Mustafa İslamoğlu’nun Hadis Üzerine Soru-Cevapları
Hesna
Mükaşefe Yoluyla Hadis Almak
İbn Arabi keşif yoluyla "Bu hadisin senedi olmasa da bu hadis sahihtir" demiş. Caiz midir?
CEVAP:İbn Arabi’nin mükaşefe yoluyla doğrudan Hz. Peygamber’den hadis aldığını söylemesinin ilmi bir değerlendirmesi yapılamaz. Çünkü bunun tasdiki olmaz. Okkası yok, metresi yok. Bunu nasıl doğrulayacağız. Farz-ı muhal almış olduğunu kabul edelim; bu sadece kendisini bağlar.
Peki, mükaşefe yoluyla Peygamberimizden bir şeyler almak mümkünse, şu sorularıma cevap bulmalıyım:
a) 10 bin sahabinin birbirini kırdığı Cemel olayında Hz. Aişe aynı yastığa baş koyduğu Hz. Peygamber’le keşif yoluyla neden bu büyük olayı istişare edemedi? Yoksa Hz. Aişe’nin keşfi mi kapalıydı?
b) Peygamberimizin ardından kimin halife olacağı tartışmasında Ebubekir, Ömer ve diğer sahabe neden bu yolu kullanmadı. Oysa onlar Efendimiz’in arkadaşlarıydı ve Efendimiz henüz vefat etmişti.
c) Bu meselede Sa’d b. Ubade ömür boyu Ebu bekir’e biat etmedi ve Medine’yi terketmek yerine aynı yöntemi kullanmalı değil miydi. Haşimoğulları ve Hz. Ali 6 ay beklediler biat etmek için, ne gerek vardı. Dahası ve çok önemlisi Cennetin gülü Hz. Fatıma biatsız vefat etti. Efendimizin kızı bile efendimizle mükaşefe yoluyla…
Efendim daha fazla gidemedim… Yeter….
Allah bizi istikametten ayırmasın
kaynak;
mustafaislamoglu.com
Cevap: Mustafa İslamoğlu’nun Hadis Üzerine Soru-Cevapları
Hesna
Kıbleye Yönelerek Hacet Gidermek
Selamunaleyküm muhterem hocam. Yoğun çalışmalarınız arasında size bir soru sormak istiyorum. Biz birkaç arkadaş Karınca yayınlarından çıkmış 7 hadis imamının ittifak ettikleri hadisler kitabından hadis dersi yapıyoruz. Bu kitapta yer alan ve taharet konusu altında bulunan Peygamberimizin (((S.A.V))) küçük ya da büyük abdest bozarken önünü Beyt-ül Makdis’e, arkasını ise Kıble’ye döndüğünü anlatan hadisleri okurken aklımıza takılan bir hususu size danışmak istedik.
Elbette bu hususta da en doğrusunu Allah (c.c) bilir ancak bizler bu hadisleri okuyunca Kıble ya da Beyt-ül Makdis’e gereğinden fazla (belki de şirke götüren) değer verilmemesi gerektiği için Peygamberimizin (((S.A.V))) böyle bir uygulama yaptığını düşündük. Sizce Peygamberimizin (((S.A.V))) bu uygulamasının arkasında yatan sebep ne olabilir? Bu konuda zaman ayırıp bize cevap verebilirseniz çok memnun oluruz. Ayrıca hadis derslerimiz için faydalandığımız kaynağı uygun buluyor musunuz? Bize önereceğiniz başka kaynaklar var mı? Allah’a (c.c) emanet olunuz.
25/01/2008
Aziz kardeşim,
Bu tür hadislere "polemik" türü rivayetler denilir.
Önce bir düşünelim: Bir ravi peygamberimizin def-i hacet yaparken nereye döndüğüyle niçin uğraşır?
Cevap: O sırada piyasada mutlaka bir tartışma vardır da, ondan.
Bu da o türdendir. Piyasada kıbleye yönelerek hacet gidermenin dinen sakıncalı olduğu yollu bir rivayet dolaşmaktadır. Bazı zahidler sofuluk yapmışlardır. Birileri de bunu araştırmıştır.
Evet, rivayet büyük bir ihtimalle doğrudur. (Ben senet cerh ve tadilinden söz etmiyorum) Zira bu gibi abartılı hassasiyetler ve dindarlık gösterileri, insanlar dinlerinden yırtıp dünyalarına yamayınca çıktı. Zira yırttıkları yerden açıkları göründü, orayı kapatmak için abartılı hassasiyetler ürettiler. Bu bir tür manevi rüşvetti. Genelde böyle olur bu. Bir yerde gösterişçi dindarlık gördüğünüzde, orada dinin temellerine ilişkin bir açık olduğunu, o açığın bu abartıyla kapatılmak istendiği sonucuna varabilirsiniz.
kaynak;
mustafaislamoglu.com
Yanıt: Mustafa İslamoğlu’nun Hadis Üzerine Soru-Cevapları
Hesna
Kadın Hadisi
Selamun aleyküm
Muhterem Hocam,
Bu hadisi nasıl anlamalıyız?
Çok lanet ediyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz, sizin kadar erkeklerin aklını çelebilen dini eksik başka bir varlık görmedim. (Müslim 34/132, İbni Mace 19/4003)
Jezek Allahu hayren ve selam aleykum ve rahmetullahi ve bereketuh..
13/09/2007
Aziz mümin,
Bu hadisin tahlilini kadinla ilgili Vahyin Penceresinden’de yapmıştık.
Kısaca: Bu hadisin sebeb-i vürudu Medine’de özellikle şehid olan kocalarının servetine konan ve bir kaç kocadan sonra servetleri katlanarak büyüyen kadınlardan kaynaklanan bir fitne ile ilgilidir.
Sözün söyleniş zamanı: Müminlerin zor zamanlarının bitip artık dünyevi refahın göründügü Medine dönemi, hatta Hayber fethi sonrasıdır.
Efendimizin söylerkenki psikolojisi: Bir kızgınlık anıdır. Üstelik az rastlanan bir kızgınlık anı. Hz. Selman’ın Ebu Huzeyfe’yi uyarırken söylediği sözler hepimizin kulağına küpe olmalıdır: Peygamber de bir beşerdi. Biz güldüğümüz de güler, şakalaştığımızda katılır, ağladığımızda ağlardı. O da kızardı. Onun kızgınlık anında söylediği sözü nakletmekle sen bazılarının kinini bazılarına miras bırakmış olursun.
Bu hadisten yola çıkarak kadın neslinin tümü hakkında bir yargıda bulunmak, hırsızı malının üzerinde yakalayıp getirdiği ve onun elinin kesilmesine neden olduğu için Efendimizin kızgınlıkla söylediği "Siz şeytanın askerisiniz" sözünden yola çıkıp sahabenin erkeklerini bununla suçlamak kadar abestir.
Yine, bir sefer sırasında yaralanan ve gusül etmesi icap eden yaralı sahabi "Benim için ruhsat var mıdır?" sorusuna, hayır diyen ve bu yüzden yıkanan ve bunun sonucunda da ölen sahabenin haberi kendisine geldiğinde "Canı çıkasıcalar! Haydi bilmiyorlar, soramazlar mıydı?" diyen Rasulullah’ın bu sözünü, muhataplarına "beddua" olarak anlamak ve genellemek kadar gülünçtür.
Bunlar gibi o da özeldir.
Vesselam.
mustafaislamoglu.com
Soru: Mustafa İslamoğlu’nun Hadis Üzerine Soru-Cevapları
Hesna
Kabirleri Mescid Edinmeme
Essalamün aleyküm değerli hocam;
Öncelikle yaptığınız tüm çalışma ve hizmetlerden dolayı Allah sizden her
İki cihanda da razı olsun. Çalışmalarınızdan ve eserlerinizden
Olabildiğince faydalanmaya ve de faydalandırmaya çalışıyoruz.
Benim sorum bir hadis ile ilgili (tirmizi cenaiz;32, ibni mace cenaiz;65)
Hz.Aişe (r.a.), Hz.peygamber (s.av.)İn vefat ettiği hastalığı sırasında " Allah, yahudi ve hristiyanlar’a lanet etsin,
Peygamberlerinin kabirlerini mescid edindiler." buyurduğunu rivayet etmiş ve "eğer mescid edinme endişesi olmasaydı peygamber ((S.A.V).)’in kabrini açıkta bırakırlar ancak ben kabrin mescit edinilmesinden endişe ederim." Bugün peygamber efendimiz ((S.A.V))in kabri mescid yapılıp, görkemli bir hale getirilmemiş mi? Biz bu hadisi nasıl anlamalıyız.
Mardin den sevgi ve selamlar. Allah her daim yar ve yardımcımız olsun.
20/11/2007
Aziz talibe,
Tirmizi ve İbn Mace dışında Kütüb-i Sitte dışı bazı derlemelerde de yer alan bu "hasen-ğarib" hadisin hasenine karışmam ama "ğarib" olduğu kesin. Bu ğarib’lik sadece Hadis usulü ıstılahı olarak değil, Türkçeleşmiş anlamıyla da gariptir. Fakat hadisi destekleyen daha başka merfu haberler de vardır.
Buna dayanarak hadisi sahih kabul edip konuşalım:
1. Demek ki Hz. Aişe’nin "mescid edinmek" ile anladığıyla bizim anladığımız aynı değil. Eğer bizim anladığımızı kastetseydi Efendimizin mescidin hemen yanındaki kendi hücresine değil, mescidin uzağına defnedilmesini söylerdi.
2. Efendimizin defnedildiği zaman henüz orası mescid değil, Hz. Aişe’nin hücresi, yani ev idi. Sonradan mescide katıldı. Ama yine de müstakil bir bölme olarak kaldı ve ileriki tarihlerdeki mescid genişletmelerinde mescid hiç o tarafına genişletilmedi bu hassasiyetten dolayı. Şu an dahi o hücrenin duvarı mescid-i nebevinin dış duvarıdır.
3. Eğer haber sahihse, peygamberlerinin kabirlerini mescid edinmek ya doğrudan ona secde etmek veya ibadet maksadıyla tazimde bulunmak vs.
Anlaşılmalıdır.
4. Bu hassasiyet Efendimizden sonra korunmuştur. Ebu Hanife’nin çok meşhur olan "Hz. Peygamber’in kabrinin yanında dahi (kıbleye değil de) onun sandukasına yönelerek dua etmeyi caiz görmem" diye içtihadda bulunması manidardır.
5. bugün bu hassasiyet yer yer ihlal ediliyorsa bunu kabri mescid edinmek ile adlandırmak yerine cehaletin cesareti olarak görmek lazımdır.
mustafaislamoglu.com
Hesna
Kadının Erkeğe Secdesi
Değerli Hocam;
Kütüb-i Sitte’de kadın-erkek ilişkileri hakkında araştırma yaparken böyle bir hadisle karşılaştım:
"Eğer bir kimsenin başkasına secde etmesini emretseydim,kadına kocasına secde etmesini emrederdim ve eğer bir erkek karısına kırmızı bir dağdan siyah bir dağa ve siyah bir dağdan kırmızı bir dağa taş taşımayı emretseydi,,uygun olan,kadının bu emri yerine getirmesidir."(kütüb-i sitte/6529)
Ve Faruk Beşer’in "Kütüb-i Sitte’de çoğu hadis yalan hadis’tir" açıklaması geldi.Sorum şudur hocam:
Sayın Beşer’in sözü doğru mudur?Kütüb-i Sitte de ne kadar hakikati yansıtan hadisler vardır?
Rahman’a emanet olun.dua ile…
08/09/2007
CEVAP:
Aziz mümine,
Hadis diye nakledilen bu söz kur’an’a arz edildiğinde sınıfta kalır, bu bir.
Hadis tekniği açısından Vahyin penceresi /Kadın programında bendeniz bu hadisin cirh-tadilini yapmış ve otoritelerin buna geçer not vermediğini söylemiştir. Evet bu de beşer’in söyledikleri arasına girmektedir. bu da iki.
Vesselam
mustafaislamoglu.com
Hesna
Hadis Hakkında Kitap
Selamünaleyküm, saygıdeğer hocam;
Biz daha önce birkaç arkadaş hadis dersi yapmak için sizden tavsiye aldık. Bize önerdiğiniz Kandehlevi’nin Hayat’üs Sahabe Muhtasar kitabı bizim için çok faydalı oldu. Ve olmaya devam ediyor.
Allah razı olsun.
Bir hanım hadis dersi yapmadan önce şu kitabı okuyun, ondan sonra yapın diyerek bize; Hikmet Zeyveli’nin Kur’an ve Sünnet üzerine Makaleler kitabını söyledi. Ama biz, kitabın muhteviyatını bilmediğimiz için, kitabı almadan önce size danışmayı uygun gördük.
Allah sizi basımızdan eksik etmesin. Hürmetler.
06/11/2007
Aziz talib-i ilim,
O hanımın tavsiye ettiği eser, bu fakirin tavsiye ettiği eserler listesinde bulunmaktadır (Bu liste için siteme bkz). O kitabı bendeniz tavsiye ettim ve şiddetle tavsiye ediyorum.
Onun yanında şunları da okuyunuz hadis ve sünnet hakkında. O zaman meselenin püf noktasını kavrar, sahihi sakimden ayırmakta bir furkan kazanırsınız:
1. Nebevi Sünnet, Muhammed Gazali
2. Sünnet ve Hadisin anlaşılmasında Metodoloji Sorunu, Mehmet Görmez.
3. Kitabu’s-Sünne, Musa Carullah
4. Hayri Kırbaşoğlu’nun sünnet hakkındaki tüm eserleri.
5. Fakirin Üç Muhammed ve Yahudileşme Temayülü.
mustafaislamoglu.com
Hesna
Hadis
Öyle Hadislerle karşılaşıyoruz ki; işin içinden çıkamıyoruz. Mesela Hocam; Hadis no:2946 Ravi "Ebu Eyyub Resulullah (sav) buyurdular ki: "Öğlenin farzından önce tek bir selamla kılınan dört rek’at nafile varya, bunların önünde sema kapıları açılır."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 296, (1270); İbnu Mace, İkamet 105, (1157)
Takılmamak mı lazım artık bunun kararını size bıraktım?
10/03/2007
CEVAP: Bu tür hadisler genel olarak "terğib ve terhib" kategorisinde yer alır.Yani özendirme ve sakındırma. Bu kategori ise hükümde delil olarak kullanılmak sadece mev’iza ve öğüt olarak kullanılır. Bu da o cinstendir. Bu türden rivayetleri önce Kur’an’a (özellikle de ruhuna ve maksadına), sonra fiili sünnete, sonra da sahih hadislere vurmak gerek.
mustafaislamoğlu.com
Hesna
Cenaze Namazı
Esselamu aleyküm , Muhterem hocam kıymetli vaktinizi heder etmiyorum inşAllah. Hocam geçen bir ortamda tefsir konusunda bayağı iddialı olan bir arkadaşla cenaze namazı üzerine münazara ettik ve tartışma sonunda cenaze namazının emredilişine dair bir nasın olmadığını söyledi hocam size sormak istediğimiz şey şu Kur’ana göre cenaze namazının hükmü nedir ?
Arkadaşın ileri sürdüğü deliller şunlar ; namazın namaz olabilmesi için kıraat,rüku ve secde olması lazım dedi. Bu konuda bizi aydınlatırsanız memnun oluruz.
Aziz kardeşim,
Cenaze namazı zaten bilinen manada bir namazdır diyen olmamış ki. O duadır. Bu yüzden sahabe arasında dahi abdest gerekip gerekmediği yönünde tartışma olmuştur. Cenaze namazı’na namaz denmesi "salât”ın asli manalarından biri olan "dua"ya izafetledir. Bunu bilmemek cehalettir.
Ve bu manasıyla cenaze namazı Kur’an’da kapı gibi vardır: Tevbe Suresinin 84. ayetinde Münafık elebaşının cenaze namazını kılan Rasulullah’a "ve la tusalli alaehadin minhum" buyurulur. Bu yeter.
mustafaislamoglu.com
Hesna
İstihare ile evlilik
Muhterem hocam,
Bir yakınım evlilik çağı geldiğinden ötürü istemeye geliyorlar.
Yakınım ise evlilik konusunu istihareye bırakıp rüya yoluyla halletmeye çalışıyor ve bunun sünnet olduğunu savunuyor, bu konuda hadisler söylüyor.
İstihare yolu ile evlenmek doğru mudur?
Aziz ilim talibi,
Yakınınızın evlilik sürecinde başvurduğu rüya yöntemi, "istihare" adıyla bilinir.
Fakat Peygamber Efendimiz’den gelen istihare yönteminde işin rüya faslı yer almaz. Zira istihare kelimesi "Allah’tan bir işin hayırlısını talep etmek"
demektir. Kelime "hayr" mastarına Arapçada talep bildiren "elif-sin-te"
eklenerek talep formuna dönüştürülmüştür.
Efendimiz bir işe karar verecekken önce Allah’ın verdiği aklı sonuna kadar kullanırdı. O noktada işin içinden çıkamaz veya iş toplumsal bir işse sonra istişare ederdi. O da bir sonuç vermez veya tereddüt devam ederse yatmadan önce Allah’tan hayır talep ederek dua ederdi. Rüya burada bir tali ve ilave unsur olarak zımnen gözükmektedir.
İşe rüya faslı sonradan girmiş, ilerleyen yüzyıllarda hayır dileme işi sırf rüya görmeye inkılâp ederek iş rayından çıkmıştır.
Durum budur.
mustafaislamoglu.com
hattab39
Kadın Hadisi
Selamun aleyküm
Muhterem Hocam,
Bu hadisi nasıl anlamalıyız?
Çok lanet ediyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz, sizin kadar erkeklerin aklını çelebilen dini eksik başka bir varlık görmedim. (Müslim 34/132, İbni Mace 19/4003)
Jezek Allahu hayren ve selam aleykum ve rahmetullahi ve bereketuh..
Efendimizin söylerkenki psikolojisi: Bir kızgınlık anıdır. Üstelik az rastlanan bir kızgınlık anı. Hz. Selman’ın Ebu Huzeyfe’yi uyarırken söylediği sözler hepimizin kulağına küpe olmalıdır: Peygamber de bir beşerdi. Biz güldüğümüz de güler, şakalaştığımızda katılır, ağladığımızda ağlardı. O da kızardı. Onun kızgınlık anında söylediği sözü nakletmekle sen bazılarının kinini bazılarına miras bırakmış olursun.
gezgin54
mustafa hocam herhalde peygamber (sav) efendimizi bizler gibi biri zannediyor Allah cc selamet versin
deli gönül
< Efendimizin söylerkenki psikolojisi: Bir kızgınlık anıdır. Üstelik az rastlanan bir kızgınlık anı. Hz. Selman’ın Ebu Huzeyfe’yi uyarırken söylediği sözler hepimizin kulağına küpe olmalıdır: Peygamber de bir beşerdi. Biz güldüğümüz de güler, şakalaştığımızda katılır, ağladığımızda ağlardı. O da kızardı. Onun kızgınlık anında söylediği sözü nakletmekle sen bazılarının kinini bazılarına miras bırakmış olursun. >
Sevgili Peygamberimizin her hali haktır. Kızgınlığı anında söylemiş bulunduğu her söz haktır. ümmeti için delildir. O’ dan (sallAllahualeyhivesellem) hiç bir boş söz ve davranış sadır olmaz. yasakladığı herşey haram, serbest bıraktığı her şey helaldir.çünkü Efendimiz ( sallAllahualeyhivesellem) kendiliğinden bir şey yapmaz ve kendiliğinden bir şey konuşmaz. Lütfen yazılara biraz daha dikkat edelim. Evet Efendimiz ( sallAllahualeyhivesellem) bir insandı ama bizim gibi değil. yakut taşı da bir taş çakıl taşıda bir taşı da hiç birbiriyle kıyas olurmu. Taşlar az veya çok kıyas olurda Efendimiz ( sallAllahualeyhivesellem) ile kainatta hiç bir şey kıyas olamaz.
mustafa islamoğlu hadisler, mustafa islamoğlu hadis, mustafa islamoğlu hadis dersleri