Sünnet ve Hadis Anlayışı / Hangi İslam, Erhan Aktaş

Sünnet ve Hadis Anlayışı / Hangi İslam, Erhan Aktaş

Hesna
Sahih bir sünnet ve hadis anlayışını ortaya koyan ikna edici bir yazı.

Bilinen genel ve klasik tanıma göre sünnet: Peygamber (sav)’in söz, fiil ve takrirlerinin bütününü ifade eden terimdir. Sözcük olarak da: Alışılmış yol, tutulan yol, izlenen örnek, adet gibi anlamlara gelmektedir.

Bu genel çerçevenin içinde Peygamberin Kur’an’ı pratize etme şekline ‘sünnet’, söyledikleri sözlere de ‘hadis’ diye tanımlama yapabiliriz.

Yukarıdaki tanımların geçerli ve doğru olduğunu kabullenirsek, o zaman sünneti de hadisi de yok saymak, inkar veya reddetmek demek Peygamberi devre dışı bırakmak demektir. Ki bu da dinin bir kısmını yok saymayla eş değer bir cürümdür. Zira, Peygamberin fonksiyonel gerçekliği Kuranla sabittir. Kur’an varsa Peygamber de vardır;Peygamber varsa yaptıkları ve söyledikleri de vardır. Bu bir hakikattir.

Sünnet ve hadis konusu 1400 yıldır Müslümanlarcaüzerinde en çok tartışılan ve konuşulan bir konudur. Ne yazık ki yapılan bütün çalışmalar, konunun açıklığa çıkmasına bir katkı sağlamamış, daha da tartışılır hale getirmiştir. Herkes kendi yanındakini doğru, diğerlerininkini yanlış ve islam dışı olarak nitelemektedir. Aslında bu fazla yadırganacak bir şey de değildir.

Çünkü kaynak olarak sıralamada birinci, fakat başvuruda sıralamaya bile alınmayan Kur’an, doğru anlaşılmadıkça ve sıralamada olduğu gibi kaynak alınmada da birinci sıraya konulmadıkça doğru bir sonuç elde etmek mümkün olamaz. Ne zaman ki Kur’an ölçü olarak alınır; doğru ve yanlış ona göre belirlenmeye başlanırsa, ancak o zaman sünnet ve hadis de gerçek anlamını bulur ve dindeki gerçek işlevine kavuşur.

Sünnet ve hadis, İslam’ın ilk yıllarımanlar Kur’an’m öngördüğü bir bakış açısına kavuşmuşlardır.

İsminden başka İslam’la hiçbir ilgisi olmayan, ‘sözde İslami olan’ anlayış ve düşünce sahipleri Mekkeli Müşriklerin benzeri bir tutumla, yeniden Kur’an’a dönen Müslümanları suçlamakta ve ‘İslam adına’ gerçek İslam’a ve taraftarlarına çok çirkin iftiralarda bulunmaktadırlar.

Öyle anlaşılıyor ki, Sünnet ve Hadis konusu doğru anlaşılmadıkça, İslami anlayışın Kur’an’la bütünleşmesi mümkün olamayacaktır. Ve ‘Kur’an İslamı’ ile ‘sünnet ve hadis adına uydurulmuş İslam’ olmak üzere, birbirinden farklı iki ayrı İslam varlığını sürdürmeye devam edecektir.

Sünnet ve hadisi Kur’an açısından tanımlayıp gerçek anlamlarına göre değerlendirmeden "sahih bir inanca" sahip olmak mümkün değildir.Yapılan bu değerlendirmeden ve tespitlerden sonra sünnet ve hadisi Kur’an’i açıdan tanımlamaya çalışalım:
Sünnet:

Sünnet, Peygamber(sav)’in insan olma sıfatıyla şahsına ait yaptıkları şeyler değil; peygamber olarak, Allah’ın hükümlerini, yani Kur’an’ı pratize etmesi ile din adına yaptığı, uyguladığı ve yaşanarak bize ulaşan hal ve hareketlerdir. Peygamberin kişisel olarak yaptığı şeyler bu tanımın kapsamı dışındadır.

Peygamber, Allah’ın hükümlerini pratiğe geçirmede bizim için örneklik teşkil etmektedir. Ve Peygamber, ‘elçi Muhammed’ olarak yaptıkları ile bizim için bağlayıcıdır, ‘insan Muhammed’ olarak yaptıklarını yapmak gibi bir sorumlulu-ğumuz yoktur. Sünneti Kur’an’ın pratize edilmesi olarak görüyor ve bu pratiğin de yaşanarak bize ulaştığını kabul ediyoruz. Bu anlamı ile hadis de sünnetin kapsamı dışındadır.

Sünnetin tanımını şimdiye kadar yapılan tanımlardan ayırıyor ve İslami anlayışımıza uygun olarak sünnete: ‘Peygamberin Kur’an hükümleri ve bu hükümler çerçevesinde dine dair kuralların uygulanış biçimidir’ diyoruz. Yani, hükmü Allah’a ait olup ta uygulaması da Peygamberce yapılandavranışa sünnet diyoruz. Namazın rekat sayısı ve kılınma biçiminde olduğu gibi.

Bu yönü ile Peygamber ve sünneti bizim için brtaya koymaktadır.

İşin diğer bir boyutu da, sahih diye kitaplarda yer etmiş hadislere baktığımızda bir çoğunun Kur’an’a açıkça ters olduğu görülmektedir. Peygamberin Kur’an’a ters bir şey söylemesinin mümkün olmadığı gerçeği göz önünde bulundurulursa, bu kitaplarda yer etmiş bir çok hadisin de uydurma oldukları rahatlıkla söylenilebilir.

Hadisleri değerlendirirken şu gerçeği göz önünde bulundurmada yarar var. Hadisleri ‘gerçeğe yakınlığına’ göre üç bölüme ayırmak gerekir:
1- Sahabenin kendisinin de Peygamberle birlikte yaptıkları şeylere ait rivayetler.

2- Yapıldığına tanık olunan bir hareketin rivayet edilmesi.

3- Herhangi bir şey ile ilgili Peygamberden duyulan veya duyanlardan aktarılan sözler.

Bir kimse, yaptığı bir hareketi bir başkasına aktarırken daha az yanılır. Bu gerçekten yola çıkarak diyoruz ki-Peygamberle birlikte yaptığı bir işi başkasına aktarmada dahaaz yanılma olduğundan, bir hareketi anlatan hadis, sadece duyduğunu aktaran hadis gibi değildir. Keza, insan gördüğü bir şeyi de, duyduğu şeyden daha az yanılma payı ile ifadeeder. O bakımdan hadis, yapılan veya görülen bir işi aktarıyorsa, bu hadis, sadece duyulan bir sözün rivayeti olan hadisten doğruluğu açısından daha güçlüdür.

Şu da bir gerçektir ki hiçbir hadisin Peygamber(sav)’e ait olduğu konusunda kesinlik yoktur. Bütün sözler rivayete dayanmaktadır. Rivayete dayanan bir şeyde de zann(sanı) vardır. Bu bakımdan gerek sünnet ve gerek hadis inançta (itikad’da) esas alınmaz. Amelde ise yukarıda tanımlanan biçimiyle sünnet bağlayıcı özelliğe sahiptir. Hadis ise, yöntem olarak herhangi bir konuda bilgi olarak değerlendirme amacıyla kendisine gidilmesi gereken bir kaynaktır.

Zira iman etmek, kuşkusuz olmayı; yüzde yüz emin olmayı gerektirir. Bu eminlik özelliğine ise yalnızca Kur’an sahiptir. Çünkü, Kur’an Allah tarafından korunmuştur. Hadis ise, ne Kur’an gibi korunmuş, ne de Peygamberimiz zamanında kayda geçiril-miştir. Peygaaşıyanlar veya uymayanlar atılmalıdır.

Tarihle tespit edilerek bize ulaşan peygamberin tercihleri, tavırları ve kararları; düşünce ve davranışlarımızı kaynak ve referans olarak şekil verir. Söz gelişi, müşriklerle bir sözleşme yapacaksak ve bunun da daha önce peygamberce bir uygulaması varsa; Peygamberce yapılmış bu uygulama bizim için örneklik teşkil eder. Bu boyutu ile peygamberin Kur’an’ın kapsamı dışındaki uygulamaları da mü’minleri bağlayıcı bir esastır.
Quelle: Hangi İslam, Erhan Aktaş.


Cevap: Sünnet ve Hadis Anlayışı / Hangi İslam, Erhan Aktaş

Hesna
Amin cümlemizden inşAllah

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();