladınız.

Teşhis bu, şimdi çözüme gelelim, öncelikle eşinizle ayrılmak istiyorsa medeni insanlar gibi bir araya gelelim ve ayrılmamız gerekiyorsa konuşup ayrılalım diyerek bir görüşme ayarlayınız.

Bu görüşmenizde mutlaka karşılıklı fikirlerinizi net yazabileceğiniz kağıt kalem götürünüz. Bütün şikayetlerinizi gitmeden yazınız, ona da yazmasını söyleyiniz. Her bir maddeyi kızmadan, kırmadan dökmeden konuşunuz. Sonunda anlaşamayacağınıza kanaat ediyorsanız ayrılınız.

Eğer kabul ederse her müftülükte bulunan aile danışmanlarına (bedavadır) başvurup nasihat alabilirsiniz.

Selametle kalın…


Yorum: Hayırlı Eş İstedim

Kayıtsız Üye
Ömer bey lütfen doğru bilgi verin, evlilik cüz’i irade olduğu kadar kaderdendirde… Cünki karşınıza çıkartan ve eşleri birbirine sevdiren ve kalbleri birbirine ısındıran Allahtır…


Yorum: Hayırlı Eş İstedim

Kayıtsız Üye
Eşiniz çekmiş gitmiş, düzeltmek için bir çabası yok, bu adama gel konuşalım, sorunlarımızı çözelim deseniz, gelir konuşur mu, sakin kalıp çözmeye yanaşır mı, sizi dinler mi, anlamak ister mi? Daha önce de oldu hep çabaladım düzeltmek için ama o uzak duruyor diyorsunuz.

Aranızda sevgi kaldı mı, sizi özlemiyor mu, bu evlilik biterse diye kaybetme korkusu yok mu, boşanmak isteseniz hemen razı gelecek mi?

Erkekler biz kadınlar gibi sözlerle kolay ikna olmuyorlar. Kafalarında bitirdilerse dönüp bakmıyorlar, dinlemek bile istemiyorlar. Esinizin size karşı ilgisi devam ediyorsa düzelmek için bir şans mutlaka var ama ilgi , sevgi bittiyse ne yapabilirsiniz?

Buraya kadar demek istediğim şu; eğer bu evliliği sürdürmek istiyorsanız iki yol var; bugüne kadar çok üstüne gittiyseniz ve esinizi bunalttıysanız o da bundan kaçtıysa artık rahat bırakın, dönerse devam edersiniz, dönmezse biter. Ama arayı düzeltebiliriz diyorsanız önce ilgi, sevgi, duygu olusturun, sonra sorunları konuşun.

Hayır konusunda ise, hepimiz kaderimizi yaşıyoruz, Allah’ın izin vermediği ve yazmadığı hiçbir şey olmuyor ve yaşadığımız her neyse olması gereken o. Sizin de bunları yaşamanız gerekiyormuş, buradan öğrenmeniz gerekenler var. Bu evlilik sıkıntılı. Bir evlilik tetapisti olabilir mi çözüm için. Çare aramak lazım. Sonra da zaten durum netlesecektir. Kocanız sizi istemezse ayrılmak zorunda kalırsanız hayırlısı o olacak ama o da evliliği sürdürmek için çaba gösterirse hayırlısı buymuş demek lazım.

Ama siz daha fazla dayanacak ve evliliği sürdürecek gücü bulamıyorsanız, sorunlar çözülmez diyorsanız, aile büyükleriniz de bunu onaylıyorsa ve ayrılık kararı alırsanız da demek hayırlısı böyleymiş demelisiniz.

Özetle, aklımızı kullanarak, istişare ederek, istihare yaparak, aile büyüklerine danısarak, uzmanlarla görüşerek ve nihayetinde kalbimize sorarak karar alırız ve uygulamaya calışırız bunların sonucunda da ne yaşıyorsak hayırlısı buymuş, Rabbim böyle nasip etti deriz.


Omer Faruk
Evlilik tamamen cüz’i irade dahilinde bir seçimdir. Kader değildir. Doğru bilgi budur. Farklı bir bilginiz varsa paylaşsaydınız öğrenirdik. Rasulullah eğer kader olduğunu bildirseydi bilirdik. Zannediyorum Rasulullah’ın eş seçimi ile ilgili hadisinden haberiniz yok:

Peygamberimiz buyurdu ki : Kadınla şu 4 şey için evlenilir: Malı için, asaleti-soyu- için, güzelliği için ve dini için. Sen dindar olanı tercih et, mesut olursun.

Siz bu hadisin neresinde evliliğin KADER olduğunu anladınız. Şüphesiz kaderdir ama kişinin cüz’i iradesiyle HESAP vereceği bir kaderdir. Yoksa kötü evlilikten dolayı haşa Allah’ı mı suçlayacağız.

Lütfen İslam konusunda delil ile konuşunuz, vesselam!


Türkiye06
Kader, Allah’ın ilminin bir unvanıdır. Evliliğin kader olmaması için, Allah’ın evlenen o iki kişiden habersiz olması gerekir. Bu ise ilmi her şeyi, her mekânı ve her zamanı kuşatan Allah hakkında düşünülemez. O hâlde sorumuzun cevabı, Evlenmek elbette kaderdir. olacaktır. Ancak burada iki farklı durum söz konusu olabilir:

1. Allah, ezelî ilmi ile evlenecek kadın ve erkeğin, kendi cüz-i iradelerini kullanarak birbirleriyle evlenmek isteyeceklerini bilmiş ve zamanı geldiğinde onların bu arzularını külli iradesiyle yaratacak olduğundan dolayı, ezelde kader defterlerine birbirleriyle evleneceklerini yazmıştır. İlim maluma tabidir. kaidesiyle bu yazı onların arzu ve iradelerine tabidir. Yani kader defterinde şunlar birbiriyle evlensin değil, şunlar birbiriyle evlenecek diye yazılmıştır. Elbette böyle bir yazı insanı zorlayıcı değildir.

2. Bazen de ya bir şükür ya da sabırla imtihan olmaları için, kulun cüz-i iradesi karışmaksızın Allah iki kişiyi karşılaştırır ve onları birbirleriyle evlendirir. Eğer bu evlilik güzel bir evlilik olmuşsa bu, kadın ve erkekten şükrün istenildiği bir nimettir. Eğer bu evlilik kötü bir evlilik olmuşsa bu evlilik, sabrın istendiği bir imtihan olur. Erkek kadınla, kadında erkek ile imtihan edilir. Demek ki, yapılan bütün evliliklerde kulların cüz-i iradeleri esas alınmamaktadır. Başka bir ifadeyle, ihtiyâri fiillerden olan evlilik, bazen ıztırâri fiiller gibi kulun müdahalesi ve seçmesi olmaksızın meydana gelir. O hâlde şu hükümleri birer kaide olarak bilmeliyiz.

– Eğer kul bir şeyin olmasını ister, ancak Allah onun olmasını murad etmezse, o fiil vücuda gelmez ve meydana çıkmaz. Eğer vücuda gelmeyen bu arzu, bir hayır ise kul niyetinin mükâfatını görür.

– Eğer kul bir şeyin olmasını ister, Allah da onun olmasını murad ederse, o fiil vücuda gelir ve yaratılır. Bu fiilin yaratılmasına kulun cüz-i iradesi sebep olduğundan dolayı, kul bu fiilinden mesuldür. Hayırlı bir iş ise mükâfat, kötü bir iş ise ceza görür.

– Kulun hiçbir müdahalesi olmaksızın, sırf Allah’ın dilemesiyle yaratılan fiiller: Bu tür fiillerde kulun cüz-i iradesi işe karışmaz. Daha önce ifade ettiğimiz gibi şükürle veya sabırla imtihan olmaları için Allah onu icad eder.

İşte evlilik bazen ikinci gruba giren bir fiildir. Kulların cüz-i iradelerini kullanmaları neticesinde Allah istediklerini yaratır. Bazen ise üçüncü gruba giren bir fiil olur. Allah kullarının iradelerini karıştırmaksızın onları birbirleriyle evlendirir. Ancak her iki durumda da evlilik kaderdir.


PisiPisi
Bunu sitede başka bir konu başlığında da okumuştum. Öz olarak sorarsam, bu durumda benim bu Rabbimin imtihanıdır deyip sabretmeye devam mı etmem gerekir?


Türkiye06
Başımıza ne gelirse gelsin sabretmek zorundayız. ayet bile var; Allah sabredenlerle beraberdir.(Bakara 153) sen evliliğini kurtarmak için elinden geleni yap. evlenmek kolay boşanmak zordur. Kaderde ayrılık varsa zaten sen ne kadar çabalarsan çabala başına gelir. Allah kocanı da ıslah etsin inşAllah. Seninde yardımcın olsun.


Omer Faruk
Sevgili kardeşim işte bu tür karışık kader izahları kafanızı karıştırıyor. Allah cüz’i iradenizi tayin etmez. Evlilik ise külli irade dahilinde bir seçim değildir. Eğer Allah’ın geçmişi ve geleceği bilmesini kader olarak değerlendirirsek o zaman yaptığımız günahların da sebebi ALlah olur ki bu Allah’ın ADALET sıfatına yaraşmaz. Allah kainattaki her türlü fiili yaratır ama bizim karar verdiğimiz alanlarda yarattığı fiiller bizim irademizle gerçekleşir.

Cüz’i irade sizin gücünüzün yettiği seçme hakkınızın olduğu alandır.
Külli irade sizin gücünüzün yetmediği seçme hakkınızın olmadığı alandır. (Türk doğmak, kısa boylu olmak, sakat doğmak, beyaz doğmak, siyah doğmak, deprem olması, sel felaketi vs.)

Burada evliliğinizi sürdürüp sürdürmeme, evlenmeye karar verip vermeme tamamen CÜZ’İ İRADE kısmına girer. Aksi takdirde Allah belirledi derse kafirler de Allah böyle diledi biz kafir olduk derler;

En’am 148: Allah’a ortak koşanlar diyecekler ki: Eğer Allah dileseydi, biz de ortak koşmazdık, babalarımız da. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık. Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) böyle yalanlamışlardı da sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki: Sizin (iddialarınızı ispat edecek) bir bilginiz var mı ki onu bize gösteresiniz? Siz ancak kuruntuya uyuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.

İslam ordusu Şam’a sefere çıkmıştı. Veba salgını olduğu haberi geldi. Hz. Ömer (ra) Onlara şehre girmemelerini emretti. Bunun üzerine sahabelerden bazıları Ya Ömer Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun dediler. Bunun üzerine:-Evet, Allah’ın kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçıyoruz.

Hz. Ömer bilgisi dahilinde vebanın öldürücü hastalığından kaçındığını, ancak ölüm olacaksa yine de vebadan kaçmaya rağmen ölüm olacağını ifade ediyor.

Dolayısıyla evliliğiniz Allah’ın size zoraki takdir ettiği bir kader olmadığı gibi boşanıp boşanmama konusu da sizin seçiminizdir.

Kısaca, bildiklerinizden ve seçiminizden tam olarak sorumlusunuz. Selametle kalın.

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();