Günah Ve Haram İşleyince Mutlu Olamaz Mıyız ?
beratost
Sırf bu yüzden umutsuz bir ruh haline bürünüyorum. Yani haram işlesem hiç mutlu olamaz mıyım ? Dini bir evlilik yapmasam belli bir süre içinde olsam (10 yıl 15 yıl) mutlu olamaz mıyım ? Hadiste sadece dini evlilik yapanlar mutlu olur diyor. Dünya da hiç bir insan dini evlilik yapmasa mutlu olamaz mı ? Veya hiç bir Müslüman. Veya kul hakkı yedi bu dünyada mutlu olamaz mı ? Günahları işleyince mutlu olamamasının sebebi haram işlemesi veya kul hakkı yemesi mi yoksa ALLAH ın ona bu dünyada ceza vermek istemesi mi ?
Diyelim ki bir Müslüman haram işleyerek mutlu olacağını düşündü kafir mi olur ? Ayrıca düşünce bu sonuçta mantıklı gelmediği müddetçe istesek de bence değiştiremeyiz? Yanlış mı biliyorum ?
Yorum: Günah Ve Haram İşleyince Mutlu Olamaz Mıyız ?
misafir4
güzel kardeşim, ben islamın; bize yaradılış maksadımız çerçevesinde şekillenmiş, önümüze gelenlerden çirkin olanlarını elimizin tersiyle itip temiz olanlarını seçdiğimiz ve varış yerine hazırlıklı olarak gidilen bir hayat sunduğunu düşünürüm. bunun aksi de; çirkinlikler içerisinde, önüne ve işine geldiği gibi rastgele ve anlamsız bir yaşam sürülmesi sonucunu doğurmaktadır. sonu da hüsran olmaktadır. insan dünya hayatında da, ahiret hayatında da hakiki faydalara ancak ilk söylediğim gibi ulaşabilir. içkinin, fuhşun ve nicelerinin, dünya hayatına da bir faydası bulunmamaktadır. ve bizim asli konumumuz kul olduğumuzdur, yaradılmış olduğumuzdur. başıboş bırakılmamış olduğumuz ve tekrar Rabbimize döndürüleceğimiz de aşikardır. islam da bize asli konumumuza uygun, olaya vakıf, derli toplu temiz bir hayat sunmaktadır.
hayatta fırtınalar vardır, denizde dalgalar vardır. iman etmek bu fırtınaları dindirmez veya denizi durultmaz. insanın, fırtınaların içinde, dalgaların arasında, emanet içerisinde bir yolculuk sürmesini sağlar. bunu mutlulukla eşitlemek ne kadar doğru olur bilmiyorum veya mutlulukdan ne kastediliyor veya neler yapılıp nasıl bir yolculuk murad ediliyor bunları bilmiyorum ancak insan iman edip bunu kanıksadığı zaman, olaya vakıf oluyor ve hayatında istediği, peşinde koştuğu, kendisini mutlu eden şeylerde değişiyor. kendisine çirkin gelen şeylerde değişiyor. islam insana arzularının peşinden koşmamasını söylemiyor, aksine içinde yaşanılan çevrede insanın neleri arzu etmesi gerektiği insanlara telkin ediliyor. insanlara şunu iste deniyor insanlar onu istiyorlar, insanlara şöyle olmalısın diyorlar, herkes öyle olmaya çalışıyor.
şeytan, insanların önüne, ardını arkasını düşünmeden balıklama atlayacağı teklifler getirir. bunları insanlara süslü gösterir. bu teklifler insana esas maksadını unutturur ve Allah korusun insan bunlara maksadsızca atlayıverir. bu durum marketlerde veya satış tekniklerinde de böyledir. önlere süsledikleri şeyleri, insanların ihtiyaçlarını arkalara koyarlar. ihtiyacını almak isteyenin ihtiyaç duyduğu şeyi bilip arayıp bulup alması gerekir.
belki bir kızı sevdin, ya işte niye böyle ben mutlu olamayacak mıyım diye düşündüm. belki başka türlü görüp duydukların kalbinde ve aklında yer etti. bu durum tabiidir ancak zararsız değildir. önemli olan önünüze gelenlerin ne kadar süslendiği, sizin bunlara ne kadar candan bağlandığınız değildir. önemli olan bunların akıbetidir, ardını arkasını gözetmekdir, göz önünde açık bir şekilde olup bitenler, neyin peşinde olduğunuz ve neyi inşa etmek üzere olduğunuzdur. ve müşahede edilen gerçekler; insanın her önüne atladığı, kendisine her süslü gelene takıldığı takdirde, evinin yolunu bulamadığıdır. erkekle kadın arasındaki tek sağlıklı ilişkinin, yeryüzündeki herkesin bildiği üzere, evlilik olduğudur. bunun aksinin ise kirlenmek ve kirletmek, oyalamak ve oyalanmak, üzmek ve üzülmek olduğudur. evliliğin yolları ise somut ve basit adımlardır. hayaller kurmak, kendini gayrete getirmek, doldurmak değildir. mutluluk balonlarına binip, mutluluk diyarlarında gezmek hiç değildir. insan birisiyle evleneceği zaman ise önemli olan hayatlarını neye göre inşa edecekleri ve düzenleyecekleridir. sitede bazen çocukların, anne baba barıştırmak için sordukları sorulara denk geliyorum. durumları gerçekden içler acısı. aradan vakit geçdiği, insan hayatına ve neticesinde ortada olanlara dönüp baktığı zaman, neler yapdıklarının daha iyi farkına varıyor. ve bir hayat kurulurken, insanların kendilerince belirli ölçüleri göz önünde bulundurmaları gerekir. aksi takdirde anlaşamazlar. dünyada milyar çeşit insan var, her biri de her gün farklı düşünebilmektedir. kiminle neye göre anlaşacaksın. bir başka insanla anlaşabilmek için önemli olan, riayet edilmesi gereken ölçülerdir. bu da herkesin kendi istediğine bağlıdır. ancak ölçüsüz, belirsiz, muğlak, ya işte her şey olur gider filan; hayallerden ve safsatalardan ibarettir. bu meselede karşı karşıya gelinen durum ise insanların kafalarının başka, amaçlarının başka, gidilen yolların başka olması sonucudur.
Mutlu ve haram