üzerinde Kul Hakkı Bulunan İnsan Diğer Günahları İçin Tevbe Ederse Kabul Olur mu
efedeffrfede
herkeze selamınaleyküm arkadaşlar benim üzerimde kul hakkı var ben kul hakkı için değilde diğer günahlarım için etsem tevbem kabul olurmu kul hakkı için tevbe etmiyeceğim diğer günahlarım için tevbe edececeğim ALLAH affedermi mesela bir insanın üzerinde kul hakkı varsa ALLAH tevbeyi kabul etmez diyordu doğrumu ne yapmalıyım ALLAH affedermi simdiden teşekkürler
Yorum: üzerinde Kul Hakkı Bulunan İnsan Diğer Günahları İçin Tevbe Ederse Kabul Olur mu
Kuldurdileyen
Nisa Suresi, 17. ayet: Allah’ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir). İşte Allah, böylelerinin tevbelerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.
Sen yaptığını bilmeden yapıp Allah seni uyardığında hemen tövbe mi ettin yukardaki ayet senin içindir.
Nisa Suresi, 18. ayet: Tevbe; ne, kötülükleri yapıp-edip de onlardan birine ölüm çatınca: "Ben şimdi gerçekten tevbe ettim" diyenler, ne de kafir olarak ölenler için değil. Böyleleri için acı bir azap hazırlamışızdır.
Ölüm sana yaklaştı ve sen şimdi ecelini görüyorsan yukardaki ayet senin içindir
Nisa Suresi, 26. ayet: Allah, size açıklayarak anlatmak, sizi sizden öncekilerin sünnetine iletmek ve tevbelerinizi kabul etmek ister. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Nisa Suresi, 27. ayet: Allah, tevbelerinizi kabul etmek ister; şehvetleri ardınca gidenler ise, sizin büyük bir sapma ile sapmanızı isterler.
Bakara Suresi, 37. ayet: Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. Bunun üzerine (Allah da) tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.
Bakara Suresi, 54. ayet: Hani Musa, kavmine: "Ey kavmim, gerçekten siz, buzağıyı (tanrı) edinmekle kendinize zulmettiniz. Hemen, kusursuzca Yaratan(gerçek İlah)ınıza tevbe edip nefislerinizi öldürün: bu, Yaratıcınız Katında sizin için daha hayırlıdır" demişti. Bunun üzerine (Allah) tevbelerinizi kabul etti. Şüphesiz O tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.
Bakara Suresi, 128. ayet: "Rabbimiz, ikimizi Sana teslim olmuş (Müslümanlar) kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş (Müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin."
Bakara Suresi, 160. ayet: Ancak tevbe edenler, (kendilerini ve başkalarını) düzeltenler ve (indirileni) açıklayanlar(a gelince); artık onların tevbelerini kabul ederim. Ben, tevbeleri kabul edenim, esirgeyenim.
Bakara Suresi, 222. ayet: Sana ‘kadınların aybaşı halini’ sorarlar. De ki: "O, bir rahatsızlık (eza)dır. Aybaşı halinde kadınlardan ayrılın ve temizlenmelerine kadar onlara (cinsel anlamda) yaklaşmayın. Temizlendiklerinde, Allah’ın size emrettiği yerden onlara gidin. Şüphesiz Allah, tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever."
Bakara Suresi, 279. ayet: Şayet böyle yapmazsanız, Allah’a ve Resulüne karşı savaş açtığınızı bilin. Eğer tevbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. (Böylece) Ne zulmetmiş olursunuz, ne zulme uğratılmış olursunuz.
Al-i İmran Suresi, 89. ayet: Ancak bundan sonra tevbe edenler, ‘salih olarak davrananlar’ başka. Çünkü Allah, gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.
Al-i İmran Suresi, 90. ayet: Doğrusu, imanlarından sonra inkar edenler, sonra inkarlarını arttıranlar; bunların tevbeleri kesinlikle kabul edilmez. İşte bunlar, sapıkların ta kendileridir.
Eğer siz inanmıyorsanız, inkar ediyorsanız yukardaki ayet sizin içindir
Al-i İmran Suresi, 128. ayet: (Allah’ın) Onların tevbelerini kabul etmesi veya zalim olduklarından dolayı azaplandırması işinden sana bir şey (sorumluluk ve görev) yoktur.
Yorum: üzerinde Kul Hakkı Bulunan İnsan Diğer Günahları İçin Tevbe Ederse Kabul Olur mu
Kuldurdileyen
Maide Suresi, 74. ayet: Yine de Allah’a tevbe edip bağışlanma istemeyecekler mi? Oysa Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
En’am Suresi, 54. ayet: Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti Kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse şüphesiz, O, bağışlayandır, esirgeyendir."
Araf Suresi, 153. ayet: Kötülük işleyip bunun ardından tevbe edenler ve iman edenler; hiç şüphesiz Rabbin, bundan (tevbeden) sonra elbette bağışlayandır, esirgeyendir.
Tevbe Suresi, 11. ayet: Eğer onlar tevbe edip namazı kılarlarsa ve zekatı verirlerse, artık onlar sizin dinde kardeşlerinizdir. Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.
Namaz kılınacak, zekat verilecek. Allah size en anlaşılır şekilde açıklıyor ama melun size kılmasanızda olur diyor siz şimdi kime inanacaksınız, kimin kulu olacaksınız?
Tevbe Suresi, 15. ayet: Ve kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Tevbe Suresi, 27. ayet: Bunun ardından Allah, dilediği kimseden tevbesini kabul eder. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Tevbe Suresi, 74. ayet: Allah’a and içiyorlar ki (o inkar sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar inkar sözünü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra inkara sapmışlardır ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Allah’ın ve elçisinin bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir nedeni) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acı bir azapla azaplandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu-dost ve bir yardımcı yoktur.
Tevbe Suresi, 102. ayet: Diğerleri günahlarını itiraf ettiler, onlar salih bir ameli bir başka kötüyle karıştırmışlardır. Umulur ki Allah tevbelerini kabul eder. Hiç şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Tevbe Suresi, 104. ayet: Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah kullarından tevbeleri kabul edecek ve sadakaları alacak olan O’dur. Şüphesiz, tevbeleri kabul eden, esirgeyen O’dur.
Tevbe Suresi, 106. ayet: Diğer bir kısmı, Allah’ın emri için ertelenmişlerdir. O, bunları, ya azaplandıracak veya tevbelerini kabul edecektir. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Hud Suresi, 90. ayet: "Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Gerçekten benim Rabbim, esirgeyendir, sevendir."
Hud Suresi, 112. ayet: Seninle birlikte tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru davran. Ve azıtmayın. Çünkü O, yaptıklarınızı görendir.
Nahl Suresi, 119. ayet: Sonra gerçekten Rabbin, cehalet sonucu kötülük işleyen, sonra bunun ardından tevbe eden ve ıslah olanlar(la beraberdir). Şüphesiz Rabbin bundan sonra bağışlayandır, esirgeyendir.
Meryem Suresi, 60. ayet: Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır); işte bunlar, cennete girecekler ve hiçbir şeyle zulme uğratılmayacaklar.
Taha Suresi, 82. ayet: Gerçekten Ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım.
Nur Suresi, 10. ayet: Eğer Allah’ın sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı ve Allah gerçekten tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (ne yapardınız)?
Nur Suresi, 31. ayet: Mü’min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah’a tevbe edin ey mü’minler, umulur ki felah bulursunuz."
Furkan Suresi, 70. ayet: Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunup davranan başka; işte onların günahlarını Allah iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Furkan Suresi, 71. ayet: Kim tevbe eder ve salih amellerde bulunursa, gerçekten o, tevbesi (ve kendisi) kabul edilmiş olarak Allah’a döner.
Kasas Suresi, 67. ayet: Ancak kim tevbe edip iman eder ve salih amellerde bulunursa artık kurtuluşa erenlerden olmayı umabilir.
Ahzab Suresi, 24. ayet: Çünkü Allah, (sözüne bağlı kalıp doğru olan) sadıkları sadakatlerinden dolayı mükafaatlandıracak, münafıkları da dilerse azaplandıracak veya tevbe (nasib edip tevbe)lerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Mü’min Suresi, 3. ayet: Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, cezası pek şiddetli olan ve lütuf sahibi (Allah’tan). O’ndan başka İlah yoktur. Dönüş O’nadır.
Şura Suresi, 25. ayet: Kullarından tevbeyi kabul eden, kötülükleri affeden ve işlediklerinizi bilen O’dur.
Ahkaf Suresi, 15. ayet: Biz insana, ‘anne ve babasına’ iyilikle davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve onu güçlükle doğurdu. Onun (hamilelikte) taşınması ve sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihayet güçlü (erginlik) çağına erip kırk yıl (yaşın)a ulaşınca, dedi ki: "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve Senin razı olacağın salih bir amelde bulunmamı bana ilham et; benim için soyumda salahı ver. Gerçekten ben tevbe edip Sana yöneldim ve gerçekten ben Müslümanlardanım."
Hucurat Suresi, 11. ayet: Ey iman edenler, bir kavim (bir başka) kavimle alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar; kadınlar da kadınlarla (alay etmesin), belki kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi nefislerinizi (kendi kendinizi) yadırgayıp-küçük düşürmeyin ve birbirinizi ‘olmadık-kötü lakablarla’ çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir. Kim tevbe etmezse, işte onlar, zalim olanların ta kendileridir.
Hucurat Suresi, 12. ayet: Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir.
Tahrim Suresi, 8. ayet: Ey iman edenler, Allah’a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar. Derler ki: "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin."
Müzzemmil Suresi, 20. ayet: Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O’na dönüşünüzü) kabul etti. Şu halde Kur’an’dan kolay geleni okuyun. Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah’ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip-dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan (Kur’an’dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah Katında bulursunuz. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Buruc Suresi, 10. ayet: Gerçek şu ki, mü’min erkeklerle mü’min kadınlara işkence (fitne) uygulayanlar, sonra tevbe etmeyenler; işte onlar için, cehennem azabı vardır ve yakıcı azap onlaradır.
Nasr Suresi, 3. ayet: Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.
Yorum: üzerinde Kul Hakkı Bulunan İnsan Diğer Günahları İçin Tevbe Ederse Kabul Olur mu
Kuldurdileyen
Allah tövbe et kulum diyor.
Melun düşman sen o kadar benim yolumdasın ki sakın biyere kıpırdama, bırak tövbe senden tövbe etsin diyor. Aman sakın abdest alma, namaz da kılma diyor.
Sen yanımda dur, yolumda ol, bana inan, sakın kıpırdama, ben sana daha yolumda ne yapabilirsin ona bakayım. Böylece yolumda diğerlerini nasıl geçeceksin, seni daha çok nasıl sevecem ona bir bakayım diyor. Böylece çarpacağı diğer gelir sahiplerini, sevap sahiplerini aramaya çıkıyor.
Allah tövbe et kulum diyor. Kullar Onun onlar için gönderdiği kitabı okumuyor, O na inanmıyor. Hep şüphe. Babalar onlara emredildiği halde çocuklarına Kuran öğretmiyor, bunu bize yarın sormazlarki mi diyorlar? Babaların bu ettiği tüm toplumu bozmaya yetiyor, Allah yolunda canını kanını veren ecdad torunlarıyla artık övünemiyor.
Kuldurdileyen
Neden acele ediyorsun melun? Her an namazlarını kılıp, sen sevaplarını çalamadan ölebilirler bundan mı korkuyorsun? Yahut senin çok emek verdiğin arkanı dönmüşken tövbe edip ölebilir, bundan mı hep acele ediyorsun? Rabbinle sözleşip çok silah aldın ve Rabbinin buna karşılık bende onları aff edeceğim sözünü kabul ettiğin için mi tövbeye sesini çıkaramıyor, yolundan dönmüyor pes etmiyorsun. Allah ın ne kadar yüce olduğunu, doğru sözlü olduğunu, ne kadar güzel olduğunu sende biliyorsunda nefsin mi engel oluyor? Nedir bu kıskançlık? Nedir bu nefret seni bitiriyor. Seninde bir tövbe şansın var biliyorsun ama o bu gün, yarına bıraktığın elinden gider. Ölüm seni de yutar. Baki olan sadece Allah tır.
Eğer o Almanya da olmasa Türkiye de olsa idi daha mı pahalı olurdu? Doğruların gizlenmesi nasıl bir iştir. Tedbir midir bunlar hep? Dünyalık korkular ve kulların aldığı tedbirlerdir inşAllah. Yoksa gaybı sadece Rabbimiz bilir. Biz sadece Rabbimize güvendik ve ona sığındık umarım sizde öyle yapmışsınızdır. Tedbir kuldan, takdir Allah tan diyenlere bir şey dediğimiz yok.