Zit Tavl Ne Demektir? Hakkında Ansiklopedik Bilgi
Nursedaa
Zi’t-Tavl Kavramı Nedir? Hakkında Bilgi
Allah (c.c.), Zi’t-Tavl’dir. Yani, geniş ihsanlar ve sonsuz zenginlikler sâhibidir. İkrâmı ve ihsânı bütün zamanlarda, bütün mahlukâtına şâmildir. Cenab-ı Allah’ın lütfu bol, feyzi geniş, bereketi hadsiz, ikramı hesapsız ve nîmetleri sayısızdır. Zi’t-Tavl ism-i şerîfi Kur’ân’da zikrolunur. Cenab-ı Hak şöyle buyurur:
O günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, cezâsı şiddetli olan ve Zi’t-Tavl olandır (lütfu bol olan). Ondan başka İlâh yoktur. Dönüş Onadır. 1
Bedîüzzaman’a göre, başta insan olmak üzere, bütün hayvanlar için gayp perdesinden muntazaman gelen rızıklar, Allah’ın merhametinin cemâlini gösterir. Bütün yavruların, başları üstünde annelerinin sînelerine asılmış bulunan tatlı, sâfî ve kevser ırmağı gibi akan süt ile mu’cizâne biçimde doyurulmalarını gören, Allah’ın merhametinin sevimli cemâlini görür.
Yeryüzü sofrasında misafirlerine hazırlanan hadsiz gıdaların ve yiyeceklerin ayrı ayrı güzel kokularına, muhtelif süslü renklerine, çeşit çeşit hoş tatlarına ve her zîhayatın zevk ve lezzetine yardım eden cihazlarına ve duygularına dikkat eden, Kerîm-i Mutlak ve Rahmân-ı Rahîm olan Cenab-ı Hakkın ikram ve kerîmiyetinin gayet şirin cemâlini ve gayet tatlı güzelliğini müşâhede eder.2
Hamd ve senânın, medih ve minnetin Cenab-ı Hakka lâyık ve Ona mahsus olduğunu beyan eden Bedîüzzaman, nîmetlerin, bereketlerin ve lezzetlerin Allah’ın dâimî hazinesinden çıktığını kaydeder.
Bediüzzaman’a göre insan, nîmetlerin tükenmesinden hüzün çekmemeli, ıztıraba düşmemeli, lezzetin yok olacağını düşünüp elem duymamalı, feryat etmemeli, ağlayıp sızlamamalıdır. Zîrâ, rahmet hazinesi tükenmemekte; nîmet, lezzet ve bereket sonsuz bir rahmetin meyvesi olarak ikram edilmektedir. Ağacı bâkî olduğundan, meyve gitse de, yerine gelen vardır.
Bedîüzzaman’a göre insan, nîmetin lezzeti içinde, o lezzetten yüz derece daha ziyâde lezzetli Cenab-ı Hakkın rahmetinin iltifâtını düşünse; o nimetten aldığı lezzet yüz derece daha artabilir.
Bir padişahın hediyesi olan bir elma lezzeti içinde nasıl ki, bin elma lezzetinden fazla bir şâhâne iltifat lezzeti var ve herkesçe hissedilmekte ise; Allah’ın nîmetleri üstünde söylenen hamd ve şükür ile, yani nîmetten nîmeti vereni hissetmek ve tanımakla, yani Allah’ın rahmetinin iltifâtını, şefkatinin teveccühünü ve nîmetlendirmesinin güzelliğini ve devâmını düşünmek sûretiyle de; nîmetten binler derece daha leziz, daha geniş ve daha yüksek mânevî bir lezzet kapısı insana açılmaktadır.3
(Risale-i Nur’da Esma-i Hüsna)
Dipnotlar:
1- Mü’min Sûresi: 3
2- Şuâlar, s. 72
3- Mektubat, s. 220
Nâzır
Allah (c.c.), Nâzır’dır. Yani kullarının her işini, her fiilini, her hâlini, her tarzda, her an, her yerde gören, gözeten, gözetleyen, işlerine bakan ve denetleyendir. O bütün kâinatı ve her şeyi bir anda görür ve gözetir. Hiçbir şey ve hiçbir kimse Onun görmesinden ve nezâretinden kaçamaz, hâriçte kalamaz. Onun mutlak nezâretini hiçbir şey engelleyemez, görüşüne hiç kimse müdâhale edemez. Bütün kâinat, en büyükten en küçüğe kadar, her an Allah’ın nezâreti ve murâkabesi altındadır.
Hazret-i Ali’nin (r.a.) Peygamber Efendimizden (a.s.m.) rivâyet ettiği Nâzır ismi,1 Kur’ân’da fiil biçimiyle gelmiştir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: Sonra onların ardından, amellerinize nezâret edelim (bakalım) diye sizi yeryüzünde halîfeler kıldık. 2
Bedîüzzaman’a göre, maddeden sonsuz derece uzak; kayıtla sınırlandırılmaktan, karanlıklardan ve noksanlıklardan yüce; bütün nûrlar ve bütün nûrâniyât Onun kutsî isimlerinin nûrlarının bir gölgesi; bütün vücut, bütün hayat, bütün ruhlar âlemi ve bütün mîsal âlemi yarı şeffaf, cemâlinin aynası; sıfatları her şeyi ihâta etmiş; isimleri bütün kâinatı kuşatmış olan Cenâb-ı Allah’ın küllî irâdesi, sınırsız kudreti ve sonsuz ilmi ile sıfatlarının tasarrufundan ve fiillerinin şümûlünden hiçbir şey saklanamaz, hiçbir şey gizlenemez. Ona hiçbir iş ağır gelmez, hiçbir fert uzak olmaz, hiçbir şahsiyet külliyet kazanmadan Ona yaklaşamaz.3 Cenâb-ı Hak ilim ve kudretiyle her şeye nihâyetsiz yakın, hâzır ve nâzırdır. Küçük büyük hiçbir şey, kudret dâiresinden hârice çıkmaz, kibriyâsı ve büyüklüğü her şeyi ihâta etmiştir.4
Cenâb-ı Hakkın, Hakîm-i Mutlak, hâzır ve nâzır olduğu için, hiçbir duâyı cevapsız bırakmadığını ve her duâyı hikmetine göre kabul buyurduğunu beyan eden Bedîüzzaman, Allah Teâlânın, yalnız ve kimsesiz varlıkların vahşet ve kimsesizlik dehşetini, huzuruyla ve cevâbıyla ünsiyete ve huzura çevirdiğini, fakat insanın işgüzarca tahakkümüyle değil, terbiye edici hikmeti gereği insana, duâsının hemen ardından ya istediği aynı şeyi, ya da daha evlâsını verdiğini kaydeder.5 Bediüzzamn Saîd Nursî’ye göre, şehâdet ve gayp âlemleri olmak üzere, bütün kâinat her an, tek bir sayfa gibi Allah’ın nazarındadır ve huzurundadır.6 Îmânın altı rüknü, gayp ve şehâdet olmak üzere bütün âlemleri kuşatmaktadır.7 Her şeyi ihâta eden sonsuz bir ilme istinat eden Kur’ân, bütün eşyayı birden gören, ezel ve ebet ortasında bütün hakikatleri bir anda müşâhede eden Allah Teâlânın kelâmıdır.8
(Risâle-i Nur’da Esma-i Hüsna)
Dipnotlar:
1- Mecmuatü’l-Ahzab, 2: 242
2- Yunus Sûresi: 14
3- Sözler, s. 179
4- A.g.e., s. 153
5- A.g.e., s. 287
6- Şualar, s. 527
7- Sözler, s. 401
8- A.g.e., s. 401
yeniasya
Cevap: Esma-i Hüsna
Nursedaa
Müyessir
Allah (c.c.), Müyessir’dir. Yani, kullarına işleri kolaylaştırır. Emirlerinin uygulanmasını müyesser kılar. Dîninin yaşanmasında kolaylıklar sağlar. Mahlukâtı için hayatı kolaylaştırır. Hayatın dayanılmaz dertlerine karşı sabır ve esenlik lütfeder. Peygamber Efendimizin (a.s.m.) haber verdiği Müyessir ismi, Kur’ân’da fiil türevleriyle mevcuttur.1
Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: "Biz Kur’ân’ı zikir için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu?”2 Bir diğer âyette Cenab-ı Hak, "Öğüt alırlar diye Kur’ân’ı senin dilinde kolaylaştırdık.”3 Başka bir âyette, "En kolay olanı sana kolaylaştırırız,”4 diğer bir âyette, "En kolay olanı kolaylaştıracağız,”5 bir başka âyette ise, "En zor olanı kolaylaştıracağız”6 buyurur.
Allah Resûlünün (a.s.m.), "Din kolaylıktır”7 hadisinin de beyanıyla dinde zorluk olmadığını belirten8 Bedîüzzaman, tevhid inancında mutlak kolaylık, şirkte ve dalâlette büyük müşkülât ve zorluk bulunduğunu kaydeder.9 Bediüzzaman Saîd Nursî’ye göre, varlıkların îcadı ve yaratılması Sâni-i Hakîkîye verilse kâinat bir ağaç gibi, ağaç bir çekirdek gibi, Cennet bir bahar gibi ve bahar bir çiçek gibi kolayca meydana gelir.10
Bedîüzzaman’a göre, hayatta görünen sonsuz kolaylığı ve ucuzluğu vahdete, yani Yaratıcının bir olmasına borçluyuz.11 Aksi takdirde vahdetten kesrete gidilse idi, yani bu kâinata bir Allah yerine çok eller karışmış olsa idi, bu görünen kolaylık ve ucuzluk olmayacaktı; düzen esastan bozulacaktı.
Nasıl ki, vahdet sırrı ile hayat maddeleri bir kökten, bir merkezden ve bir kanun ile verilen bir ağaç, hayatını kolaylıkla sürdürmekte, rahatlıkla binler meyve vermekte, idâresi ve teşkilâtı bir meyve kadar kolay olmaktadır. Eğer, her bir meyveye lâzım olan hayatî maddeler başka yerlerden ve başka kaynaklardan verilse idi, her bir meyve bir ağaç kadar müşkülâtlı olacak, bir tek çekirdek bir ağaç kadar zor olacaktı. İşte, bir Allah’ın kudretiyle sayısız varlıkların vücuda gelmesi, şirkte ve çok elde tek bir şeyin vücuda gelmesinden çok daha kolay bulunmaktadır.12 Görüldüğü gibi, küfür ve dalâlet yolu akıl ve mantık bakımından da oldukça zor ve müşkülâtlı; îmân, ubûdiyet ve hidâyet yolu ise gayet kolay ve şüphe götürmez derecede açıktır.13
(Risâle-i Nur’da Esma-i Hüsna)
Dipnotlar:
1- Mecmuatü’l-Ahzab, 2: 238
2- Kamer Sûresi: 17, 22, 32, 40
3- Duhan Sûresi: 28
4- A’lâ Sûresi: 8
5- Leyl Sûresi: 7
6- A.g.s., 10
7- Keşfü’l-Hafâ, c. 1, s. 414
8- Sözler, s. 250
9- Lem’alar, s. 252
10- A.g.e., s. 251
11- A.g.e., s. 251-252
12- A.g.e., s. 252; Mektubat, s. 238
13- Lem’alar, s. 82
yeniasya.com.tr
Cevap: Zit Tavl Ne Demektir? Hakkında Ansiklopedik Bilgi
Muhammed
Zit tavl: "Sonsuz hazinelerin sahibi, lütfu ve ihsanı sonsuz" gibi manalara gelen Allah’ın güzel isimlerindedir.
zittavl ne demek, zıt tavl, zit tavl Esmasının fazileti