Verilen Emeklerin Karşılığını Alamamak

Verilen Emeklerin Karşılığını Alamamak

Vasat
Verilen tüm emeklerin karşılığı alınır mı, yoruldum artık. Mesleki olarak istediğim yerde değilim ve hakkettiğimi düşünüyorum. Sanki bir koşu bandındayım. Hızlı koşsam da yavaş koşsam da aynı yerdeyim. Her gün ağlıyorum. Zorluklarla okudum ve yine de olmadı. Söyleyin daha ne yapayım. Isyan etmek istemiyorum artık. İyi bir insan olup başkalarına ve kendime yardım etmek istiyorum.


Yorum: Verilen Emeklerin Karşılığını Alamamak

misafir1
Allah avc yarattıklarının ihtiyaçlarını karşılamayı üzerine almışdır, bizim düştüğümüz hata işlerimizin beklediğimiz ve istediğimiz gibi sonuçlanmasını beklemekdir. işlerin akıllarındaki gibi sonuçlanmasını isteyenler, hem çatlarlar hem çatlatırlar. herkesin ümitleri var, ben insanın kendisini düzeltmeden işlerini yoluna koymasının, kendisi için mükafat olmadığını düşünüyorum. bakmayın herkesin fişi bir yerde çekiliyor ve insan kendisiyle hesaplaşmak durumunda kalıyor, bunu yapmayanlarda insanlara eziyet oluyor. yoksa ortada karamsar bir tabloda yok, öyle hesaplaşılacak bir şeyde yok tutturup gitmemek gerekiyor. umduklarınıza nail olmamanız için de bir sebeb yok, inşaAllah umduklarınıza ve daha nice hayırlara kavuşursunuz. genel olarakda şükür etmeyenler helak olurlar.


Yorum: Verilen Emeklerin Karşılığını Alamamak

Vasat
Ben görmedim fişi çekileni ben hep kendimi bildim bileli çalıştım. Bana eziyet edenlerin hayatları gayet güzel. Böyle olunca da demek ki ben iyi insan değilim diyorum. Verdiğim emeğe karşı istediğimin olmaması mümkün değil. Yoruldum ben isyan etmek istemiyorum. Paran yoksa statün yoksa güzelliğin yoksa bu dünyada bir hiçsin. Bir de bunların üstüne yaptığım dualar kabul olmayınca demek ki ben hiçbir şey hakketmemişim diyorum. Küçüklüğümden beri farklı farklı alanlarda acı çekiyorum. Yoruldum yoruldum zihnimi toplayıp bir karar alıp onu uygulayamıyorum.

Ben çok çalıştım ama ve artık çalışacak gücüm de kalmadı… Napcam artık farklı düşünemiyorum. Ben çalıştıkça olmuyo olmuyo

Ben emeklerimin karşılığını almadım şimdiye kadar, ne zorluklarla okudum, neyi tuttuysam elimde kaldı, insanlar bir türlü sevmedi, fiziksel özelliklerim yüzünden dalga geçtiler mesleğimle dalga geçtiler aldığım parayla dalga geçtiler. Ama b3n insanları kırmamak için elimden geleni yapıyorum. O kadar çok emek verdim ki olmaması mümkün değildi şimdi de çalışacak gücüm kalmadı artık. Ama benimle dalga geçen insanlar da güllük gülistanlık hayatlarına devam ediyor. Bu da benim imanımı bitiriyor….. sorunlarım t2k boyutlu değil….

Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, yönümü belirleyemiyorum, sanki dualarıma hiçbir karşılık almıyor gibiyim, peygamberlere saygısızlık olmasın ama onların gibi zorluklar var hayatımda ve ben onlar kadar imanlı değilim çok yoruldum geleceğim için bir şey yapayım diyorum çektiklerim yüzünden bir türlü kendimi toparlayamıyorum. Napcam kendimi kaybetmek istemiyorum….


Yorum: Verilen Emeklerin Karşılığını Alamamak

misafir1
güzel kardeşim kimin 24 saat hayatını, kalbindekileri, aklındakileri biliyorsun, ömrünün nihayetini görüyorsun, sonrasında vereceği hesabını gördün de; ben fişi çekilen görmedim diyorsun. insanlar kıskıvrak farkettirmeden ansızın yakalanıverirler ki; hatalarını sevsinler, farkına varmadan küstah ukala tutturup gitsinler. bu kadar aşikar olsa kim sapar. kendinden başka kimin ne derdini biliyorsun. bir kere sana dokunan sözde eksiklerin eğer seninde ölçülerin olmamış olsaydı, canını sıkmazdı. sözüm ona herhangi bir eksikliğin gözünde büyüyorsa, senin de değer ölçün seninle dalga geçenlerin ki gibi o olduğu içindir. ben parası olmadığı için dalga geçilen birisi görmedim hayatımda. temiz nezih onurlu ve güzel bir hayat sürmek için, paraya da güzelliğe de ihtiyaç yokdur; küfre düşüren fakirlik ve muhtaçlık müstesna. bunlarsız eksiksen, bunlar senin de az veya çok değer ölçülerindir. tamam üzülebilir sıkılabilirsin de bu kadar yıkılacak bir şey yok ortada. kim seninle ne diye dalga geçebilir, dalga geçse ne yazar, böyle kimselerin arkadaşlığını mı veya güzel sözlerini mi tercih ederdin. kurtulduğuna dua edecekken, seviyesiz hareketlerine canını sıkıyorsun. ekmeğine işine gücüne kendine bak, karnını doyurmayacak işlere canını sıkma. ilişkilerinde kazandıklarında kazanamadıklarında sahici olsunlar. o zaman anlamlı ve tatlı olurlar. öteki türlü güzelliğinden veya kazandığından da bir hayır bekleme zaten.

neden şükretmeyen helak olur diyorum, israiloğulları mısırdan çıkdıkdan sonra çölün ortasındalarken, musa as onlara şükür üzerine bir hutbe vermişdi. kalkıpda çölün ortasında evsiz yurtsuz kaldıklarına şükredecek halleri yokdu. musa as onlara firavunun zulmünden kurtulmalarını ve Allah avc nin üzerindeki nice nimetleri hatırlamalarını söyledi. sonrasında zaten gökden helva yağdı pınarlar fışkırdı ancak şükretmeyen daralır, sıkışır, yapdığı işler eline yüzüne bulaşır ve devamlı sağdan soldan bir bu eksikdi dediği dertler çıkar. insan hemen her yükü yüklenebilir ancak insanın belini büken sağdan soldan çıkan bir bu eksikdi dediği dertlerdir. şükretmek ise insanı genişletir. bardağın boş tarafına takılıp kalıp fayda vermeyen bir girdaba gireceğine, bardağın dolu tarafına bakıp benim bir derdim yok o kadar da mesele değil demesine, genişlemesine neden olur. yine ne istiyorsan onu kovala ama kovaladığının esiri olma. esiri olacaksan zaten ondan bir fayda da göremezsin. esiri olacağı için bunlardan mahrum kalmak insana mükafat bile olabilir.

genç birisi olabilirsin, heveslerinde olabilir, benim de var yok demiyorum, ahkam kesmiyorum, durumum iyi veya kötü de demiyorum ama ben hayatıma bundan böyle zengin birisini sokmayı istemiyorum. neden mutlu olduklarını kendileri de bilmezler, ne yapsalar mutlu olmazlar, hayır bir şey konuşursun bin tane delil getirirler, milyonunu batırsalar seni suçlarlar. garib öyle mi, nereye gitsen ne yapsan mutlu olur, 100 lira versen yüz tane dua eder, hayır konuşsan yapar. keza güzellikle veya insanlarla yarışarak öne geçen insanları da, güven ve ehliyet suistimalcileri olarak görüyorum. bulundukları makamları veya insanların güvenlerini arkadaşlıklarını suistimal ederler. suçda insanın en başından beri kendisindedir, haketmeyen insanlara haketmeyen yüzler payeler vermişdir. insanı ölçen imanıdır şahsiyetidir ahlakıdır ilmidir. bunların dışında değer ölçüleri olanlar yollarını kaybederler. işin aslı insanların helak oluşlarını bir sigara yakar keyifle de izlerim. havalara mı girmişler, biliyorum deyip küstahlık mı yapmışlar, ömürlerini hangi dünya vadisinde neyin peşinde geçirmişler çok da umursamam. arada çıkıp edebiyat yapıp dert yanarlarsa da hiç dinlemem, sen git günahını başkasına çıkar vicdanını başkasına rahatlat derim. hayatta her şey daha ne kadar açık olabilir ki. gel gör ki benimde herkes kadar yanlışlarım var ve ben de hayırlara muhtacım. kendimde fazla bir hayır da görmüyorum. Allah korusun kimbilir ben ne belalar musibetler hakediyorum. hatta kimbilir deyip salağa yatmanın da alemi yok, ben biliyorum neler hakettiğimi de, ne diyeyim Allah ıslah etsin bizleri. Allah avc hidayet verir, bağışlamayı sever, hayat verir, cömerttir, kerimdir.

seninle mesleğinle kim dalga geçebilir, bu kadar ucuz insanlar senin canını nasıl sıkabilir, harbiden böyle insanların arkadaşlıklarını mı bunlarla iyi geçinip hayatlarında olmalarını mı isterdin. şu güzel vakitlerini böyle kimselerin canını sıkabilmelerine mi harcıyorsun. bunlan senin hayata bakışını değiştirebilecek, canını mı sıkabilecek. git çalış para kazan, birini sev evlen.ölçülerin düzgün olursa sahici olur. geçen kızın biri yazmış çok çirkinim diyor, sevdiği biri varmış bunu istemeye gelecekmiş çok çirkinim diye reddetmiş. millet çirkin falan değil mal. sevdiği oğlan istemeye gelmiş evlenmek istemiş daha ne istiyorsun. insan kendi kendine yaşar gider, hiçbir şeyi de takmaz umursamaz ama insanların söylediklerinin esiri olursa hayata da böyle bakar hayatı da böyle anlamlandırırsa, kabahat kendinde olur. hiç bir insan çirkin olur mu. bakma bende kimseye kızmıyorum, bende dert yanıyorum.


Vasat
Cevap yazdığınız için sağolun ben de bazen yazdiklariniz gibi düşünüyorum ama insan bazen de dayanamıyor.


misafir1
insan tabi ki kırıcı tavırlardan hoşnut olmaz ancak övücü tavırlar insana daha çok zarar verebilir. kemalde noksan imiş, incinen incitenden denmiş. incinenin de illaki bir eksikliği vardır aksi takdirde böyle tavırlara incinmemesi gerekir. insanı, kalbinde yer tutan incitir. benimde heveslerim var tabi, bende böyle şeylere az veya çok itibar ediyor olabilirim ancak benim için para ve benzeri şeyler, insanları değerlendirme kriteri olmaz. eğer böyle olursa bu kendime zulüm olur. birilerini kendimden küçük görmem, çok daha fazla insanı kendimden büyük göreceğim ve bunlara imreneceğim, kendimi de bunlara göre şekillendireceğim anlamına gelir. bir insanı mersedes arabasıyla değerlendirmek, ucuzlukdur. üç kuruşluk değilde otuz veya üçyüz kuruşluk insan olma meselesidir ancak sonuçda yine ucuzlukdur. tabi insan bunlara dikkat ederken çevresine de dikkat etmelidir. çevresindeki insanlar böyle şeylere itibar ettikleri zaman, böyle bir isteği olmamasına rağmen, insanın kendisi de ister istemez bunlara itibar edebilecekdir. insanın çevresindekilerin de tüm dünyaları, günahlar masiyetler karşı cinsler veya dünya malına köle olmak olursa insanın kendiside bundan etkilenecekdir. bu söylediklerim bunlardan güzel temiz ve faydalı olanlarının da kovalanmayacağı anlamına gelmez ama insan bunların veya diğer insanların esiri olduğu zaman; sadece kendine kastediyor, kendine zulmediyor. dediğim gibi insan güzel zamanlarını, insanların söylediklerinin kalblerinde yer tutmasına, bunların canını sıkmasına izin vererek geçiriyor ve hayata da böyle bakıp böyle anlamlandırıyor. ve şunu iyi bilin, insanı güzel ahlak kadar hiçbir şey cezbetmez hiçbir şey çekmez ve devir kötüleştikce çevre bozuldukca, güzel ahlak aslında daha çok para eder. ancak bunun içinde iyilik güzellik olsun veya karşılığı da iyilik güzellik olsun, hep beraber mutlu olalım gibi şeyler düşünmemek gerekir. bunun için insanın hayatını yaradılış gayesi etrafında şekillendirip, bu güzel ahlakların da insanın mayası haline gelmesi gerekir. böylelikle insan hem kendisini hem çevresini süsleyebilir. bakmayın insanlar da zamanla, filancanın parası batsın güzelliği batsın; şu diğeri safi güzellik safi temizlikdi, problem çıkarmaz dert çıkarmaz, derdini paylaşır derdini çözer, o neredeki derler. yoksa bir artniyeti olmasa bile insan iyilik güzellik olsun diye bazı şeyleri yapıp, istemediği sonuçlarla çetrefile düştüğü zaman; insanın kendisi de dert olabiliyor. bu güzel ahlaklarda öyle boş muhabbetler değildir direk insanın dünyasını ve ahiretini güzelleştiren şeylerdir. bakma, herkes şahsiyete ve güzel ahlaka tavdır.


Vasat
Benim kriterlerim öyle çok yüksek değil ben emeğimin peşindeyim iyi bir şeyle karşılaştığım zaman kendimden daha kötülere bakıyorum bak sen sefa içindesin onlar soğukta onlar aç sen mi cenneti hakkediyorsun onlar mı diyorum. O kadar çok emek verdim ki bırak fazlasını karşılığını alsam yeter bana. her şeyimi etkiliyor bu sorun insanlara yardım edemiyorum ibadetlerim yarım yamalak kendimi hep geleceğimi düşünürken buluyorum. Hayat tarzım 20 li yaşlardan itibaren değişmeye başladı hoş ben kendimi iyiye yöneldim zannettim ama etrafımdaki insan sayısı azaldı nasıl bir tezatlıksa. Mesleğimi elime alıp insanlara yardım etmek onları dinlemek kendimi geliştirmek ibadetlerim istiyorum güzel güzel yapmak istiyorum. Bilmiyorum her şey fevkalede olsaydı da hayat güzel olmazdı. Bakmayın dert yandığıma mücadelesiz hayat benim için bir hiç. Ekmek elden su gölden hayatı herkes yaşar. Bilmiyorum nasıl toparlayacağım bunları yazıyorum ama…..


Vasat
Çok parada çok lükste gözüm yok. Zaman daralıyor artık ahir zamandayız. Benim için bir şeylerin çok ya da az olmasının önemi yok bereket dedikleri bir kelime var ki tüm maddelere bedel. Bazen olur aldığım ayakkabıyı senelerce giyerim bazen olur ki iki üç günde yırtılır. Para da öyle milyarlar kazanırsın ama hiç bir şeye yetmez üç kuruş kazanırsın her şeyine yeter. Gözüm fazla da değil. Yoruldum artık her gün ders çalışıyorum her gün her gün. Güneşin doğuşunu batışını izleyemedikten bir kaç kuşa köpeğe yem veremedikten sonra bu dünya neye yarar. Hayatım her gün kitapların arasında geçiyor. Farklı bir pencereden bakmak istiyorum.


misafir1
birazda insanın neyin mücadelesini verdiğini gözden geçirmesi gerekebiliyor. kulluk, basittir açıkdır kolaydır. hem çevremizdeki yanlışlar hem de bizim kendimizi bunlara karşın yanlış konumlandırmamız, ortaya bir karmaşa çıkarabilmektedir. kimsin necisin neyin peşindesin, neleri sever neleri çirkin bulursun, neler yaparsın neleri yapmazsın gibi bir kaç kelimelik basit sorulardır. bundan gayrısı insanın oyalandığı hikayelerdir veya kendisine uydurduğu mazeretlerdir ve bir karmaşa halidir. verilen emekler inşaAllah karşılıklarını bulacakdır, bunların sizin ihtiyaçlarınıza karşılık gelip gelmediğini veya meseleleri çözmeye yarayıp yaramadığını gözden geçirebilirsiniz. açıkcası sizi tanımıyorum zaten bende kendimce bir şeyler yazıyorum. bir şeyleri zorluyorsanız bunlara bakın, bir tarafdan da hayırlı bir çaba gösteriyorsanız bu hususda da sabırlı olun. sonuçda öğrendikleriniz kendinize, bunları işinize yarayacaklara ve ileride faydasını göreceklerinize yönlendirebilirsiniz ve faydalarını somut olarak görebilirsiniz. insani ilişkilerde veya olaylarda da bazen insanlar kendi kendilerine problem çıkarıyorlar, sonra da onu çözmeye emek veriyorlar. ben susan kurtulur derken, problemin müsebbibleri problemde dahli olmayanları emek vermemekle suçlayabiliyorlar. yani problem çıkarıcı yıpratıcı suçlayıcı ve yorucu olmamak gerekiyor. sükunetle yapıcı ve meseleleri çözücü olmak insanın lehine oluyor. benim dünyadan anladığım, kötü insanlar iyi insanları göz göre göre kulanıyorlar. insanın kendini bu oyunun dışında tutması, hem yalanla dolanla oyalanmamasına yapacağı işler varsa onlara odaklanmasına hem de hayattan alacağı zevkleri ihmal etmemesine gönlünü de dilediği gibi olduğu kadar eğleyebilmesine yarayabiliyor. para gönül eğlemez zaten gönlün kendi muradları olur. bir tarafdan şahsiyetini ortaya koymak da biraz yalnızlık getirebiliyor. insanın tercihlerde bulunmasının, bazı şeyleri yapmasının veya bazı şeyleri terketmesinin bedelleri olabiliyor. ben her yola gelen insanın pek bir kutsalı olacağını da sanmıyorum. kemal arayışı olan bir insanın, helal ve haramı açık bir şekilde ayıran insanın; rastgele yaşayan insanların arasında ne işi var ki ancak insan kendisini koruyabildiği sürece kimseden de şikayetci olmayacakdır. biraz da kendimizi koruyamıyoruz yoksa uyumlu ve kolay olmak güzeldir. bunun için insanlarla çeşitli ilişkiler kurabilecek olsakda, gönlümüzde müslümanlarla beraber olmak aklı başında insanlarla beraber olmak da fayda vardır. bunun için, insanlara ne zaman karışacağını ve ne zaman ayrılacağını doğru tayin etmek gerekiyor. insanlara karışacağın zaman karışmazsan, insanlardan ayrılacağın zaman ayrılmazsan sıkıntı olabiliyor. tabi neyin mücadelesini veriyorsun sözümü de yanlış anlama. türkiyede pek anlaşılamamış birisi vardır ancak türkiyenin yetiştirdiği ender kimselerdendir, ali fuad başgil. cihan harbinden döner, şartlar zordur ve yarıda kalmış eğitimini tamamlamakla, iş hayatına atılmak arasında kararsız kalır. hocası kendisine şöyle söyler, insan ihtiyarlığına kadar ömrünün her çağında iş hayatına atılabilir ve az çok muvaffak olur fakat okuyup öğrenmenin muayyen bir çağı vardır ve sen bugün bu çağdasın, bu çağı geçirince bir daha geri dönemezsin ve kabiliyetini heder etmiş olursun, okuyup öğren de sonra istersen tüccar ol, bunda bir zararın olmaz der. yani neyin mücadelesini veriyorsun sözümü de yanlış anlama, ölç biç önlerinizin açılabileceği gençlik çağlarındasınız. şartlarına ihtiyaçlarına yönelik ne varsa güzellikle yılmadan azimle yapmaya bak. ders çalışırken kuşa köpeğe yem veremiyorsan, çalışırken evlendikden sonra da veremezsin. Allah avc de yarattıklarının ihtiyaçlarını karşılamayı üzerine almıştır, beklediğin veya istediğin gibi olmayabilir ancak ihtiyaçların karşılanacakdır sen azmini kaybetme. zaten insan sadece kendi derdini düşünürse derdi dünyalar kadar olur, şöyle bir kaç kişinin derdine baksan dertlerin gözünde büyümezler. seninde pek bir yanlışın bozuk bir anlayışın gözükmüyor, belki içini dökme ihtiyacı hissetmişindir zaten daha önce bahsettiğim gibi insanların sevimsiz tavırlarına ve davranışlarına canını sıkmanın ve hayatı böyle anlamlandırmanın kendine vermiş olacağın bir ceza olduğunun da farkındasındır. bunun içinde önce kendi değerinin farkında olman gerekir. şöyle yazdıklarıma göz atarken gözüme çarpdı, hem maişetini sağlamak hem ders çalışmak ne kadar onurlu bir şey, sen insanların tavırlarına mı canını sıkıyorsun. inan biraz yaşın geçince, insan bunlara adam gözüyle bakıyor, sadece maddi kriterlerle ölçmüyorum hayatta da bunlar başarılı oluyorlar. neyse, Allah güzellikler ve kolaylıklar versin. sağlık afiyetinizi daim etsin

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();