Yunus emre divanları
Abdussamet
””””””’ YUNUS EMRE ( K . S ) DİVANINDAN ””””””’
Benim ol aşk bahrisi denizler hayran bana
Derya benim katremdir zerreler umman bana
Kaf dağı zerrem değil ay u güneş bana kul
Aslım Hak’dır şekk değil mürşiddir Kur’an bana
Çün dosta gider yolum mülk-i ezeldir ilim
Hak’dan söyler bu dilim ne kul ne sultan bana
Yok idi bu barigah var idi ol Padişah
Ah bu aşk elinden ah derd oldu derman bana
Adem yaratılmadan can kalıba girmeden
Şeytan la’net olmadan Arş idi sayvan bana
Diledi göre yüzün işide kendi sözün
Nazar kıldı bir kezin onda can verdi bana
Yaratıldı Mustafa yüzü nur gönlü safa
Ol kıldı Hakk’a vefa ondandır ihsan bana
Doğdu ol din metası ondan oldu kamusu
Adem Halil ü Musa hücced ü bürhan bana
Aşık dilin bilmeyen ya delidir ya dehri
Ben kuş dilin bilirim söyler Süleyman bana
Yunus Emre‘m bu yolda eksikliğin bildirir
Mest oluban çağırır dervişlik bühtan bana
Barigah = Yüksek divan
Bühtan = İftira , yalan
Bürhan = Delil , tanık
Hücced = Delil
Sayvan = Gölgelik
Cevap: yunus emre divanları
Abdussamet
Bu dünyaya gönül veren sonucu pişman olusar
Dünya benim dedikleri hep ona düşman olusar
Ey dostunu düşmanını tutan gaybet yalan söz söyleme
Bunda gammazlık eyleyen onda yeri dar olusar
Çünkü olusar yeri dar kazançlı kazancı kadar
Müminlere geldi haber aşıklar didar görüser
Maksudumuz didar idi şeyhimiz gerçek er idi
Evvel dahi ol var idi ahir dahi var olusar
Oldur ahir oldur ebed hem dillerde Küfven Ahad
Evliya geçti dünyadan bir sa’at kime kalısar
Altın evliyanın elin doğru varın Hakk’ın yolu
Mani budur belli bilin bildim diyen bilmeyiser
Yunus imdi bildim deme miskinliği elden koma
Kimde miskinlik var ise Hak didarın ol görüser
Ahir = Son,en son
Didar = Yüz,çehre
Ebed = Sonu olmayan
Maksud = İstenen,arzu edilen
Miskin = Yoksul,aciz,zavallı
Yanıt: yunus emre divanları
Abdussamet
Evvel bize vacib budur hoş hulk ile amel gerek
İslam adı okunıcak yoldaşımız iman gerek
İsrafil surun urucak cümle mahluk uyanıcak
Soru hesap sorulucak arap dili lisan gerek
Gök perdelerin açalar iyi yavuzdan seçeler
Ol dem kancaru kaçalar baş kurtarası yer gerek
Çerge kurup oturalar sermayemiz getireler
Ol siyaset meydanında bu tertipleri bil gerek
Çağrışalar ata ana kardaş kardaşdan usana
Yalvaralar ol Sübhan’a niyaz kılası er gerek
Dükelinden bu aşk yakın Yunus hata kılma sakın
Aşk dan sual sorulıcak cevap veresi hal gerek
Dükeli = Hep , herkes
Kancaru = Nereye , ne tarafa
Yavuz = Kötü , fena , yaman , kara yağız
Soru: yunus emre divanları
Abdussamet
Yer gök yaratılmadan Hak bir gevher eyledi
Nazar kıldı gevhere sızırdı dür eyledi
Gevherden buğ çıkardı buğundan gök yarattı
Gök yüzünün bezeğin çok yıldızlar eyledi
Göğe ayttı dön dedi ay gün yürüsün dedi
Suyu mu’allak kodu üstünde yer eyledi
Yer çalkandı durmadı bir dem karar kılmadı
Yüce yüce dağları Hak çöksüler eyledi
Azrail gökten indi bir avuç toprak aldı
Dört ferişte yoğurdu bir peygamber eyledi
Çün can gövdeye erdi aksırdı örü durdu
El götürüp ol demde Hakk’a şükür eyledi
Allah eydür Adem’e çün kim erdin bu deme
Bu dünyada ne dedin dilin neyi söyledi
Yok iken var eyledin toprak iken can verdin
Kudret diliyle andın dilim söyler eyledi
Bu söz Hakk’a hoş geldi kulun Aziz eyledi
Ne geçti ise gönlünden verdi hazır eyledi
Bu söz Yunus‘a kandan kim haber vere candan
Meğer kim ol lutf ıssı ona nazar eyledi.
Çöksü = Baskı , mıh , kazık
Ferişte = Melek
Is = Sahip
Kandan = Nereden
Muallak = Havada duran , asılmış
Sızırmak = Sıdırmak , eritmek
Abdussamet
Sen bu cihan mülkünü kaf dan kaf a tutdun tut
Ya bu alem malını oynayuban uttun tut
Sen Süleyman köşkünde taht kurup oturdun bil
Dev ü periye düp düz hükümler eyledin tut
Sen ferudun haznesin Nüşirevan gencile
Karun malını dahi sen malına kattın tut
Bu dünya bir lokmadır ağızdadır çeynenmiş
Çeynenmişi ne tutmak ha sen onu yuttun tut
Ömrün delim bir oktur yay içinde dop dolu
Dolmuş oka ne durmak ha sen onu attın tut
İş bu cihan mülkünden ansızın ün ederler
Ansızını şimdi bil yeraglanıp gittin tut
Çün denize gark oldun boğazına geldi su
Deli gibi talbınma ey bir çare battın tut
Her hah ki nefes gelir ol kesenden eksilir
Çün kese ortalandı sen onu tükettin tut
İş bu ecel şerbetini elbet tadıdarsın
Tadışına şek yoktur şimdi onu tattın tut
Ahir bir gün ölürsün ölüm vardır bilirsin
Kamulardan ayrılıp varıp sinde yattın tut
Yüz yıllar hoşluğıla ömrün olursa Yunus
Son ucu bir nefestir geç andan da öttün tut
Nuşirevan = Eski İran’da adaletli bir hükümdar
Şek = Şüphe
Sin = Mezar
Ün = Nida , ses
Yerag = Hazırlık , ihtiyaç
Abdussamet
Niceler bu dünyada günahını yuyamaz
Ömrü geçer yok yere ey diriğa duyamaz
Bir nice kişilerin gaflet bağlamış gözün
Hak yoluna der isen bir yufkaya kıyamaz
Bu dünya bir gelindir yeşil kızıl donanmış
Kişi yeni geline bakubanı doyamaz
Ey nice arslanları alır aktarır ölüm
Azrail pençesine bir yolsulca döyemez
Var imdi miskin Yunus üryan olup gir yola
Yüz çokallı gelirse yalıncağı soyamaz
Diriğa = Ne kadar yazık , eyvah
Döymek = Dayanmak , tahammül etmek
Üryan = Çıplak , anadan doğuş hali
Yalınca = Çıplak
Abdussamet
Miskinlikten buldular kimde erlik var ise
Merdivenden ittiler yüksekten bakar ise
Gönül yüksekte gezer dem be dem yoldan azar
Dış yüzüne ol sızar içinde ne var ise
Ak sakallı pir hoca bilmez ki hali nice
Emek yemesin hacca bir gönül yıkar ise
Sağır işitmez sözü gece sanır gündüzü
Kördür münkirin gözü alem münevver ise
Gönül Çalab’ın tahtı gönüle Çalab baktı
İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise
Sen seni ne sanırsan ayruğu da onu san
Dört kitabın manası budur eğer var ise
Bildik gelenler geçmiş konanlar geri göçmüş
Aşk şarabından içmiş kim mana duyar ise
Yunus yoldan ırmasın yüksek yerde durmasın
Sinle sırat görmesin sevdiği didar ise.
Ayruk = Ayrı , başkası
Bedbaht = Talihsiz , bahtı kara
Didar = Yüz , çehre
Irımak = Ayrılmak , uzaklaşmak
Miskinlik = Yoksulluk , acizlik
Münevver = Nurlu , ışıklı , aydınlık
Abdussamet
Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil
Erenler gelip geçtiler dünyayı koyup göçtüler
Havaya ağıp uçtular bunlar hümadır kaz değil
Can odur kim Hakk’a ere ayak odur yola gire
Er oldur alçakta dura yüksekte bakan göz değil
Münkir ile müddei yi sayma buçuğa koyanı
Git ahıra tak bunları her kim ki aşıkbaz değil
Doğru yola gittin ise er eteğin tuttun ise
Bir hayır da ettin ise birine bindir az değil
Yunus bu sözleri çatar sanki yağı bala katar
Halka metaların satar yükü güherdir tuz değil.
Aşıkbaz = Aşk ehli , aşık kişi
Hüma = Uğuruna inanılan bir kuş , devlet kuşu
Güher = Kıymetli taş , inci
Abdussamet
Binde biri bu halkın Rahman yoluna girmez
Gel bir kişi göster kim şeytan yoluna girmez
Uzattı bu halk işi ger erkek ü ger dişi
Müslüman olan kişi isyan yoluna girmez
Hep gaflet ile gafil gafleti nider akıl
Bin söylesen key cahil irfan yoluna girmez
Gönül dolu zulmettir işlediği bid’attır
Bu nicesi ümmettir Kur’an yoluna girmez
Gel sen Yunus iste bul Allah’a yarar bir kul
Kul kaçan ola makbül Sultan yoluna girmez
Bid’at = Dinde sonradan çıkarılan uyduruk şeyler
Gaflet = Gerçekten uzakta olma hali
Ger = Eğer
Key = İyice,pek çok
Abdussamet
Hak cihanda doludur kimsene Hakk’ı bilmez
O’nu sen senden iste O senden ayrı olmaz
Dünyaya inanırsan rızka benimdir dersin
Niçin yalan söylersin çün hiç dediğin olmaz
Ahret yavlak ıraktır doğruluk key yerağdır
Ayrılık sarp firakdır hiç giden geri gelmez
Dünyaya gelen göçer bir bir şerbetin içer
Bu bir köprüdür geçer cahiller onu bilmez
Gelin tanışık edelim işi kolay tutalım
Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz
Yunus sözün anlarsan söz manasın dinlersen
Sana bir amel gerek bunda kimesne kalmaz
Çün = Çünkü , madem ki , ne zaman ki
Firak = Ayrılma , ayrılık
Kimesne = Kimse
Kimsene = Kimse
Abdussamet
İşit ne der horozunuz tanla verilir rüzunuz
Dost dergahına dutgıl yüz tanla seher vaktinde dur
İşit sözümü ey sağır ta terazin gele ağır
Yalvar Çalab’ına çağır tanla seher vaktinde dur
Yatanların yatlı hali hiç nesneye ermez eli
Seher eser rahmet yeli tanla seher vaktinde dur
Kuşlar ile durgıl bile kıl namazı imam ile
Yalvar günahın gel dile tanla seher vaktinde dur
Okuna Kur’an-u Yasin kulak urup dinleyesin
Dağca günahın yuyasın tanla seher vaktinde dur
Okuna Hadis-ü kelam diyeler Aleyhi-s selam
Aşık ısan belli bilem tanla seher vaktinde dur
Helal ola sana Uçmak Uçmak’da huriler kuçmak
Kevser şarabını içmek tanla seher vaktinde dur.
Çalab = Allah
Kuçmak = Kucaklamak
Kevser = Cennette bir ırmak , çokluk , bereket
Tan = Hayret , taaccüb
Uçmak = Cennet
Abdussamet
Anmaz mısın sen şol günü gözün nesne görmez ola
Düşe suretin toprağa dilin haber vermez ola
Çün Azrail’i ne tuta assı kalmaz ana ata
Kimse döymez o heybete halktan medet ermez ola
Gele sana can alıcı dahi can alır kılıcı
Aklını baştan alıcı bir dem aman vermez ola
Evvel gele şol yuyucu ardından su koyucu
İledip kefen sarıcı bunlar halin bilmez ola
Oğlan gider danışmana saladır dosta düşmana
Sonra gerek peşimana sana assı kılmaz ola
Ağaç ata bindireler sinden yana göndereler
Yer altına indireler kimse ayruk görmez ola
Üç güne dek oturalar hep işini bitireler
Ol dem dile getireler ayruk kimse anmaz ola
Yunus miskin bu öğüdü sen sana versen yeğ idi
Bu şimdiki mahlukata öğüt assı kılmaz ola
Ağaç at = Tabut
Assı = Fayda , kazanç , menfaat
Ayruk = Ayrı , başka
Danışman = Bilgin
Döymek = Dayanmak , tahammül etmek
Medet = Yardım , imdat
Peşiman = Pişman olmuş , nadim
Sin = Mezar , kabir
Yeğ = Doğru , yerinde
yunus emre divanları, Yunus emre divanı, yunus emre gerekmez şiiri